Pazar Nisan 28, 2024

Toplumsal Tarihin Öne çıkardığı Komünist Kadınlar

Toplumsal tarihin başlangıcından günümüze kadınlar, toplumsal kurtuluş mücadeleleri içinde her zaman yer almışlardır. Kadınlar, yok sayıldıkları toplumsal süreçlerde dahi, tarihi daha ileriye taşıma mücadelesinin dışında kalmamışlardır. Her süreçte onlar kendi önderlerini de yaratmıştır. Özellikle kapitalizmin gelişmesiyle beraber, sınıflar mücadelesinin en önlerinde kadın hakları ve sosyalizm mücadelesinde yerlerini almasını bilmişlerdir.

Almanya işçi sınıfı kendi içinden çok komünist kadın çıkarmıştır. Bunların en bilinenleri Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg’dur. Daha sayısız Alman komünist kadın, Alman burjuvazisine karşı savaşlarda şehit düşmüşler ya da hapis yatmışlardır. Jenny Marx, Laura Marx, Elanor Marx’ta Almanya’nın yetiştirdiği komünist kadınlardan bazılarıdır.

Bugün ise, bu saydığım komünist kadınların devamcısı olan Gabi Geartner, onlardan kızıl bayrağı devralmıştır. Alman burjuvazisi Rosa Luxemburg’u katlederek devrimi o gün için önledi. Ancak, işçi sınıfının sosyalizm mücadelesini durduramadı. Onun bayrağını her zaman taşıyanlar oldu ve bugünde o bayrağı Gabi Geartner yükseklerde taşımaya devam etmektedir.

 

Fabrika işçiliğinden Komünist Parti Başkanlığına

Gabi Geartner, 37 yıldır MLPD’nin başkanlığını yapan ve partinin kurucu ve teorik önderlerinden Stefan Engel’den görevi 1 Nisan 2017’den itibaren dervaldı.

G. Geartner, MLPD’nin gençlik örgütü REBELL (isyancı) saflarından 1996 yılında parti üyesi olmuş ve 2000 yılından itibarende parti MK üyesi olarak görev yapmaktadır. Gabi Geartener, bir süre iş aletleri teknisyeni olarak fabrikada çalıştı. 2003’ten beri profesyonel devrimci olarak çalışmaktadır.

Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD), X. Parti Kongresi’nde aldığı bir kararla partiyi gençlendirmeye ve gençleştirmeye gitti. Aynı zamanda parti içinde kadınların daha fazla öne çıkarılmasını kararlaştırdı. Uzun zamandır parti içinde kadınlar önemli bir yer teşkil etmesine karşın, son kongrede bunu daha bir görünür kıldı.

Örneğin, X. Kongre’de, delegelerin % 46’sını kadınlar oluşturuyordu. Yine yeni seçilen Merkez Komitesi’nin %44’ü kadın üyelerden oluşuyor. Bu veriler, MLPD’nin kadın aktivistlere daha fazla önem verdiği ve pozitif ayrımcılığı kadınlardan yana kullandığının göstergesi oluyor. X. Kongre’ye katılan delegelerin %77’si işçi kökenliyken, geriye kalanı ise küçük burjuva kökenli emekçilerdi. Bu veriler, MLPD’nin işçi sınıfı partisi olarak işçiler arasında çalışmaya verdiği önemi gösteriyor.

MLPD’nin Almanya’da yaşayan göçmenlere içinde çalışmaya da özel bir önem veriyor. Bu konuda bir çok broşür çıkardı. Parti üyelerinin % 7,5’i Almanya’da yaşayıp Alman olmayan başka uluslara mensuptur.

MLPD disiplinli bir parti ve kendi üyelerinin teorik ve siyasi eğitimine özel bir önem verir. Alman burjuva çalışma disiplini bilinen bir şey olmasına karşın, Alman komünistlerinin disiplini proleter çalışma tarzından ileri geliyor.

Türk ve Kürt komünistlerinin MLPD’den öğrenecekleri bir çok şey var:

Birincisi; proleter disiplin. İkincisi; kadınların öne çıkarılması. Üçüncüsü; üye ve kadroların teorik eğitimini aksatmadan sürdürmek.

MLPD, her üye ve kadrosunu sürekli ve düzenli bir teorik eğitime tabi tutuyor. Üyeler bu eğitimlere katılmakla yükümlüdür. Burada, günlük sorunlardan genel sorunlara kadar tüm konular ele alınırken, üyelerin teorik seviyelerinin yanında kendilerini çok yönlü geliştirmelerinede önem veriliyor. Aynı zamanda, eleştiri özeleştiri sürekli olarak işletiliyor. Küçük burjuva bürokratik çalışma tarzına, küçük burjuva düşünce tarzına ve küçük burjuva sağ ve “sol” oportünist eğlimlere karşı mücadele ediliyor.

MLPD, dünya görüşüne uygun olarak da, diğer ülke komünist-devrimci parti ve örgütleriyle enternasyonal ilişkilere önem vermektedir. Bu amaçla kurulan ICOR (İnternational Coordination of Revolutionary Parties and Organizations –Uluslararası Devrimci Parti ve Örgütler Koordinasyonu ) içinde 39 ülkeden 54 parti ve örgüt yer almaktadır.

ICOR, Kobane’de büyük bir sağlık merkezi kurdu. Gabi Geartner’de Kobane’de sağlık merkezinin yapımında bir işçi olarak yer aldı. Bu, komünistlerin ezilen ulusla enternasyonal dayanışmasının tipik örneğiydi.

Kobane’de kurulan sağlık merkezi, bütünüyle kitlelerden toplanan bağışlardan ve ev ev dolaşılarak iş aletlerinin toplanmasıyla gerçekleştirildi. Sağlık merkezinde çalışanlar ve iş aletleri bin bir zorlukla ve Türk devletinin tüm engellemelerine karşın, Türkiye üzerinden Kobane’ye taşındı.

MLPD, Almanya’da var olan başka uluslardan işçi ve emekçilere ait demokratik örgütlenmelerle de yakın ilişki sürdürmeye çalışmaktadır. 2017 Eylül ayında yapılacak olan parlamento seçimleri için, “Enternasyonal Liste”yle seçimlere girecektir. Bu liste içinde, Almanya’da yaşayan çeşitli ulusal kökenlere sahip işçi ve emekçiler yer almaktadır. ATİF, AGİF, PYD, Filistinliler ve diğer örgütlenmelerden milletvekili adayları vardır. ATİF’in milletvekili adayları ise 2015 Nisan ayında tutuklanan ve halen cezaevinde yatan iki ATİF üyesidir. Bu Almanya tarihinde bir ilktir.

Gabi Geartner’yı zorlu görevler beklemektedir. Emperyalist savaş tehlikesinin arttığı bir süreçte; Alman burjuvazisine karşı işçi sınıfının sosyalist

mücadelesinin geliştirilmesi ve dünya devrimci mücadelesine katkının yanında, daha fazla kadının komünist örgütlenmeler içine çekilmesi ve partinin gençleştirilmesi görevleri onu beklemektedir. 

42963

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse

Yeni Hınzır Paşalara Geçit Yok!

Bir kez daha asimilasyon ve Hınzır paşalar konusunda hem Alevi toplumuna, hem de Alevi örgüt yöneticilerine seslenmeyi, Aleviliğe yönelik asimilasyon operasyonunun bizzat devlet eliyle güçlü bir şekilde devam ettirilmesinden ötürü bir gereklilik olarak hissediyorum.   

Soru(n)dan Çözüme Kadın(lar)

“Selam olsun bizden önce geçene / Selam olsun dosta, hasa, çile çekene / Selam olsun dayanana, düşene / Yüreğim yürektir, bakma gözüm yaşına.”[1]

“Kadınlığın tarihi, dünyanın gördüğü en büyük zorbalığın tarihidir,”[2] der Oscar Wilde. Haklı.

Üniversiteyi Öldürmenin Sekiz Yolu (Ya da Üniversite Piyasaya Nasıl Entegre Olur?)[1]

 “Bilimin sürdürülmesi, / bana özel bir yürekliliği / gerektirir gibi gözüküyor.”[2]

 Sevgili dostlar, sıcak bir Haziran’ın ardından, meydanların ardından yeniden burada, birlikteyiz.

Buraya gelirken arkadaşlar bana Melih Gökçek’in “teröristler kamplara çekildiler, sonbaharda daha büyük bir ayaklanma çıkartacaklar,” mealinde bir şeyler söylediğini aktardılar.

İlk defa Melih Gökçek’le aynı fikirdeyim.

Evet, Haziran 2013 sıcak geçti. Ama emin olun önümüzdeki güz ayları daha da sıcak geçecek.

Neo-Liberal AKP, Kautsky'nin 'Ultra Emperyalizmi' , 'Bariscil Kapitalizm' Ve Bir Ruyanin Sonu

Esas savas ,maddi-maddelesmis enerji evreninin zihnimize yansimasinda yuruyor...Dusunce -felsefe enerjisi biri ikiye boluyor...Tek bir soru tum bir evreni boluyor...
Dusmani yakindan izleyin. Onun akli bizden daha geliskin; yuzyillara dayanan sinifli toplumlar yonetme tecrubesine sahip. Akimlari yok edemeyecegini biliyor. Enerji evreninin sabit bir yuk uzerinde hareket eden bir enerji alanlari catismasi oldugunu biliyor...

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda/ Hasan Aksu

Kadın sorunu yalnızca sınıf sorunu olarak ele alınamaz, görülemez. Kadın sorununda asıl çelişki cinsiyet sorunu olarak görülmelidir.

Kadın ve özgürlük

“Tarihsel değişimi belirleyen kadınların özgürleşme oranıdır. İnsanlığın zorbalığa karşı kazandığı zaferin bulunduğu nokta, kadının erkekle, zayıfın güçlü olanla karşılaştırıldığında ortaya çıkan durumdur. Kadının özgürlük derecesi toplumsal özgürlüğün doğal ölçüsüdür.“ Marx-Engels

İnsanlık, özgürlüğünü kadınların köleleştirilmesiyle yitirdi ve kazanmak istiyorsa yitirdiğini yeniden, onu, ancak ve ancak yitirdiği yerde kazanabilir. 

Maocular ve Bir Maoizm Karikatürü Perinçekgiller

  

TV’ye çıkartmışlar benim gibi kel kafalı bir gazeteci, sözde araştırma yapmış ülkedeki Maocular üzerine ve 'Maocular' diye bir kitap yazmış.

Bak simdi cehaletin papyon giymiş haline, entelektüellik adına aydınlığın ırızına geçirilmiş haline!

Güya aydınsın, öyle mi?!

Maocular diye kitap yazmadan önce hiç Maoculuğu araştırdın mı?...TV izleyiciliği dışında Maoizm nedir en ufak bilgin var mı?

Yok, belli!...Neden mi?...Maocular sorusuna cevabı Perincek ve onun artıklarında aradığına göre, Mao hakkında tam bir cehalet içinde olduğun belli!

'Radikal Demokrasi' Post-Modernizme yaslanmis Neo-Liberalizmdir


'Radikal Demokrasi' Post-Modernizme yaslanmis Neo-Liberalizmdir

Toplumun, uretimin ve siyasal yasamin kurallarini Isci-Koylu yiginlarinin degil; tam tersine uretim araclarinin ozel mulkiyetini elinde bulunduran sermayenin ve onun siyasal iktidarinin koydugu Kapitalizm catisi altinda 'bireysel ozgurluk' ya ahmaklar icin bir aspirin ya da burjuvazinin dostu ahlaksiz bir sahtekarliktan baska bir sey degildir.

Tarihin inatçi aynasi

Kürt medyası ile düzen yanlısı medyanın bir utanç duvarına dönüşen bezdirici ambargosu karşısında bir süre yazmamaya karar vermiştim. Ancak İran Molla rejimi, Şerko Maarifi' nin de içinde olduğu onlarca insanı idam edince, birkaç yıl önce yazdığım bir makaleyi ve bir mektubu aşağıda halkın bilgisine sunmayı zorunlu gördüm. 
İşte 2009 ve 2011 yılında yazdığım o ibretlik makale ve mektup:
HÜSEYİN XİZRİ DE İDAM EDİLDİ
KÜRT VE TÜRK SİYASETÇİLERE KINAMA
UTANIN!

MİNNET VE HAYRANLIKLA: YOLLARI YOLUMUZDUR![1]

“Nehirlerin dinlediği seslerdik”[2]

 

Sizlere, siz kardeşlerime Onlardan söz ederken, heyecandan dilim damağım kuruyor. Omuzlarımda devasa bir sorumluluğun ağırlığını duyumsuyorum…

Ne demeli? Nereden başlamalı?

Öncelikle onlarınki, anlatmaktan çok yaşanan, yani kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir aşktı…

“Demokratikleş-me paketi”

“Maymun ne kadar yükseğe çıkarsa,kıçı da o kadar görünür.”[1]

 

Bizim kuşaktan, (genel olarak “78’liler” olarak biliniyoruz) kimileri ve selefimiz 68’lilerin bir kısmı çok hızlı “uyum sağladı”. Biz beceremedik.

Eskinin “solcu”su, bugünün liberali kalemlerin AKP iktidarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eliyle açtığı (kaçıncı?) “Demokratikleşme Paketi” ile ilgili görüşlerden söz ediyorum.

“Cemevi ile Ruhban Okulu da olsaydı daha iyi olurdu,” diyen hoşnut Oral Çalışlar, örneğin[2]

Sayfalar