Cuma Mayıs 24, 2024

Yaşamın Fakir’i Savaşın Martager’i Proletarya Partisi’nin OZANYAN’I NUBAR YOLDAŞ’a…

İnsanlar yaşayarak, çalışarak, üreterek, savaşarak iz bırakır. Savaşan her insan yaptığı ve yarattığı kadar iz bırakır.  Sınırları çizen, anıları derinleştirip kalıcılaştıran da budur.

Bütün fakirlerin “Fakir”i, savaşan her militanın “Martager”i olan Nubar yoldaşla ilgili kurulan, ilişkilendirilen her şey de muazzam bir emek, sonsuz fedakarlık, sınırsız bir bağlılık vardır. Yani yaşarken “Fakir”, savaşırken “Martager” olan sadece savaştığı ülkenin değil ezilen tüm halkların yoldaşı Nubar, ölümsüz bir devrim çınarıdır.

Kimin tarafından hangi biçimde nasıl anlatılırsa anlatılsın mutlaka eksik ve tamamlanmamış olanların hikayeleri gibidir Nubar yoldaşın savaş hikayesi…

Yaşamında fazla anlaşılamayan yaptıkları ve yarattıkları yeterince görülmeyen her ölümsüzün hikayesine benzer Nubar yoldaşın devrimci hikayesi…

Bir emekçi ne kadar fakir olabilirse o kadar yoksul yaşadı FAKİR yoldaş. Mülksüz, parasız, ceketsiz, saatsiz bir yaşamın; görünürlüğü olmayan bir militanın değişmeyen ismi oldu.

O, sistemin ürettiği metaların etkisi altına alamadığı bir derviş gibi yaşadı. Maddi olan dünyanın her maddiyatını anlamsız kıldı yaşamında.

Ne kalacak bir evi ne üstünde uzun süreli yatacak bir döşeği, ne düzgün giyecek bir gömleği ve ne de yeni bir ceketi oldu. Çalışıp elde ettiği beş kuruşu “yarın ne yaparım” diye düşünmeden yanındakilerle, yoksullarla paylaştı.

Dostlarının, yoldaşlarının kendisine verdiği her bir çift yeni ayakkabı ve elbiseyi önce devrimin, silahlı mücadelenin hangi ihtiyacı ve görevi için değerlendiririm diye düşündü. Yeni, parlak ve parlayana asla tenezzül etmedi. Devrimci olmayana bir an olsun bile tenezzül etmedi.

Üstünde eski yırtık bir hırka ağzında yoldaşlarından en sona kalan bir lokmayla yaşadı. Hangi ülke ve şehirde kaldıysa kendisine ait mülkü olmayan bir yaşamın parçası ve öznesi oldu. En yoksula tutundu, en fakir olana sarıldı. En zor olan yolu ve çalışmayı seçti. En riskli ve en fazla bedel isteyen görevlerin ilk adayı ve yolcusu oldu. Üstünde yırtılmaya ramak kalmış rengi solmuş bir hırka, ayağında her an yırtılabilir ayakkabısıyla yola çıktı.

Para tanımaz, cebinde taşımak istemez onunla ilgi hesap içine girmez bir yaşamın öznesi oldu. Maddi imkanlar eline geçtiğinde hemen ilk fırsatta ilk rastladığı yoldaşa elinde olanları devretmeye hazır bir anlayışın ve pratiğin vazgeçilmez ve tanınan ismi oldu.

Yaşamında bu kadar fakir olan bir yoldaşın savaşımında nasıl bir MARTAGER olabileceğini ancak NUBAR yoldaş tanındıktan sonra tanımlanabilir. Nubar yoldaşın dışında çok az militan bu kadar rahat ve basit bu tanımın içine girebilir. Onun dışında çok az insan bu tanım içinde bu kadar rahat inandırıcılık kazanabilir ve kazandırabilir. Ona dokunan, onunla bir anlık bile olsa tanışma yaşama şansını bulan herkes Nubar yoldaşın fakir bir yaşamın sahibi ve öznesi olduğunu bilir ve üstüne yemin içebilir.

Kan lekeleriyle kirlenmiş paranın hükümran olduğu kirli dünyanın içinde Fakir yoldaş gibi temiz ve onurlu kalmak ve Martager gibi korkusuzca savaşmak ancak NUBAR OZANYAN yoldaşa ait olabilir. Mülksüz ve parasız dünyanın en ileri sahipleri savaşta fedakar olur. “Yaşam da fedakar olmayan savaşta fedakar olamaz” ilkesi ekmek ve su kadar gerçek diyalektiğin çelişki yasaları kadar bilimseldir. Komutan Martager yoksul halkı kadar fakir ve savaş cephesinde yürek sınırlarını zorlayacak kadar korkusuzdu.

Parti ne karar alıp onu nereye hangi göreve göndermek istemişse onun kabulden ve hızlı hareket etmekten başka bir fikri ve hissiyatı olmamıştır. Ülkeyi terk etmek acı da olsa o bu acıya katlanarak görev alanına gitmiştir. Avrupa’yı terk etmek kararı karşısında hızlı ve güvenli görevine gitmenin yoğunluğunu ve çabasını yaşamıştır. Ne geride bırakmakta zorlanacağı bir mülkü, ne boynunda gözyaşlarını taşıyacağı bir yari olmadan geriye dönüp bakmadan ileriye yürümüştür.

Cepheye düşmanla karşı karşıya, omuz omuza savaş kararında ve talimatında kimseye öncelik sırasını bırakmadan koşarak düşman üstüne yürümüştür. En etkili, en ölümcül darbeyi düşmana vuracak silahın ilk ateşleyicisi o olmuştur. Düşman mermileri patladığında karşısında en cesur ve en diri duruşu ilk o göstermiştir.

O MARTAGER ismini düşmanla girdiği çatışmalarda karşı karşıya kaldığı direnişler içinde almıştır. General Martager ismini silah ve patlayıcı ustalığında her gün düşmana nasıl etkili ve sarsıcı darbeler vururum taktik ve planların yoğunluğu içinde almıştır. O hiçbir şeyi alınteri dökmeden sayısız ve sınırsız emek vermeden elde etmemiştir. Bilinç ve bileğinin hakkıyla emek ve alınterinin onuruyla halkların sevgi ve saygınlığını dürüstlüğü, fedakarlığı ve yiğitliği içinde hak etmiştir.

Yaşamın Fakir’i, savaşın Martager’I, Proletarya Partisi’nin Ozanyan’ı Nubar yoldaş ne kariyere ne ün ve mevkiye zerre kadar tenezzül etmeden devrimci savaş kişiliğini yaşamış ve Partili kimliğini yaşatmıştır. Emeğe değer biçmesini, halka hizmet etmesini bilerek devrimcilik yapmıştır. Proletarya Partisi’nin ve devrimin en sancılı dönemlerinin en zor görevlerin en zor alanların “devrimciliği nasıl yapılır”ın sahici ismi olmuştur. Bundandır ki partisi 1. Kongresini onun ismiyle onurlandırmıştır.

Şan Olsun Nubar Ozanyan’a!

Süreci Ozanyanlaşarak Aşacağız!

Bir yoldaşı

 

2696

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

Sayfalar