Çarşamba Mayıs 8, 2024

“Yetiş Yalnız Demokrasi, Özgürlük ve Eşitlik Mücadelemizde Yeni Bir İlham Kaynağımız Olarak Yaşamaya Devam Edecektir!”

ATİK-Uluslararası Demokratik Kamuoyuna Duyuru-

Bugün 8 Mayıs, Hitler faşizminin kapitülasyonunun Avrupa’da ilan edildiği gündür. Bir taraftan tarihin bu onurlu zaferinin sevincini yaşıyoruz. Ancak aynı gün, eski ENİLKOM aktivistlerimizden Yetiş Yalnız’ın 11 yoldaşıyla birlikte, partizanca direniş örneği sergileyerek ölümsüzleştiklerini öğrendik. Bu çatışma ve direniş, 24-28 Kasım 2016 tarihinde, DERSİM-ALİBOGAZI bölgesinde, soykırımcı ve katliamcı faşist Türk Ordusu’nun bir operasyonu esnasında olmuştur.

Bu direnişte ölümsüzleşen Partizanların isimleri şöyledir;

YETİŞ YALNIZ (Doğum 1980), ESRİN GÜNGÖR (Doğum 1995), HATAYİ BALCI (Doğum 1994), GAMZE GÜLKAYA (Doğum 1995), SERKAN LAMBA (Doğum 1985), HASAN KARAKOC (Doğum 1980), UMUT POLAT (Doğum 1993), SAMET TOSUN (Doğum 1996), ALİCAN BULUT (Doğum 1992) MURAT MUT (Doğum 1993) ERSİN EREL (Doğum 1993), DOĞUŞ FIRAT (Doğum 1998)

YETİŞ YALNIZ yoldaş Avrupa’da yaşadığı yıllarda, ATİK bünyesinde çalışmalar yürüten Enternasyonal İlişkiler Komitesi’nde (ENİLKOM) aktif bir aktivistimiz olarak, 2010 yılına kadar örnek ve başarılı sorumluluklar üstlenmiştir. Yetiş Yalnız (Ahmet) yoldaş, sanatsal ve kültürel açıdan çok yönlü yetenekleriyle birlikte, fedakâr, disiplinli, azimli, politik ve pratik öncü kimliğiyle öne çıkmıştır. Yetiş Fransa’da yaşadığı yıllarda, Fransız emperyalizminin faşit Türk Devleti ile işbirliği sonucu, ilerici/ devrimcilere uyguladığı politik baskı ve tutuklamalar sürecinde maruz kaldığı politik tutsaklık koşullarında da, kendine ve mücadelemize yakışır örnek bir tavır sergilemiştir.

Avrupa’da uzun yıllardır sürdürdüğümüz   anti-emperyalist, anti-kapitalist, anti faşist, anti-şöven, anti-patriarkar mücadelemizin örnek bir karakteri olan Yetiş Yalnız’ın mücadele azmini herkese anlatmaya, her eylemimizde onu pratikleştirerek mücadelesini yaşatmaya özen göstereceğiz.

Biliyoruz ki, devrimciler tutsak alınabilir, ama devrimci mücadele düşüncesi her koşulda özgürdür!

Biliyoruz ki, devrimciler öldürülebilir, ama her seferinde devrim tutkumuz yeniden kamçılanır! Ancak, ünlü Alman şairi ve edebiyatçısı Goethe’nin de söylediği gibi: ‘’Bilmek yetmez, uygulamak gerekir; istemek yetmez, yapmak gerekir’’.

Biz de Yetiş Yalnız ve 11 yoldaşı gibi, emperyalizme ve faşizme karşı partizanca mücadele edenleri, bilerek ve uygulayarak örnekleştirenlerden esinlenmekten asla vazgeçmeyeceğiz!

Çünkü biz; insanın insan tarafından sömürülmesini red ediyoruz!

Çünkü biz; emeğin sermaye güçleri ve iktidarları tarafından sömürülmesini kabul etmiyoruz!

Çünkü biz; hiç bir ulusun başka ulusları ve yerli halkları baskı altına almasını asla kabul etmiyoruz!

Çünkü biz; kâr hırsından gözü dönmüş kapitalistlerin doğayı talan etmelerine müsade etmiyoruz!

Çünkü biz; kadına ve kadın emeğine yönelik, erkek egemen köhne zihniyetler ve iktidarlarca reva görülen cinsiyetçi tutsaklığı yıkmak istiyoruz!

Çünkü biz; göçmenlerin özlük insan haklarının sosyal şövenist politikalar sayesinde ihlal edilmesini red ediyoruz!

Çünkü biz; emperyalizmi, kapitalizmi, faşizmi, ırkçılığı, talancılığı ve patriarkayı toptan red ediyor, bunların olmadığı sosyal adaletçi ve özgür bir dünya yaratmak için azimle mücadele yürütüyoruz!

Devrimci mücadele her yer de, her koşulda meşrudur! Yaşasın prolterya enternasyonalizmi ve halkların kardeşliği! Devrimciler ölür, ancak devrim kervanı yeni yolcularla çoğalarak yürür! Demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelemiz her koşulda sürdürülebilirdir, yeniden ve yineden örnekleşerek yaşamaya devam eder!

ATİK – ENİLKOM, YENİ KADIN, YENİ DEMOKRATİK GENÇLİK (YDG)

40925

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

Partizan’ımızı Özlüyor, Mücadelesini Örnek Alıyoruz | Hüseyin Şenol

Partizan’ımızın hayatını kaybetmesinin üzerinden tam iki yıl geçti… Dursun Çaktı’nın bize bıraktığı miras gibi; demokratik kitle örgütlenmesi anlayışının tüm alanlarda yerleşmesi olmazsa olmazımız olmalıdır…

İki yıl önce 25 Şubat’ta, daha 65 yaşında kaybettiğimiz Dursun Çaktı’yı, Partizan’ımızı özlemle anmaya devam ediyoruz ve sürekli anacağız.

Ölümün susturduğu yaşamlar (Nubar Ozanyan)

Yoksulluk, zulüm yetmiyormuş gibi depremin ve kışın beyaz zulmü de halkımızı ölüm karşısında çaresiz ve yalnız bıraktı. Devlet, yüz binlerce insanı canlı canlı toprağa gömdü. Kapitalizmin sermayesi yine halkın canı ve kanıyla yıkandı.

Depreme dayanıksız konutlar halkın mezar taşı oldu. Yoksulluk, kış, çaresizlik, ölüm ezilenleri üşütmeye devam ediyor. Kapitalist sistem, kendisiyle birlikte insanlığı hızla belirsiz bir yıkım ve sona doğru götürüyor. Her şeyi metalaştıran kapitalizm, yaşam gibi ölümü de metalaştırarak insanlığı çaresizliğe ve yıkıma doğru sürüklüyor.

Halk Düşmanı Faşist İktidar Yargılanmalıdır!

Deprem yerkürenin  doğal bir harektliliğinin sonucudur, insanlar için bir felaket haline gelmesi ise, toplumsal sistemin sınıfsal karakteriyle doğrudan ilgilidir. Bilim ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmediği zamanlarda insanların doğal felaketlerden daha büyük zarar görmesi doğaldı. İnsanlık doğanın hareketini öğrendikçe onunla uyumlu yaşamasınıda öğrendi.

2023 Seçimlerinde okun sivri ucunu neden hakim sınıf kliklerinden en gerici en faşist olanına yöneltmek zorundayız ?

Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

Birazda Muziplik

1) Kadrolar sürekli birliktelik (mutluluğu dışarda arama) yarışına sürüklenir.

2) Yarışı beceremeyenler, geri kalanlar veyahutta ret edenler diskalifiye olur.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sizde bizi kandırmıyorsunuz değil mi...

Ah... devrimci demokrasiciğim... ah....

İnsanların ilişkilerini kınarken, kınadığı insanlarla bozulan arasını düzeltmeye gelenlere kınadığı ilişkilerle yakalanmak....

Ve yahutta....

Katledilişinin 50. Yıldönümünde İbrahim Kaypakkaya HESAPLAŞMA, KOPUŞ VE YENİ BİR YOL

Kafasında üstü yırtık ve yamalı kahve renkli bir kasket, sırtında yerli bir askeri parka, altında ceket, kazak… üst üste giyilmiş üç tane pantolon, ayağında bir çift beyaz yünden yapılmış ve köylerde elle örülen çorap ve onun üzerinde naylon çorap, bir çift 45 numara Çelik marka lastik ayakkabı”yla tutsak edildi.1 

Kavganın ve Mücadelenin Ozanı; Yetiş Yalnız…

İbrahim Kaypakkaya, ilgilenenler tarafından bugüne kadar birçok özelliği ile tanındı, bilindi. En yaygın bilinirliği‚ “ser verip sır vermemesidir” sanırız. Doğrudur, Kaypakkaya işkencede direndi. Onun düşmana karşı direnişi inadından veya acıya dayanıklı olmasından kaynaklanmıyordu elbette… Bunu nereden mi biliyoruz? Dönemin en azgın faşist uygulamaların yapıldığı Amed Zindanı’nda yapmış olduğu siyasi savunmadan. Kemalist faşist diktatörlüğe karşı, onun elinde tutsakken dahi örgütsel ilişkilerini deşifre etmeden, uğruna mücadele ettiği komünizm düşüncesini savunmasından biliyoruz.

“Ermenilerin hepsi ASALA olsun” (Nubar Ozanyan)

Yaklaşık 45 gündür Artsakh, vicdansız ve eşitsiz bir kuşatma altında. Artsakh halkı buz kesen soğukta direniyor. Dünya sağır ve suskun.

30. Ölümsüzlük Yılında MANUEL DEMİR/ՄԱՆՈՒԵԼ ՏԷՄԻՐ Yaşıyor! Partizanlar yaşıyor! (1)

Manuel Demir’i 30. ölümsüzlük yılında saygıyla anıyoruz. Bu vesileyle Ermeni Fedailer adıyla başlattıkları ve hayatlarını Ermeni halkının davasına adadıkları, bugün ise Partizan hareketine dönüşerek devam eden mücadelede sayısız Ermeni devrimciler Hrantlar, Hayrabetler, Armenaklar, Yalımyanlar, Ozanyanlar ve Manueller’i de anıyor ve aradan yüz yıl geçmiş olsa da bu mücadelenin devam edeceğini belirtiyoruz.

TKP-ML OPK Üyesi Ünal Orhan: Yeni Yılda Umudu ve Özgürlüğü Güçlendirmeliyiz, Güçlendireceğiz!”

Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Ortadoğu Parti Komitesi (TKP-ML OPK) üyesi Ünal Oral ile yapılan röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Hangi Sınıfın Cumhuriyeti Yaşasın?

Feodal aristorkrasiye karşı burjuvazinin iktidara gelmesi ve feodalizmi yıkması tarihsel olarak ilericiydi. O dönemde “ kahrolsun feodalite, yaşasın cumhuriyet” sloganı ileri bir hedefi gösteriyordu. Bu tarihsel dönüşüm Fransız burjuvazisinin 1789 burjuva devrimiyle başarıldı. Bu, toplumlar tarihinin geri döndürülemez diyalektik gelişimiydi. Feodal aristokrasi, ne kadar çaba harcarsa harcasın, gelişen üretici güçlerin önünde daha fazla direnemezdi ve kendinden önceki toplumların başına gelen kendisinin de başına gelmişti: Toplumlar tarihinin çöplüğündeki yerini aldı.

Sayfalar