Bağcılar'da 6. Demokratik Haklar Kültür ve Sanat Şenliği coşkusu
Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi (YÇKM)’nin Bağcılar Olimpiyat Spor Salonu'nda bu yıl düzenlediği 6. Demokratik Haklar Kültür ve Sanat Şenliği coşkuyla tamamlandı.
Katılımın kitlesel olduğu gece devrim şehitleri ve Gezi Ayaklanması’nda hayatını kaybedenlerin anısına Enternasyonal Marşı eşliğinde bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından YÇKM halk oyunları ekibinin folklor gösterisi ilgiyle izlendi. Etkinlik alanına “Halk İçin Sanat Halk İçin Edebiyat” , “İbrahim Kaypakkaya’yı Savunmak Onurdur Emperyalist Saldırganlığa ve Faşist Teröre Geçit Vermeyeceğiz” , “Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın Abdullah Kalay'a Özgürlük” , “Yeni Kadını Yaratma İradesiyle Özgür Dünya İçin Mücadeleye” pankartları asıldı.
Sahneden yapılan konuşmalarda devletin beslediği çeteler tarafından katledilen Battal Tepeli ve Hasan Ferit Gedik anıldı.
Punto Deri İşçileri: "Sendikaya üye olduğumuz için işten atıldık"
Gecede Deri-Teks Sendikası üyesi direnişteki Punto Deri işçilerinin temsilcisi de bir konuşma yaparak şunları söyledi: “Bizler Punto Deri’den yaşanan emek sömürüsüne karşı Türk İş'e bağlı Deri-Teks Sendikası’na anayasal hakkımızı kullanarak üye olduğumuz için işten atıldık. İşten atılmadan arkadaşlarımızı sendikadan istifa ettirmek için, etnik ve dinsel olarak aramızda çelişkiler yaratmaya çalışılarak mücadelemiz parçalanmaya çalışıldı”
Etkinlikte Gezi Ayaklanması’yla ilgili açılan fotoğraf sergisi de yoğun ilgi gördü. Sergiye konulan ayakkabı kutusunun üzerine ziyaretçiler tarafından yazılar yazıldı.
Temel Demirer: Çalınan ekmeğimizin hesabını onlardan mutlaka soracağız
Etkinlikte konuşan Temel Demirer ise şunları söyledi: “Biz buradayız. Bizi buraya Munzurlardaki isyan rüzgârları getirdi. Biz buradayız, Mercan’da katledilenlerin, 17'lerin, Ökkeş’in, İbrahim Kaypakkaya’nın yoldaşlarıyız. Gasp edilen emeğimizin, yakılan her Kürt Köyü’nün, Gezi Direnişi’nde kurşunlanan yoldaşlarımızın ve nihayet çalınan ekmeğimizin hesabını onlardan mutlaka soracağız.”
Grup Ala Mor: Tüm mücadele alanlarında kadının sesini yükselteceğiz
Kısa bir süre önce YÇKM'de kurulan Grup Ala Mor kadınların yaşamın her alanında baskıya, sömürüye ve her türden şiddete maruz bırakıldığını ve toplumun her alanında ikincil olarak görülen kadının sanatta da çoğunlukla bir özne olmaktan ziyade edilgen bir pozisyonda durduğunu vurgulayarak şu ifadelere yer verdi: "Bu durumu gören bizler bundan birkaç ay önce Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi’nde bir adım atarak sanat cephesinde kadının sesine ses katabilmek için Grup Ala Mor’u kurduk. Sizleri Grup Ala Mor yani toplumsal kurtuluş mücadelemizi temsil eden kırmızının içinde kadının rengi olan mor‘un sesi olarak tekrar selamlıyoruz. ‘Vardık, varız, var olacağız’ diyerek tüm mücadele alanlarında kadının sesini yükselteceğiz."
Müzik dinletisi ilgiyle karşılanan Grup Ala Mor dinletinin sonunda ‘Gezi’den Rojava’ya kadınlar iktidara’ şiarıyla dinleyicileri 8. Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde eylemlere katılmaya çağırdı.
"Kardeşim 'Barış istiyoruz' sözüyle kalekol yapımını protesto ederken katledildi"
Etkinlikte Roboski aileleri adına Ferhat Encü, Gezi Şehit Aileleri Adına Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa Sarısülük ve Medeni Yıldırım’ın kardeşi bir konuşma yaptı. Medeni’nin kardeşi devletin bir yandan “barıştan” söz ettiğini, ancak kardeşinin Lice’de "Barış istiyoruz" diyerek kalekol yapımını protesto etmeye giderken devlet tarafından katledildiğini dile getirdi. Mustafa Sarısülük ise burada bulunan ve baskıya ve sömürüye karşı direnen tüm gençlerin birer Ethem ve Ali İsmail olduğunu ifade etti. Sarısülük konuşmasını tüm kitleyle birlikte haykırdığı “Önderimiz İbrahim Kaypakkaya” sloganıyla sonlandırdı.
"Söz-yetki-karar Dersim halkına"
Dersim Demokratik Haklar Dayanışması Dersim Merkez Belediye Başkan Adayı Ali Tacar, Mazgirt Belediye Başkan Adayı Tekin Türkel, Ovacık Belediye Başkan Adayı Fatih Mehmet Maçoğlu ve Hozat Belediye Başkan Adayı Kahraman Kılıç da gecede birer konuşma yaptı. Dersim Merkez Belediye Başkan Adayı Ali Tacar konuşmasında şunları söyledi: “Bizler Dersim Demokratik Haklar Dayanışması 2004’de, 2009’da ve 2014’te zirveye taşıyacağımızı yeni bir yeni sosyalist halk hareketini bağımsız, özgür, kendi dilini, kendi kültürünü merkeze alan, Dersim’in geleceğini inşa eden bir örgütlenme modeli geliştirdik. Bu modeli tüm halkımızın ve sizlerin direnişiyle zirveye taşıyacağımıza söz veriyorum”
DHF: Ezilen sömürülen halk kitleleri güçlerini birleştirmeli
DHF temsilcisi de bir açıklama yaparak emperyalist saldırganlığın giderek arttığı günümüz koşullarında mücadelenin daha da yükseltilmesi gerektiğini vurguladı. Hapishanelerde tutsaklara dayatılan tecrit politikalarına karşı dışarıdan tutsaklarla dayanışmayı büyüterek seslerine ses katacaklarını belirten DHF temsilcisi konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: “Düzen partilerine verilen her oy insanlığa karşı kullanılmış bir mermidir. Ezilen sömürülen halk kitleleri güçlerini birleştirmeli, gerici sınıflara gereken yanıtı vermelidir. Emekçilerin düzen ve onun partilerinden bir beklentisi ve çıkarı olamaz. Faşist düzen partilerine karşı söz-yetki-karar halka şiarı temelinde devrimci demokratik belediyecilik propaganda edilmelidir. İlerici, demokrat, devrimci adayların desteklenmesi buradaki her kesin aktif görevi olmalıdır”
ADHK: Sanat dinamik direnişin temellerinden biridir
ADHK adına yapılan konuşmada devrimci sanatın yükseltilmesi ve önemine vurgu yapılarak şu ifadeler yer verildi: "Sanat müzik, edebiyat ve tiyatro en canlı ve dinamik direnişin temellerinden bir tanesidir. Bu bağlamda aydınlar, sanatçılar, akademisyenler kendilerini, tarihsel pozisyonlarını ve duruşlarını yeniden sanata koymalıdır.”
Etkinlikte Grup Ze Tije, Erdal Bayrakoğlu, Server Kocakaya, Rojda ve Metin Kahraman gibi sanatçılar sahne alırken Emir Ali Yağan ise kısa bir şiir dinletisi verdi. Metin Kahraman rant uğruna Dersim’in doğasını yok edildiğini ve buna izin vermeyeceklerini belirterek Dersim’in Dersimlilere ait olduğunu vurguladı.
Etkinlikte son olarak sahne alan Grup Munzur kavga türküleriyle kitleyi coşturdu. Etkinlik "Önderimiz İbrahim Kaypakkaya" , "Hasta tutsaklara özgürlük" , "Abdullah Kalay yalnız değildir" sloganlarıyla sonlandırıldı.