Perşembe Kasım 28, 2024

EROL GÜLTEKİN Atina da serbest bırakıldı

kaypakkaya-partizan
Hakimler oybirliğiyle iade talebinin reddine ve Erol Gültekin`ìn serbest bırakılmasına karar verdi.

 

Almanyada 15 Nisan saldırısıyla başlayan ve Alman devletinin talebiyle,İsviçre,Fransa ve Yunanistan`da tutuklananlardan , 18 Nisan 2015 tarihinden bu yana Atina cezaevinde Deniz Pektaş ile birlikte tutsak olan, ATİK üye ve aktivistlerinden EROL GÜLTEKİN in, Almanya ya iade edilmesine yönelik  dava  dün Atina -Simvulio Efeton Atinon-mahkemesinde görüldü. Yunanlı hakimler, Erol Gültekin` in tutuklanma ve iade talebinin tamamen siyasi ve ideoljik gerekçelere dayalı olarak değerlendirdi .

Hakimler oybirliğiyle iade talebinin reddine ve Erol Gültekin`ìn serbest bırakılmasına karar verdi.
Dün Atina`da yapılan duruşmada, 2 Parlemento Üyesi (SYRIZA) ve 3 Yunanistan Kamu Çalışanları Federasyonu’nun (ADEDY) üyesi de mahkemede tanıklar arasında hazır bulundu.

23 Mayıs Cumartesi günü,HDP ile dayanışma amacıyla İzmir’de bulunan SYRIZA- MK Üyesi ve dış ilişkiler temsilcisi,Yiannis Bournous ile ATİK (Avrupa Türkiyeli Işçiler Konfederasyonu) Hukuk Komisyonu temsilcisi ve HDP İzmir Milletvekili adayı Pınar Aydınlar bir görüşme gerçekleştirmiş, Bournous’a tutsak olan ATİK aktivistlerine ilişkin hazırlanan kapsamlı bir dosya sunulmuş ve ATİK li tutsaklara yapılan hukusuzluğa son verilmesi talep edilmişti.

Erol Gültekin`in Türkiyedeki avukatlarından Gül ALTAY, Yunanlı Avukat Giota MASURiDU ve Kostas PAPADAKiS , bugün gerçekleşen tahliyenin sevindirici olduğunu belirterek,Yunanistan da siyasi iltica talebinde bulunmuş olan müvekkillerinin Almanyanın talebi doğrultusunda siyasi gerekçelerle tutuklanmasına yönelik olarak,ömrünü siyasi mücadele ile geçirmiş bir insana yönelik zaten saçma gerekçelerdi diye belirttiler.

ATİK davasında, TKP/ML üyeleri olarak addedilen birçok devrimcinin müvekkili olduğunu, 2000 yılı Ölüm oruçları sürecinde sağlıklarını kaybeden, Müslüm Elma ve Seyit Ali Uğur`un Wernicke-Korsakow  hastalığı nedeniyle cezaevinde yatamayacağının Adli tıp raporlarıyla da sabit olduğunu belirten Avukat  Gül Altay, Alman Devletinin ve Yargıçlarının, TKP/ML davasından yargılanmış,15-20  yılı aşkın cezaevlerinde tutulmuş ve tahliyelerinden sonra Almanya da siyasi sığınmaları kabul edilmiş, müvekillerine yönelik hukusuzluğa son verilmesi için, Almanyada bulunan  avukat meslektaşlarıyla koordinasyon içinde hukuk mücadelesi başlattıklarını ve müvekilleride dahil  ve tüm politik tutsakların bir an önce serbest bırakılmasını talep ettiklerini belirtti.

Atina da Erol Gültekin in serbest bırakılmasına ilişkin olarak, mahkemenin kararını olumlu ve olması gereken bir gelişme olarak değerlendiren UPOTUDAK, (Uluslararası politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi) temennimiz Atina mahkemesi kararının Fransa ve İsviçre mahkemelerine örnek teşkil ederek, Fransa`da tutsak olan Sami Solmaz ve İsviçre de tutsak bulunan Mehmet Yeşilçalı`nın da Almanya ya iade taleplerinin red edilmesine dayanak teşkil etmesidir.
Almanya Federal Başsavcılığının, TKP/ML yi terör örgütü olarak suçlama iddianamesine karşı tepki gösteren UPOTUDAK, TKP/ML Avrupada yasak bir örgüt değildir.TKP/ML nin yasak olduğuna dair herhangi bir mahkeme kararıda yoktur. Türkiyede devrimci- demokrasi mücadelesi yürüten bir partinin mücadelesinin “terörizm” olarak nitelendirilmesi girişimini  asla kabul edilemez bulduklarını belirterek;

Almanyanın Bavyera eyaletindeki,Nürnberg,Münih,Kaisheim,Augsburg,Landshut,Kempten cezaevlerinde tutsak bulunan 7 ATİK li tutsak ile Fransa`da 1 tutsağın,İsviçrede 1 tutsağın ve Atina da 2 tutsağın da derhal serbest bırakılmaları için, meşru demokratik ve hukuksal mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek, “Bu ilk zafer,Mücadeleye devam” diyerek hukuksuzluğun son bulması yönünde demokratik kamuoyunu,insan hakları savunucularını, sendikaları, demokratik parti ve demokratik-devrimci  kurumları, ATİK tutsaklarını sahiplenmeye ve dayanışmayı dahada büyütmeye çağırdı.

ATİK Genel Konseyi` de, bugünkü tahliyenin sevindirici bir gelişme olarak davada olumlu bir  rol oynayacağını açıklayarak, Konfederasyonlarıyla dayanışma içinde bulunan, Yunanistandaki tüm kurumlara,emek örgütlerine dayanışma ve desteklerini esirgemeyen Avrupa`daki ve Türkiye`deki  tüm dost kurumlara ve şahsiyetlere teşekürlerini belirtti.


1866