Perşembe Kasım 7, 2024

Kadınların Birleşik Devrim Hareketi:KADIN ÖZSAVUNMASI VE DEVRİMCİ ZOR

kaypakkaya-partizan
Tüm üst yapı kurumlarının kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet için devreye sokulduğu bugün hem kadın öz savunmasının geliştirilmesi aynı zamanda fiili meşru mücadelenin yükseltilmesi, geliştirilmesi gerekmektedir.

 

Kadının toplumsal köleliğini her gün yeniden üreten, ideolojik, politik, kurumsal tüm araçlarıyla güçlendiren erkek egemen kapitalist sistem, devletin tüm zor araçları, kurumlarıyla varlığını sürdürüyor. Bu kurumlar üzerinden her gün kadına dönük saldırılar dünyanın her yerinde daha fazla boyutlanıyor.

Kadın özsavunması arayışı ve ihtiyacı kadın cinayetlerinin adeta bir kıyım düzeyini aldığı bugün bu nesnel zemin üzerinden gelişiyor. Dünya çapında kadına yönelik şiddet artarken aynı zamanda kadınların daha özelde de yaşam hakkının savunulması talebi ile harekete geçisi, bütün toplumu özellikle kadına karşı şiddete karşı tutum almaya , yaşamını, değerler sistemini buradan sorgulamaya zorlamıştır. Dün doğal sayılan kadına yönelik şiddet özellikle toplumun erkek yarısını toplumsal yüzleşmeye çağırmaya başlamıştır.Dolayısıyla kadın özgürlük mücadelesinin bu düzeyi toplumu ezenle ezilen,sermayeyle emek, devlet ile halk arasında bir saflaşma yaratmaktadır. Özellikle, son yıllarda Asya’dan Avrupa’ya, Latin Amerika ülkelerinden, Ortadoğu’ya kadar dünyanın bir çok ülkesinde kadına yönelik şiddete, cinsiyet ayrımcılığına , ücret farkına ama daha da özelde yaşam hakkını savunmaya dönük grev, miting, yürüyüş gibi sokak eylemleri ile kadınlar isyana durmuştur. Giderek militanlaşan kadın eylemleri adeta bir cins ayaklanmasına doğru ilerlerken, dünden farklı olarak sorunun kaynağını erkek egemen kapitalist sistem olarak formüle etmeye başlamıştır. Bir çok ülkede açığa çıkan kadın eylemlerinde sisteme karşı mücadele çağrıları yapılmıştır. Hareket yaygınlaşırken aynı zamanda özellikle son iki yıldır devam eden kadın grevi ile birleşik bir mücadele zemini de gelişmeye başlamıştır.

Kadın özgürlük mücadelesinin erkek egemen gericiliğe somut geri adımlar attırması toplumsal mücadelenin gelişimi bakımından da hayati önemdedir. Bu nedenle toplumun erkek yarısını da kadına yönelik şiddet somutunda yüzleşmeye çağırmak, kadınlar şahsında insanlığı hiçleştiren köleliği,

işkenceyi, insanlık suçlarını meşrulaştıran erkek egemn ideoloji ile hesaplaşmaya yönlendirmek, erkek egemen kurumlarla ve devlet ile siyasi mücadeleye katmak, işçi sınıfı ve ezilenlerin çok çeşitli sorunlar etrafında erkek egemen düzen karşısında saflaştırılması sürecinde hayatidir.

Zor araçlarının rolü

Akp ve Sömürgeci faşist devletin ırkçı, faşist,kadın düşmanı toplumsal dayanaklarının zayıflaması için erkek egemenliğinin fiilen geriletilmesi toplumsal devrim fikrinin gerçekleşmesi için de zorunludur. AKP Saray faşizminin tüm toplumsal muhalefete ve kadınlara dönük saldırılarını görülmemiş düzeyde arttırdığı bu süreçte, değişen mücadele koşulları hem toplumsal mücadelenin ilerletilmesi, hem de kadına yönelik şiddetin geriletilmesi için zor araçlarının devreye sokulması için daha fazla kendisini dayatmaktadır.

Tüm üst yapı kurumlarının kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet için devreye sokulduğu bugün hem kadın öz savunmasının geliştirilmesi aynı zamanda fiili meşru mücadelenin yükseltilmesi, geliştirilmesi gerekmektedir. Toplumsal erkekliği üreten, faşist devleti alaşağı etmek kadının ancak zor araçlarına hakimiyeti, bunun örgütlenmesi, savaş iradesi ve yönetme gücünü kazanmasıyla sağlanacaktır.Cinsiyetçi yasalar, tecavüz ve cinsel saldırının değişik biçimleri, kadın özgürlük mücadelesinde zora dayalı biçimlerin konusu olmalıdır. Kadın eksenli politik sorunlarda da kadının kendi örgütlü zor araçlarını oluşturması gerekmektedir.Yani kadınlar bu araçlara dayalı mücadelede cinsinin örgütü, politikası ve görüş açısı ile yer almalıdır. Bu nedenle kadının zor araçlarıyla arasında oluşan mesafeyi kapatarak kapitalizme karşı mücadelesini güçlendirmesi gerekmektedir. Her gün şiddete uğrayan ve bu şiddeti sineye çekmeyerek kendi öz savunmasını örgütleme cüreti gösteren Yasemin, Çilem, Nevin yaşam hakkını koruma ve savunma pratikleri bakımından kadınların simgesi haline gelmiştir. Yaşadığı şiddete isyan ederek öz savunmasını örgütleyen kadınların tekil ve meşru öz savunma eylemlerini kadın savunma milisleri kurararak daha örgütlü hale getirmek, başta yaşam hakkının savunulması olmak üzere kadın özgürlük mücadelesini değişen koşulların dayattığı zor araçları ile geliştirme sorumluluğu ile karşı karşıyayız.

Erkek şiddetinin protestocu bir tarzda yenilgiye uğratılamayacağı kadınların sadece halk özsavunmasının bir parçası olarak değil bizzat kendi özgül sorunları etrafında kendi özsavunmasını örgütlemek zorundadır.Kadın özsavunmasını örgütlemediği müddetçe erkek şiddetine, erkeğin eve dönüş dayatmalarına karşı çıkamaz.

Kadının zor araçları ile kurduğu ilişkide Rojava devriminin gerçekleştirilmesi hem de kadın devriminin savunulmasında açığa çıkan kadın ordulaşması bütün dünyada özsavunma anlayış ve pratiğinin meşrulaşmasında istisnai rol oynamaktadır. Hem kadın komutanlaşmasında açığa çıkan düzey hem de kadın devriminin savunulmasında ortaya konulan can bedeli mücadele ve ortaya konulan irade tüm dünya kadınlarına yürünecek yolu gösterirken aynı zamanda dünya kadınlarına zor araçlarının meşruluğunu ve zorunluluğunu da göstermektedir.

Kobani, Şengal savunması, tüm Rojava kantonlarında ve Efrin Direnişinde DAIŞ çetelerinin kadın düşmanı saldırıları kadının özsavunmasına duyulan ihtiyacın gündemleşmesini sağlamıştır.

Kadın özgürlük mücadelesinin erkek egemen gerciliğe somut geri adımlar attırması, toplumsal mücadelenin gelişimi, bakımından da hayati önemdedir.Kadın özgürlük hareketi hem kendi cinsini koruma ve kadın özgürlük mücadelesinin önünü açma hedefiyle hemde sömürgeci faşist devletin ırkçı, şovenist, kadın düşmanı dayanaklarının zayıflaması için zor aygıtlarının öne çıkması zorunludur.

762