Perşembe Kasım 7, 2024

KCK: ABD’nin kararı uluslararası komplonun parçasıdır

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı: ABD’nin aldığı bu mesnetsiz karar Önder Apo’ya yönelik komplonun devamı niteliğindedir. Önder Apo’ya yönelik komplonun parçası olarak gerçekleşen saldırıya karşı halkımız ve demokrasi güçleri derhal ayağa kalkmalıdır.

 

KCK’nin yaptığı açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.

ABD’nin, PKK kurucuları ve yöneticilerinden KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, PKK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan ve Murat Karayılan’a ilişkin çıkardığı yakalama emrine tepki gösteren KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Önder Apo’ya yönelik komplonun bir parçası olarak gerçekleşen bu saldırıya karşı halkımız ve demokrasi güçleri derhal ayağa kalkmalıdır. Bu saldırıya karşı tutum Önder Apo’nun özgürlüğü ve komploya karşı mücadele ile birleştirilmeli, bu yönlü mücadele Kürtlerin bulunduğu her yerde tüm demokrasi güçleriyle birlikte yaygınca sürdürülmelidir” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı şunları belirtti:

“PKK’nin kurucularından, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü kadrolarından, PKK, KCK ve HPG yönetimlerinde yer alan Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan yoldaşlarımız hakkında ABD mesnetsiz gerekçelerle yakalama emri çıkarmış, ihbar edenlere verilecek ödülleri açıklamıştır. Özgürlük Hareketimize yönelik bu düşmanca tutumun ve alınan kararın siyasi, toplumsal, ahlaki, vicdani ve evrensel hiçbir hukuki gerekçesi yoktur. Tamamen ideolojik ve politik nedenlerle alınmış bir karardır. Ancak hasmane anlayışıyla alınabilecek bu karar bu yoldaşlarımız şahsında sadece PKK’ye, KCK’ye ve HPG’ye değil özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten tüm Kürt halkına yöneltilmiş bir saldırı olmaktadır.

KARAR KOMPLONUN DEVAMIDIR

Kuşkusuz Önder Apo’ya, PKK’ye ve öncülük ettikleri Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik Kürt soykırımını yürüten devletler, bölgesel gericilik ve onların uluslararası destekçileri daha baştan itibaren düşmanlık yapmışlar, saldırılarla tasfiye etmek istemişlerdir. Önder Apo’ya yönelik 9 Ekim 1998 tarihinde başlatılan, 15 Şubat 1999’da İmralı zindanında esaretle sonuçlanan komplo hangi amaçla yapıldıysa bu saldırı da benzer amaçları taşımaktadır. ABD’nin aldığı bu mesnetsiz karar Önder Apo’ya yönelik komplonun parçası ve devamı niteliğindedir. 1999 komplosunun Önder Apo’nun büyük düşünce gücü ve PKK’nin öncülük ettiği özgürlük mücadelemiz tarafından büyük oranda boşa çıkarılması ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinin Ortadoğu’daki politikaları önemli düzeyde etkileyen bir siyasi güce ulaşması ile bu karar arasında doğrudan bağ vardır.

Öte yandan Kürt halkının özgürlük mücadelesinin Ortadoğu halklarının özgürlük ve demokrasi mücadelesini etkilemesi yanında, tüm dünya halklarının özgürlük ve demokrasi mücadelesi açısından da yeni bir ufuk ve çığır açmıştır. Önder Apo’nun demokratik ulus ve devlete alternatif demokratik konfederal toplum yönetim anlayışı tüm dünyadaki siyasal, toplumsal ve ekonomik sorunlara çözüm alternatifi haline gelmektedir. Bunun yanında sendikacılığın anavatanı sayılan İngiltere’de sendikacıların, tüm dünyada demokratik güçlerin, yazarların, aydınların, entelektüellerin Önder Apo’nun sağlık, güvenlik ve özgürlüğü için önemli bir kampanya başlattığı; Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin ‘Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım ve Kürdistan’ı özgürleştirelim’ sloganıyla Önder Apo’nun özgürlüğü için mücadele yürüttüğü bir süreçte bu kararın alınması bu gelişmelerin önünü almaya yönelik bir tutum da olmaktadır.

Özgürlük Hareketimize düşmanca bir saldırı anlamına gelen bu açıklamanın zamanlaması ve bir bütün olarak Ortadoğu’daki siyasi gelişmelerde Önder Apo’nun etkisi ve PKK’nin rolü dikkate alındığında bu tutum Özgürlük Hareketi’ne yönelik bir komplo ve Kürt halkına yönelik ahlaksızca bir saldırıdır. Kürt halkının özgürlük mücadelesi her yerde gelişmiş; Kürtler özgür ve demokratik yaşama kavuşmaya çok yakınlaşmışlardır. PKK’ye yönelik gerçekleştirilmek istenen bu komplo, özgürlük mücadelemizin geriletilerek soykırımcı sömürgeci güçlerin Kürtler üzerindeki hakimiyetini sürdürmeye destek olmaktır.

Son 40 yılda Kürdistan’da yaşanan tüm gelişmelerde PKK’nin belirleyici etkisi bulunmaktadır. PKK’ye muhalif Kürt siyasi güçlerin varlığı ve siyasi etkisinde de bu 40 yıllık mücadelenin rolü vardır. Kürdistan’ın tüm parçalarında ulusal, siyasal ve toplumsal gelişmelerde PKK’nin rolü görülmeden bir değerlendirme yapmak mümkün değildir. Kürt karşıtlığının en fazla da Önder Apo ve PKK düşmanlığı olarak kendisini dışa vurması bu gerçekliğin ifadesidir.

PKK, DAİŞ SALDIRILARINA KARŞI EN BÜYÜK DİRENİŞİ YÜRÜTTÜ

Son yıllarda Ortadoğu ve dünya siyasetini en fazla ilgilendiren ve meşgul eden DAİŞ’in saldırıları olmuştur. PKK, Şengal’de insanlığın en eski inancı ve kültürüne sahip Êzidîlerin soykırıma uğratılmasının önüne geçerek başta bölge siyasi güçleri olmak üzere uluslararası siyasi güçleri çok ağır bir töhmetten kurtaran ahlak dersi vermiştir. DAİŞ’in saldırısında Hewlêr kapısını tutarak DAİŞ’in Hewlêr’e girişini engelleyen HPG-YJA STAR gerillalarıdır. Kerkük ve Süleymaniye’de DAİŞ saldırılarını ve tehdidini ortadan kaldıranlar da peşmergelerle birlikte yine HPG-YJA STAR gerillaları olmuştur. Tüm dünya halklarının ve demokrasi güçlerinin desteklediği Kobanê direnişinin zaferinde de burada YPG-YPJ savaşçılarının yanında fedaice savaşan ve ağır bedeller ödeyen HPG-YJA STAR gerillalarının büyük rolü olmuştur. PKK sadece DAİŞ’e karşı savaşmamış, demokratik ulus anlayışıyla Arap, Kürt, Süryani, Ermeni, Çerkez, Fars ve Türk kardeşliğine dayanan yeni bir Ortadoğu’nun yaratılmasında çok önemli adımlar atmıştır.

Önder Apo çizgisinde savaştığını söyleyen YPG-YPJ gerillalarının Fransa saraylarında ağırlandığını, Rojava Devrimi temsilcilerinin ABD dış ilişkiler salonunda kabul edildiğini tüm dünya bilmektedir. Bu yıllarda DAİŞ’le ilişkisi en fazla konuşulan ve sorgulanan ise Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı olmuştur. Şimdi ABD’nin DAİŞ’e karşı mücadelede çok ağır bedeller veren PKK, KCK ve HPG sorumlularının ihbar edilmesi için ödüller koyması Tayyip Erdoğan ve AKP’nin Kürt ve demokrasi düşmanı politikalarına destek vermektir. DAİŞ’e karşı mücadele verenler tasfiye edilmek istenmekte; ilişki içinde olanlar ise ödüllendirilmektedir.

HALKIMIZ VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ DERHAL AYAĞA KALKMALI

Tüm dünya halkları ve demokrasi güçleri bilmektedir ki, Önder APO kadın özgürlük çizgisinde özgürlük önderi, PKK özgürlük mücadelesi öncüsü, HPG de tarihin en eski halklarından olan Kürt halkının özgürlük mücadelesini veren gerilla gücüdür. ABD ideolojik ve politik saiklerle, mesnetsiz gerekçelerle bu gerçekliği tersyüz edemez. ABD yönetimi meşruiyet aldığı Amerika halkına da bu çirkin iftiralarını inandıramaz. ABD’nin bu tutumu ve kararı siyasi ve ekonomik çıkarlarla verilmiş ve kendini soykırımcı sömürgeci güçlerin suç ortağı yapmış bir karardır. Halkımız ve demokrasi güçleri ABD’den 1999’da Önder Apo’ya yönelik gerçekleştirilen komplonun özeleştirisi olacak bir tutum beklerken böyle bir tutum takınması bugün halklar, yarın da tarih tarafından yargılanacaktır.

Bu mesnetsiz ve ahlak dışı karar karşısında Kürt halkının, Ortadoğu halklarının ve tüm dünyadaki demokrasi güçlerinin sessiz kalması düşünülemez. Önder Apo’nun özgürlüğünün istendiği ve PKK’nin Avrupa’daki terör örgütleri listesinden çıkarılmasının tartışıldığı bugünlerde Duran Kalkan, Cemil Bayık ve Murat Karayılan yoldaşlarımıza yönelik bu saldırıya karşı halkımızın ve demokrasi güçlerinin mutlaka bir tutumu, duruşu ve mücadelesi olmalıdır. Önder Apo’ya yönelik komplonun bir parçası olarak gerçekleşen bu saldırıya karşı halkımız ve demokrasi güçleri derhal ayağa kalkmalıdır. Bu saldırıya karşı tutum Önder Apo’nun özgürlüğü ve komploya karşı mücadele ile birleştirilmeli, bu yönlü mücadele Kürtlerin bulunduğu her yerde tüm demokrasi güçleriyle birlikte yaygınca sürdürülmelidir. Bu yoldaşlarımızın şahsında Özgürlük Hareketi’nin tasfiyesine yönelik saldırının kabul edilmeyeceği; Kürt halkının soykırımını hedefleyen ve destekleyen bu saldırıya karşı mücadele edileceği çok güçlü bir biçimde ortaya konulmalıdır.”

669