Marco Camenisch ve bütün politik tutsaklara özgürlük!
23 yıldır kesintisiz hapishanede bulunan Marco’yu ne İtalya ne de İsviçre devleti ehlileştirebildi. Hapishaneden dünyanın dört bir yanına yazdığı mektup ve politik metinlerle, yaptığı çevirilerle, dayanışma çağrı ve açlık grevleriyle, enternasyonal devrimci mücadelenin önemli bir aktivisti ve mücadeleden vazgeçmemenin sembolü haline geldi. Dışarıdaki dayanışma ağını zayıflatmak ve Marco’yu yalnızlaştırmak için ne uyguladıkları tecrit ne de onu hapishane hapishane dolaştırmaları bir işe yaradı. 61 yaşındaki bu devrimci hala ilk günkü kadar mücadelesinden emin, kararlı ve inatçı. İşte bütün bunları gören İsviçre devleti, Marco’yu yıldırmak için neredeyse her yolu deniyor.
Örneğin diğer bütün tutukluların yararlandığı (dışarıda çalışma, uzun süreli tutukluların belli günleri dışarıda geçirme) hakların hiçbirinden yararlandırılmıyor. Yasal olarak 2008 yılından itibaren yıl içerisinde birkaç ay evine gönderilme hakkı varken, gerekçesiz biçimde bu haktan hiç yararlandırılmadı. Yine bütün tutuklular için geçerli olan, cezasının 2/3′sini yatmış tutukluların denetimli serbestlik çerçevesinde tahliye edilmeleri maddesi de teorik olarak 2012 yılında salıverilmesi gereken Marco için uygulanmıyor. Buna gerekçe olarak da onun terapi kabul etmemesi, işlediği suçtan uzaklaşmamış olması öne sürülüyor ve onun hala tehlikeli olduğu vurgulanıyor. Marco bu terapilere hiç katılmadı ve katılmıyor. Ve bu konuda 23 yıl sonra bile hala net: “Ben hasta değilim, politiğim!” Ayrıca İsviçre devleti çok açık bir biçimde Marco’nun radikal devrimciler için sembol bir figür olduğunu ve bu yüzden salıverilmesinin radikaller açısından bir motivasyon kaynağı olabileceği endişesi taşıdığını yüksek sesle dillendirmekten de çekinmiyor. Evet Marco sadece Avrupa coğrafyasında değil, Latin Amerikadan dünyanın pek çok yerine radikal devrimciliğin ve yıllara dayanan hapisliğe rağmen bundan vazgeçmemenin sembolü; her ne kadar o birey olarak sembolleştirilmesine karşı olsa da..
Dayanışmayı yükseltelim!
En son geçtiğimiz Aralık ayında kendisine uyusturucu testi yapılmasını reddettiği için 5 gün tecrit hücresine atıldı ve 6 ay süreyle bilgisayarına el konuldu. Marco’nun hapishanedeki en önemli aktivitesinin politik metinlerin çeşitli diller arası çevirilerini yapmak olduğu düşünüldüğünde, bilgisayar yasağının anlamı daha da netleşir. Uyuşturucu testi tacizi Marco için yeni değil ama o, bunu, tutuklandığı ilk günden bu yana prensip olarak reddetmeye devam ediyor. Uyuşturucu testi dayatmasını ve bilgisayarına el konulmasını protesto etmek için 30.12.13- 26.01.14 tarihleri arasında açlık grevi yaptı. Bundan önceki son açlık grevi 2013 Haziran ayında, 1984 yılından beri Fransa’da tutuklu bulunan ve cezası bittiği halde “hala tehlikeli” görülerek serbest bırakılmayan Lübnanlı komünist tutsak George İbrahim Abdallah’la uluslararası dayanışma haftasındaydı. Rote Hilfe’ye gönderdiği mektubunda şöyle diyordu: “İsviçre’deki mevcut siyasi tutuklular olarak ben ve komünist yoldaşım Andi, Fransız esaretinde bulunan Lübnanlı devrimci yoldaşımız George İbrahim Abdallah ile uluslararası eylem haftasına ortak bir katkı yapmak ve dayanışmak üzere bu açlık grevini yapıyoruz.(…)”
Marco’nun cezası 2018′de bitiyor, fakat İsviçre devleti daha şimdiden onu dışarı çıkartmamanın hesaplarını yapıyor. Yasalara göre zaten 1 yıldır denetimli serbestliğin uygulanması gerekiyor. Ama İsviçre devleti yapmıyor.
Marco’yu ancak dayanışmayı yükselterek özgürleştirebiliriz.
Marco libero!
Marco’ya ve bütün politik tutuklulara özgürlük!
İSVİÇRE ÖZGÜR TUTSAKLARLA DAYANIŞMA KOMİTESİ
ATİK- ULUSLARASI POLİTİK TUTSAKLARLA DAYANIŞMA KOMİTESİ İSVİÇRE
İtalyanca, almanca ya da ingilizce mektuplarınızla Marco’ya ya da Andi’ye bir selam vermek isteyenler için adresler:
Marco Camenisch, PF 75, CH-5600 Lenzburg
Andrea Stauffacher, Palmstrasse 2, CH-8411 Winterthur
Kaynaklar: Karakök Otonomu-İsviçre, www.aufbau.org, Rote Hilfe Schweiz, Bern Antifa
****************************************************************************************************************
Marco Libero!
Marco Camenisch kimdir?
Marco Camenisch.. İsviçreli eko-anarşist, 61 yaşında militan devrimci, 23 yıldır tutsak.. Kapitalizmin göbeğinde, küçük burjuva bir ailede doğan Camenisch sistemle yollarını henüz lise yıllarında ayırır. Okuduğu koleji yarım bırakıp, bir çiftlikte tarım eğitimine başlar. Bu aynı zamanda onun ideolojik tercihini yeşil anarşizmden yana yapmasının da başlangıcı olur. Nükleer santral karşıtı eko-aktivist olan Marco, 1979 yılı itibariyle birkaç yoldaşıyla beraber nükleer lobinin tesislerini sabote ettikleri devrimci şiddet eylemlerine başlar. İlk kez 1980 yılında tutsak düşer ve sabotaj eylemleri gerekçe gösterilerek 10 yıl hapse mahkum edilir. Poliste ve mahkemede ifade vermeyip, adliyeyle işbirliği yapmayı reddeder. Kaleme aldığı “Kulübelere barış, saraylara savaş” adlı bir makalesini mahkemede okur ve elektrik endüstrisinin yarattığı çevre yıkımını protesto ettiğini ve bu sabotajların kapitalizm karşıtı savaşın bir parçası olduğunu söyler. Tutukluluğunun ikinci yılında 5 arkadaşıyla beraber hapishaneden firar eder ve 10 yıl boyunca illegal olarak militan mücadelenin içinde yer alır. Bu süre zarfında illegal bildiriler yazıp gönderen Marco bir bildirisinde şöyle diyordu: “Bizim efendilerimiz olmak istiyorlar. Biz ise ne hizmetçi, ne efendi olmak istiyoruz. Bu yüzden bizi mahkum ettiler, biz de özgürlüğü seçip firar ettik.” Firardan 8 yıl sonra, Marco’nun babasının İsviçre’de bulunan mezarını ziyaret ederken görüldüğü iddia ediliyor ve buraya yakın bir yerde bir sınır polisi ölü olarak bulunuyor. İsviçre devleti ve medyası zaman kaybetmeden 1. şüpheli olarak Marco’yu ilan ederler. Sınır polisi öldürüldükten sonra kafasına ateş edildiği ve ölü birine ateş etmeye devam ettiği vurgulanarak Marco’nun ne kadar “tehlikeli bir psikopat” olduğu yaygarası koparılır. (Bu olaydan yıllar sonra Marco sadece “Ben bir militanım ve bir militan ateş etmesi gerektiğinde ateş eder ama politik bir militan asla bir psikopat değildir ve ölü birine ateş etmez” der.) 1991′de İtalya’da bir kimlik kontrolünde yakalanır. Burada kontrolden kurtulabilmek için bir polisi omzundan vurarak yaralar ama yine de ağır yaralı olarak yakalanmaktan kurtulamaz. Vücudundaki mermi yaraları hala duruyor..
1992 yılında İtalyan mahkemesi Marco’yu polis yaralamadan ve İtalya’da bir dizi nükleer karşıt ıeylemler gerçekleştirerek elektrik ekonomisini sabote etmekten 12 sene hapise mahkum eder. Marco adli otoriteyi yine tanımaz ve mahkemenin karşısına başka bir bildirisiyle çıkar: “(…)Siddetçi ve istisnasız direnişin ne kadar doğru ve acil gerekli olduğunu ancak tekrar söyleyebilirim. Bu savaş ancak sosyal, kültürel ve ekolojik olarak radikal bir şekilde yapılırsa, bizlere ve çocuklarımıza gelecek için umut verebilir. Bu savaş günlük hayatımızda başlamalı, tüketim faşizminin iktidari ile var olan binlerce ideal ve reel, büyük ve küçük işbirliklerimize karşı başlamalı. Boyun eğmek yerine düşünülmeyeni düşünmek! Korkuya karşı, cesaret geliştirmek!(…)”
Marco İtalya’da 9 yıl tutuklu kaldıktan sonra, ısrarla iadesini isteyen İsviçre’ye iade edilir. Burada cezasına, firardan önceki cezasından kalan 8 yılı eklerler ve delil yetersizliği ve görgü tanıklarının çelişkili ifadelerine rağmen sınır polisinin öldürülmesinden Marco’yu sorumlu tutarlar.