Ölüm Orucu gazisi olarak,hepinizi direniş geleneğimiz ve kararlılığımızla, devrimci duygularımla Partizanca selamlıyorum.
Faşist Türk devletinin tecrit,izalasyon ve imha politikaları dün olduğu gibi bugünde devam ediyor.Devrimci tutsaklar, zindanlarda faşizmin her türlü saldırılarına rağmen teslim alınamamış, örgütlü yaşamlarıyla, direnişleriyle halk için önemli bir güç ve moral değeri olmuşlardır.Devrimci tutsaklar, F Tiplerine atılarak örgütlülükleri dağıtılmak ve tecrit altında yalnızlaştırılarak, umutsuzlaştırılarak, iradeleri kırılarak teslim alınmak istenmişlerdir.
Halkın öncüleri devrimcilerin,komünistlerin teslim alındığı yerde, halkın mücadelesinin sindirilmesinin çok daha kolay ve hızlı gerçekleştirilebileceğini uman devlet,F Tiplerinin ne pahasına olursa olsun açılması ve tecritin uygulanması için direnen devrimcilere karşı topyekün bir saldırıya geçmişti.
Tüm saldırılara rağmen, büyük bedeller ödenerek, büyük bir iddia ve kararlılıkla sürdürülen kahramanca direniş hiç kuşku yok ki, tarihi dersler ve tecrübelerle doludur.
Bu mücadele devrim ile karşı devrim arasında kıyasıya süren bir mücadeledir.
Türk devletinin kuruluşundan bugüne tarihi , çeşitli milliyetlerden halkımıza karşı uyguladığı katliamlarla doludur.1915 Ermeni Soykırımının devamcısı olan ittihat ve terrakici faşist Kemalist Diktatörlük döneminde , Kürtler,Rumlar,Ezidiler,Aleviler kitlesel biçimde katledildiler,zulümlere uğradılar,göçe ve tehcıre zorlandılar. Tek millet,Tek vatan,tek bayrak ve tek din şeklinde özetlenen, ve bugünde aynı minvalde devam eden ırkçı faşist devlet genetiği olan bu zihniyet tüm hızıyla devam ediyor.Kürt illerinde Kürt ulusunun haklı ve meşru direnişini kanla ve zulümle bastırmak isteyen devletin, bugünkü AKP ve Erdoğan Kliğinin faşist saldırganlığı halkımızın direnişiyle boşa çıkartılacak ve eninde sonunda diktatörler tarihin çöp sepetine atılacaklardır.
İçinde bulunduğumuz Aralık ayınının katliamları olan,24 Aralık Maraş Katliamının, 19 Aralık 2000 Hapishaneler Katliamının ve 28 Aralık Roboski Katliamının sorumlusu faşist Devlettir.
Bu devlet ile barış ve çözüm olabilir gibi yanılsamalar boş bir hayaldir. Çözümde, barışta ancak demokratik Halk devrimi ile mümkündür. Bunun için , örgütlenmek ve birleşik devrimci mücadeleyi her alanda yükseltmek hepimizin omuzlarındadır.
Yoldaşlar, Dostlar,
15 Nisan 2015 tarihinde, Türk devletinin talebiyle başını Alman Devletinin çektiği Avrupa ülklerinde benimle birlikte 10 devrimci, 10 Partizan esir alınmıştır.Bizleri sindireceğini, boyun eğdireceğini sanan tüm herkez bilsinki; Bizler devrimciyiz ve Önderimiz Kaypakkaya`dan aldığımız bilinç ve cüretle hiç bir zulme boyun eğmeyiz.Uluslarası siyasi operasyona karşı tutumumuz politik bir tutum olacak ve Emperyalistleri ve uşakları Türk devletinin halka karşı zulmünü, önümüzdeki dönem çıkarılmayı beklediğimiz Alman mahkemelerinde biz yargılayacağız ve tarihsel sorumluluğumuz gereği devrimcilerin her koşulda direneceğini göstereceğiz.
Bu duygularımızla siz bugün etkinlikte bulunan tüm halkımızı, yoldaşlarımızı, dostlarımızı diğer tutsak yoldaşlarım adına da selamlıyor, Mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz..
Seyit Ali Uğur
Augsburg / Hapishanesi