PARTİZAN: Newroz ateşiyle özgürlüğe; Newroz Pîroz Be
“Egemenlerin mevcut sözcüsü AKP-MHP iktidarının, pandemiye aldırış etmeden hatta salgını fırsata çeviren bir yaklaşımıyla, başta Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi olmak üzere devrimci, ilerici tüm muhalefete yönelik saldırılarını hızlandırdığı bir dönemde Newroz’u karşılıyoruz.
“Faşist zorbaları bu coğrafyadan def edene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“T. Kürdistanı’nda pandeminin ilk ağır tablosuna rağmen kayyum atamaları devam etmiştir, eş başkanlar, belediye yöneticileri gözaltına alınmıştır. Geçtiğimiz bir yıl boyunca binlerce Kürdün payına tutuklama dışında bir şey düşmemiştir. Ancak tüm bunlara karşılık devlet ciddi bir direniş ve mücadele pratiği ile karşılaşmıştır. Bugün geldiğimiz noktada göstermelik önlemleri, kayıp milyar dolarları ile daha fazla teşhir olan egemenler, Boğaziçi ve devamında 8 Mart’ın zılgıtlarının yarattığı korkunun esiri olmuştur.
Bunun yanında derinleşen her türlü krizini örtmek, ertelemek, dikkatleri kendi iç tartışmalarından, çıkmazlarından kaydırmak için İdlip, Şengal ve en son Garê operasyonları eşliğinde savaş naralarına rağmen istediğini alamamış, hatta tersi yönde başarısızlıkları ile gündeme gelmiştir.
Kürt halkına, işçi sınıfına, kadınlara ve LGBTİ+’lara baskı ve yoksulluk dışında bir vaadi bulunmayan bugünün egemenlerin içinde bulunduğu duruma karşı devrimci ileri ve yurtseverler olarak mücadelemizden bir adım geri atmadık. O dönemin Dehak’larına karşı Demirci Kawa’nın ortaya koyduğu direnişi sürdürüyoruz.
Kökleri çok eskiye dayanan ve bugün direnişle sembolleşen Newroz, mitoloji odur ki; halkına zulmeden Asur kralı Dehak’ın, Demirci Kawa tarafından öldürülmesi sonucu, bir halkın zalim bir tirandan kurtulup özgürlüğüne kavuşmasının bir sembolü oldu. Kürtler açısından yaşayan bu direniş geleneği üzerinden tarihsel bir anlamı olan Newroz, özellikle 1982’de Diyarbakır zindanlarında Mazlum Doğan’ın 21 Mart’ı 22 Mart’a bağlayan gecede üç kibrit çöpü yakmasıyla başka bir anlam kazandı.
Newroz, Kürtlerin yaşadıkları asimilasyon politikalarına karşı bir tür kurtuluş mücadelesine dönüşmüştür. Newroz’un onlarla beraber anlamını kazandığı; sarı-kırmızı ve yeşil, Mazlum Doğan’lar ve direniş sloganları yasaklanarak içinin boşaltıldığı Newroz’un örgütlenmesi, devletin arzusu hep boşa çıkmıştır.
Komünist Önder Kaypakkaya’nın 90 günlük işkenceler altında faşist cellatlara diz çöktürdüğü Amed zindanı, 1982’nin 21 Mart’ında üç kibrit ile çakılan ilk kıvılcıma sahne olmuş, bu kıvılcım alanlarda Newroz ateşine dönüşmüş, zalim Dehaklara karşı mücadele ruhunu yükseltmiştir.
O ateş, TC devletinin 2012 yılında Hacı Zengin İstanbul Kazlıçeşme’de, 2017 yılında ise Kemal Kurkut Amed’de katletmesi ile söndürülememiş, aksine harlanmıştır.
Bizler Demirci Kawa’dan Mazlum Doğan’a direniş ve isyanı, birleşik mücadelemiz ve duruşumuzla büyütmeye, umudu ve özgürlüğü haykırmaya devam edeceğiz!
Rojava topraklarında boy veren birleşik direniş ruhuyla ilmek ilmek ördüğümüz umudumuzla alanlarda, meydanlarda olacağız!
Newroz ateşini birleşik mücadelemizle kuşanıp özgürlüğe yürüyecek; faşist zorbaları bu coğrafyadan def edene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
Tüm halkımızı eylem alanlarında olmaya, sokaklarda meydanlarda bulunduğu her yerde Newroz’un mücadele coşkusuna katılmaya ve bu coşkuyu birleşik direniş ruhuyla büyütmeye çağırıyoruz.
Newroz Pîroz Be
Faşizme Karşı Birlik-Mücadele-Zafer”