THKP-C/MLSPB Merkez Komite: “Anti-Emperyalist mücadele çizgisidir HAZİRAN”
Tarih 17 Mayıs 1971’i gösterdiğinde hamarat apartmanının posta kutusuna, Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi gerillaları tarafından “Ortadoğu halklarının baş düşmanı Amerikan emperyalizminin maşası Siyonist Efraim Elrom’u kaçırmıştır.” Notu bırakılmıştı.
Oligarşik diktanın Erim kabinesi emperyalist efendilerinin talimatıyla artık tümüyle ABD’nin vurucu gücü ve aleti olmuş Türk ordusu eliyle “balyoz harekatı” adını verdikleri sıkıyönetim ilan ettiler. Asayişi sağlama paravanası adı altında İlerici, demokrat, Atatürkçü ve laiklik yalanı ile oligarşinin askeri kanadı cunta, halka karşı terör estiriyordu. Elrom eylemi cuntayı şaşkına çevirmiş maskesini düşürmüştü. Siyonist İsrail’in bir ajanı için binlerce ev basılmış, onbinlerce kişi gözaltına alınmıştı.
Efraim Elrom’un kaçırılması ile Türkiye devriminin yolu politik-askeri olarak netleşmiş ve saflaşma gerçekleşmişti. “Silahlı devrim cephesi” ve “oligarşinin soldaki uzantıları pasifist cephe.” Böylece “Biz eskileriz, biz biliriz” diyen “cazip şöhretlerin” dönemi kapanmıştır. Artık Türkiye devriminin yolu 1 Haziran 1971 silahlı devrim cephesidir.
İstanbul/Maltepe’de günlerce süren çatışma sonrası iki gerilla Mahir Çayan yaralı ele geçirilmiş, Hüseyin Cevahir şehit düşmüştü. Anti-emperyalist 68 gençlik hareketi içinde şekillenen devrimci hareketimiz 71 silahlı pratiği ile Türkiye işçi sınıfının partisi THKP’nin ilanını anti-Siyonist eylemle dost ve düşman herkese ilan etmişti. Posta kutusuna bırakılan notta verilen ültimatom netti. Emperyalist boyunduruktan kurtulmanın, oligarşik diktayı parçalamanın ve de Emekçi halkın kurtuluşunu gerçekleştirmenin yolu politikleşmiş askeri savaştı.
Emperyalizmin ülkemizdeki “yerli ve milli” işbirlikçi köpeklerinin cunta ile uygulamaya koymak istedikleri plan bozulmuş ve halka karşı gericiler arası ittifak tekrar kurulmuştu. Baltalanan plan 8 yıl gecikmeli olarak 12 Eylül 1980’de tekrar sahnelenecekti. Türkiye işçi ve emekçi halkının ensesinde yıllarca ilericilik, laiklik, demokratlık ve Atatürkçülük yalanı adı altında boza pişiriliyordu. Cuntanın maskesi düşürülmeli ve planı bozulmalıydı.
Tarih 6 Haziran 1981 “bir avuç maceraperest” cunta ile bir kez daha İstanbul/Maltepe’de karşı karşıyaydı. Silahlı devrim cephesi gerillaları Türkiye devriminin yolunu tıkama planını devreye koyan ABD’ci generaller çetesi ile düelloya tutuştular. Döneklerin ve faşist cellatların, ihanet zinciri kırılmalı idi. Tarihin akışı teslimiyeti reddeden anlayışın namludaki mermiyi tetiklemesi ile şekillenecekti.
İkinci kez cuntanın maskesi düşürülememiş, planı bozulamamış olsa da ihanet zinciri kırılmıştı. İhanet zincirini kıran Doğan Özzümrüt, Ercan Yurtbilir, Tamer Arda, Mete Atilla Ermutlu idi.
16 Nisan 1981 CIA Ajanı Alberto Sam Novello ölümle cezalandırılmıştı. ABD öldürülen bir ajanına karşı “yerli ve milli” işbirlikçi köpeklerinden kelle istiyordu. “Yerli ve milli” faşist köpekler idam kararını Filistin halkıyla dayanışma gününde verdiler. CIA yetkilisi Robert Commer ve beraberindeki Amerikan heyeti 20 Haziran 1981′de Türkiye’ye geldiler. Amerikan heyetinin talimatı ve Türkiye’den ayrılmasından 3 gün sonra, 25 Haziran 1981’de Ahmet Saner ve Kadir Tandoğan yoldaşlar “Yerli ve Milli” faşist köpekler tarafından idam edildiler.
İşte biz teslimiyeti reddeden, ihanet zincirini kıran, Türkiye devriminin yolunu çizen 1971 silahlı devrim cephesinin yolcuları Mahir Arpaçay, Alper Çakaslarız. Tarihimizden öğreniyoruz. Anti-faşist mücadele asla Anti-emperyalist mücadeleden kopuk ele alınamaz. Hiç eveleyip gevelemeye gerek yok, bizim pratiğimizi birinci dereceden ilgilendiren “Yeni-sömürgecilik” olgusu ortadan kalkmış değil.
Her kim meseleyi Yeni-sömürgecilik” olgusundan kopuk olarak ele alırsa bütün samimi çaba ve gayretlerine rağmen eninde sonunda oligarşik diktanın şu veya bu düzen (burjuva) partisine yedeklenir ve yozlaşır.
Elbette destanlaşan tarihimizde yıllarca özlemini duyduğu yaşamı, bataklığı tercih edenlerde olmuştur. Hareketimizin değerlerini kendi kişisel çıkarları için kullanan çürümüşler 16 Kasım 1994 tarihinde Yüksel Geniş yoldaşı arkasından vurdular. Yüksel yoldaşa kurşun sıkan katilde, o tetiği çektiren azmettiricilerde hareketimizin değerlerini kirleten düşkünlerdir. Yüksel Geniş devrim ve sosyalizmin sıra neferi olarak partimizin şehitleri arasında adı onurla anılacaktır.
Yoldaşlar destanlaşan bu tarih bizim, ihanet zincirini tutanlara, bataklığı tercih edenlere karşı tarihin şekillendirdiği irade THKP-C/MLSPB olarak Haziran şehitlerimiz şahsında tüm devrim ve sosyalizm mücadelesinde şehit düşen yoldaşlarımızı anıyor ve diyoruz ki HAZİRAN’ı anmak savaşmaktır.
Katil oligarşi
Kahrolsun emperyalizm
Ya özgür Vatan Ya ölüm!
THKP-C/MLSPB
Merkez Komite