TKP-ML MK-SB: Şan olsun ki Adlarını,And olsun ki Miraslarını yaşatacağız!
“Tarihin sonunun geldiğini” ilan edenler, “Marksizm’in öldüğünü” buyuranlar, “sınıf mücadelesinin bittiği”nden bahsedenler hep birlikte ağız değiştirdiler. Emperyalist kapitalist sistemin proletaryaya ve dünya halklarına sunduğu yaşam, artan sömürünün yanında işsizlik ve yoksulluğun geldiği aşama, vekalet savaşlarının yarattığı ölüm ve kitlesel göçler, ırkçılığın-yabancı düşmanlığının ulaştığı boyut işçi sınıfı ve dünya halklarında sisteme yönelik derin bir öfke ve tepki biriktirmiş durumdadır.
Emperyalist kapitalist sistem, kendi içindeki rekabetin faturasını işçi sınıfı ve ezilen halklara ödetmektedir. Son olarak ABD emperyalizmi ve gerici İran molla rejimi arasında yaşanan dalaş, dünyayı yeni bir çatışmanın eşiğine getirmiştir. Bir kez daha işçi sınıfına ve ezilen dünya halklarına savaş, yoksulluk, açlık, işsizlik ve göç dayatılmaktadır.
Bunun yanısıra emperyalist kapitalist sistemin aşırı kar hırsı beraberinde gezenimizi yok oluşa sürüklemektedir. “İklim krizi” olarak tariflenen ancak “kapitalizmin gölgesini satamadığı ağacı kesmesi” olarak tanımlayabileceğimiz gerçeklikte dünya canlılar için yaşanmaz hale gelmiş durumdadır ve emperyalist kapitalist sistem tarafından yok oluşa sürüklenmektedir.
Bir avuç azınlığın çıkarı için milyarlarca insan sömürü, yoksulluk, açlık, işsizlik kıskacında yaşam mücadelesi vermektedir. Bu somut gerçeklik, işçi sınıfını ve ezilen dünya halklarını isyana sürüklemiş, onlarca ülkede kitlesel gösteriler yaşanmıştır, yaşanmaktadır.
Yoldaşlar, Türk, Kürt Uluslarından, Çeşitli İnanç ve Milliyetlerden Halkımız!
Ülkemiz de dünya çapında yaşanan bu gelişmelerden bağımsız değildir. Türk, Kürt uluslarından, çeşitli inanç ve milliyetlerden Türkiye toplumu bir yandan kendine dayatılan ağır ekonomik kriz koşullarıyla mücadele etmekte diğer yandan sınır içi ve sınır dışı faşist saldırganlıkla karşı karşıya bırakılmaktadır. Türk hakim sınıfları, emperyalist rekabetten faydalanma hayaliyle tarihinin en saldırgan dönemlerinden birini yaşamaktadır.
Bir bütün olarak Türkiye halkına ağır bir ekonomik kriz dayatılmakta, iflas ve intiharlar gündeme gelmekte, kadın ve LGBTİ+’lara yönelik katliamlar artmakta, Kürt ulusuna yönelik sınır içi ve dışında “kayyım” siyaseti izlenmekte, Alevilerin evleri işaretlenmeye devam edilmekte, gözaltında ve hapishanelerde tutsaklara yönelik işkence giderek artırılmaktadır. Faşizm en küçük demokratik gösteriye dahi tahammül edememektedir. Türk hakim sınıfları içinde bulundukları krizi aşma adı altında çevre katliamlarına yol açan “çılgın projeler”i devreye sokmakta, Rojava’ya yönelik işgal saldırısının ardından Libya çöllerine sefere çıkılmaktadır. Özetle faşizm korktukça saldırganlaşmakta, saldırganlaştıkça daha da korkmaktadır. Hakim sınıflar, yeni “Gezi”lerden bahsetmekte, halk ayaklanmalarına karşı korkularından kaynaklı paramiliter güçlerin örgütlenmesinin gerekliliğinden söz etmektedirler.
Ancak korkunun ecele faydası yoktur. Faşizmin sınır içi ve dışı saldırganlığına karşı her alanda mücadelenin sürüyor olması korkularını daha da artırmaktadır. Faşizme karşı kavga sürmekte, devrimciler ve komünistler ölümsüzleşmeye devam etmektedir. Proletaryanın ve halkın çıkarları için yaşamını tereddütsüzce verenler, yarını kazanma mücadelemizin, faşizmi ezme kararlılığımızın somut kanıtları olmaya devam etmektedir. Bu bağlamda proletaryanın ve ezilen halklarının mücadelesinde ölümsüzleşenlerimiz sınıfsız, sömürüsüz dünya mücadelemizde yol işaretlerimiz, kutup yıldızlarımız olmaya devam etmektedir.
Proletaryanın ve halkın, haklı ve meşru davasında ölümsüzleşenlerimizi anarken onların değerli anıları ve mücadele birikimlerinin özgür bir gelecek yaratma mücadelemizde en temel güç kaynaklarımızdan biri olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.
Parti ve Devrim İçin Ölümsüzleşenlerimizin İzindeyiz!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Yaşasın Marksizm Leninizm Maoizm!
Yaşasın Partimiz TKP-ML, Halk Ordusu TİKKO, Kadın Örgütümüz KKB, Gençlik Örgütümüz TMLGB!
TKP-ML MK-SB
Ocak 2020