YDG: Kampanyamızın Coşkusuyla 9. Konferansa

“Kampanyamızdan Notlar!

Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz divan toplantısında, önümüzdeki süreci örgütlemek için bir kampanya ile sürece başlamanın önemi üzerine tartışmalar yürüttük. Birçok alanımızın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz toplantımızda kolektif bir biçimde süreci tartıştık. Genel olarak süreci değerlendirdiğimiz tartışmaların sonucunda Şengal halkıyla dayanışmayı yükseltmek için “Rojava ve Şengal için Direnişe Omuz Ver, Dayanışmayı Büyüt!” şiarıyla bir kampanya örgütleme kararı aldık.

Ortadoğu halklarına emperyalistlerin eli kanlı çeteler aracılığıyla yaptığı zulüm ve katliamların arttığı bir süreçte kampanyamıza başlamıştık. IŞİD’in Şengal’de yaptığı katliam, Rojava’da Kürt halkının demokratik kazanımları ekseninde gençliğe düşen görevler kapsamında yürüttüğümüz tartışmaların açığa çıkardığı sonuçlar kampanyamızın temel eksenini oluşturdu.

Kampanyamızı, yaşadığı topraklardan göç etmek zorunda kalan halkımızın insani ihtiyaçlarının karşılanması için oluşturulan yardım kampanyalarının güçlendirilmesine katkı sunmasının yanında, ülkemizde Kürt ulusal sorunu ekseninde gelişen gündemlerde devletin; faşist, ırkçı, milliyetçi saldırıların palazlanmasına zemin hazırlayan politikalarına karşı anti-şoven mücadeleyi yükselteceğimiz bir minvalde ele aldık. Alanlarda kampanya kapsamında yürüteceğimiz çalışmalara dair kapsamlı tartışmalar yürüttük.

 Refleks Kabiliyetimizi Güçlendirdik!

Tartışmaları sonlandırdığımız, kampanyamızı somutlaştırdığımız toplantımızın ardından, Kobane’de IŞİD’in saldırılarını artırdığı ve bu saldırılara karşı Pirsus sınır hattında Kürt halkının Kobane direnişini yükseltmek için nöbet tutmaya başladığı döneme denk düşmektedir. Basından takip ettiğimiz bu gelişmeler karşısında kampanyamızın ilk günlerinde hızlı bir şekilde örgütlenerek ve bizim açımızdan önemli bir refleks göstererek birçok alanımızdan bir heyet oluşturarak Pirsus sınır hattındaki nöbetlere dahil olmak, Kobane ile dayanışmayı yükseltmek amacıyla sınıra gittik. Uzun bir süredir politik gelişmeler ve devletin saldırıları karşısında refleks kabiliyetimizin güçlendirilmesine dair bir dizi tartışma yürütmüştük.

Anlık gelişen meselelere dahil olma, saldırılara karşı hızlı bir şekilde organize olarak konumlanma meselesinde atıl kalmamız uzun bir süredir tartıştığımız ve değiştirmeye çalıştığımız gerçekliğimizdir. Özellikle Kürt ulusal sorunu kapsamında yaşanan katliamlar, yeni gelişmeler karşısında hızlı bir şekilde konumlanamama hali bizim önemli gündemlerimizden biriydi.

Bu açıdan Kobane’deki gelişmeler karşısında belirleyeceğimiz hareket tarzı, atacağımız adımlar kampanyamızın olumluluğunu belirleyen temel noktalardan birisiydi. Buradan doğru hızlı bir şekilde Kobane sınırına gitmemiz bir ayı aşkın bir süre dönüşümlü olarak oradaki direnişin bir halkası olma çabamız kampanyamızın en önemli olumluluğudur. Birçok alanımız bu kapsamda yaptığımız çağrılara hızlı bir şekilde yanıt oldu ve birçok yoldaşımız halkımızın tuttuğu nöbetlerin bir parçası oldu.

Bu olumluluğun yanında bir taraftan da alanlarda kampanyamızın gündemimizden düşmeden çalışmalarının sürdürülmesi esasa aldığımız bir diğer noktaydı. Kampanya süresince bu meselede belli eksiklerimizin olduğunu vurgulamalıyız. Kısada olsa belli dönemlerde kampanya çalışmalarımızın ivmesi düşmüştür. Aynı zamanda tartışmalarımızla düşen ivmemize de müdahalelerde bulunduk ve çalışmalarımıza hız kazandırdık.

 Kitle Çalışmasında Deneyim Kazandık!

Bazı alanlarımızda düzeni ve istikrarı konusunda sıkıntılar yaşasak da sürekli olarak dayanışma stantları açılarak hem yardım kampanyası güçlendirilmiş hem de anti-şoven mücadele kapsamında iletişime geçtiğimiz kitleyle bir dizi tartışma yürütülmüştür. Kampanyamızın dayanışma yönünden yola çıkarak kitleyle iletişim kuracak araçlar geliştirdiğimizi ve buradan doğru Kürt ulusal sorunu kapsamında bir dizi tartışma olanağı yarattığımızı söyleyebiliriz.

Hazırladığımız merkezi materyallerin birçok alnımızda etkili bir biçimde kullandığımızı vurgulamalıyız. Ankara, İzmir, Dersim, İstanbul, Adana başta olmak üzere birçok alanımızda merkezi materyallerimiz etkili bir biçimde kullanılmıştır. Özellikle birçok alanımızda şehir merkezlerinde açtığımız stantlarla daha geniş ve farkı kesimlerden kitleyle iletişime geçip kampanyamızı anlatabildik.

Merkezi materyallerimizin dışında yeni araçlar yaratarak çalışmalarımızı sürdürdüğümüz kampanyamız bu açıdan Dersim alanımızda etkili bir şekilde kullanılabilmiştir. Dersim alanımız farklı araçlarla ve geniş kitle toplantılarıyla kampanyamızı kendimizle sınırlı tutmamış, kitlelerinde kampanya sürecine dahil olmasını sağlayabilmiştir.

Genel olarak istikrar sorunu yaşasak da üniversitelerde bir dizi çalışma yaptığımızı, eylem ve etkinliklere dahil olduğumuzu söyleyebiliriz. Kampanyamız döneminde üniversitelerde yapılan boykot çağrılarının işlevli olması için çabamızın eksik olduğunu söylemeliyiz. Ancak Mersin alanımızda boykot sürecinde etkin olduğumuzu söyleyebiliriz. Benzer bir sorunu lise çalışmamız açısından da vurgulamalıyız. Önümüzdeki kampanya süreçleri lise çalışmasına yoğunlaşmamız gerektiği sonucunu açığa çıkarmıştır.

Kampanya süreçlerinin yoğun bir kitle faaliyetinin yanında politik gelişimimiz, inisiyatif almamız açısından da bizi geliştiren süreçler olduğu açıktır. Bu açıdan Dersim ve İzmir alanımızda yoğun kitle faaliyeti birçok yoldaşın gelişimine katkı sunmuştur. Kampanyamızın gündemi politik gelişimimiz açısından da teşvik edici olmuştur. Genel olarak Ortadoğu’daki gelişmelere hakim olma, politik gündemi sistemli bir biçimde takip edip değerlendirebilmemiz açısından olumlu bir süreç geçirdik ve bu olumlukları yayınlarımız aracılığı ile okurlarımıza da taşıyabildik.

Kampanyamızın sonlanmasıyla konferans hazırlıklarımıza başlamış bulunmaktayız. Konferansımız temel gündemi kampanya gündemimize eş düşmektedir. Şimdi kampanya sürecinde yarattığımız hareketliliği 9. Konferansımız için büyütme, deneyimlerimizi birikime dönüştürme zamanıdır.

YENİ DEMOKRAT GENÇLİK”