Perşembe Kasım 7, 2024

Yurtsever halkımıza ve demokratik kamuoyuna!

kaypakkaya-partizan
9 Ekim 1998’de başlatılan uluslararası komploya karşı Önder Abdullah Öcalan etrafında kenetlenerek 20 yıldır özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten herkesi selamlıyoruz. Bu kutsal mücadelenin kahraman şehitlerini, Halit Oral yoldaştan başlayarak Umut Acar’a kadar bedenini ateşe verip Önder Abdullah Öcalan etrafında ateşten barikat oluşturan “Güneşimizi Karartamazsınız” direnişçilerini saygı ve minnetle anıyoruz.

 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ve şahsında Kürt halkına ve demokratik insanlığa karşı 9 Ekim 1998 tarihinde başlatılan tarihi uluslararası komplonun 20. Yıldönümünü yaşıyor ve komploya karşı varlık ve özgürlük mücadelesinin 21. Yılına giriyoruz. Bu vesile ile tarihin en kirli ve vahşi saldırısı olan uluslararası komploda yer alan bütün güçleri tüm devrimci nefretimizle lanetliyoruz. 9 Ekim 1998’de başlatılan uluslararası komploya karşı Önder Abdullah Öcalan etrafında kenetlenerek 20 yıldır özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten herkesi selamlıyoruz. Bu kutsal mücadelenin kahraman şehitlerini, Halit Oral yoldaştan başlayarak Umut Acar’a kadar bedenini ateşe verip Önder Abdullah Öcalan etrafında ateşten barikat oluşturan “Güneşimizi Karartamazsınız” direnişçilerini saygı ve minnetle anıyoruz. Özellikle komploya karşı yirminci yıl mücadelesini tarihi bir kahramanlıkla geliştiren ve komplocu güçlerin yüreğine daha derin bir korku salan Delal Amed, Zeki Şengalî ve Atakan Mahir Yoldaşlar şahsında tüm yirminci yıl direniş şehitlerini saygıyla anıyor, 21. Yılda uluslararası komployu tümden boşa çıkarma mücadelesini daha güçlü ve kararlı bir temelde geliştirerek Önder Abdullah Öcalan’ın özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşmasını sağlamak için zafer kararlılığıyla mücadele edeceğimizin ve başaracağımızın sözünü veriyoruz.

Bilindiği gibi, 1 Eylül 1998 tarihinde ateşkes ilan ederek Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi temelde çözümü için çağrıda bulunan Önder Abdullah Öcalan’a karşı Kürdistan’da soykırım uygulayan küresel, bölgesel ve yerel gerici güçler 9 Ekim 1998 tarihinden itibaren komplocu bir saldırı başlatmıştı. Küresel kapitalist modernite sisteminin öncülüğünü yapan Amerika, İngiltere ve İsrail Devletleri tarafından planlanan ve koordine edilen bu faşist-soykırımcı saldırı, tüm gerici güçler seferber edilerek ve hiçbir ahlâkî ve hukuki kurala bağlı kalınmayarak tam yirmi yıldır vahşice uygulanmaya çalışıldı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan yirmi yıldır rehine tutulduğu İmralı işkence ve tecrit sistemi içerisinde tarihin en ağır baskı ve tehdidine maruz bırakıldı. Aslında yirmi yıl boyunca İmralı işkence hanesinde Önder Abdullah Öcalan şahsında tecrit edilip baskı altına alınan Kürt halkı, kadınları ve gençleriydi, Ortadoğu halkları ve tüm özgür insanlıktı. Kapitalist modernite sistemi, bölgenin faşist-soykırımcı güçleri ve işbirlikçi ihanet, bu biçimde Önder Abdullah Öcalan şahsında tüm bu güçlerden intikam almak istedi. Fakat Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünden ve Kürt halkının özgür varlığından korkan tüm bu güçlerin vahşi çaba ve saldırıları yirmi yıldır sonuç vermedi. Kendi varlığını ve özgürlüğünü bölge halklarının kurtuluşu, insanlığın özgürlüğe ve demokrasiye kavuşması, kadınların ve tüm ezilenlerin özgürlüğü ile birleştirmeyi başaran Kürdistan halkı, tüm bu güçlerle birlikte yirmi yıldır geliştirdiği destansı mücadele ile uluslararası komployu parçalamayı ve özgürlük umudunu daha güçlü yeşertmeyi başardı.

Ancak sömürgeci-soykırımcı T.C Devleti ve onun faşist AKP-MHP hükümeti, bugün son bir çırpınışla ve en vahşi katliam uygulamalarıyla uluslararası komployu sürdürmeye çalışmaktadır. İmralı rehine sistemini Önder Abdullah Öcalan üzerinden ağır bir işkenceye dönüştürerek, söz konusu ağırlaştırılmış tecridi halkımıza karşı tırmandırılan faşist saldırılar biçiminde sürdürme çabasındadır. Kürdistan halkının, Önder APO ve PKK öncülüğünde geliştirdiği özgürlük mücadelesiyle elde ettiği tüm kazanımları birer birer tasfiye etmek istemektedir. Söz konusu faşist-soykırımcı saldırıları tırmandırarak Bakurê Kürdistan ve Kuzey-Doğu Suriye devrimlerini ve Başûrê Kürdistan halkımızın kazanımlarını yok etme amacına vardırmaktadır. Cizre ve Sur başta olmak üzere Bakurê Kürdistan’daki katliam uygulamaları, Afrin’in işgali ve demografyayı değiştirme çabaları, Mınbıc’tan Derik’e Rojava’ya yönelik tehditleri bilinmektedir. Yine Şengal’de Zeki Yoldaşın alçakça yöntemlerle katledilmesi, saldırının boyutlarını gözler önüne sermektedir. Bu saldırılar, Hitler ve Mussolini faşizmini geride bırakmakta, İttihat ve Terakki soykırımcılığının güncellenmesi olmaktadır.

Bugün uluslararası komplocu güçlerin de yardım ve desteğiyle AKP-MHP faşizminin tekniğe dayalı olarak gerilla güçlerimize yönelik saldırı yapmadığı gün hemen hemen yoktur. Ancak Kürdistan Özgürlük Gerillasının kahramanlık çizgisindeki direnişi tüm bu saldırıları boşa çıkartmakta ve Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü dayatmaktadır. İmralı’da ve tüm Kürdistan’daki baskı ve katliamların intikamını almaktadır. Bedeli ne olursa olsun Özgür Önderlik, Özgür Ülke, Özgür Halk ve Özgür Yaşamdan asla vazgeçilmeyeceğinin açık kanıtı olmaktadır. AKP-MHP faşizmini çılgına döndüren ve 20. Yıldönümünde komploya verilen açık cevap olan Batman intikam eylemi, sömürgeci-soykırımcı TC faşizminin tekniğe dayalı saldırılarının sonuç almaktan ne kadar uzak olduğunu, tersine özgürlük mücadelemizin ise zafer kazanma imkanının ne kadar somut ve yakın olduğunu bir kez daha tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Bu temelde ve Batman eylemi şahsında faşist-soykırımcı gericilikten hesap soran kahraman gerilla direnişini kutluyor ve selamlıyor, her zaman başarılı olacaklarına dair inancımızı ifade ediyoruz.

Hiç kuşkusuz yirmi yıldır Önder Abdullah Öcalan’ın İmralı zindanında büyük bir kararlılık ve inatla geliştirdiği direniş, tarihin tanık olduğu en onurlu ve anlamlı bir direniştir. Bu gerçek, hiçbir biçimde yadsınamaz bir hakîkattır. Bu direniş Kürt halkının ve bölge halklarının önünü aydınlatan bir direniştir. Bu direniş, başta kadınlar olmak üzere tüm ezilenlere kurtuluş yolunu gösteren bir direniştir. Bu direniş tüm insanlığa yol gösteren bir direniştir. Dolayısıyla tarihi İmralı direnişinin teorik ve pratik aydınlatıcılığı ve yol göstericiliği sürekli olacaktır.

Uluslararası komplonun 21. yılına girerken Önder Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağır baskı ve tecrit özünde Kürdistan, Ortadoğu ve dünya halklarına, tüm emekçilere, kadın ve gençlere yönelik bir baskı ve saldırı anlamına gelmektedir. Çünkü Önder APO, başta Türk sömürgeciliği olmak üzere kapitalist modernitenin geliştirdiği tüm saldırılara karşı yeni bir özgür yaşam alternatifini ortaya koymuş ve geliştirmiştir. Kadın özgürlüğüne, demokratik ulusun inşasına ve ekolojik topluma dayanan çözüm gerçeği, her geçen gün Kürdistan, Türkiye ve bölge halkları ve tüm insanlık tarafından daha fazla anlaşılmakta ve pratikleştirilmektedir. Eğer İmralı işkence ve tecrit rejimi karşısında kapitalist modernite güçleri sessiz-sağır rolünü oynuyorsa, CPT ve AİHM gibi kurumlar kendi kuruluş gerekçe ve kanunlarını bile ayaklar altına alıp çiğniyorsa, işte bunun temelinde Önder Abdullah Öcalan’ın kapitalist modernite karşısında geliştirdiği demokratik modernite kuramı ve pratiği yatmaktadır. Bugün demokratik modernite kuramı tüm ezilenlerin kurtuluş yolunu aydınlatmakta, büyük bir umut ve cesaretle ezilenleri kurtuluş mücadelesine sevk etmektedir. Özgür gelecek, demokratik modernite kuramı temelinde mücadele edenlerin olacaktır.

Nasıl ki tarihin tüm dönemlerinde zulmedenler, kan dökenler kendi döktükleri kanda boğulmaktan kurtulamamışlarsa, Önder APO şahsında Kürdistan halkına yönelik en ağır zulmü ve soykırımı gerçekleştirmeye çalışan Erdoğan-Bahçeli faşist-soykırımcı diktatörlüğü de döktüğü kanda boğulmaktan hiçbir zaman kurtulamayacaktır. Halkımızın tarihi hesap sorma kararlılığından ve büyük öfkesinden kurtulamayacaktır. Kürdistan Özgürlük Gerillasının ve halkının geliştirdiği kahramanca direniş daha şimdiden AKP-MHP faşist-sömürgeci diktatörlüğünü derin bir kriz ve çöküş içine sokmuştur. Bu temelde faşist AKP-MHP sömürgeciliğinin sonunun çok yakın olduğu açıktır. Bu da Özgürlük Hareketimizin ve halkımızın zafere ve özgürlüğe her zamankinden yakın olduğu anlamına gelmektedir. AKP-MHP faşizminin medya üzerinden geliştirdiği yoğun psikolojik savaş yöntemlerinin de bu gerçekliği gizlemesi mümkün değildir. İmralı’da direnen Önderlik, direnen halk ve savaşan gerilla, insanlığın büyüyen özgürlük umududur. Uluslararası komploya karşı 21. Yıl mücadelesi bu gerçekliği çok daha yakıcı hale getirecektir.

İşte bu temelde, uluslararası komplonun 21. yılına Hareket ve halk olarak Apocu çizgide derinleşme, örgütleşme ve savaşma kararlılığımızı daha da geliştirerek giriyoruz. Böyle bir duruş ve mücadele ile uluslararası komployu yenilgiye uğratacağımıza kesinlikle inanıyoruz. Bu temelde bir kez daha komplocu güçleri lanetliyor, kahraman şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızı ve dostlarımızı 9 Ekim komplosunu protesto eylemlerine daha güçlü katılmaya, 9 Ekim’den 15 Şubat’a kadar olan süreçte komployu protesto ve Önder APO’ya özgürlük eylemlerini bir kampanya biçiminde çok daha güçlü ve bütünlüklü geliştirmeye, 21. Yıl mücadelesini komployu yenilgiye uğratma temelinde yükseltmeye çağırıyoruz!

Kahrolsun 9 Ekim ve 15 Şubat Uluslararası Komplosu!

Kahrolsun Faşist-Sömürgeci-Soykırımcı Diktatörlük!

Yaşasın Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Mücadelesi!

Yaşasın İmralı Öncülüğündeki Varlık ve Özgürlük Direnişi!

Bijî Rêber APO!

 

8 Ekim 2018

PKK Yürütme Komitesi

864