Yusuf Demir: Kardeşimin göbek adını 'kod adı' yaptılar
Tutuklu Eğitim Sen üyesi Yusuf Demir'in duruşması yarın, İnsan Hakları Gününde görülecek. Demir, basına yazdığı mektubunda hakkındaki iddiaların çelişkilerini anlattı.
KESK İstanbul 7 No'lu Şube'nin aktif üyesi olan öğretmenlerden Yusuf Demir, 16 Ekim 2012 tarihinden beri “TKP-ML örgüt üyesi olmak ve patlayıcı bulundurmak” suçlamasıyla tutuklu. Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Demir'in yargılandığı davanın 4. duruşması yarın görülecek.
Demir, cezaevinden gönderdiği mektubunda, 14 ay önce "örgüt operasyonu" kapsamında gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlatarak, "Tutuklandığım gün bir kızım dünyaya geldi. Tutsaklık koşullarımın devam etmesi nedeniyle, 14 aydır kızıma dair pek çok güzelliği ve ilki yaşayamadım" dedi.
SUÇ UNSURLARI: KONSER BİLETİ, KİTAPLAR...
Demir, Türk yargı sisteminin devlet erkinden bağımsız olmadığına değindiği mektubunda, sendikacılardan gazetecilere, milletvekillerinden belediye başkanlarına, avukatlardan öğrencilere kadar çeşitli kesimlern yargı yoluyla kıskaca alınmak istendiğini belirtti.
"Hemen hemen her dosyada 'gizli tanıklar' karşımıza çıkmakta, kimliği belirsiz telefon ihbarları yer almakta. sahte belge, CD gibi argümanlar sunularak yaşadıklarımızı kabullenmemiz isteniyor" diyen tutsak öğretmen Demir, hakkında hazırlanan dosyadaki 'suç unsurlarını' şöyle anlattı:
"Her şeyden önce sosyalist kimliğe sahip bir öğretmenim. Toplumsal duyarlılığa sahip bir pratik yaşamı tercih ettim. Gerek sendikamın almış olduğu kararlar doğrultusunda gerekse de toplumsal sorunlara dair duyarlılığım her dönem diri ve bu, sorumluluk tarzının gereğidir. Siyasal kimliğimin karşılığı tutuklanmama yol açan dosyada da 'hak ettiği' yeri buldu. 4+4+4 eğitim sistemine sessiz kalmayarak aktif tavır almam, KESK'in Ankara'da düzenlediği yürüyüşe katılmam, iş bırakarak greve gitmem 'örgütsel faaliyet' olarak tanımlanmış ve KESK'e yasadışı örgüt muamelesi yapılmıştır. Esenyurt'ta bir AVM inşaatı alanında gücencesiz çalışan ve yaşayan işçilerin yanarak yaşamlarını yitirmelerini 'iş cinayeti' olarak kavrayıp soruna sessiz kalmamam da dosyada 'örgütsel faaliyet' olarak yer bulmuştur. Yeşilkent Mahallesinde bulunan Cemevi'nin yıkılmak istenmesine de sessiz kalmamam 'örgüt üyesi' olduğumun delili olarak dosyaya eklenmiş. İlkay Akkaya, Ferhat Tunç, Pınar Aydınlar ve daha birçok sanatçının katıldığı ve istanbul valiliğinin izin verdiği, Tohum Kültür Merkezi'nin düzenlediği konsere ait biletler de 'örgütsel belge' olmaktan kurtulamamıştır. Kitaplar da aynı şekilde. İbrahim Kaypakkaya fotoğrafı da 'suç unsuru' olarak değerlendirilmiştir."
YARIN 14.00'TE, ÇAĞLAYAN ADLİYESİNDE
Demir, kardeşi Muharrem Demir'in aile ve yakın çevre içinde 'Taylan' olarak göbek adı ile bilindiğini ifade ettiği mektubunda, "Kardeşimin kimlikteki ismi 'Muharrem' fakat aile, arkadaş çevresinde 'Taylan' olarak bilinir. Bu göbek adıdır. Kardeşimle yaptığım telefon görüşmesinde 'Taylan' diye hitap etmem kod adı olarak tanımlanmıştır. telefon dinlemeleri dosyada mevcut. Bu konuşmalar gündelik konuşmalardan öteye gitmemesine rağmen 'şifreli konuşma' olarak sunulmaktadır" dedi.
Yusuf Demir'in eşi Sevgi Demir, duruşmanın yarın saat 14.00'te, Çağlayan Adliyesi'ndeki 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görüleceğini bildirerek, dayanışma çağrısında bulundu.