Emperyalist savaşa karşı halkların aktif direnişi için ileri

Emperyalist savaşa karşı barış daha güçlüdür. Çünkü dünya işçi sınıfı ve ezilen halklar barıştan yanadır. Savaş isteyen ve savaş çıkaran ise bir avuç emperyalist tekeller ve onların emperyalist devletleridir.
Rus emperyalistlerinin Ukrayna’ya işgal amaçlı askeri saldırıları, peşinden nükler tehditler, başta, baş savaş kışkırtıcısı ABD olmak üzere Batılı emperyalistlerin ve bunların savaş örgütü NATO’nun savaşı körükleyen çabaları, aşırı silahlanmaları, dünya halkaları için büyük bir yıkımın hazırlığının göstergeleridir.
Savaş, Rusya-Ukrayna arasında değil, esas olarak ABD-AB ile Rus ve daha genelde ise Çin emperyalizmi arasında süren bir savaştır. Bu nedenle de, süreç daha büyük bir emperyalist savaşa doğru hızla evrilmektedir. Daha şimdiden ekonomiler, savaş ekonomisine dönüştürülmeye başlandı ve Alman emperyalizmi, ordusunu daha fazla silahlandırmak için 100 (yüz) milyar avroluk fon ayırdı. Bunu diğer AB ülkeleri izleyecektir.
Emperyalist savşata sadece ve sadece halklar ölür. Savaşı çıkaran taraf, yani emperyalist tekeller ve onların devleti ise; ölen, yoksullaşan ve tüm acılara maruz bırakılan halkların kanı üzerinden karlarına kar katarlar. Sermayelerini daha da büyütürler. Silah ve finans tekeleri doymaz bilmez bir şekilde savaşı körükler.
Emperyalist tekeller, kendi aralarındaki pazar çıkarlarını, bütün işçi ve emekçilerin “çıkarı” olarak göstermeye ve kanlı savaşlarının aktif birer taraftarı ve savaşçısı olarak savaş sahasına sürerler ve bunu “ulusun birliği” adı altında propaganda yaparak gerçekleştirmeye çalışırlar.
Bugün dünyanın her yanında, işçiler ve emekçiler; “SAVAŞA HAYIR” sloganlarıyla soklara çıkmış ve çıkmaya devam etmektedirler. Bunu daha da büyütmeliyiz. Emperyalist savaşa karşı barış cephesinin büyümesi, savaş yanlısı emperyalist cepheyi küçültecek ve zayıflatacaktır.
Bütün bu nedenlerden dolayı, emperyalist savaşa karşı en aktif direnişe geçmeliyiz. Emperyalistlerin savaşını durduracak yegane güç; dünya işçi sınıfı ve ezilen halkların birleşik gücüdür. Halkın aktif direnişidir. Barışı açıktan savunmaktır. Çünkü, emperyalist savaşa karşı, öncelikle barşı savunmak, doğayı ve tüm canlıları korumak için yaşamsal öneme sahiptir.
Ancak, şunu da bilmeliyiz ki; kapitalist-emperyalist sistem var oldukça savaşlar kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle, barışı savunurken, kapitalist-emperyalist sisteme karşı da mücadele etmeliyiz.
Kapitalist-emperyalist sistemin alternatifi sosyalizmdir. Sosyalizm, bütün dünya halklarının ve işçi sınıfının barış içinde yaşayacağı bir toplumsal sistemdir. Kapitalist-emperyalist sistemi yıkmadan barışı yeryüzüne hakim kılmanın yolu yoktur.
Bu nedenle, acilen, sosyalizm ve barış için sokaklara çıkmalı ve aktif direnişe geçmeliyiz.
Rus Emperyalizmi Derhal Ukranya’da Bütün Askeri Güçlerini Çekmeli!
NATO Derhal Dağıtılmalı!
Bütün Nükler, Kimyasal ve Büyük Konvensiyonel Silahlar Derhal İmha Edilmelidir!
Yabancı Ülkelerde Bulunan Bütün Askeri Üsler Derhal Kaldırılmalı!
Emperyalist Savaşa Karşı İnadına Barış!
Savaşların Kaynağı Kapitalist Sisteme Karşı İnadına Sosyalizm!

Yusuf Köse
Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.
http://yusuf-kose.blogspot.com/
Son Haberler

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu
Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)
Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi
Giriş:
Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan
Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!
– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?
– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.
– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!
Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.
2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)
Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!
Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.
Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur
Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”
Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.
Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…
Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?
Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.