Cumartesi Kasım 30, 2024

Gelecek: Bir Perdelik Piyes / Ergün Aslan

Florensa' da bir malikane.

Göçmen işçi    :   

Şu balkonda duran güzel kızda kim ?

Acep Kimlerdendir ?

Sorsam adını bahş eder mi?

Küçük burjuvazi  :    

Gökyüzündeki yıldızlar ne kadar berak

Sınıfımızın kapitalizm karşısındaki haliylede  ne kadar tezat. 

Göçmen işçi  :     

Fark etmedi her halde beni.

Biraz daha yaklaşsam mı ?

Nöbetçiyde atlata bilir miyim?

Yerel    :   

Bu gün bu  kapıda  yarında başka kapıda.

Balkonda duranda .....

( Sömürgeci ) kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıf.

Ne kadar da güzel bir kız. 

Göçmen işçi       :   

Atlattımda.

Vardım da iyice balkonun yanına.

Yaklaştıkça daha bir güzelmiş.

Neden bu kadar da hüzünlü ki ?

Yerel   :

Misred' de İnsan şaşırmaya görsün  kapitalist üretim ilişkilerinin yarattığı toplumsal gruplaşmayı feodaliteyle de karıştırmaya görsün.

Ne cesaret. 

Nasılda o sivri demirlerin yüzerinde öyle atladı.  

Kim bu ?

O kadarda da dalmışki kendisine yaklaştığımıda fark etmedi.

Göçmen işçi  :  

Yanaklarında inci taneleride damlamaya başladı.

Yerel   :     

Zavallı göçmen işçi.

Kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıfın güzelliği karşısında büyülenmiş gibi. 

Güzelliğinde kapitalizm karşısında bu gün var yarın yok olacağını bilmez gibi.

Varsın olsun bu anın büyüsünü yaşasın.

Küçük burjuvazi :  

Aşağıdaki çıtırdıyanda ne öyle.

Kim var orda.

Göçmen işçi : 

Çıksam mı ?

Erir mi güzelliği karşısında sınıfımın özgür iradesi ?

Çıkmasam bir daha karşılaşır mıyım ?

Yerel :

Özgür irade mi ?

Zavallı göçmen kendini Nepal' de...  sanıyor.

Kim demiş Marks' ın, Lenin' in devrimci düşüncelerinin olgunlaşmasına  Avrupa' nın  özgür düşünceye saygı göstermesi diye. Tam tersine Marksın Leninin devrimci düşüncelerinin olgunlaşmasına   Avrupa' daki  işçi sınıfının mücadelesinin katkısı   olduğunu artık herkes bilmekte.  

Küçük burjuvazi :  

Bahçede belirlenen de kim ? Güzel bir yüzü var.    Ellerine makine yağı  bulaşmış.  Bizim sınıfta değil her halde. Yoksa... yoksa...şafakta yaklaşıyor, sınıfım için sepada kuruldu mu, gelen kapitalizmin kapımda gardiyan ettiği yerel mi ?

Yerel  :

Kapitalizmin gelişimiyle can çekişen sınıfların halini insanlık için kim kriz olarak değerlendirir ki senden başka.

Göçmen işçi : 

Korkma prensesim. Geldiğim memlekette köylü olsamda ... beni buraların dağlarında sakla desende...  hangi köye hangi araba gider onu bile bilmem.

Yerel :  

Bir sınıfı esas kılan özelliklerden biride bu değil mi ?

İsteyen vardı da götürmedik mi ? 

Küçük burjuvazi : 

Samimi de.

Göçmen işçi: 

Köyleri bilmesem de: İster işçi olsun ister köylü ,isterse de burjuva hepimizin  yarınlarımızın mutlu olmasından başka beklentisi nedir ki ayrımızda gayırmızda, yolumuzda ayrı ola.

Küçük burjuvazi :     

Yüreğimi mi ne okudun.

Yerel   :

Biraz daha  gayret  .... 

Devrimcinin kaleminin bir ucu kör olmaya görsün.

İktisatçı için emeğini ücretle satan göçmen işçide, yerel işçide, emeğini satan köylüde işçi sınıfı. Sosyolok  içinse   göçmen işçi, yerel işçi, emeğini satan köylü.. demekte farklı sosyal gruplar.

Göçmen işçi  : 

Ay yüzlüm nur yüzlüm.

Yüreğini okumama  gerek yok ki.  Varsam yanına balkonda  çeriye gitmeye de gerekte yok ki.  Sınıf olarak var olmamızı sağlayan koşullar elbetteki hissettiklerimizde aynı kılmıştır.

Yerel  : 

Bu sefer ikisi hakkında hissettiklerim konusunda benim yüreğimi  okudu. 

Küçük burjuvazi : 

Esas köylü desek, taliyi, devrimde çıkarı olan sınıfları yok saymak mıdır demek ?

Göçmen işçi: 

işçi  emekçi el ele. 

Yerel  : 

Kim ilerici kim gerici.

Var sen gezinin şehirli  modern, aydın yüzünü oyna.

Toprakla, hayvancılıkla uğraşan köylüyle sanatçı arasındaki fark bir kaç kilo domates ile bir kaç  litre  sütten başka bir şey kalmayınca elbette olacağı budur. Kapitalizmde bağı en az olan sınıf sen olmadığın ortaya çıkmaya başlayınca

Göçmen işçi : 

Bizde ayrı garı yok, sen geri o beri demekte yok, hepsiylede  aynı anda aynı yola baş koymak var.

Yerel  : 

Çayımın yoldaşı şeker, bardağımın yoldaşı kaşık, göçmen işçide yaşadığı bu şehirde kendisini köye götüreceği buldu da sıra yeni dostlar edinmekte.

Küçük burjuvazi : 

Aşık mı oluyorum ne. Bilmez mi ki Şehirleşmiş sosyoloji: Şehirlerdeki üretici güçlerin gelişmesi, kırlardaki oluşan artık iş gücünün şehirlere yönelmesi, eskiye nazaran daha hızlı gerçekleşmeye başlamıştır derken kapitalizmin üretim ilişkisini memlekette egemen hale getirdiğini, egemen hale getirmekle de artık  bir takım ara sınıflarında  yok olduğunu, devriminde niteliğinin değiştiğini kabullenmiş olduğunu bilmez mi ki bana hale aşk nağmeleri söyler.

Yerel :

Haa.. Şöyle bir sadede gelin.  Gerçekten proletarya köylü sınıfının dahil analizinde sami olunacaksa: Ne o öyle, kapitalizmin sosyo ekonomik yapısında doğan diğer sınıflar gibi proletarya köylününde  şıhla, mollayla, hocayla,,üfürükçüyle, patronla.....  arasındaki ilişkinin doğduğu üretim ilişkileri ayağının altında kaydıkça  bu ilişkilere daha sıkı sarıldığını söyleyememek.

Göçmen işçi :       

Sözlerimde bir direm şüphen varsa,  Kitap orda arşın burda. komunizme kadar   her santiminde  sen yoksan öyle söyle.

Yerel işçi : 

Sovyet tarzı sosyalizme inanmış Demokratik Halk Devrimine inanan insan

Evet kitap orada arşın burada . 

Kitaplarda:

Kimlerin: 

Sosyalizmler de ortaya çıkan kıtlıkları özel mülkiyet ilişkilerinin toplumsal yapıyı kendi lehlerine değişiklikler yapabilmek için kullandığı araçlar olduğunu kimlerinde kıtlığı mülkiyetçi ilişkileri ortada kaldırarak  çözerken kimlerin de özel mülkiyetçiliği daha da güçlendirerek  aştığını o kitaplar yazmaz mı ? 

Küçük burjuvazi :  

Teorinin hangi özelliğidir ki teoriyi yüz yıllar geçse de hale okunan Romanlardan, hikayelerden, masalardan ... farklı kılan..

Yerel işçi ;   

Biri  yüzyıllarca  yaşayacakları sosyo ekonomik yapıyı vad ediyor biride ......      

Kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıf, zavallı göçmen işçiden daha gerçekçi.

Dün kapılarında muharabalarıydım. Bu günde kapılarında gardiyan.  

Kapitalizm köylüden tut tüm ara sınıfların arzaliyken 

Küçük burjuvazi : 

Gelen mi ne var ?  Gelen yerel insan olsa da kapitalizm de olsa da benim için artık sonuç değişmeyecek. Ya.. gelen yerel insansa durma bari var yoluna sen git ? 

Göçmen işçi ;  

Bir daha seni ne zaman görecem.

Küçük burjuvazi : 

Sen var oldukça ben yeniden dünyaya gelecem.

Yerel işçi ;  

Nasılda geldiği gibi çeviklikle o sivri demirlerin yüzerinde atlayıp gitti. Zavallı göçmen işçi  hangi bir sınıf bertaraf olan bir sınıfın yeniden ortaya çıkması için sosyo ekonomik yapı inşa ederki senden başka.  

 
96688

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ergün Aslan

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de  aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)

Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?

Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..

“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)

7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor

Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.

Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?

Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7

Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler

Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve  bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde  emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek

Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi

Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)

Sayfalar