Pazartesi Eylül 30, 2024

Karadeniz'in utanç tablosu;Ünye'nin soytarı çocukları:Tamer Çilingir

52 soytarı, üzerinde ilkokul önlükleri ellerinde bayraklarla Mustafa Kemal’in türbesini ziyaret etmişler 10 Kasım’da. Kendilerine ’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ adını vermişler. Aralarında 40 ila 60 yaşlar arasında esnaf, emekli, siyasi parti temsilcileri ve öğretim üyelerinden kişiler bulunuyormuş. Grubun başkanı olduğunu söyleyen Ordu Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Görevlisi Ahmet Erkan Birben, beyaz yakalı önlüğü ve bayraklarıyla muhabirlere poz verirken, bağıra çağıra bir marş söylüyor aynı zamanda. Hani orijinal adı ’’Tre Trallande Jäntor’’ olan İsveç şarkısı, ama beyefendi ’’gençlik marşı’’ diye söylüyor.


(Gençlik Marşının orjinali https://www.youtube.com/watch?v=_JeTRCs8eX0 )
(Ünyenin Dünkü Çocuklarının hali https://www.youtube.com/watch?v=dmL1s80kkJM )


Muhabirlerin sorularına, unutulan kültürleri yeniden yaşatmak için ilkokul birinci sınıf çocuklarından itibaren özel günlerde etkinlikler gerçekleştirdiklerini, Mustafa Kemal’in manevi huzuruna da beyaz yakalı siyah önlükle çıkmak istediklerini söylüyor.
Grubun son dönemlerde örgütlediği diğer etkinlikler ise, 23 Nisan ve 19 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilmiş.
Unutulan kültürleri yaşatmak yalanı…
19 Mayıs’ın Ünye ve tüm Pontos için anlamı soykırımıdır, sürgünlerde açlıktan, susuzluktan ve soğuktan ölümdür. 19 Mayıs Ünye ve tüm Pontos’un kana bulanması demek olan, Rumların soykırıma uğratılmasıdır. Ünye, Pontos’un hem Osmanlı’ya hem de Mustafa Kemal ve çetelerinin saldırılarına karşı direnmiş önemli Rum yerleşim birimlerinden biridir. Ünye’nin her sokağında, her metrekaresinde Rum kadın ve çocuklarının kanı vardır. Ünye, tek taşı bile olmayan binlerce Rumun mezarıdır aynı zamanda. Soykırımcıların katliamlarına karşı örgütlenen Rum partizanlarının ailelerine, kardeşlerine, çocuklarına kıyıldığı yerdir Ünye.
’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ adlı bu grubun ’’unutulan kültürleri yaşatmak için’’ yola çıktıklarını söylemesi kocaman bir yalandır. Onların yapmaya çalıştıkları unutulan kültürleri yaşatmak değil tam tersine yaşanmış bu zalimlikleri unutturmak, yeni kuşakları yalanlarla kandırmaktır. Bütün bu soytarılıklarının anlamı budur.


Gizli Boykot Komitesi özentileri…
Ünye, ırkçı ittihatçı ve Kemalistler için her dönem önemli olmuştur. Bundan tam yüz yıl önce; 13-14 Haziran 1914 gecesinde Ünye’de dağıtılan bir bildiriden sözetmek istiyorum. Bildirinin altındaki imza ’’ ’’Gizli Boykot Komitesi Şubesi’’dir. O gece Ünye’de Pazar yerindeki her yere ve meclis üyesi G.Thomaides’in ve Rum okulu müdürü G. Papamarkos’un evlerine yollanmıştır özellikle:
’’Rumlara dostça uyarımızdır. Siz Rumların Türkiye’de yaşamaya devam etmelerinin mümkün olmadığını biraz aklı olan herkes anlar. Bu inkar edilemez bir hakikattır.
(…)
Hayatta kalmak istiyorsanız, beklemeyin! Gidin! Samimi tavsiyemizi dinleyecek olursanız,
dostluk namına, yakın gelecekte sizi tuz gibi eritecek olan o ordu karşısında baş eğmek dışında başka çareniz olmadığını söylemek istiyoruz. ’’ (*)
Bu ‘’dostça’’ bildirinin ardından, 1923 yılına kadar bütün Karadeniz kana boyanmış, 353 bin Pontoslu Rum katledilmiş, 200 bine yakını da Mübadele Anlaşması adı altında sürgün edilmişti. Geride kalanlar ise asimilasyona uğratılmıştı.
’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ ismiyle ortaya çıkan grubun bu 52 soytarısının, yüz yıllık tarih sahnesinde henüz hesaplaşılmamış, adaletin vuku bulmadığı soykırımı sürecinin mağdurlarının tarafında değil, açıkça katliamcıların tarafında yer tutmaları, Ünye ve Karadeniz açısından büyük bir utançtır.
Ünye ve Pontos’un diğer şehir ve kasabalarında her geçen gün, resmi tarihin kanlı geçmişine ilişkin gerçekler açığa çıkıyor tek tek. ‘’Vatan, millet, bayrak’’ söylemleri, ırkçı, şoven  propagandalar artık eskisi gibi etkili olmuyor.
Karadeniz / Pontos kimliğini arıyor. Mezarından çıksa da Gizli Boykot Komiteleriniz, İttihatçı liderleriniz, türbesinde soytarılık yaptığınız Mustafa Kemal’iniz, Topal Osmanlarınız, Nurettin Paşalarınız, artık bunun önüne geçemeyeceksiniz. Resmi tarihinizin de, sahte cumhuriyetinizin de maskesi düştü artık.

(*) Resmi Belgelerle Avrupa Savaşından Önce Türkiyeli Rumlar Üzerindeki Zulüm, Alexander Papadopoulos, Pencere Yayınları, Ocak 2013, Sayfa 134

81770

Bu açıklama o açıklama değil :Metin Ayçiçek

Tarihi açıklamayı” bekliyordum zaten. Her zamanki gibi, seçimlere beş kala bildik simalar sahne aldı. Bir eylem programından yoksun olan açıklamanın üstü, cafcaflı sahne dekorlarıyla örtülmüştü. Taraflar arasında kan uyuşmazlığının varlığı, baştan beri net bilinen tek bilgi idi. AKP+MHP+CHP yani Devlet Cephesi ile Kürt Özgürlük Hareketi ve ittifaklarından oluşan Barış ve Özgürlük Cephesi’ni, söz konusu on maddede ortaklaştırabilecek tek bir madde yok.

Karman Çorman

Hani mecliste akp nin geçirmeye çalıştığı şu güvenlik paketi vardı ya..

Ha... işte o.

Sahi ya.. çoktandır bu paket geçmemiş miydi ?

Öyleyse biz yoksulların yaşadığı ne ?

Sokakta, okulda....

Bizler çocuklarımızın yaşama tutunabilmesi için mücadele ettikçe hocalar kendilerinden sonra ders girdi diye çocuklarımızı yok yazıp devamsızlıktan kalmasını sağlamaları ne ?

Faşizm birileri içinde daha açık hale gelecekmiş ne yazar.

Şu İstanbul çok ilginç bir yer.

Partizan: “12/15 Mart Şehitleri Ölümsüzdür! Unutmadık, Hesap Soracağız!”

Katliamlar ve kıyımlar insanlık tarihi kadar eskidir. Yaşadığımız coğrafyada da ülkemiz egemenleri onlarca katliamın altına imza atmıştır. Dersim'de, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta halkımızın yaşadığı tarifsiz acılara bu sefer de Gazi ve Ümraniye katliamı eklenmiştir.

Demirci Kawa’dan Kobané’ye İsyan, Serhıldan, Zafer !

Baharın coşkusu, Demirci Kawa’nın öfkesi ve cüreti ile harmanlanan bir direnişin, isyanın simgesidir Newroz. Dört bir yanı yangın yeri olan bir halkın tereddütsüz ve korkusuzca yine aynı yangının üzerine zılgıtlarla, sloganlarla yürümesidir. Yok, sayılan kimliğinin, yasaklanan dilinin özgürleştirilmesi uğruna direnenlerin mevzisi, teslimiyete karşı Dörtlerin zindanlarda tutuşturduğu ateşle yanmaktan kendini sakınmayanların adresidir Newroz.

Kobanêʼden, direniş ve umuda dair notlar-1-2-3-4-5

Kobanê: Kobanê’de süren savaşın 134. günü sonunda ezilenlerin tarihine yazılan destana 21. yy. Stalingrad’ı demekte abartmış olmayız herhalde. Çünkü keleşlere karşılık tank ve top ile mücadele edildi. 3710 IŞİD çetesi öldürülürken 426 YPG, MLKP ve diğer örgüt savaşçıları şehit düştü. AKP ve diğer devlerin IŞİD’e destek vermesine rağmen yokluktan var edilen bir zafer de diyebiliriz.

Kadin Sorunu Insan Sorunudur

Kadin Sorunu Uzerine Kisa Bir Giris
Dino Ibrahim....
http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2013/11/kadin-sorunu-uzerine-kisa-bir-giris.html

Koçgiri Bir Direniş Başkaldırısıdır

Gelo ew ki ye / Jı wé da te ye

Çı bejnik le ye / We ki reyhan e

Navé wî Alîşer e / Him mér e him reyber e

Li çiya ye / Koçgîriyê zulfîkare(1)

Öncelikle bilinmelidir ki, 1921 de Koçgiri (2), 1925 te Zilan ve 1937-38 de Dersim’de yaşananlar,  resmi tarih belgelerinde tahrif edilerek gösterilmeye çalışıldığı gibi asla  isyan değil, birer katliamdır, hatta soykırım girişimleridir.

TKP/ML Kadın Komitesi

“Kadın düşmanlarının maskesini düşürmek için 8 Mart'a!

Gelin bir aile olalım

Öyle lafla değil, gelin ekmeğimizi ve suyumuzu bölüştüğümüz bir aile olalım. Etrafa  dağılmış kum tanecikleri olmaktan çıkıp paramızı, mal ve mülklerimizi, sevinç ve kederlerimizi birleştirdiğimiz büyük bir aile kuralım. Dünya zorbalarının kana buladıkları tarihin binlerce yıllık ezberini bozup ekonomilerimizi birleştirelim ve kendi büyük aile ekonomimizi kuralım. Birlikte üreten ve kardeşçe paylaşan öyle mutlu, öyle özgür bir hayat kuralım ki, tüm dünya parmak ısırsın, ezilen insanlık bizi örnek alsın.

AKP’nin Lebensraum İhtiyacı ve Kürdistan-Haluk Gerger

AKP iktidarı, “Yeni Türkiye”yi inşa ediyor. Ama AKP, aynı zamanda, şimdi artık çökmüş bulunan “Eski Türkiye”den kalma devlet ve sistem krizini de yönetiyor. Yani, AKP iktidarı bir “kriz yönetimi” de.

Türkiye krizinin üç boyutu var. Birincisi, “sorunların anası” Kürt Sorunu. İkincisi, sistemik iktisadi kriz. Üçüncüsü de, bu iki yapısal krizin politik, sosyal, kültürel, vb. yansımaları. “Eski Türkiye” bu bunalımların ağırlığına dayanamayarak göçtü. AKP iktidarı dolayısıyla devraldığı yapının krizini de yönetmek durumunda.

Hükümet-PKK ‘Ortak açıklaması ’ ve BHH seçim tavri üzerine kısa deginmeler

HDP-İmralı heyeti ile Hükümet yetkilileri arasındaki görüşme ve PKK’nın on maddelik açıklaması üzerine bir çok yorumlar yapıldı ve bazı kesimler “PKK silah bırakacak” şeklinde yorumladı.

Her şeyi kendi koşulları içinde değerlendirmek gerekiyor. Koşullardan bağımsız yorumlar, gerçeklerle örtüşmez veya doğru yaklaşımlar olarak ortaya çıkmaz. PKK’nın geldiği aşamayı da bir on yıl öncesi ve hatta beş yıl öncesi gibi ele almak yanıltıcı olur. Bölgede ve uluslararası alanda bu süreçte çok şey değişti.

Sayfalar