Keş(iş)inde Söz Söyleme Hakkı Var
Kimine göre sosyalizm bilimseldir, kimine göre de değil.
Bana göre de sosyalizm bilimsel değildir.
Şayet sosyalizm bilimsel olsaydı herkesin ama herkesin sosyalizm için söz söyleme hakkı olurdu değil mi ?
Bilimsellik için söz söyleyenlere bir bakın. İçerisinde kimler var kimler.
Papazlardan tutun anarşistlere kadar herkes var.
Türlerdeki evrimleşmenin nasıl gerçekleştiğini açıklayan Mendel bir papaz idi.
Marksta, anarşistlerin toplum içerisindeki örgütlenmelerin toplumdaki sınıflaşmayı nasıl beslediğini açıklamalarına kızmıyor, tarih içerisinde mülkiyetçilikle ortaya çıkan zorun, toplum içerisindeki örgütlenmelerinde toplumdaki sınıflaşmayı beslediğinin bilincinde olan kolektif bir zorla al aşağı edilebileceğini anarşistlerin görmemesine kızıyor idi.
Hiç kimse kimseye bilimseliğe katkılarından dolayı kızmıyordu.
Birde bize bakın
Hadi bir şeyler söyleyinde sizi görem.
Siz diyin ki; siyasetin ekonomiye değilde ekonominin siyasete biçim vermesi kapitalizme hiç beklenmedik davranışlarda bulunmasını sağlatabilir.
Bende diyem ki; bir fabrikaya bir fabrikatör dostunuz sayesinde sahip olmanız fabrikanın rakiplerini yok etme ruhunu ortada kaldırmaz
Diyi verelim.
Görelim bakalım ne olacak.
Şu on yılda; emperyalizm, halklar, enternasyonalist tabur ve vs şeyler sayesinde hiç olmadık şekilde feodal despot dünya karşısında kapitalist metanın özgür olduğunu görmeyen Avrupa emperyalizmin hapishanelerindeki tutuklu devrimcilerle ....
Önderliğin, tarihin zoruyla ortaya çıktığını proletaryayla önderliği arasındaki zorunda komunizme kadar tam anlamıylada yitirilemeyeceğini ancak o güne kadar da proletaryanın önderliğiyle ilişkisininde önderliğin taşıdığı siyasi misyonunu, bir siyasi yapınında diyalektiği sahip olup olmadığını, gözlemekten başka bir şeyde olmadığını görmeyerek önderliğin sahip olduğu zoru tartışmaya açanlarda ....
Bakalım bu işe ne diyecekler.
Belkide size de bir yazı işleri sorumlusu istenmediğinizi söyleyecek.
Sanki sizinde benimle bir olup söylediğiniz herşeyleri de proletaryanın tercübeleri söylememişçesine.
Halbuki sizinle benim yaptığımız tek şeyde bu.
Proletaryanın tecrübelerini hayata aktarırlarken içerisindeki öteledikleri, ötekileştirdikleri, talilileştirdikleri şeyleri söylemekten başka bir şeyde değil.
Lakin öteledikleri, ötekileştirdikleri, talilileştirdikleri her şey yüzerine her şeylerini o kadar inşa etmişlerki....
Ellerinde de size, bana karşı siyasal bir cevap verebilecek hiç bir şeyde kalmadığından kimliğimize, toplumdaki rolümüze, her şeyimize ama her şeyimize saldırıyorlar.
Hiç akıllarına da gelmiyor terk ettikleri şeyleri söylediğimiz, sosyalizminde bilimsel olduğu, bilimleşen her şeyinde temel kuramlara sahip olduğu, söylediğimiz her şeyinde o kurama baķılarak değerlendirilebileceği hiç ama hiç akıllarına gelmiyor.
Dönüp doğaya, bilime, insana bakmadıklarından.
Dönüp baksalar aslında sosyalizminde bilimsel olduğunu bilimsel olan her şey gibi sosyalizm içinde herkesin söz söyleme hakkı olduğunu görürler.
Ergün Aslan
Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.
Son Haberler
Sayfalar
Paris ve Timsah Gözyaşları
Paris’te 7 Ocak günü İslamist El Kaide’ci teröristlerce mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırı sonucu 12 kişi öldürüldü, 20 ye yakın insan da yaralandı. Ardından bir matba ve marketteki insanların rehin alınmaları sonucu gerçekleştirilen operasyonla, teröristler dahil ölen insan sayısı 19 oldu. Bu gün katliamlara karşı tüm Batı dünyası Paris’te yüzbinlerin katıldığı bir mitingde bir araya geldi ve “teröre karşı birarada” görüntüsü verdi..
Kamaşan Karmaşa:Nesimi ADAY
Sultanahmet'in Canlı Bomba'sı IŞİD sinyalleri vermiş.
"Besle kargayı, oysun gözünü."
Amerika da El Qaide'yi öyle büyütmüştü. SSCB’yi yenecekti. Ama hırsına yenildi. Kurduğu örgüt bumerang etkisi yarattı, 11 Eylül vahşetiyle kendisine döndü.
CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI, TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ
“Bir türkü söylediler, duydunuz mu Bir kuşu vurdular, gördünüz mü Böyle neden susuyorsunuz böyle Güzelliğiniz çoğalıyor, öldünüz mü?” Özdemir Asaf.)
7 Ocak 2015 günü üç İslâmcı militan, Paris’in 11. mahallesinde bulunan mizah dergisi Charlie Hebdo’nun bürosunu bastılar ve içeridekileri ağır silahlarla taradılar. Katliamın bilançosu feciydi; aralarında Fransa’nın en ünlü çizerlerinin bulunduğu 12 ölü; bir kısmı ağır, 20 kadar yaralı. Katiller, öyle anlaşılıyor ki, Charlie’de yayınlanan İslâm dinini eleştirir mahiyetteki karikatürlerden haz etmemişlerdi!
TKP/ML-Yurtdışı Komitesi
ROSA VE KARL DEVRİM VE SOSYALİZM KAVGAMIZDA SONSUZA DEK YAŞAYACAKTIR!
Uluslararası Komünist Hareket ve Spartaküs Birliği’nin iki keskin kılıcı Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, 15 Ocak 1919’da Alman tekelci burjuvazisinin resmi uşakları tarafından katledilmişlerdi. Deminde ki devrimci durumun ayağa kaldırdığı Alman işçi sınıfının ayaklanmasında dümene geçip yiğitlik ve kararlılıkla tarihe devrimle müdahale ettiler; yenilgiye uğrayan ayaklanmayla birlikte, bundan tam 96 yıl önce vahşice öldürüldüler.
Dünya mizah günü 7 Ocak’tır! İsmail Cem Özkan
7 Ocak 2015 tarihi kanlı bir gün olarak mizah tarihine geçti. Mizah dergisi olan Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırıda çalışanları, mizah yazarları ve karikatürcüleri hayatını kaybetti. Yapılan saldırı dergiye yapılmış gibi gözükse de aslında mizaha karşı yapılmış saldırıdır.
Sakine-Fidan ve Leyla’nın Hesabını Doğru Sormak-Dursun Ali Küçük
Sakine, Leyla ve Fidan'ın hesabını kim verecek?
3 Kürdistanlı kadın Paris'in ortasında vuruldu.
Ben, o zaman da kendi sezgilerime ve gelişmelere dayanarak daha ilk günde TC ve doğrudan MİT'in yaptığına işaret ettim. (http://kurdistan-post.eu/tr/bir-sakine-vardi-efsane)
Çoğu kesim Sakineyi barışa kurban etti. Yazdığım bir makalemde ise "siz barışın kurbanınımısınız" diye işaret ettim.
(http://kurdistan-post.eu/tr/sakine-sizler-baris-dilencisi-misiniz)
Lozan neyin galibiyeti idi:Mehmet Can
‘’Bilmeyen ahmak, bilip de söylemeyen suçludur.’’ (Fransız Atasözü)
Yalandan kim ölmüş! İsmail Cem Özkan
Tarih yalanlar üzerine kuranlar bugün yaşadığımız çarpıklığın ve kafa karışıklığının da temelini kurmuştur. Karşılaştırmalı tarih eğitimi ve anlayışı yerine tek doğrunun hüküm sürdüğü ve tek doğrunun mutlak ve değişmez olarak tarih sayfalarına yazıldığı kabul edenler, diğer ulusların tarihçileri karşısında afallayıp, ne savunacağını bilemez kanıt ve belge yoksunu birer ırkçı konumuna düşer. Çünkü onlara verilen eğitim kanıtlar üzerine değil, büyüklerin kabul etmiş ettiği doğrular üzerine kuruludur.
2014ʼten 2015ʼe çakal tedirginliği
Bir yılı geride bırakıp yeni bir yıla girerken hem dünyada hem Türkiye’de yaşanan gelişmelere dair kısa bir değerlendirme yapmak yararlı olacaktır. 2014 yılı hem enternasyonal proletarya hem de Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkı açısından yoğun bir sömürü, baskı ve katliamın yanında; buna paralel isyan, direniş ve mücadeleyle dolu bir yıl oldu. Dünya proletaryası ve ezilen halklar, kendilerine dayatılan yaşam koşullarına karşı isyan etti, sokaklara çıktı ve meydanları doldurdu. Bu isyanların kimileri kazanımla, kimileri ise yenilgiyle sonuçlandı.
Yunanistan'da Haziran Hareketi:Selami ince
Adeta ‘yönetilemez’ bir ülke haline gelen Yunanistan’ın, yeni Avrupa’nın oluşumunda oynayacağı rol çok önemli. Yunanistan seçim sonuçları, krizdeki Avrupa’yı yöneten ama özünde krizin nedeni olan AB liderlerine karşı da bir zafer olacak. Bu açıdan bakıldığında Yunanistan seçimlerinin sadece ülkenin iç politikasına dair bir seçim olmadığını, Avrupa’nın bir seçimi olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Yani, Yunanistan seçimlerini sadece, Radikal Sol Birlik’in (SYRIZA) Yunanistan’daki neoliberal AB partileri ile yarışı olarak değerlendirmek yetersiz olur.
Şehitlik yalan o gençler Sarıkamışta kendilerinin olmayan bir savaşta öldüler
Devlet bugün 100 yıl önceki Sarıkamış katliamı için tören düzenliyor. Ölen o gençlerden ve ailelerinden özür dilemiyorlar, düpedüz şov yapıyorlar. Hükümet yetkilileri sıcacık kürkleri içinde nutuk çekerek, bize yutturulan o tarihi yalanı bir defa daha cilalıyorlar. Oysa o katliamın faili kendilerinin de temsil ettikleri bu devlettir.