Cumartesi Eylül 21, 2024

Küçük bir damla ile fırtınayı başlatanlar (Nubar Ozanyan)

Aradan 12 yıl geçti. Etki gücü Ortadoğu’ya yayılan 12 yaşında genç bir devrim yaşıyor adına Rojava denilen topraklarda. Derin yoksulluk, bitmeyen zulümle terbiye edilip cehenneme çevrilen Ortadoğu’da Rojava, bir özgürlük adası gibi duruyor.

Dünyanın ve Ortadoğu’nun eli kanlı diktatörleri, en kıyıcı generalleri Kürdistan topraklarına yönelik işgal saldırılarını ilhaka dönüştürmeye çalışıyor. Dağı, taşı, ormanları, buğday başaklarını yakan, mazlumların ocaklarını söndüren soykırımcı Türk ordusu Başûrê Kurdistan’ı bombalıyor, tehdit ve yıkıcılığını işbirlikçi KDP eliyle daha derinleştirmeye çalışıyor. Pan Türkizm’in hegemonyacı yayılmacı emellerini Başûrê Kurdistan’da egemen kılmak istiyor.

Kürt ve özgürlük düşmanlığından bir an olsun vazgeçmeyen Türk devletinin inkar ve imha saldırıları hızından bir şey kaybetmeden devam ediyor. Halklar, inançlar arasında kin, nefret ve düşmanlığı büyüten Türk devleti; halkların bilinç ve duygularını zehirleyip kirletmekte ve tedavisi çok uzun yıllar alacak yaralar açmaktadır. Ortadoğu’da yaşanılacak, özgürce soluk alınacak bir parça toprak kalmamışken; Suriye’nin Kuzey-Doğu topraklarında “başka bir dünya mümkün” diyenler özgür bir yaşamı emek bilinç ve örgütle örmektedir.

Karanlığın ve zulmün sahipleri her köşe başını tutmuşken, Rojava’da ışığın ve özgürlüğün sahipleri zorlu özgürlük yollarında yürüyerek, devrimi büyütmeye devam ediyor.

Devrim, ezilenlerin ayağa kalkıp ezenlere itiraz edip kaderlerini kendi ellerine alması demektir. Devrim, diktatörlüğe karşı meydan okumadır. Rojava her gün Türk devletinin tehdit ve saldırılarına karşın ezilenlerin özgür toprağı olmaya devam ediyor.

Ezilenlerin ezileni olan kadınlar Rojava Devrimi’nde ve inşasında öncü ve kurucu rol oynadı. Rojava devrimi bir kadın devrimi olduğu kadar aynı zamanda ezilen, gadre uğrayan, ocağı söndürülen mazlum halkların bayramıdır. Enternasyonal devrimcilerin kavga, dayanışma, sahiplenme topraklarıdır. Rojava Devrimi sadece Kuzey Doğu halklarını, inançlarını, dillerini birleştirmedi; aynı zamanda Türkiye halkıyla Rojava halkını birleştirdi. Enternasyonal devrimcileri, Rojava özgürlük savaşçılarını birleştirdi.

Rojava Devrimi büyük bedeller ödedi. Sayısız genç kadın ve erkek devrimci bu uğurda toprağa düştü. Toprağı zengin olan Rojava Devrimi aynı zamanda ortak devrimci bir dil ve bir yaşam yarattı. Arapça, Kürtçe, Ermenice, Süryanice, Asurice, Türkmen dilini konuşan Rojava halkı aynı zamanda devrim süreciyle birlikte enternasyonal devrimcilerin dünya dillerini ve yüreklerini birleştirdi.

Sayısız enternasyonalist devrimci tıpkı Rojava’nın mazlum evlatları gibi en değerli varlıklarını gözünü kırpmadan Rojava’nın özgürlüğüne armağan ederek devrime damla olmaya çalıştı. “Fırtınaları küçük bir damla ile başlatan” enternasyonal devrimci Lorenzo Orsetti’nin (Tekoşer Piling) geride bıraktığı veda mektubunda herkesi devrime damla olmaya çağırdığı sözleri halen kulaklarımızda yankılanmaya devam ediyor.

Lorenzo doğru olduğunu düşündüğü devrime katılarak en alttakileri, en zayıf olanları, mazlumları savundu. Adalet, eşitlik, özgürlük ideallerine sadık kalarak aramızdan ayrıldı. Genç gitti. Tıpkı diğer enternasyonalistler gibi erken gidişine rağmen yaşamını başarılı kabul ederek dudaklarında gülümsemeyi asla eksik etmedi.

Lorenzo sanki ölümsüzleşeceğini önceden hissedip yazdığı mektubunda “Sizin de bizden sonrakiler için hayatınızı verme kararı almanızı umuyorum. Dünya yalnızca bireyselliği ve egoizmi yenerek değiştirilebilir. Bunlar zor zamanlar biliyorum, ama sakın vazgeçmeyin, umudunuzu bir an bile yitirmeyin.

…Dünya dayanılmaz hale gelse de güç bulmaya devam edin. Bunu yoldaşlarınıza aktarın. …Her zaman hatırlayın. Bütün fırtınalar küçük bir damla ile başlar” derken ‘zor zamanlar’dan bahsediyordu.

Rojava Devrimi bu zamanların ürünü olarak bu genç devrimcilerin kanları ve canları üzerinden şekillendi ve günümüze geldi. Her şeyini devrimci savaşa ve özgürlüğe feda eden binlerce devrimci gibi Lorenzo Orsetti’nin de manifesto niteliğinde bıraktığı bu kısa mektubundaki sözlerini bir savaş talimatı olarak algılayacağız ve Rojava Devrimi’ni savunacağız.

Lorenzo’yu ve Rojava şehitlerini onurla anacağız.

1559

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Koşulları ve an’ı değerlendirmek olarak POLİTİKA -4-

Ortak düşmana karşı ortak mücadele verebilmek olarak politika

Bu son bölümünde ortak düşmana karşı birlikte hareket edebilme, ittifaklar oluşturma olarak politika ve doğru, etkili politika üretiminin örgüt üzerindeki etkisi üzerinde kısa bir şekilde duracağız. Bu iki başlık özellikle kolektifimizde son yaşanan kriz dolayısıyla ayrı bir yazı dizisinin konusu olarak ele alınmalıdır. Bu bölüm, buna giriş olarak değerlendirilebilir.

Kim getirdiyse O Götürecek

ABD emperyalistlerinin BOP çerçevesinde ılımlı islam projesiyle bölgede koçbaşı olarak kullanılmak için iktidara getirilen RTE ve AKP si zor günler yaşıyor.2000 li yılların başlarında ABD emperyalistleriyle karşılıklı çıkar ilişkilerinde bahar havası yaşayan RTE ve AKP si orta doğu  politikasında tam hizmetten/işbirliğinden kaytarınca ,başka bir deyişle de bazı politikalarda/uygulamalarda ABD emperyalistlerine ters düşünce efendilerinin gözlerinden de düştüler.

Herşeyi Anlamlaştırdığımızda Daha Hoş Görülü Oluruz

Bir hırsıza dahil acaba ne zorluklar yaşıyordu da bu yola başvurdu diyen bir toplumda:

Tam bir hayal kırıklıkları.

Ne diyorlardı ne diyorlardı.

"Sosyalizm .... ihanet eden bürokrat burjuva önderlik altında yenilmiştir."

Koca bir ekim devriminin 100 yılını anmalarının ardında geriye kalan tek şey bu.

Ne tek bir satır komünist toplumun örgutlüğünün nasıl olacağını tartışan bir devrimcinin, zoru anlamsızlaşan, sosyalizmin örgütlüğünün  komünizm olduğunu kabul edip etmeyeceğine dahil yazı.

Ne de:

TKP/ML ÖRGÜTLENME KOMİTESİ:Kuruluşunun 40. Yılında PKK'yı ve Kürt Özgürlük Mücadelesini Selamlıyoruz!

27 Kasım 1978’de Lice’nin Fis köyünde kurulan Kürt Özgürlük Mücadelesinin öncü gücü Kürdistan İşçi Partisi'nin 40. mücadele yılını kutluyor, özgür bir Kürdistan kurma mücadelesinde toprağa düşen tüm PKK şehitlerinin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

Hat Değişikliği-Ragıp Zarakolu

Osmanlı Türkiye’si 1914 yılında geleneksel Batı raylarından, geleneksel Batının yeni hırslı çocuğu Almanya’nın hattına kaydı. Bedel çok ağır oldu.

Bu nedenle genç cumhuriyetin temel politikası, bir yandan yeni dünya gücü Sovyetleri kollarken, ülkeyi yeniden geleneksel Batı ittifakı raylarına çekmek oldu. Ki bunun sonucu ise, Sovyetlerle Ankara Antlaşmasının yenilenmesi sağlanamazken, Büyük Britanya ve Fransa ile tam 2. Dünya Savaşı öncesi imzalanan (elbette “Hatay” rüşvetinden sonra) ittifak antlaşması oldu.

ÖSO'nu Al da git!

Astana'da yapılan görüşmelerde ''Suriye'de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması'' kararının alınmasının ardından Rusya öncülüğünde İran ve Türkiye'nin katılımıyla Soçi'de üçlü bir zirve gerçekleştirildi.

Bu zirvede alınan en önemli karar önümüzdeki günlerde ''Suriye'deki tüm kesimlerle bir araya gelinecek olan bir ulusal kongre gerçekleştirilecek'' olması. Yapılacak bu kongreye PYD'nin katılması da gündemde.

Tecrit etme ve teslim almanın bir öğesi olarak TTE -2-

 “Hedef TTE’nin bertaraf edilmesiydi”

Cezaevi mücadelesi sert, hareket alanı olabildiğince sınırlı ve silahlar oldukça eşitsizdir. Ancak bu alanlarda irade ve bilinç geçişkenliğinde, burjuva-feodal argümanlara göğüs germekte mümkündür, öyle de olmuştur.

Koşulları ve an’ı değerlendirmek olarak POLİTİKA -3-

“... Devrimci taktikle çoğunluk olunur!”

“Bana önderlik edecek olan Nubar gibi önümden yürümeli”

“Ermenilere burada yer yok”

DERİN’e inen, ZİRVE’ye çıkan KOMUTAN! Tarihsel akıcılığın soluksuz komutanı Nubar Ozanyan!

Komutan Nubar yoldaş, yaşamının bütününde ve her bir anında demokratik halk devrimini gerçekleştirecek Kaypakkayacı kadro-militan kişiliğin sahici ismi olmuş tur.

Bir komutan, bir savaşçı nasıl bu kadar samimiyet ve içtenlikle sonsuza kadar davasına bağlı kalabilir?

Kaypakkayanın savaş stratejisine ve ilkelerine nasıl bu kadar güçlü sarılarak bir duruş, konumlanış ve yürüyüş gerçekleştirebilir? Tüm bu soruların yanıtını komutan Nubar yoldaşın şehit düştüğü ana dek devrimci yaşamının her anında ve ortaya koyduğu her pratiğinde görmek mümkündür.

Ekim Devrimi ve STALİN

Ekim Devrimi’nden söz ederken Stalin’den söz etmemek; Stalin’i yok saymak, Ekim Devrimi’nin kazanımlarını ve öğretilerini yok saymaktır. Bunu başaranlar (!) var ve de Stalin’siz bir Ekim düşleyenlerin olduğu da bir o kadar gerçek. Özellikle de burjuvazi ve onun beşinci kolu gibi çalışan troçkistler.

Burjuvazi’nin komünistlerin ve komünist önderlerin neden düşmanı olduğunu burada anlatmak, okuyucuyu aptal yerine koymak olur. Burjuvazi her zaman komünizmin ve komünizmin teorik ve pratik önederlerinin bir numaralı düşmanı olmuştur. 

Sayfalar