Perşembe Ekim 17, 2024

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir. İhanet ve vefasızlık, devrimin yüreğine saplanan en keskin hançerdir.

Özgürlük fikrine, sosyalizm ideallerine karşı yanlış yapmaktan korkan, dört bir yandan kuşatılma altında olduğunda bile umudunu kaybetmeyen Istepan Şahumyan ve 26 yoldaşının anıt mezarı Ocak 2009’da Azarbeycan- Bakü Belediyesi tarafından yıkılır. Önce anıtın ateşi söndürülür. Sonra anıt mezar yıkılır. Ve ardından 26 siyasi komiserin kemikleri boş bir araziye atılır. Aralarında Istepan Şahumyan’ın da olduğu üç Ermeni devrimci önderin kemikleri başlarına isimleri yazılı bir mezar taşı bile bırakılmaz.

Şimdi 21. yüzyılın ilk çeyreğinde adına “Cumhuriye Turki” denilen katiller, Kürt özgürlük gerillalarına karşı benzer suçları işliyorlar. Mezarlıklar tahrip ediliyor. Gerillaların mezar taşları yıkılıyor. İsimsizliğe ve sahipsizliğe doğru yollanmak isteniyor. Tarihe bakalım, tarihi doğru okuduğumuzda göreceğiz ki, özgürlük savaşçı ve öncülerinin kaderleri hep birbirine benzer olmuştur. Zalimler, vicdansızlar mezarda bile özgürlük ve devrim savaşçılarını rahat bırakmamış naaşlarına saygı duymamıştır. Unutturmak için ellerinden gelen her türlü kötülüğü ardlarına bırakmamışlar.

İlginçtir, 26 siyasi komiserlerden Azeri önderlerin kemiklerinin üzerlerine kime ait olduğu yazılı taşlar bırakılırken söz konusu Ermeni devrimci önderlerin kemikleri olunca bir mezar taşı bile çok görülmüştür.

Irkçılık ve ayrımcılıklarını, hızını alamadıkları kin ve nefretlerini anıt mezarlara, mezar taşlarına kadar sürdüren Azeri petrol ve gaz baronlarının siyasal temsilcisi Aliyev sadece sosyalizm düşmanlığı yapmıyor, aynı zamanda tıpkı üstadı R.T. Erdoğan gibi her fırsatta utanç verici bir şekilde Ermeni düşmanlığı yapmaktan geri durmuyor.

İlginçtir ki, İlham Aliyev’in babası Haydar Aliyev de siyasal yaşamı boyunca oldukça kaypak, zikzaklı, iğrenç tutum sergilemiştir. Kendisiyle yapılan bir röportajda yaşamı boyunca sosyalist olmadığını belirten, ancak Azarbeycan Komünist Partisi Merkez Komite sekreterliğini yapan Baba Haydar Aliyev, Stalin hayatta iken Stalin’e övgüler dizen; ölümünden sonra Stalin düşmanlığında en önde yürüyen Andropov, Brejnev’i bolca övmekten geri durmayan; SSCB’nin en üst kademesine kadar çıkarak başkan yardımcılığı yapan, SSCB’nin yıkılmasıyla birlikte Komünist Parti’ni en başta terk eden, daha sonra kurucusu olduğu “Yeni Azarbeycan Parti”sinin genel başkanlığına seçilen Haydar Aliyev her sürecin ve dönemin insanı olma ünvanına sahip bir petrol baronudur. Yıllarca giydiği sosyalizm gömleğini koşullar oluştuğunda, zamanı geldiğinde ilk başta çıkararak kapitalizmi yeniden inşa etme yolunda en önde yürümüştür.

Devrim ve sosyalizm mücadelesinde istisna diyebileceğimiz hakikate ulaşan saygın insanlar çıkacağı gibi insanlığını bulamayan küçük insanlar da çıkar. Devrim ve sosyalizm ideallerine içtenlikle bağlı olanlar her türlü zorluk ve tehlike karşısında inançlarını kaybetmeyenler gibi tam aksi yolda yürüyenler de olmuştur ve olacaktır.

Istepan Şahumyan nezdinde çıkarılacak sayısız ders ve tecrübeler vardır. Devrim mücadelesinde yenilgi ve basarısızlıklar yaşansa da içinden sağ çıkılan yenilgiler başarının anası olmuştur. Kabul etmek gerekir ki, Sovyet devrim önderlerine ve öncülerine en büyük ihanet edenler önderlere en abartılı övgüler dizenler olmuştur. Bilinir ki, özgürlük mücadelesinde nankör ve vefasızlara güvenilmez ve onların yası tutulmaz, cellatların safında duranların güneşi parlamaz.

1004

Nasuh Mitap geçti bu dünyadan…ismail cem özkan]

İlk söz bir bildirge ile söylendi, son söz henüz söylenmedi. Çünkü mücadele bitmedi. Devrimci yol engebelidir derdik, ama en önemlisi bir devrimci yolcu kutuplara gitse kendi yaşayacağı alan açar ve fikrimizin yayılması için nüveler kurar, geliştirir ve mücadeleyi kucaklar derdik...

"İnsanlık ölmüş " diyenlere güzel bir haber

Bin yıl geçti sanki cezaeviyle ilk tanışıklığımın üzerinden. Çok gençtim; çocukluğumda jandarma, falaka ve cezaevi  korkusuyla büyütülmüştüm. Konulduğum cezaevinin demir kapıları, beton duvarları ve göğün bağrına birer mızrak gibi saplanan nöbetçi kulelerinden ürkmüştüm.

Dışarıda akıp giden zaman o boğucu dört duvar arasında donup kalmıştı sanki. Girdiğim o mezardan çıkmak bana imkânsızmış gibi görünüyordu. Şimdi o günleri tebessüm ederek hatırlıyorum. Alıştım çünkü; başka bir kentteki evime gider gibi gidiyorum artık hapishaneye.

Serkan : Rober Koptaş

Her ölüm erken ölümdür demiş şair, ama doğru değil. Bazı ölümler gerçekten erkendir, bazıları değil, işin aslı bu.

25 Ekim günü kaybettiğimiz genç arkadaşımız Serkan Çağlı, onun erken ölümü, bizlere hayatın, hayatlarımızın, içinde boğuştuğumuz meselelerin nasıl küçük, nasıl bizler gibi fani, nasıl bizler gibi tek nefeslik olduğunu hatırlattı en çok.

Amaç içinde korku yaratmak olmasın

Varsa bir sorun sınıfsaldır.

Ahh... ah...Şimdi:

Çekilecek çilem mi ya...  bu çile.

Ya ulusalcılar olmasaydı.

Ya....  tkp, ip, chp ...   olmasaydı.

Kalkıp nasıl da: 

Yazılarındaki üslubuna bir olgunun, nesnenin, kapitalizmin.... geçmişini, bu gününü ve yarınını aktarabilen bir yazara senin söylediklerinin yanlış olduğunu yaşıyor olduğumuzdan anlıyoruz diyerek içine düşülen yanlışlığın görülmesi engellenebilirdi ki. (Partizanla, Halkın Günlüğünün Bismarckcılık tartışmalarına bak )    

İyi ki ulusalcılar var.

İyi ki de bu tkp, ip, chp... var.

29 Ekim TC şovenizm bayramı

Yine bir 29 Ekim ve yine bayraklarla süslü devletin şoven politikalarına bağlı törenler ve devlet yetkililerinin zırvalamaları, yine tek millet-tek dil - tek din naralarıyla perçinlenecek kutlamalar zinciri. Yine; çocuklar zorunlu olarak törenlere sokulacak ve onlara göre "cumhuriyet bekçiliği" sıfatına biçilecek! Zoraki dedik, aslında tam olarak TC'nin cumhuriyet tanımı bundan ibarettir. Faşist militarizm zoruyla, 1923’den bugüne ezilen

Kürtler, Kobane Direnişi, Emperyalizm ve “DEVLETE İSYAN DEVRİMCİLİĞİ!”

Rojava kantonlarından biri olan Kobane'ye yönelik (IŞ)İD saldırısına karşı gösterilen direniş bir ayını geride bırakırken; direnişin etkileri çeşitli açılardan TDH ve reformist cenahta tartışılmaya devam ediyor. Son olarak bu tartışmaya, Kobane Direnişi'ne TC devletinin tüm “rezervlerine” rağmen, ABD emperyalizminin askeri ve tıbbi yardım yapmasıyla bir “anti-emperyalizm” tartışması da eklenmiş durumdadır.

Var Olan Duruma Saldırmak...

Komünistler, nesnel durumu kabullenerek, teslim olmak değil, tersine, onun çelişmelerini doğru bir şekilde analiz edip,  koşulları devrimci bir tarzda değiştirme mücadelesinin prensibine sahiptirler. 

 

RE NEDEN HOVİTİYA IŞİD !

RE NEDEN HOVİTİYA IŞİD ! ԲԱՐԲԱՐՈՍՆԵՐԻՆ ՃԱՆԱՊԱՐՀ ՉԿԱ !BARBARLARA GEÇİT YOK !

‘Şengal ve Kobanê‘de Yükselen Direniş Ruhuyla Gençlik Festivalimizi Sahiplenelim, Direnişe Ortak olalım!!

Yeni Demokratik Gençlik (YDG) Kobanê’de gelişen direnişe ve 24. Gençlik Kültür Sanat Festivaline dair bir açıklama yayınladı. Gençlik Kültür Sanat Festivalin’de elde edilecek gelirin bir kısmının Kobanê direnişine aktarılacağı belirtilen açıklamada, Festivalin daha yüksek seviyede sahiplenilmesi için çağrıda bulundu.Yapılan çağrınan tam metni ise şöyle;
 

Şengal ve Kobanê‘de Yükselen Direniş Ruhuyla Gençlik Festivalimizi Sahiplenelim, Direnişe Ortak olalım!!

Bitip Tükenmeyen İçten Sesleniş: Orhan Velİ Kanık.

 

“Deli eder insanı bu dünya; Bu gece, bu yıldızlar, bu koku, Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.”[1]

Şiirin en kendine has şairlerinden, yaramaz çocuğuydu. Şiirleri gibi hep genç kaldı; ölmedi.

Ve 14 Nisan 2014’de 100’üncü kez doğdu Orhan Veli Kanık.

Onu hep 36 yaşında biliyoruz bilmesine de, meğer O, 100 yaşına gelivermiş. 

Ama hâlâ öyle genç, öyle yeni, öyle sıcak, öyle yaratıcı ki... 

* * * * *

TKP/ML TİKKO DERSİM BÖLGE KOMUTANLIĞI

TKP/ML TİKKO'ya bağlı gerilla grubu tarafından 13 Ekim tarihinde Dersim-Merkez’de bulunan Deşt (Geyiksuyu) Köyü’ndeki asker taburuna yönelik Kobanê için yapılan eyleme ilişkin bir açıklama yayınladı.Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML) Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO) tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyledir:

Halkımıza,

Sayfalar