Oy Zemano (Nubar Ozanyan)
Her yönüyle çürümüş sistemin katilleri, Kürdistan topraklarını yakmaya devam ediyor. Amed ve Merdin’de hem insanları hem de buğday ve mısırları yaktı. Evlat kokan Kürdistan toprakları şimdi duman kokuyor. Ateş ve dumanla yazılı TC’nin yüz yıllık tarihi “yakma ve yıkma”nın tarihidir. Bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun. Dün Ermeni kadın ve çocukları kiliselerde, Alevileri inanç ve ibadet mekanlarında, Kürtleri mağaralarda, köylerde yakanlar bugün yine Kürdü kadim topraklarında yakıyor.
Türk devleti, yıkmadığı zaman yakar. Yakamadığı zaman yıkar. Bazen de her iki suçu birden işler. Sonra geride kalan ne varsa her şeyin üstüne çöker. Çürümüş sistemin çürümüş elektrik telleri de tıpkı İha, Siha ve savaş uçakları gibi çalışır. Bakımsız elektrik direkleri, telleri tıpkı Kürdistan toprakları gibi kaderine terk edilmiştir. Köylülerin defalarca şikayet dilekçeleri ateş ve dumanı durduramadı. Her yoksul ve mazlumun ölümünden sonra olduğu gibi zulmün ve imhanın adı AKP-MHP’li cellatların ağzında “fıtrat” oluyor.
Zulmün her türlü rengiyle halka acıyı yaşatanlar, gözyaşına boğduranlar yalanlarını çuvala sığdıramıyor. Suçlular suç üstü yakalandı. Bölge valisi katıldığı toplantıya kimseyi kandıramadan gerisin geri gitmek zorunda kaldı. Kürdistan’da sivil kurumlar tıpkı askeri kurumlar gibi imha ve yok etmenin bir parçası olmuştur.
İki gerillayı imha etmek için vakit geçirmeden Siha, uçak, helikopter kaldıran generaller, 65 kilometre karelik yangını söndürecek su bulamıyor. Yangını çıkartan katiller ateşi söndürmek yerine, yangını söndürmeye gelen köylüleri engelliyor. Zulmü bundan daha iyi anlatan, resmi bundan daha açık gösteren başka tablo var mıdır?
Ateşle, ölümler terbiye edilmek istenen yoksul Kürt halkının acısı kadar öfkesi de derindir. Felaket sonrası yanarak ölen, yaralanan hayvanların sayısı yüzlerin oldukça üzerindedir. Binlerce ton buğday ve mısırın arasında yükselen feryat ve ağıtların sesi her tarafta duyuldu da bir tek Ankara’daki savaş hükümeti ve onun yalancı borazan medyası tarafından duyulmadı!
2 Temmuz’da Sivas’ta onlarca can herkesin gözü önünde diri diri yakılmadı mı? Cana kıyanlar mala kıymaz mı? Onlar için koyunun, ineğin, buğday ve mısırın ne önemi vardır ki? Birkaç gün sonra her şeyin unutulacağını düşünen AKP-MHP savaş hükümeti fena yanılıyor. Kürt kadın ve çocukları, her gün yüreklerinde sönmeyen öfke biriktiriyor. Ateş gibi büyüyen öfke, zalimleri yaktıkları ateş içinde mutlaka boğacaktır.
Her yerde her şeye düşman ceberut bir devlet var karşımızda. Kürdistan’ı açlık yokluk zulüm ve yakmayla insansızlaştırmaya çalışıyor. Yaşayan, canlı bir şey bırakmak istemiyor. İnsanlığın beklediği büyük felaket ne zaman gelir bilinmez ancak en büyük felaketin Türk devleti olduğu açıktır. Kürtler, yoksullar, özgürlük ve adalet arayanlar her gün devlet denen felaketi yaşıyor.
Bir yandan Kürdün, yoksulun buğdayını mısırını yakanlar diğer taraftan, Kürdistan’da soykırım ve işgal operasyonlarını yaygınlaştırarak, genişletiyor. Adalet ve hakaniyeti ilke edinen dünyanın bütün mahkemeleri bir araya gelip yıllar boyu çalışsa, aklına öldürme ve düşmanlıktan başka bir şey gelmeyen TC’nin işlediği suçların seceresini toplayamaz.
Amed ve Merdin’de halkın yarasını Ankara sarmıyor. Bir kez daha görüldü ve anlaşıldı ki, düşman öldürür, halk yaşatmaya çalışır. Düşman yaralar, halk ise yara sarar.
Son Haberler
Faşizme Karşı Birleşmeyenler, Faşizmin Zindanlarında Buluşur
Önce en büyük toplumsal muhalif dinamik güç olan Kürtlere, devrimcilere ve sosyalistlere, ardından aydınlara, akademisyen ve sanatçılara, basın mensuplarına, emek cephesine saldırdılar.
Her bir toplumsal grup, kendisi dışındakilere yapılanlara yeterli ve gerekli tepkiyi göstermeyince, yılan doğal olarak herkese saldırmaya devam etti. Şimdi de Alevilere saldırmaya başladılar. Ama biz Aleviler tarih boyunca zalimlere karşı sürdürdügümüz boyun eğmezliği bu sefer de sürdürecek, asla sinmeyecek, diz çökmeyecek ve asla bu diktatörlüğe teslim olmayacağız.
Emperyalist Büyük Savaşa Doğru-3
ABD burjuvazisi, 18 Aralık 2017’de Trump’a okutturduğu „Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi‘nde–UGSB- “ birinci düşman olarak Çin devleti görülüyor. ABD’nin Asya’daki çıkarları için Çin büyük bir tehlike sayılıyor. Tabi, açıklanan UGSB’nin içinde Rusya ve İran’da var. Bu ayrı bir konu olduğu için geçiyoruz.
Efrin’de Dişe Diş Savunma Uygulanacak!-Dursun Ali Küçük
*Efrin şehir savunmasına da hazır...
Yerden bitip vuruyorlardı. Tankları tahrip oldu. Kobraları vuruldu. Öne İŞİD vb karışımı ÖSO yu eşek gibi sürüyorlar. Hani buda yerel ve milli ordudan sayılıyor. İnanılmaz bir savunma ve vurma taktiği uyguladılar.
Dünya buna gıpta ediyor ama ne yazıkki uluslarası güçlerden ciddi bir destek çıkmadı.
Türk ordusu dünyanın sessizliğine rağmen bataklığa batmıştır.
TKP/ML-(YDK):“Newroz Devrimci Kawa'nın yaktığı isyan ateşi, Efrin'de işgalci TC devletine karşı komünistlerin, devrimcilerin ve Kürt savaşçıların silahlarında büyüyor”
Newroz direniştir.
Newroz, zalimlere karşı isyandır.
Newroz, “zulmün olduğu yerde isyan etmek meşrudur” manifestosudur.
Devrimci Kawa'nın zalim Dehak'a karşı yaktığı isyan ateşi yüzyıllardır sönmedi. Kürt halkı Kawa'dan bu yana hiç söndürmedikleri bu isyan ateşini bugün de Irak, İran, Suriye ve Türkiye'de ilhak edilmiş topraklarında yakmaya devam ediyorlar. Kürt halkının Newroz Bayramını kutluyoruz. Newroz Piroz Be!
Ezilen Emekçi Halkımız
Efrin Direnisinin Ögrettikleri-1
Bu yazı Özgür Gelecek Gazetesinin 163. Sayisindan alınmıştır.Güncelliği nedeniyle yayınlıyoruz.Kaypakkaya-Haber yazı kurulu.
TC’nin 19 Ocak 2018 tarihinde başlattığı Efrîn işgali, birinci ayını geride bıraktı. İşgalini doğru olarak tahlil etmek için bu işgalin iç ve dış politik nedenlerini iyi okumak gerekmektedir.
Suriye'de Kürtleri bekleyen tehlike!
Bu yazı Özgür Gelecek sitesinden alınmıştır.Güncelliği nedeniyle yayınlıyoruz.Kaypakkaya-Haber yazı kurulu.
Suriye'de Kürtleri bekleyen tehlike!
AFRİN KÜRTLERİN SARDARABAD'I OLACAK!..
Tamı tamına yüz yıl önceydi. Birinci Dünya Savaşı içinde Ermeni halkını soykırıma uğratmış olan Türk devleti, 1917 Ekim Devrimi sonrası Rusya'nın savaş cephesinden çekilmesini fırsat bilip Erzincan Mütarakesi'nin şartlarını ihlal ederek Erzincan'dan Erzurum'a, Kars'a ve Gümrü'ye kadar Ermeni halkının tutunmaya çalıştığı alanları işgal etmeye girişti. Batı Ermenistan'dan sonra Doğu Ermenistan'ı da haritadan silmeye yöneldi.
Kadın ve Komünizm
Sosyalizm ve ulusal kurtuluş mücadelelerinde şehit düşen, dövüşen, kadınlar üzerindeki tüm baskılara karşı direnen, zindanlara düşen, katledilen tüm kadınlara...
İÇİNDEKİLER
1.BÖLÜM
KAPİTALİZM VE KADIN
kadın üzerindeki baskıların üretilmesinin ekonomi politiği
kapitalist sistemede, yaşamın her alanında sömürülen kadın
anasoylu toplumda kadının rolü
kapitalizmin ataerkil aileyi çözmesi
Afrin Direniyor
Faşist Türk Devletinin Afrin'i işgal girişimi 45. gününde...
Evet ...Türk devletinin Afrin'i işgal etme, Afrin halkını katletme, Afrin'i boşaltıp IŞID+EL KAİDE+EL NÜSRA dan oluşturulan ÖSO çetelerini buraya yerleştirme ile ilgili saldırı ve katliamları 45 gündür devam ediyor.
Faşist TC'nin iktidar koltuğundaki AKP ve onun başı RTE nasıl ki daha önce Cerablus ve El Bab'ı işgal edip buraya ÖSO çetelerini yerleştirdiyse şimdi de Afrin'i ele geçirip buraya da ÖSO çetelerini yerleştirmek istiyor.
TKP/ML KADIN KOMİTESİ | “Bizi yenemeyeceksiniz! Ya kazanacağız! Ya kazanacağız!”
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir açıklama yapan TKP/ML Kadın Komitesi, “Bizi yenemeyeceksiniz! Biz hep vardık ve de var olacağız! TKP/ML Kadın Komitesi olarak devrim mücadelesinde fiziken yitirdiğimiz ve de erk-eklerin tahakkümü altında her ay onlarcası katledilen tüm kadınlar adına söz veriyoruz: Ya kazanacağız, ya kazanacağız! Ya zafer, ya zafer!” dedi. Elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklamayı 8 Mart vesilesiyle olduğu gibi yayınlıyoruz:
BİZİ YENEMEYECEKSİNİZ! YA KAZANACAĞIZ! YA KAZANACAĞIZ!”
MÜSLÜM ELMA | “Afrin işgalini kınıyor, kahraman Kürt halkının direnişini selamlıyoruz!”
Beş ATİK’linin tahliye olduğu, ancak aralarında uzun yıllar Türkiye’de devrimci mücadele içerisinde hapishanelerde işkencelere karşı direnen Müslüm Elma’nın da olduğu beş ATİK üye ve yöneticilerinin hala tutsaklığının sürdüğü Münih duruşmaları devam ediyor. 21 Şubat günü görülen duruşmada konuşan Müslüm Elma, “Bugün Afrin Kantonu’na TC’nin bombaları yağıyor. Buna karşı çıkmak, buna karşı mücadele etmek yalnız insani bir görev değildir. Aynı zamanda bu kahraman halka karşı olan vicdanı bir sorumluluktur.