Pazartesi Mart 3, 2025

Yerel seçimlerde ‘’ Ecolo ‘’ ile ‘’ sol ‘’ dalgası esiyor...

14 Ekim 2018 tarihinde ,altı yılda bir yapılmakta olan Belediye seçimlerinde kazananlar ‘’Ecolo’’ ile ‘’sol’’ parti oldu.Ertesi gün çıkan gazetelerde ve televizyon yorumlarında ‘’Ecolo ile PTB dalgası ‘’ diye verildi.Altı yıldır yerel yönetimlerin birikmiş sorunlar karşısında bir varlık gösterememeleri kendi sonlarını hazırladı.Değişen acil çözüm bekleyen,dünyadaki gelişmelerden bağımsız olmayan sorunlar karşısında politika üretemeyen iktidarları,kitleler seçimlerde al aşağı etti.Cezalandırdı.Aynı zamanda 2019 mayıs ayında yapılacak milletvekili seçimleri için Charles Michel iktidarına bir uyarı oldu.

Belçika,siyasi iktidarlar tarihi dünyada ender görülen ülkelerden biridir.2014 yılında iktidara seçimle gelen MR (Reformcu Hareket) Partisi başkanı aynı zamanda başbakan Charles Michel çoğunluğu sağlayamayınca zorunlu olarak Koalisyona gitti.Yine kendisi gibi sağcı,ırkçı,faşist partiler olan CD&V (Hristiyan Demokrat Liberaller) ve N-VA (Milliyetçi Yeni Flaman Partisi),Open VLD (Liberaller) ile hükümeti kurdu.4 Ay gibi uzun müzakerelerden sonra ancak kurulabildi.Yine aynı şekilde 2010 seçimlerinden sonra hükümet 540 gün geçmesine rağmen bir türlü kurulamamış,bunlara rağmen hiç bir sıkıntı yaşanmadan sistem işlemiş,kurumlar görevlerini olduğu gibi yerine getirmiş,hatta vatandaşlardan durumun farkında olmayanlar bile olmuştu.

Türkiye’nin ancak bir şehrinin nufusu olan 11 milyon kişinin yaşadığı Belçika’da,Türkiye’li göçmenler 250 bin civarındadır.8 milyon kişinin oy kullandığı yerel seçimlerde,Türk-Kürt-Ermeni adayların toplamı 120 kişidir.Bütün partilerden aşağı yukarı aday listelerinde yer alan Türkiyeli göçmenlerde en dikkat çeken durum Türk-islam-milliyetçi adayların Türk devleti destekli AKP taraftarı olmasıdır.Sağcı,solcu,ecolocu,liberal adaylar,partinin niteliğine,özüne bakmadan,hangi partiden olursa olsun aday olarak,Diyanet ve MİT desteğini arkasına alarak Türk Devleti çıkarları doğrultusunda buranın siyasal sistemine müdahale etmesidir.Nitekim bu konu günlük gaztelerde birçok defa yazıldı.

Yaşadığı ülkenin dil,tarih,kültür,sanat ve sosyal hayatı ile uzaktan yakından ilgisi olmayan,Türkiye’ye dönük yaşayan Avrupa’nın insan hakları,basın ve düşünce özgürlüğü gibi değerlerle değil camii’le-rin mescitlerin inşası,başörtüsünün serbest bırakılması gibi sorunları buraya taşıyarak İslam-milliyetçi adayların ‘’mağduriyet’’ adı altında,propaganda malzemesi olarak kullanmaları,istisnasız bütün partilerde yer alan adayların ortak olan anlayışıdır.Milliyetçi-islamist AKP adaylarının ortak noktalarından en önemlisi Ermeni-Kürt düşmanlığında birleşmeleridir.Ermeni soykırımı,Kürt hak ve özgürlükleri tartışmalarında en bağnaz,en koyu faşist ve barbar olurken Türkiye’de AKP ‘nin en fanatik destekleyicileri olmalarıdır.Öyle ki en son 24 Haziran seçimlerinde Belçika’da oyların %67 ‘si bu kesim tarafından Erdoğan’a verilmiş olması boşuna değildir.

2018 Belediye başkanlığı seçimlerinde kuşkusuz sürpriz çıkış yakalayan Ecolo ile sol parti oldu.Artık yerküremizde ekolojik dengenin her geçen gün daha kötüye gidişine ‘’dur’’ diyecek siyasal partilere daha çok görev düşmektedir.Paris İklim Antlaşmasını ihlal eden,imzalamayan devletlerin durumu ortada iken,bilim insanlarının ‘’durum vahim’’,’’dünya daha kötüye gidecek’’ uyarılarına rağmen,hiç bir önlem almayan emperyalistler ile siyasi iktidarlar aşırı üretim ve kar politikalarından asla vazgeçmek istemiyorlar.Bu yüzden insanoğlu Hava kirliliği,nükleer tehlike,su ve sel baskınları,yangınlar,iklimlerin bozulması gibi sonunda binlerce insanın ölümü ile sonuçlanan vakalarla karşı karşıya kalmaktadır.Artık insanlar bu gidişata dur diyecek çareyi Ecolo’larda bulmuştur.Bu durum Kitlelerin hoşnutsuzluğu mesajı olarak algılanması gerekir.

PTB (Belçika İşçi Partisi) ML ideolojiyi kendisine rehber edinen,bu yüzden tanıdığımız klasik düzen partilerinden değildir.Bunun için her daim burjuvazinin dikkatini üzerine çekmiştir.Belçika burjuva-zisinin algı operasyonları ile karşı karşıya kalmaktadır.Kitlelerden soyutlamak için ‘’halen ML var mı?’’ ‘’ML’i canavar’’ gibi göstererek teşhir gayreti içerisindedir.Ama geleceğin Partisinin PTB olduğunu çok iyi bilmektedir.Gelişmeler yaşanan süreç bunu göstermektedir.Bu seçimlerde bütün belediyelerde sandalye sayısını gözle görülür derecede çoğaltmıştır.PS’in şimdiden zorunlu koalisyon ortağıdır.Bu yönde müzakereler ilerde kendini daha net gösterecektir.Bilgili,hatib yönleri ile dikkatleri üzerine çeken PTB başkanı Raoul Hedebouw’un Parti’de oyların yükselmesinde büyük rolü olmuştur.Her nasılsa psikopat olduğu iddia edilen bir Türk tarafından,üstelik 1 Mayıs gibi bir günde bıçaklı saldırıya uğrayarak yaralanması halen sorgulanmaya muhtaçtır.Verilmek istenen mesajın ne olduğu ileride muhakkak ortaya çıkacaktır.

PS (Parti sosyalist), yani sözde sosyalistler ülke çapında bütün belediyelerde halen çoğunluğu ellerinde bulundururken ciddi oy kaybına uğramıştır.Aşağı yukarı bütün belediyelerde hezimete uğrayan MR (Reformcu Hareket) ‘in yerini Ecolo ile PTB adayları alacaktır.Brüxelles bu şehirlerin başında gelmektedir.Mons’da PS ile adı özdeşleşmiş olan İtalyan asıllı Elio Di Rupo’nun aldığı oylar hayal kırıklığı yarattı.Bu yüzden Ecolo ile İşçi partisi zorunlu koalisyon ortakları olarak görünmektedir.

Türk cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her ülkede ,coğrafyada hedefleri arasında olan siyasal islamın yay-gınlaştırılması,iktidarlara sahip olması,olamazsa bile müdahalelerde bulunması artık herkes tarafından bilinen gerçeklerdir.Bunun için gayri resmi birrçok faaliyetleri gün yüzüne çıkmıştır.Saklı hiç bir şeyi kalmamıştır.Belçikada bu işleri sosyal medya,diyanet dolayısıyla camiiler ile siyasal partiler içerisine adaylarını sokarak müdahalelerde bulunmak başvurduğu yol ve yöntemlerdir.Bunların başında PS içerisinde Bruxelle bağlı sadece Türk’lerin yoğun olarak yaşadığı Saınt-Josse-ten-noode belediyesinde yeniden belediye başkanı seçilen Emir Kır gelmektedir.PS ‘in siyasal çizgisine ters düşmesine rağmen Partiden ihraç edilmeyen Kır,Ermeni ve Kürt düşmanı kimliği ile tanınmaktadır.PS oy kaygısıyla yaklaşmış,faşist bir kişinin Partide kalmasına göz yummuş,değerlerinden taviz vermiştir.

Aynı durum Moolenbek’te de yaşanmaktadır.Yirmi yıldan fazladır belediye başkanlığını elinde bulunduran PS’in koalisyon ortağı bu sefer PTB olmuştur.PS senelerdir oy kaygısıyla hareket edince Fas’dan gelen teröristlere göz yummuş,Moolenbek terör yuvasının merkezi haline gelmiştir.İşid’in Avrupa örgütlenmesinin merkezini oluşturan Moolenbek siyasal islamcıların sığınma yeri olurken PS durumu görememiş ,tehlikenin boyutları Avrupa’nın diğer ülkelerine sıçramıştır.Fas’lı Moolenbek’li teröristlerin eylemlerine bakacak olursak Afganistan’da gazeteci kılığında Kumandan Mesut’un öldürülmesi,İspanya’da metroda bombanın patlatılması,Bruxellede sinagoga yapılan saldırı en son doruk noktasına varan Charlıe Hebdo ile Paris’de yüzlerce günahsız insanların öldürülmesinin siyasi sorumluları halen hesap vermemişlerdir.

Sosyal Medya alanında troller Türkiye sınırlarını da aşarak Belçika’da ‘’Ak Parti Belçika’’ adlı Facebook sayfası oluşturarak Gent Belediye başkanlığına aday olan aynı zamanda Fırsat Eşitliğinden sorumlu devlet bakanı Zuhal Demir’i hedef tahtasına koyarak teşhir etti.Bizzat Erdoğan’ın AKP taraftarlarına yaptığı çağrıda ‘’Irkçı-islam düşmanı Zühal demir’e oy vermeyin ‘’ diyerek bir başka ülkedeki seçimlere müdahalede bulundu.Bunlar yetmiyormuş gibi AKP taraftarları seçimlere yeni partiler kurarak girdiler.Ama sonuçları hüsranla bitti.Her türlü engellemelere rağmen Zuhal Demir 2012’de aldığı oylardan %9,4 den fazlasını alarak,oylarını %27,6 ‘ya yükseltmiştir.Aldığı oylar ile Türk devleti destekli AKP taraftarlarının oyununu bozmuştur.

Son aylarda Türkiye ile Belçika’da yaşanan seçim atmosferinde aralarında dağlar kadar fark olduğu gözle görünen gerçekler arasındadır.Belçika burjuvazisinde kazanma ile kaybetme kültürü,kaybedince istifa etme,şeffaf olma,adil seçim anlayışı her daim var olmuştur.Ama görgüsüz,cahil,Türk burjuvazi-si henüz bu değerlerden çok uzaktır.Hatırlanacak olursa 24 Haziran seçim sonuçları bir hafta önceden televizyonda nasıl hile yapılacağının provası yapılarak yayınlanmıştı.Sahte ve fazla oy kullanmak için seçmen sayılarının iki katı pusula basılmıştı.Bu sayede yapılan hileli seçimlerden AKP galip gelmişti.Artık yapılacak seçimlerde seçimlerin güvenirliği kalmamıştır.

Batı Avrupa’da yaşayan göçmen emekçilerin önünde önemli görevler bulunmaktadır.Türk devleti destekli MİT organizasyonları,diyanet camii örgütlenmeleri şeklinde kendini gösteren faşist yapılanmalara karşı ilerici,aydın,sosyal demokrat,demokrasi ve insan hakları savunucuları herkesin ayrılıklarımızı,farklılıklarımızı bir kenara bırakarak birleşik örgütlenme ve güçlü adaylar etrafında kenetlenme zamanıdır.Bu aynı zamanda Türkiye’de sürmekte olan islamcı-faşist rejime karşı mücadele eden emekçi halka karşı sorumluluklarımız ve görevlerimiz arasındadır...

 

28719

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Son Haberler

Sayfalar

Agop Ekmekciyan

Ya Özgürlük Mücadelesinden Yanasınız ya da Değilsiniz

Türk egemen sınıfları, Cumhuriyetin 100. yılını kutlamaya hazırlanırken ikinci yüz yılı için de nutuk atmaya başladılar. Halkımızın deyimiyle perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

Nitekim ilk yüzyılı işçilere, emekçilere, devrimcilere, komünistlere, ezilen ulus ve azınlık milliyetlere, kadınlara, LGBTİ+lara, inanç gruplarına zulmetmekle geçen bir yüzyıldır. Bu baskıcı, asimilasyoncu, ırkçı, cinsiyetçi, tekçi ve emperyalizm uşağı sömürü-soygun düzeni, Kemalist cumhuriyetin ikinci yüzyılı da birinci yüz yılını izleyecektir.

Katliamlar Cumhuriyeti

13 Kasım'da, İstanbul'un en kalabalık caddesinde yapılan bombalı saldırı, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kere daha katliamlar cumhuriyeti olduğunun acı bir kanıtı oldu.

Çamur at…[ismail cem özkan]

Kasım ayını soğuk bir gününde kalabalığın henüz tam yoğunlaşmadığı bir saatte İstiklal Caddesi'nde bir katliam yaşandı. Banka konan bir bomba patladı ya da patlatıldı ve 6 masum, hiçbir şeyden haberi olmayan insan öldürüldü…

Ateş düştüğü yeri yakar ve acısını kelebek kanadı gibi evrene yayar, fakat küresel evrenimizde o kadar çok acı yaşanıyor ki, eskisi gibi haber dahi olmuyor… Yaşanan olay ajans bülteninde geçen birkaç satıra dönüştü… Acılar, düşen ateş ve yok olan hayaller…

BORAN için – İmera Fera Yeşilgöz

Herkes olması gerektiği yerde mücadele görevini, parti görevini yerine getirmekteyken, yani her şey olması gerektiği gibiyken gelen her not kalp atışlarımızı hızlandırır. Her şeyden evvel “bir şey mi oldu?” kaygısı hissedilir.

Bir TİKKO savaşçısı:“Devrimci mücadeleye katılma tercihimin bir geçmişi var!”

Avrupa metropolünden gelen bir devrimci olarak, kapitalizmin “vahşetinin kalbinde” yaşarız. Hepimizin hayatı, değerlendirme mantığına göre yapılandırılıyor. İster klasik sömürü ilişkileri ve işgücünün yabancılaştırılması olsun, ister ayrıştırma ve izolasyona dönük eğilimler ya da sosyal yaşamda kendi kendimize olan yabancılaşma olsun; sürekli akan bir damlanın taşı oyduğu gibi insan, kapitalist merkezlerde sürekli kapitalist ideolojinin ekonomik, sosyal ve teknolojik saldırılarına maruz kalıyor.

Kaypakkaya’nın Yoldaşı Olmak! (OKUR POSTASI)

Bazen bulunduğumuz yerlerin, taşıdıkları değeri istemesek de göz ardı edebiliyoruz. Benim Partizan’la tanışmam yılları alıyor ama aktif olmam 3 seneyi buluyor. Birçok insandan şunu duyardım İbo’nun kültüründen gelenler sağlam olur. O kültürü almışsan uzakta da olsa onu yaşatmaya çalışırsın. O bağlılık hiç bitmez.

CHP'NİN İHANETLERİ /Mehmet Emin Gündoğdu

 


   Bu yazının amacı kısa bir CHP değerlendirmesi yaparak, bu partinin izlediği politik hattı ortaya çıkarmak ve okuyucuya bir fikir vermek. Çünkü bu parti tarihi boyunca hep mevcut düzenin koruyucusu olmuştur. Düzen ne zaman tıkansa CHP yardıma koşar. En son marifeti unutulmuş bir konuyu yani türbanı gündeme getirerek Erdoğan hükümetine koz vermiştir.

Mersin Eylemi: Savaşın Dayanılmaz Ağırlığı – Emir Arda

26 Eylül günü, Mersin Mezitli’de ki Tece polisevine yapılan eylemin üzerinden ortalama bir hafta geçti. Eylem, yapıldığı günden itibaren, ak koyun ile kara koyunu ayrıştıran bir işleve sahip oldu açıkçası. İki kadın devrimcinin fedai eylemi, siyasal alanın tam ortasına, onu ikiye bölen bir çizgi çekti… Bu yazı eylemin hemen ertesinde kaleme alınabilirdi. Ancak hem HPG’nin açıklamasını beklemek daha doğruydu, hem devletin vereceği refleksi ve eylemin sonuçlarını görmeliydik. O yüzden bu yazının yazılması ve yayınlanması bugüne değin bekletildi… Bu kadar bekleme yeterli.

İtirazın Farkındalığıyla Meydan Okumadır Şiir[*]

 

 

“Bilim aklın şiiridir,

şiir de yüreğin bilimidir.”[1]

 

Andrey Tarkovski’nin ifadesiyle, “Şiir benim açımdan bir dünya görüşü, gerçekle olan ilişkimin özel bir biçimidir. Bu açıdan bakıldığında, şiir, insanlara hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir.”

Yaşamı savunmak; insan olmak (ve sonuna dek de İNSAN kalmak) hâlidir.

Bundan kimsenin şüphesi olmasın…

Çünkü “Hakikâte ulaşmanın yolları şunlardır: Felsefe, Sanat, Siyaset ve Aşk,” diye uyarır Alain Badiou!

Siz toplumsal muhalefetin yükselmesini bekleyin / ERGÜN ASLAN

Biz proletaryalar enternasyonalizmimizi vermeyenin varlığını sorgularız varlığını.

Ama gıdık.

Ama yanak.

Ama...

Demek öyle.

Demek böyle.

Demek  her şey...

Marks'ın, devrime engel olmaya başlayana kadar dünya proletaryalarının çeşitliliğini enternasyonalizmde  bir araya getirmeye çalıştığını görmezlikten gelmemize kadarmış

En büyük ihanetler en güzel proletarya şarkıları arkasına gizlenilerek gerçekleştirilmiş ihanetlerdir.

Kıymetlimizzz...

Yüksek yüksek menfaatlerimizzz....

Diktatörlerin Surlarını Döven Dev Dalgalar!

21.yüzyılın ilk çeyreği bitmeden ve son yirmi yılda yerkürede işçi sınıfı ve ezilenlerin isyan ve devrim türküleri defalarca yankılandı. Nasıl ki yirminci yüzyılın başında insanlık Ekim Devrimi’nin top sesleri ile uyandıysa, içinden geçtiğimiz yüzyılın da daha ilk çeyreği dolmadan yaşanan ayaklanmalar, isyanlar, grevler insanlığın özgürlük umudunun canlı ve bir o kadar da gerçek olduğunu gösterdi.

Sayfalar