Salı Aralık 3, 2024

Haluk Gerger ile Avusturya`da Paneller gerçekleştirildi.

Kaypakkaya-partizan
Mahmut Özkan : “ Orta doğu da,Asya`da Pasifikte, ABD ile diğer Emperyalistlerin pazar kavgası ve enerji kaynakları üzerindeki dalaşı geçmişte olduğu gibi, bugünde ve yarında devam edecektir.Emperyalist sistem devam ettiği müddetçe bu böyle olacaktır.

 

14 Kasım Cuma günü Nürnberg`de  Demokratik Güçbirliği tarafindan  organize edilen 150 kişinin katıldığı Paneller serisi devam etti. ATiGF (Avusturya Türkiyeli Işçi Gençlik Federasyonu) tarafından  15 Kasım Cumartesi günü Viyana`da, 16 Kasım Pazar günü ise Sankt Pölten`de düzenlenen “Orta-Doğu`da güncel durum,Türkiye ve Kürdistan`da olası gelişmeler” konulu panellere  konuşmacı olarak  araştırmacı ve yazar, Doc.Dr. Haluk Gerger ile ATiK temsilcisi Mahmut Özkan  katıldılar.

Viyana`da 70 civarında, Sank Pölten`de ise 120 civarında dinleyicinin katıldığı  Paneller katılanlarca ilgiyle dinlendi, sorulan sorulara verilen cevaplar ve yapılan tartışmalarla da zengin analizlerle dolu verimli ve öğretici paneller olduğu katılanlarca belirtildi.

ATiK heyetinin Avrupada topladığı maddi yardımların Amed ve Suruç`a giderek çadırkent oluşturulmasına katkı olarak, belediye yetkililerine teslim edildiğini belirten Ali Ciçek, yapılan ziyaretlerde halkın bölgede yaşadığı sıkıntılara dikkat çekerek, Demokratik kurumların Kürt ve Ezidi halkına daha çok yardım ve dayanışma göstermesini istedi. AKP hükümetinin  bölge halkına herhangi bir destek sunmadıklarını gözlemlediklerini belirten ATiGF başkanı  Ali Ciçek, direnişin desteklenmesi yanında olanaksızlıklar içinde, çadırkentlerde yaşamını sürdüren kadın, çocuk ve insanlara daha güçlü yardim eli uzatılması için, daha fazla gayret gösterilmesi çağrısında bulundu.

Haluk Gerger  yaptığı konuşmalarda özet olarak şu görüşlere yer verdi.  Bugün orta doğu`da yaşanan sorunların kaynağında, 1 Emperyalist paylasımı sonrası sykes-picot anlaşması vardır. Galip devletler tarafından cetvelle  sınırlar çizildi  ve  yapay küçük devletler kuruldu.Bu duruma karşı, itirazlar başkaldırılar yükseliyor. 4 parçaya bölünen Kürt ulusunun bugün bölgede en dinamik güç olması gerçeği ve ulusal bilincin gelişmesi önemlidir.Türkiye de Türk siyonizmi  vardır ve önümüzdeki dönem AKP ve Tayyip Erdoğan`in tek devlet,tek bayrak,tek millet ve tek adam projesi başarılı olursa ki; gidişat bu yöndedir. Cözüm süreci denilen süreçte,Kürt halkının mücadelesini aşamalı tasviye planı daha hızlı uygulanacaktır, şiddet ve reform birlikte götürülecektir.

Yeni Türkiye`de Alevilere yönelik tehlikeler büyüktür.  Hitler Almanyasindaki Yahudilere benzeyen bir durum alevileri beklemektedir. Eski Türkiye bitmiştir  onun yasını tutmuyorum ama  Yeni Türkiye`de  beni korkutmaktadır. Işid` in ölüsüde diriside ABD `ye yaramaktadır.Türkiye ile Işid`in yollarının kesişmesinin sebebi Türk devletinin Kürt sorununa bakışından kaynaklıdır.

Ben bir marxistim, Leninistler Ulusal sorununa tam hak eşitliği  çerçevesinde bakarlar ve Kür ulusunun kendi kaderin tayin hakkını,ayrılıp ayrı devlet kurması yani boşanma hakkına da saygılıdırlar.Bu hakkı nasıl kullanacağına, Kürt halkı karar verir.Özerklik mi, Federasyon mu, ayrılık mı  biz bunlara  yönelik görüşlerimizi söyleriz ama kararlarına saygı duyarız.

Bugün Kürt mücadelesinin ekseriyeti Özerklikten yana tavır içindedir. Ama gelecek kuşaklar ne ister biz onlara da ipotek koyamayız.

Bugünün görevleri bakımından, Türkiye de anti-faşist  bir  mücadele cephesi oluşturulmalıdır.Bu cephe,Kürt ulusunun demokrtik hakları ve özgürlük mücadelesini destekleyen,işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesini, nihai kurtuluşunu  gözardı etmeyen biri diğerini yok saymayan bir  nitelik taşımalıdır. “

Mahmut Özkan :  Orta doğu da,Asya`da Pasifikte, ABD ile diğer Emperyalistlerin pazar kavgası ve enerji kaynakları üzerindeki dalaşı geçmişte olduğu gibi, bugünde ve yarında devam edecektir.Emperyalist sistem devam ettiği müddetçe bu böyle olacaktır.

Kobane de yaşananlar ve direniş, küllenmek ve gözardı  edilmek istenen bir gerçeği bütün çıplaklığı ile göz önüne sermistir. Bir halkın silahli kuvvetleri yoksa, katliama ve kıyıma  açık hale gelirler ve mağruz kalırlar. Bu acıdan Kürt özgürlük mücadelesi yürütenlere silahları bırakın diyenlerin, bir kez daha düsünmesi gerekir…! Neye hizmet ettiklerini sorgulamalıdırlar…

Yine Kobane direnişi, tüm ilerici insanlığın gerici barbarlığa karşı ortak direnişidir. Kürt ulusunun, Ezidilerin ve tüm ezilen halkların gerçek dostlarının devrimciler,sosyalistler ve enternasyonalist ilericiler olduğunu kanıtlamıştır. Emperyalistleri  kurtarıcılığa çağırmak tehlikelidir. Özgürlük ve bagımsızlık peşinde olanlara kazandırmaz.Aksine kaybettirir. Halka ve özgücüne güvenmek ve dayanmak esas alınmalıdır. Rojova, Marksistlerin anladığı tarzda bir sınıfsal devrim olarak adlandırılamaz, ancak sosyal devrim olarak kabul edilebilir. Rojova modeli ilerici bir karekter taşımaktadır ve bu bölge gericiliğinin tümünü  korkutmaktadır.

Kürt ulusunun meşru direnişinin yanında olunmalı ve demokratik haklarını kazanma mücadelesi teredütsüz desteklenmelidir. Ancak bu destek eleştirileride taşımalıdır.Dostça eleştiri ve olası tehlikelere karşı öneri ve uyarılar da yapılmalıdır. Kürt özgürlük mücadelesi ile eleştirel birlik temelinde daha sıkı ittifaklar geliştirilmeli ve birlikte mücadele büyütülmelidir.Eleştirinin diriltici, aşırı övgünün çürütücü olduğu  bilinmelidir.

1744