Perşembe Kasım 7, 2024

YKP (M-L)’den açıklama

kaypakkaya-partizan
“Referandum bitti, emperyalist şantaj ve saldırı olduğu yerde duruyor! Hükümet müzakeresi, AB-IMF-ABD ile anlaşmak için “ulusal kampanya”ya dönüşüyor! Halkın karşı karşıya olduğu tehlikelere ve saldırıya karşı yanıt, halkın mücadelesidir!

 

5 Temmuz referandumu bütün seçim bölgelerinde HAYIR’ın egemen olduğu % 61,3 gibi yüksek bir oranla sonuçlandı. SYRİZA-ANEL hükümetinin günden güne değişen, çıkmaz, aldatmaca üzerine oluşan politikasının zirve yaptığı bir referandum oldu. Ufukta ağır halk karşıtı politikaların hayata geçirileceği müzakere masasına dönmek üzere, bir bilet olarak kullanılmak için halkın Troyka sırtlanlarından tiksinmesini sömüren bir referandum gerçekleşti.

Referandum sonucu kesinlikle hükümetin bir başarısıdır.  Fakat bir taraftan vahşi emperyalist baskılar, diğer taraftan ise halkın yeni kesintiler ve memorandumlar karşısında ki hoşnutsuzluğu altında şimdiden sınırları belirginleşen ve kısa zamanda sönümlenecek geçici bir başarıdır.

Referandum sonucunda ortaya çıkan olumlu noktaların üstünü ne örtmek isteriz ne de bunu yapabiliriz. Sonuçlar, önceki yıllar boyunca halka ağır saldırıları dayatan sistem parti ve güçlerinin halk tarafından yok sayılması ve belli ölçüde de emperyalistlerin ve sermaye devletinin şantajları karşısında halkın direnişini ortaya çıkarmıştır.

Halkımızın içinde bulunduğu durum karşısında, ister yapay isterse doğallığında oluşan, % 61,3 oranında ki HAYIR ile “kemer sıkmaya son” verileceği, sermayenin ve emperyalistlerin saldırganlıklarının “seçim ile” kesintiye uğratılacağı hayaline kapılmayacağız. Emperyalist hoyratlığın ve kapitalist barbarlığın kendi mantığı var ve önümüzde ki süreçte çıkarlarının dayatacağı zorunluluk ölçüsünde en yüksek tonda kendini ifade edecektir. Ancak HAYIR’ı başkaları gibi bütünüyle AB ve Euro’ya hayır diye tercüme edenlerden de değiliz.

Referandumda HAYIR bloğu, emperyalist talepler ve yeni anlaşma perspektifine karşı olmayarak, sadece “eski” politik yapıya karşı “yeni” politik yapı olarak bir araya geldi ve biçimlendi. Bununla beraber, HAYIR bloğunu oluşturan önemli bir parça, AB’nin, IMF’nin ve yerli sermayenin eski ve yeni kesintilerine karşı olan bir zeminde kendini ifade etti. Bu karşıtlık hala kendini hareket ve kitle mücadelesi olarak ortaya koyamamaktadır çünkü sol da kendini ifade eden güçlerde hakim olan uzlaşmacı ve hükümet olma çabası, politik olarak aleyhte bir güç dengesi olarak ağırlığını korumaktadır.

Şahsiyet düzeyinde dahi politik önderliği olmayan EVET bloğunun yenilgisinin temel nedeni önceki temsilcilerinin halk tarafından sandığa gömülmesidir.

Politik sistemin görünümü, bir önceki Şubat seçimlerinde ortaya çıkanla aynıdır ve emperyalist saldırganlık ve bağımlılık ihtiyaçlarına göre yeniden biçimlendirilme çabası orta yerde durmaktadır. Yeni Demokrasi partisindeki lider değişimi bu amaca hizmet etmek içindir.

Bilinçli ve bütünlüklü olarak referandumda tepkisini boykot ile ifade eden, (Şubat seçimlerine göre 170 bin kişi daha fazla) -şubat seçimlerinde ki boykot oranını fazlasıyla aşan bir oranla- kitlenin bir kesimini de selamlıyoruz. Bu kitlenin önemli bir dinamiği ve de oylamada geçersiz-çekimser oy kullanan önemi bir kesim halkın kendi EVET ve kendi HAYIR’ını mücadelesi ile inşa etmesi ihtiyacıyla bütünleşmektedir.  HAYIR’ı savunup, onurlandırmayı ne isteyen nede yapabilecek bir hükümete ve ağır emperyalist şantajlara ve saldırılara HAYIR’ını devretmeyen bir kitleden bahsediyoruz. Hükümet şimdiden ülke geleneksel uşak güçleriyle, “EVET” çilerle “ulusal birlik” girişimlerinde bulunarak emperyalist taleplere göre biçimlenme çabasındadır.

Bu durum halkımıza gerçekçi yanıt olmayı dayatmaktadır. YKP (M-L) bu koşullara bağlı olarak sürece cüretle müdahil olarak beklenen yanıtların oluşması çabası içinde olacaktır. Tehdit altında olan halkın haklarının savunmak için mücadele ve direniş alanlarının oluşması için, “Batıya aitiz” simgesi altında, “ulusal kampanya” niteliğine bürünen yeni gerici halk karşıtı saldırı dalgasına karşı kitlesel mücadeleyi güçlendirecek olan direniş odaklarının oluşması için mücadele alanında olacaktır.

Bizlerden beklenen hareketin geriletilmesine, kitlesel halk mücadelesinin yükseltilmesi için ve direniş ve kazanım cephesinin inşası için bütün gücümüzle mücadeleye atılmamızdır.

Emperyalist bağımlılığa ve kapitalist egemenliğe karşı halkın yolu mücadelenin yolu olmaya devam ediyor!

Kreditörlerle her tür anlaşmaya hayır!

AB ve NATO’dan çıkılsın!

Halkların koruyuculara ihtiyacı yoktur!

YKP (M-L)”

1065