Fransız polisi'nin Kürt halkına yönelik saldırısını kınıyoruz!
Avrupa ülkelerinde demokratik ilerici güçlere yönelik hükümet destekli polis saldırıları gün geçtikçe çoğalmaktadır. Demokratik kurumlara yönelik operasyonel baskınlar, yöneticilerin tutuklanması, örgütlenme hakkının gasp edilmesi, gösteri hakkının yasaklanması, istihbarat ve güvenlik birimleri üzerinden politik takibatların çoğalması ve düzenlenen yürüyüşlerde kitleye yönelik provakatif saldırıların giderek artması bunlardan sadece bazılarıdır. Özellikle de Almanya ve Fransa’da gelişmekte olan demokrasi aşınmasına paralel olarak bu saldırılar her gün daha da çoğalmaktadır.
Fransa – Strasburg’ta, Avrupa Demokratik Kürdistanlılar Toplum Kongresi (KCDK-E) ve Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) çağrısıyla 6 Kasım’da “Öcalan’ın özgürlüğü özgürlüğümüzdür” talebiyle başlattıkları kitlesel protesto eylemine polisin orantısız güç kullanarak saldırısı, Fransa devletinin demokrasi güçlerine yönelik büyüttüğü saldırgan tutumunun bir sonucudur. 6 Kasım’da düzenlenen bu yürüyüşün içerisinde birçok yaşlı insanların ve çocukların olmasını hiçe sayarak gaz bombalarıyla kitleye saldırısı aynı zamanda uluslararası insan haklarına aykırı bir tutumdur.
Emperyalist güçlerin uluslararası bir komployla tutuklayıp faşit Türk devletine teslim ettikleri, PKK lideri Abdullah Öcalan’nın 20 yıldır tek kişilik bir hücrede tutulması, üç yıla yakındır ailesiyle ve 7 yıla yakındır Avukatlarıyla görüştürülmemesi uluslararası insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır.
Türkiye’de yüzlerce politik tutsağa, uluslararası insan hakları örgütlerinin beyaz işkence dedikleri, izolasyon uyulanmaktadır. Ücyüz bini aşkın insanın hapishanelerde tutulduğu, binlerce çocuk ve öğrencinin hapishanelere doldurulduğu, işkence ve kötü muamelenin hat safhada oluduğu, ağır hasta tutsakların peş peşe öldüğü ve uluslararası yandaş medyanın susutuğu şu koşullarda; Türkiye’deki ilerici politik tutsakları sahiplenmek en meşru hak ve eylemdir.
Abdullah Öcalan’a özgürlük istemek de gayet meşru ve haklı bir taleptir. Bu meşru hakka saldırmak, faşist TC’yi açıktan desteklemektir. Sözde işkenceye karşı olduklarını, insan hak ve özgürlüklerini savunduklarını iddia eden ülkelerden başta Fransa olmak üzere, burjuva iktidarların bu iki yüzlü tutumu, onların demokrasi karşıtlığını bir kez daha göstermektedir.
ATİK olarak; yerli ve göçmen ilerici kurumları, insan hakları kuruluşlarını ve bireyleri Fransa’nın ve tüm emparyalistlerin saldırganlığına karşı düzenlenecek eylemlere katılarak destek vermeye çağırıyoruz. Emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı mücadele etmek meşrudur, engellenemez!
Faşizme, Emperyalizme Ve Her Türden Gericiliğe Hayır!
Politik Tutsaklara ve Abdullah Öcalan’a Özgürlük!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
ATIK- Avrupa Türkiyeli Isciler Konfederasyonu