Pazartesi Mayıs 20, 2024

ԱՆԽԻՂՃՆԵՐ - Vicdansizlar

 

Türkiye,11 yıldır iktidarda bulunan AKP faşizminin, Gezi Parkı alanını halkın elinden alıp,temsil ettiği İslam burjuvazisinin denetimine sunup,rant sağlamasına karşı çıkan halkın şanlı mücadelesine tanık oldu.Doğayı,çevreyi ve yaşam alanlarını savunan halkın, kanla yazılan mücadelesi yeni bir dönemin artık başladığı sinyalini verdi.

Kitleler '' Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak '' sloganıyla AKP 'yi ve  başındaki RT Er doğan'ı tarihin çöplüğüne göndermeye kararlıydı.

Tüm Türkiye çapında yükselen kitle gösterilerinde iktidar neye uğradığını şaşırdı.Çünkü artık kaçınılmaz sona gelinmişti.İstanbul-Okmeydanı'nda  iki gündür Gezi parkına destek için sunulan destek eyleminden bütün mahalle halkı etkilenmiş,polisin attığı gaz bombaları evlerin içine girmiş ,aileler evlerde oturamaz hale gelmişti.

Olaylar pazar sabahı biraz durgunlaşınca Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ekmek almaya gideceğini söyledi.Annesinin gitmesini istemeyen,Berkin Elvan annesinin elinden 5 YTL'yi alarak '' Aney senin ayağın sakat,bir olay olursa kaçamazsın,ben gideyim,hem sokakta arkadaş bulursam kahvaltıya getirebilir miyim '' diyerek evden koşarak uzaklaştı.

O ,gidişin dönüşü, maalesef  8,5 ay sonra eve gelen tabutu oldu.

Berkin Elvan'ı görenler ,tanıkların anlatımıyla polisin direkt kafasına sıktığı gaz fişeği ile başından vurularak komaya girdi.Bunlar yetmiyormuş gibi çağrılan ambulansa polisler sokağı kapatarak gelmesini engellediler.Orada ölmesini istediler.

Henüz 14 yaşında yüreği ana ve dost sevgisi ile dolu Berkin  maalesef  269 gün sürecek hayatta kalma mücadelesine yenik düştü. 11 mart 2014 saat 07 'de kaybettik. Gezi Parkı'nın korunması için çarpık yapılaşmadan kaynaklanan ,bir avuç kalan doğanın güzelliklerini sadece kendi zenginliklerine zenginlik katmak için kullanan asalak burjuvazinin çıkarlarına karşı çıkan halkın en değerli evlatlarını kimisini ezerek,kimisini öldürerek,kimisini linç ederek aramızdan aldılar.Eskişehir'de Ali İsmail Korkmaz,Ankara'da EthemSarısülük,Hatay'da Abdullah Cömert,İstanbul'da Mehmet Ayvalıtaş,Hatay'da Ahmet Atakan,Lice'de Medeni Yıldırım yetmiyormuş gibi umudumuz ve geleceğimiz olan Berkin Elvan'a da kıydılar.

2013 yılında 14 yaşında polisin attığı gaz bombası ile kafasından yaralanan Berkin Elvan 45 kilo ağırlığında düştüğü hastahanede  16 kiloya kadar düştü.15 . yaş gününe ailesinin,sevdik lerinin yanında değil hastahanede komada 205.günde girdi.

Sınıf arkadaşları,öğretmenleri,ailesi,dostları,ilericiler, devrimciler Berkin'i bir an olsun yanlız bırakmadılar.Üç ay boyunca hastahanenin önünden bir an olsun ayrılmadılar.Polis'in sertmüdahalelerine rağmen,faşizme inat Berkin'i sahiplendiler.

 Ama olmadı.

Sekizinci sınıf öğrencisi olan Berkin maalesef diplomasını almaya gidemedi.14 yaşında pırıl pırıl bir gelecek,umut katledildi.

Maalesef demokrasi,insan hakları,hukuk gibi en yüce değerlerin en ufak kırıntılarına dahi rastlanılmayan yaşadığımız topraklarda,polis ve asker kurşunları ile şehit olan demokrasi ve özgürlük şehitleri sonsuza kadar yaşayacaktır.

RT Erdoğan'ın vatandaşlarına karşı bu kadar vahşice,orantısız güç kullanarak saldırması korkunun ifadesidir.Ama korkunun ecele faydası yoktur.AKP iktidarını halk mutlaka bugün veya yarın  al aşağı edecektir.

İnsanların yaşam hakkını ellerinden alan RT Erdoğan'ın faşist polisleri 7 canımızın yanısıra 12 kişiye yakın insanın kafasına gaz bombası sıkarak gözlerinin kör olmasına sebep olmuştur.Yüzlerce insanımız ise ezilerek sakat kalmışlardır.Bu eylemleri RT Erdoğan polisini savunarak '' kahraman '' ilan ederek '' destan yazdı '' diyerek savunmuştur.

 Doğru ,çünkü en itibarsız,güvenilirliği olmayan,halkına zulüm eden,polisi görünce '' yaka silken '',polisin ,ne demek olduğunu, halk kendi öz yaşantısından bilmektedir.Olayı gerçekleştiren '' kahraman '','' destan yazan '' 7 polis hakkında  açılan davalar ayrıca ibretlik göstergesidir.

Mahkeme'de verdikleri ifadelere göre, ''kimileri orada değildi '','' kimileri o gün iziliydi '', '' kimisinin fişek kullanma yetkisi yoktu '','' kimisi de bir şey hatırlamadığını '' beyan ederek yalan konuştu.Doğrusu bu oynanan tiyatroya  bu halk yabancı değildi.Hrant Dink davasında da aynı senaryo işletildi.Ethem Sarısülük'ün katil polis memuru başka bir yere, daha üst göreve amir olarak atanmadı mı?Uğur Kaymaz'ı vuran polis memurları beraat ettirilmedi mi ?  Polislerin attığı gaz bombası ile 3 aya yakın yaşam mücadelesi veren ama en sonunda ha yatını kaybeden Berkin Elvan'ı vuran polisler,

 Şimdi rahat mısınız ?

Akşamları rahat uyuyabiliyor musunuz ?

Acaba çocuklarınız size  Berkin'i kim öldürdü ? Diye sorduğu zaman,

Sizin cevabınız ne olacak ?

 Bir insanın vicdanı buna tahammul edebilir mi ?

 Üstelik hiç bir şey olmamış gibi toplumun arasında dolaşıyorsunuz değil mi ?

  Dolaşırlar , çünkü VİCDANSIZ'DIRLAR .

                                          ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER !

Başka ülkelere basın özgürlüğü,demokrasi,hukuk gibi değerlerden bahsederek ''örnek'' ol -maya çalışan,her konuşmalarında burası '' muz cumhuriyeti '' değil diyerek açıklamalarda bulunan RT Erdoğan şu an itibariyle yönetim şekli olarak Afrika cumhuriyetlerinden bile geri durumdadır.

AİHM, Rusya'dan sonra ikici ülke olarak Türkiye'yi İnsan hakları ihlalleri ...gibi konularında işaret etmektedir.Yargılamayı bekleyen binlerce dosya halen sırada beklemektedir.  RT Erdoğan'ın ileri demokrasi olarak gördüğü Türkiye gerçekliğinde ancak kalekol,karakol,cezaevi,adliye sarayları yapımında  bayağı '' başarılı '' olunmştur.Bunların muhafazası için kendine uygun olan polis teşkilatını yapılandırmıştır.  Oluşturulan polis devletinde sözde ileri demokrasinin en kaba sonuçlarını çocuklar üzerinde uygulanan  ve vahim noktada olan çocukların durumları hükümeti hiç ilgilendirmemektedir.Olayın vahimiyetini gizlemek için ise hiçbir şey yokmuş ''ortalık güllük gülüstanlık '' mış gibi göstermeye çalışılmaktadır.Oysa bugüne kadar Türkiye genelinde öldürülen çocuk sayısı 520 candır.BDP bir soru önergesi vererek ölümler üzerine açıklama istemiştir ,ama bir cevap alamamıştır. Toplumda derin yaralar açan,adalete olan güveni tamamen sarsan bazı çocuk ölümleri vicdanları yaralamıştır.İşte bunlardan bazıları....

Roboski'de F-16 savaş uçakları tarafından bombalanan 34 Kürt köylüsünden 17 'si henüz çocok durumundaydı.Yaşları 12 ile 16 arasında  değisen bu çocuklar okul ihtiyaçlarını karşılamak için Irak'tan benzin getirip satarak geçimlerini sağlıyorlardı.Bu onlar için çok görüldü.Cesetleri tanınamaz halde, yine aileler tarafından katırlara yüklenerek ancak köye getirebilindi.

Adana'da polisin attığı gaz bombası fişeği ile ölen Mazlum Akay'ın katilleri halen bilinmiyor. Devletin ihmali sonucu soğuktan anasının koynunda zatüreden  1,5 aylık iken ölen Ayaz Bebek'in dramı için hiç bir yetkili maalesef kılını kıpırdatmamıştır.Van'da yine ilgisizlik ve ihmal sonucu doğa koşullarına yenik düşen ve '' çağ atlayan '' bir Türkiye manzarası haline gelen minik Muharrem'in boğça içerisine sığdırılmış taşınan cesedi yürekleri fazlasıyla dağlamıştır.

Van depreminde sadece Kürt oldukları için '' kader '' lerine terkedilen ve zatüreden ölen 6 yaşındaki Deniz Olgun ile çadır yangınında hayatını kaybeden üç küçücük kardeş Mikail Tolukan (12) Bahar Tolukan (8),İsmail Tolukan (4) kardeşlerin ölüm sebebi ,''benden olmadığı'' için doğayla başbaşa terkedilen anlayışın sonuçlarıdır.   2,5 aylıkken açlıktan ölen Kübra bebek ölmedi,öldürdüler.   İncecik,çocuk bedenine yaşı 12 iken, 13 kurşun sıkılan babası ile birlikte infaz edilen,sonradan çatışma süsü verilen Uğur Kaymaz olayı halen hafızalardan silinmedi.'' Kahraman,destan yazan polis '' lerin hepsi ödüllendirildi,beraat ettiler.

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde hayvan otlatmaya giden 12 yaşındaki Ceylan Önkol ,askeriyeden atılan havan mermisi öldürüldü.Vucudu param parça ve tanınmaz halde olan Ceylan Önkol soruş turmasında hiç bir ilerleme sağlanmadan '' takipsizlik '' kararı verildi. Gösterilerde ,yürüyüşlerde '' taş atan çocuklar '' olarak bilinen aslında kendi gelecekleri için, sokağa dökülen bu çocuklara  polis mermi sıkacak kadar ileri gitmiştir.Mahsun Mızrak kafasına aldığı kurşun ile hayatını kaybedince,adli tıpta gerçek mermiyi  av tüfeği mermisi ile değiştirdiler.

Oysa bu toplumun aydınlık geleceği, umudu olan çocuklar hiç de bunları hak etmiyor.Hatırlayacak olursak polise sınırsız yetki veren,  POLİSE VUR EMRİNİ BEN VERDİM diyerek bütün sorumluluğu üzerine alan R T Erdoğan burada suç işlemiştir. Ölümlerin,sakat bırakılanların tüm insanlık dışı uygulamaların siyasi sorumlusu Recep Ta-  yip Erdoğan'dır.

Gülsüm Elvan Ana'nın dediği gibi '' Berkin Elvan'ı Allah almadı,R T Erdoğan aldı '',o zaman sonuçlarına da katlanacak ,tüm bu kabarık suç dosyalarının hesabını uluslararası mahkemelerde yargılanarak verecektir.

Mısır'da gösterilerde ölen Esma bebek için gözyaşı döken R T Erdoğan,kendi vatandaşları için ise '' Vur Emri '' vermektedir.269 'dür gün yaşam mücadelesi veren Berkin Elvan ailesini bir kere olsun arayıp sormayan,sorunlarına yardımcı olmayan Devlet, bugün Berkin Elvan ardından timsah gözyaşları dökmektedir.Artık bunun inandırıcılığı kalmamıştır.

 Hiç bir şey Berkin Elvan'ın hayatından daha değerli değildir.

Ailesi ve Halkımızın yarasını ,acısını hiç bir çabanız dindiremeyecektir.

 Kana bulaşmış elleriniz temizlenmeyecek,

 ÇOCUK  KATİLLERİ  OLARAK  ANILACAKSINIZ.

  BERKİN  ELVAN  MÜCADELEMİZDE  YAŞAYACAK !

  ԲԵՐՔԻՆ ԷԼՎԱՆԸ ԱՆՄԱՀ Է...

  ԲԵՐՔԻՆ ԷԼՎԱՆԸ  ԱՊՐԵԼՈՒ Է ՄԵՐ ՊԱՅՔԱՐՈՒՄ ...

   11 Mart 2014

92741

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

Sayfalar