Cuma Mayıs 31, 2024

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Belki de... belki de .... demirtaş'ıda serbest bırakırlar.

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Ya... şöyle bir rahat da bırakmadılar ki....

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Neymiş kuzum neymiş...

Proletaryalar silkilmeliymiş.

Neymiş kuzum neymiş...

Proletaryalar uyuşukluğu yüzerinde atmalıymış.

Neymiş kuzum neymiş...

Proletaryalar ayağa kalkmalıymış.

Neymiş kuzum neymiş...

Size ne canım.... size ne....

Size ne oluyor...

Sanki sizinle de aramız eskiden şahtı da şimdi şahbaz mı oldu.

Eskiden de... yayınlarınızı takip etmez, her gün ama her gün reyting rekorlar kırdırmaz.... gözlerimizde kan çanağına dönmezdi.... şimdi de...

Sonra.... sonra.... hemi... hemi .... kuzum....

Burjuva beklentilerimiz ve sonuçları sizi bu kadar alakar ediyordu da...

Seçimleri niye boykot ettiniz...

 Veyahut da...

En şoven kemalistler bile insanların tepkilerinde çekinerek göçmenlere, lgbt'lilere karşı... düşmanlıklarını demokratik çözüm maskeleriyle gizlemeye çalışırken....

sizler ise hiç bir şeyden çekinmeden dersim'deki çevrecilerden tutun memleketin her köşesindeki lgbt'lilere kadar herkesi.... ama herkesi... tehtit eden insanlarla sarmaş dolaş poz verirken....

 şimdi ne oldu da kuzum... ne oldu da... biz proletaryalarla bu kadar ilgili alakalı olmaya başladınız.

Yoksa... yoksa...

Parlamentizm yollarında kaç....

Etmeyin ağalar, etmeyin beyler...

Kıymayın.... biz proletaryalara... kıymayın....

Para kazanmanın başka yolları da....

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Neyse... canım.... neyse...

Bu kadar dramatizm de yeter.

Bu kadar dramatizm de yeter.

Zaten şöyle bir rahat da bırakmadılar ki ....

Biz proletaryalar da şanımıza şöhretimize yakışır bir şekilde burjuva hayal kırıklıklarımızın, yenilgilerimizin ağıtlarını yakak, homurdanak, yasını tutak... hiç bir şey yapamıyorsakta hayata, her şeye karşı küserek hıncımızı alak.

Bunu bile biz proletaryalara çok görüyorlar..

Bunu bile biz proletaryalara çok görüyorlar..

Neymiş kuzum neymiş...

Toplumdaki çeşitli sınıfların varlığını bilen insanlar özgürlüğün, eşitliğin de yegane güvencesiymiş

Neymiş kuzum neymiş...

Toplumdaki çeşitli sınıfların varlığını bilen insanlar partinin birliğinin de yegane güvencesiymiş..

Neymiş kuzum neymiş...

Pööö...

Aşkın/özgürlüğün, eşitliğin, birliğin yegane ve yegane güvencesinin ne olduğunu bilmiyorsan sokaktaki çocukların bildiğini bilsen ne yazar.

Hemi... hemi... tüm bu olup bitenlerden sonra her şeyi... ama her şeyi bilsen de...

Aşk her şeyi......

2665

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Sayfalar