Perşembe Mayıs 9, 2024

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Belki de... belki de .... demirtaş'ıda serbest bırakırlar.

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Ya... şöyle bir rahat da bırakmadılar ki....

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Neymiş kuzum neymiş...

Proletaryalar silkilmeliymiş.

Neymiş kuzum neymiş...

Proletaryalar uyuşukluğu yüzerinde atmalıymış.

Neymiş kuzum neymiş...

Proletaryalar ayağa kalkmalıymış.

Neymiş kuzum neymiş...

Size ne canım.... size ne....

Size ne oluyor...

Sanki sizinle de aramız eskiden şahtı da şimdi şahbaz mı oldu.

Eskiden de... yayınlarınızı takip etmez, her gün ama her gün reyting rekorlar kırdırmaz.... gözlerimizde kan çanağına dönmezdi.... şimdi de...

Sonra.... sonra.... hemi... hemi .... kuzum....

Burjuva beklentilerimiz ve sonuçları sizi bu kadar alakar ediyordu da...

Seçimleri niye boykot ettiniz...

 Veyahut da...

En şoven kemalistler bile insanların tepkilerinde çekinerek göçmenlere, lgbt'lilere karşı... düşmanlıklarını demokratik çözüm maskeleriyle gizlemeye çalışırken....

sizler ise hiç bir şeyden çekinmeden dersim'deki çevrecilerden tutun memleketin her köşesindeki lgbt'lilere kadar herkesi.... ama herkesi... tehtit eden insanlarla sarmaş dolaş poz verirken....

 şimdi ne oldu da kuzum... ne oldu da... biz proletaryalarla bu kadar ilgili alakalı olmaya başladınız.

Yoksa... yoksa...

Parlamentizm yollarında kaç....

Etmeyin ağalar, etmeyin beyler...

Kıymayın.... biz proletaryalara... kıymayın....

Para kazanmanın başka yolları da....

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Üüüü.... üüüü.... hom... hom.. hom...

Neyse... canım.... neyse...

Bu kadar dramatizm de yeter.

Bu kadar dramatizm de yeter.

Zaten şöyle bir rahat da bırakmadılar ki ....

Biz proletaryalar da şanımıza şöhretimize yakışır bir şekilde burjuva hayal kırıklıklarımızın, yenilgilerimizin ağıtlarını yakak, homurdanak, yasını tutak... hiç bir şey yapamıyorsakta hayata, her şeye karşı küserek hıncımızı alak.

Bunu bile biz proletaryalara çok görüyorlar..

Bunu bile biz proletaryalara çok görüyorlar..

Neymiş kuzum neymiş...

Toplumdaki çeşitli sınıfların varlığını bilen insanlar özgürlüğün, eşitliğin de yegane güvencesiymiş

Neymiş kuzum neymiş...

Toplumdaki çeşitli sınıfların varlığını bilen insanlar partinin birliğinin de yegane güvencesiymiş..

Neymiş kuzum neymiş...

Pööö...

Aşkın/özgürlüğün, eşitliğin, birliğin yegane ve yegane güvencesinin ne olduğunu bilmiyorsan sokaktaki çocukların bildiğini bilsen ne yazar.

Hemi... hemi... tüm bu olup bitenlerden sonra her şeyi... ama her şeyi bilsen de...

Aşk her şeyi......

1962

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Sayfalar