Pazar Mayıs 5, 2024

Bir Beden İki Ruh

Komünizmi sosyalist örgülerden başka bir yerde arama.
- Doğru nedir, doğrunun cevabını kimbiliyor, doğruyu nerede bulacağım ?
- Her şey ortada kalkacak.
- Bazı ajitasyon sözler vardır pratikle çeliştiğini hissedersiniz.
- Aslında çelişmez. Her şey ortada kalkacak derken anlamsızlaştığını ( gereksizleştiğini ) ifade edersiniz.
- Anlamsızlaşmada ihtiyacı ortada kaldırdığı anlamına gelmez.
- Ayrıyeten bir kez proletarya devleti ele geçirdikten sonra artık devlet o bildiğiniz kapitalist devlet değildir. Proletaryanında devletiyle (  fabrikasıyla,  toprağıyla...  ustabaşısıyla,  öğretmeniyle,  siyasetçisiyle.....) olan ilişkisi de kapitalist devletle olan ilişkisi gibi değildir.
- Değildir...  lakin gelin görünki....
-  İlginç bir dünyada  yaşıyorum. Kitselleşememe kadro sorunu değil,  teorik sorundur diyen burjuva saldırılara hala nasıl direnebiliyorsunuz sorusuna tereddütsüz herkes güçlü bir teoriye sahip olmamızdır cevabı verirken kimle neyi tartışabilirim değil mi ?
- İster Leninist olsun istersede Bakünücü Türkiye Devrimci Hareketlerinin dilinde komünizmi de okumuşsunuzdur.
- Nasılda her şeyin yerle bir olduğunu sınırların, devletlerin, partilerin....  ortada kalktığını...
- Zannedersinizki tek ortaklaştıkları noktada bu. Öyle olduktan sonra ha o, ha bu. Sonuçta hepsinin vararacağı yerde aynı değil mi dersiniz.
- Kazın ayağı öyle değil.
- Her şeyden önce her söyleyenin söylediği sosyalizm değil.
- Sonra söyledikleri komünizm değil.
- Siz hiç bağımsız değişkenlerin tarihte oynadıkları roller nedeniyle yan yana gelen karşıt insanların...
- Hasbelkader mi, bir bölgeye bir zaman dilimine mi mahsus bir araya geldiklerini,  kitle davranışları içerisinde örneklerininde var olup olmadığını ..
- Ayrıyettende...
- Kapitalist metanın iki zıt yönlü sonucu olduğunu...
-   Kitleyi, kendini...  ha monarşiyle ha cumhuriyetle ha da başka bir şeyle yönetilip yöneltilmediğine aldırış etmez hale getirdiğini....
-  Sınırları, bayrakları...  ortada kaldırdığını kendine bağımlı yaşamlar....
yönetimler....  ortaya çıkardığını...
- Görmeyerek, dikkat etmeyerek....  irdelemeyen...
- Bilhassa da memleketimizde insanlarla emperyalistleride bir araya getirenin ulusalcıların karakteristik özelliğidir diyen sığ düşüncelerin söylediklerininde sosyalizm olabileceğine inanıyor musunuz ?
- Hepsi, Marksın komünizm için söylediklerini de virgülüne kadar tekrallamaktan başka bir şey yapmıyor.
- Yani başa dönemiyorlar.
- İlk önce :
- Toplumlar hangi çağda ve hangi yönetim adı altında yaşıyor olursa olsunlar sahip oldukları yönetimin adının üretimin örgütlenmesinin görüntüsüne devlet denildiği gerçekliğini değiştirmediğini.....
- Sonra:
- İlkel toplumlarda yaşantıya komünizm denilmesinin sebebininde herkesin yapması gerekeni bilmesi nedeniyle değil, herkesin yapması gerekeni bilmesi zorunluğuyla doğduğunu, bu zorun varlığınada devlet diyemeyişimizin tek nedenininde insanlık değerlerine ters düşmemesinden kaynaklandığını...
- Ancak:
- Devlet diyemeyişimizde üretimin örgütlenmesinin görüntüsüne devlet dediğimiz sözlük anlamlığınıda ortadan kaldırmadığını...
- Söylüyemiyorlar.
- Söyleyemeyincede parçası oldukları partinin bir devleti yönetebilecek örgülere sahip olduğunu unutmaları,  partiyi yönetmek başka devleti yönetmek başka demeleri, gibi onun yerini alacağı tartışıyorlar.
- Kendilerinin söylediği gibi olmayan komünizminde vay haline.
- Üstüne üstlük  ruhunuzla hala işleri bitmemiş gibi toplumun komünizme geçişini bile buğulaştırıyorlar.
- Onlara göre dünyadaki kapitalist hegomanyanın yıkılabilmesi ve komünizme geçebilmeniz için toplumların sosyalizmi kendi başlarına gerçekleştirmiş olmaları ve gerçekleşen devrimlerinde coğrafi egemenlik kazanmış olması şart.
- Bunu derlerkende kapitalist meta üreteceklerini de söylemiyorlar.
- Böylece bir taşla da iki kuş vuruyorlar.
- Birincisi:  Marksın dünyadaki kapitalist hegomanyanın yıkılması ve komünizme geçebilmeniz için şartının coğrafi egemenlik kazanmış olmanız olmadığını...
- İkinciside: Kapitalist metanın iki zıt yönlü sonucu olduğunu da görmenizi engelliyorlar.
- Ve bu haliniz gine en iyi haliniz.
- Şu ana kadarki her şey komünizmi anlamamanız için.
- Ya..  tüm bunları Görürde: Yo...  arkadaş komünist toplumun örgütlenmesi sizin söylediğiniz gibi değil.  Nasılki sosyalist devlet kapitalist toplumun mülkiyetçi, burjuva devleti olmaktan arınmış haliyse komünizmde sosyalist devletin sorunlarında ayrılmış  halidir. En iyisi siz sosyalizmde muhalefet partilerin, sendikaların....  olmasını isteyenlere karşı Leninin söylediğini bir daha okuyun derseniz....
-  Korkusuyla  sosyalizme...  ta ilk başa kapitalizme karşı mücadele ederken kitle örgütlenmesi anlayışınıza varana kadar dahil saldırıyorlar....
- Bunun içinde kitselleşemediğiniz, sosyalizminde sorunlarını aşamadığınız hallerde....
-  Yaşadığınız ötekileştirilmelerin, kafa kol ilişkilerin.. kitselleşememelerin...  teoride diyalekleşememe sorunu olduğunu...
- Böyle hallerde kimsenin ne teorin nede insanın bir suçu olduğunu....
- Elinizde de sihirli bir değnek olmadığını...
-  Doğruyu, doğru yolu, insanın, teorinin diyalektiğini ancak kitle karşısında yaptığınız yanlışlıkları bir daha yapmamakla  bulabileceğinizin münkün olduğunu....
-  Görememeniz için kendilerine söylediklerini karşısındaki insanlara,  yaşanmış sosyalizme....  söyleyemeyip kitselleşememeyi    getirenin yaşanmış sosyalizmi geriye götürenin...
-  Kruşçev - ler - olduğunu söylüyorlar.
Böyle oluncada kimlede neyi konuşup tartışabileceğim değil mi ?

47031

Yasli tarih diyor ki:"Halk iktidari ele almadikça.."

Dikkatinizi mutlaka çekmiştir; meclisteki partilerden, "Halk örgütlenip iktidar olsun, kendi kendisini yönetsin," diyen yoktur. Ne böyle bir hedefleri var, ne de felsefeleri… İstedikleri şey, halkın merdiven olması, kendilerinin de tepede oturmalarıdır.

Hozat, Altun ve Öcalan:Garbis Altınoğlu

Demir Küçükaydın ve Ayhan Bilgen'e Bir Yanıt

(Genişletilmiş versiyon)

Ocak ayında Parti ve Devrim şehitleri üzerine

İnsanlık tarihine alın teriyle emekle, yürekle, bilinç ve çizilen ideolojik güzergâhla yazılırlar. Ve bir daha yüreklerde silinmezcesine kalıcılaşırlar. Orda söz biter eylem başlar, iş başlar, insanlığa adanan, insanın özgürleşme kavgası başlatılır. Bunu kelimelerle ifade etmenin mümkünatı yoktur,

Rober Koptaş yazdı: Öcalan’ın mektubundan beklenen

Rober Koptaş, Agos’taki köşesinde KCK’nin ‘lobi’ açıklamasını yazdı: Kürt illerinde gördüğüm, Hrant Dink’in hatırasına hürmeten Ermenileri el üstünde tutan, iç savaşın etkisiyle de Ermenilerin yaşadığı acılara karşı empati duygusu geliştirmiş bir tavır oldu. Bu ileri duruşa karşın, Kürt siyasi hareketinin temsilcilerinin Ermeni meselesinde daha ikircikli bir tutum aldığı söylenebilir.

Hrant belleğimizde yasıyor...Nazaret Vartanyan

 

Hrant Dink 19 ocak 2007 tarihinde katledildi. Yaşamını mensup olduğu Ermenilerin tarihsel akıbetini kamuoyuna açmaya adamıştı Hrant… Ama Hrant’a tahammül edilemedi… Bundan dolayı Hrant katledildi..

Sevan bu sefer yalnız değil

 

Sevan Nişanyan’ın zekâsına, bilgisine ve hayat görüşüne hayran, onu merak eden biri olarak benim de yolum Şirince’den geçti. Geçen yıl Şirince’ye yaptığım birkaç aylık yolculuğun yaşamımda önemli bir yere sahip olacağını biliyordum, öyle de oldu… Ancak iz bırakan yalnızca Sevan Nişanyan’ın kendisi değildi. Sevan ile Müjde Tönbekici, kamuoyunun onlar hakkında düşündüğünün aksine ve hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim ki şahane bir aile kurmuşlar.
 

“Iyi” Papa mı?

“Yüreğin soğuksa,güneş de ısıtamaz.”[1]

Papa Benediktus’tan (ya da önceki Papa II. Jean Paul’den) sonra Vatikan’da ikamet eden Papa Francesco, “iyi” Papa mı?

Kanımca değil. Papalık kurumunun “iyi”si olmaz/ olamaz. Çünkü orası Vatikan’dır…

Tam da bu noktada Mohandas Karamchand Gandhi’nin, “Çoğunluğun onayı yanlışı doğru yapmaz,” saptamasının altını çizerek, Immanuel Wallerstein’ın, “Katolik olmayanlar kimin Papa olacağını umursamalı mı? Elbette,”[2] saptamasını paylaşmadığımızı belirtelim.

Bu Ne Şiddet,Bu ne Celal?(Yada Gulyabani Kim?)

“İnsan çıtır ekmeği ısırdığında,Kırıklar dolar kucağına,İşte orası umudun tarlasıdır.Ve orada başaklar ağırlaştığında,Sayısız ah dökülür toprağa.”[1]

Şiir şöyle: 

“gencecik cocuklardık/ milyonlar kadardık/ haykırışlarımızla türkülerimizle/ güle oynaya/ Gezi’deydik/ meydanlardaydık.

Gulyabani!/ annelerimizin masalındaydı/ zifiri karanlıktı/ çıktı geldi/ esti gürledi/ BEŞimizi yuttu/ ONİKİmizin gözünü yedi/ yetmedi organlarımızı yedi/ yetmedi/ YÜZlercemizin kolunu bacağını kafasını kırdı/ sakat bıraktı/ kimimizi komaya/ SEKiZBiNden fazlamızı yaralı kodu.

Türkiye'de paradigma değişimi ve "Derin Kürdistan aklı"

Kapitalist dönemin en önemli başarısı kitleleri gönüllü aptallaştırabilmesi, hatta köleleştirebilmesidir.Kendi çıkarlarının nerede olduğunun rasyonel bir analizini yapamadan,kitleler egemen yapının çıkarlarının kendi çıkarları olduğu yanılsamasının etkisinde ömürlerini geçirirler.Seçimlerini bu doğrultuda yaparlar,yeni nesilleri bu doğrultuda yetiştirirler.Hukukun üstünlüğüne inanırlar ve hukuk adı verilen sistem makyajının onların haklarını korumak için varolduğunu zannederler.Halbuki ezenler/ezilenler veya egemenler arası yerel/global çelişkiler suüstüne çıktığında il

Yolsuzluk

2010 yılında Anayasa refarandumu onaylanması için Maltepe meydanında halka hitaben yaptığı konuşmada Başbakan R.T.Erdoğan şöyle diyordu '' merhum Menderes'lerin biz bu yola çıkarken kefenimizi de yanımıza aldık'' dedikleri gibi,''biz kefenimizi zaten yanımızda taşıyoruz'' sözlerini şaşkınlıkla dinledim.Bir başbakan vatandaşlarına ''nasıl böyle bir şey der'' diye düşündüm.Ne yapmış olabilir ki ''kefene'' gerek duyulsun.Bu sözün ne anlam taşıdığını bugün daha rahat anlayabiliyorum.

Beni ve hamile eşimi çırılçıplak soydular!

Dışişleri eski bakanı Coşkun Kırca'nın, Kürt milletvekili K'ye cevap vermek için çıktığı meclis kürsüsünde, "Türkiye'de her Türk vatandaşı Türk'tür. Hepsi Türk'tür. Kendi vicdanınızda bunu hissediyorsanız öyledir; ama kendiniz sapmışsanız o zaman size ancak susmak ve susanlara karşı Türk devletinin gösterdiği sabırdan istifade etmek düşer, daha fazlası değil…"dediği günlerdi.

Sayfalar