Pazar Mayıs 5, 2024

Bir Bölündü İki Oldu Ya da Tarihsel Tekrar

Abartmak ile kucumsemek kardestir...Her ikisi de isci sinifi mucadelesine zarar verir...Tum mesele dogada, siyasette, felsefede, toplumda, bireyde, herseyi oldugu gibi, objektif, eksi ve arti yanlariyla dengeli degerlendirebilmektir...
Cunku hersey, buna biz de dahil, her zaman kutbun iki yanini icinde tasir..
Dialektik bize her zaman birin ikiye bolundugu gercegini soyler; bu birin kaderidir, onun ic yapisinin, ic celiskilerinin kacinilmaz sonucudur..
Birin ikiye bolundugunu gordugunuzde sasirmayin; onu anlamaya calisin. Kavrayabilelim ki, neden bolunmenin kacinilmaz oldugunu ve onun hangi sartlarda, bu ic celiskilerinin keskinlesip, iki olarak onumuzde durdugunun sirrina erebilelim..


Bilim sasirmaz. tersine, sasirmamak icin bilime ihtiyacimiz vardir.Soguk gercek, en sicak, en faydali yalandan, en esrarli hayalden her zaman iyidir. Cunku nedenlere goturur bizleri..
Neden-sonuc dialektigi ise, tum yaralarin sarilmasinda, insan bilincinin bir ust asamaya sicrayisinda, bilimin kulvarina geciste olmazsa olmazimiz olmalidir...
TKP ve Halkin Gunlugu'nden ayrilik sesleri geliyor...''Bir'' maktus talihini yasiyor, ''iki'' oluyor...


.Peki neden?
Iki olmayi var eden kosullar dunun icinde gizlidir; 'bir'i 'iki' yapan gercek orda saklidir...
Gecmisi olmayanin geleceginin tesadufi olmasi bir gercek ise, gecmisinden dogru dersler cikartamayanlarin da geleceklerinin dogru olmayan sonuclar uretmesi kacinilmazdir...


TKP benim konum disinda, bana uzak bir akim...
Ama bizimkiler icin soylemek gerekirse, 'bir'i iki'ye bolen gercek, salt bugunun gercegi degil...Ilk yapi tasi 1986'da atilmisti...
Bir'i iki yapan, iki olarak guclenebilme tezi o zamana aittir...Aradan 28 sene gecti..Peki bu tez kendini pratikte ne yonde ispat etti?...Ileri mi, geri mi?...
Ileri olduguna inanc bugun de yasiyorsa eger; her bolunmenin proleterya icin ileri bir bolunme olduguna inaniliyorsa ege;, bolunerek ilerleme tezi, sinifsal-siyasal atilim donemleri olarak degil, 'daha iyi' teorinin, 'daha kotu' teoriye karsi zaferi olarak goruluyorsa eger; o zaman ne dun, ne bugun, ne de yarin yeni bolunmelerin kacinilmazligi karsisinda sasirmamak gerekir..
Dunu kabul eden bugunu; bugunu kabul eden yarini da kabul edecektir.


Burda sihir, her bolunmenin mi?, yoksa kacinilmaz, artik karsit iki cizgi, bir arada yasama imkani kalmamis iki cizgi, bolundugunde, kendisiyle birlikte kitleleri bolen, kitlelerin ileri, en genis bolumunu birlikte goturen, komunizm programinin, icinden gecilen o tarihsel asamasina denk dusen bolunmelerin mi proleteryanin bolunme siyaseti oldugudur...
Ozcesi teorik bolunme mi?, pratik bolunme mi? sorusudur bu. Kacinilmaz dogum asamasi mi, sezeryanla mudahele midir?...Herkes kendi oturdugu, baktigi yerdn bir cvp verecektir bu soruya..
Ama asl olan sinif mucadelesinin kendisi acisindan, kendisinin verdigi cevaptir...Bir menseviklerin enerjisini bile Demokrat Devrimde kullanmis bir Lenin, bir Trockinin, Zinoyevin, Kamanevin oportunist enerjisini bile Sosyalist Devrimde kullanmis bir Lenin...ya da bolunmekten ziyade 'birlesme' cizgisinde daha fazla durmus bir Mao'nun dunyasinda hersey yer, zaman, mekan, durumun icinden bakilarak yerli yerine konmustur...


Ama biz kucuk burjuvalar ulkesinin, kucuk burjuva zihniyetimiz acisindan, herseyin oturdugu yer devrimin, devrimin o anki gorevlerinin, halkin cikarlari degil de; kendi kafamiz, kendi dogrularimiz, kendi teorik gerceklerimiz olursa, denklem boyle konursa eger..O zamanda her kis bir baska ayrilik turkusu dillendirmek kacinilmaz olur...


Yara derinde, dunde, daha gerilerde...
Dost aci soyler.

89885

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar