Salı Nisan 30, 2024

Elbette H A Y I R !!! / Ermeni Devrimciler

16 Nisan'da  Anayasa değişikliği için yapılacak Referandum oylaması tarihi önem taşıyor. Sandığa atılacak her HAYIR oyu,yeni dönemin başlangıcı için Hayırlara vesile olacaktır.

Tek adam olan her şeyin Reis tarafından karar altına alındığı,diktatörlük döneminin oylamasına gideceğiz.''Seni başkan yaptırmayacağız,seni başkan yaptırmayacağız,seni başkan yaptırmayacağız''diyen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın tarihi konuşmasından oldukça etkilenen Erdoğan çareyi cezaevine atarak bulmuştur ama bu yol da çözüm olmamıştır.

Kürt,Türk,Ermeni,Süryani ve her inançtan demokrat ilerici,sosyalist tüm muhalif kesimlerin HAYIR cephesinde birleştikleri platformlar,Erdoğan diktatörlüğünü sarsmış uykularını kaçırırken psikolojik halini bozmuştur.Bu yüzden ne konuştuğunun ve başına neler geleceğinin farkında değil.Anayasa'nın oylanması halinde en az 2030 yılına kadar iktidarını bırakmayacak ''allah daha uzun ömür verirse '' daha ileri giderek kendisinden sonra oğlunun,damadının krallığı ile devam edecek bir rejimin yasallaşmasının önü açılmış olacak.

OHAL koşullarında yapılacak bir referandum,Kenan Evren'in 12 Eylül 1982 Anayasa oylamasından hiç bir farkı olmayacaktır.Silahların gölgesinde PÖH-JÖH,köy korucuları ve aşiret reislerinin baskısı altında yapılacak bir referandum daha baştan anti demokratik olacaktır. Buna rağmen her HAYIR oyu,örülmek istenen duvardan çekilecek bir tuğla ,duvarın çökmesine neden olacak ,Erdoğan'ın sonunun başlangıcı olacaktır.Her konuşmasında  ''milletin oyları ile geldik '' propagandasının altında ,kendinde baskı yapma hakkı gören aynı zamanda islam rejimine geçişin yasallaşması oylanacaktır.

Yasalara kendisinin bizzat karşı gelerek,yasal olmayan bir şekilde,tepkilere aldırış etmeden, ''güçleri yetiyorsa engellesinler '' diyen ve bugün Kaçak saray'da 1000 odası ve camii'siyle şeyhler,tarikat ile müritleri ağırlanacak, ''Yeni Türkiye '' nin ilk halifesi olma muradına erecektir.Bugün de hiç bir işlevi olmayan parlamento,kurulacak rejimde başkanın,aldığı kararları onaylamaktan öte gitmeyecektir.Başkan'da yetkiler,tek elde toplanırken seçilecek milletvekiller,Danıştay üyeleri,sayıştay,rektörler,kaymakamlıklar,valiler muhtarlara kadar bütün atamaları kendis yapacaktır.Kendilerinden olmayan,bir düşünmeyen hiç kimse yaşama hakkına sahip olmayacak,dışlanacak işsizler ordusuna dahil olacak veyahut biat edecek duruma toplum getirilecektir.

İstenmeyen  Adam  Erdoğan ;

Demokrasi,özgürlük ve insan hakları savunucularının Avrupa ülkelerinde yürütmüş olduğu HAYIR çalışmalarının sonuçları şimdiden ortaya çıkmaya başladı.Yurt dışında ülkelerini terk ederek yaşamak zorunda kalan,siyasi iltica talebinde bulunan,işçi,öğrenci,göçmen durumunda milyonlarca halk HAYIR cephesinde yerlerini aldılar.Birlik ve Beraberlik içerisinde olma durumunda aşılamayacak engel,çözülemeyecek sorun olmadığına şahit oluyoruz.İstenmeyen adam Erdoğan bundan sonra ayak basacak bir karış toprak parçası bulamaz duruma geldi.Erdoğan'ın yanısıra milletvekilleri,bakanları,muhtarları da aynı akıbete maruz kalacak deyim yerindeyse  ''geldikleri gibi '' aynı uçakla bakan hanımın uğradığı akıbete uğrayacaklardır.

Çünkü bugüne kadar,devrimcilerin,ilericilerin,Kürt dostların bütün çabaları Erdoğan'ın gerçek yüzünü İşid'çi olduğunu,anlatmışlar Avrupa'lılar nihayet çok geç anlamışlardır.Avrupa'yı kendi ülkesinin arka bahçesi olarak gören,siyasal islam ile burda yaşayan vatandaşları örgütleyip daha da ileri giderek ajan faaliyetler içerisinde bulunmak bunların hepsi ortaya çıkmıştır.Konsoloslukları MİT karargahı gibi çalıştıran,camiilerde kirli propaganda ile Avrupa'lılara karşı kışkırtan,Parti'ler kurup buraların politikalarına müdahale etmek için gizli faaliyetler içerisinde olduğu ortaya çıkmıştır.Senelerdir yürütülen çalışmalar sonuç vermeye başladı.Erdoğan artık istenmeyen adam oldu.Ama katledilecek daha çok yol var.Bu başarı Emek ile örülen birlik ve beraber çalışmanın sonuçlarıdır. Bundan sonra halkın en ileri unsurları,insan hakları savunucuları,avukatlar şimdiden Türkiye'de işlenen insanlığa karşı suç dosyalarını,bodrum katlarında öldürülüp sonra yakılan yüzlerce insanımızın davalarını,Suriye'de tüm dünyanın şahit olduğu ,savaş çıkarmak,İşid'e destek olmak,silah vermek,Kürt'leri tehcir etmek gibi ağır suç dosyalarını uluslararası ceza mahkemelerine sunmak olmalıdır.Artık,Erdoğan eskisi gibi seyahat edecek,ayak basacak kara parçası bulmasına müsade etmemeliyiz.

Adeta Erdoğan'ın bütün konuşmalarından sonra mesajı alan İşid çeteleri eylem yapar hale gelmiştir.Sabahleyin '' böyle devam ederseniz Batı'lılar dünyanın hiç bir yerinde sokağa çıkamaz '' dedikten sonra harekete geçen İşid militanı İngiltere'de suçsuz insanları öldürmüştür.Geçen sene Brüksel'i kana bulayan İşid çeteleri,Erdoğan'ın '' Brüksel'de bombaların patlamaması için hiç bir sebep yok '' mesajından 4 gün sonra en kanlı saldırılarını gerçekleştirmişti.Suriyeli göçmenleri politikalarında şantaj olarak kullanan ,Karayılan'ın deyimiyle İbrahim Soy (suz) lu,İçişleri Bakanının '' her ay Avrupa'ya 15 bin mülteciyi gönderelim görürler '' demesinden hemen sonra ,Kuşadasında denize açılan ve azgın sularda hayatını kaybeden çocuk,kadın yirmiye yakın göçmen ölümlerinden yine Erdoğan sorumludur.Bunlar unutulmayacak,acı sayfalara yargılanması için not düşülecektir.

Yolun  sonuna  geldi ...

Bu söz bize ait değildir.Erdoğan'ı iktidara getiren,16 yıldır tek adam olarak Türkiye'yi yöneten,Büyük ortadoğu projesi'nin eşbaşkanlığı görevine ABD ve İsrail tarafından getirilen Erdoğan için ''yolun sonuna geldi '' ğini twitter hesabından,üstelik anlaması için türkçe olarak paylaşan eski Pentagon yetkilisirdir.İktidarı boyunca dünyanın en zengin ilk 7 liderinden birisi olan '' acaba Erdoğan çaldığı paraları nereler de sakladığını bilmediğimizi mi zannediyor '' diyerek,Katar 'da olduğunu söylemiştir.

Erdoğan kendisinin,ailesinin,çocuklarının ve bir avuç çevresinin gelecek korkusu ile yaşarken her ne olursa olsun,seçimle,referandumla,oylamayla olsun,ne şekilde olursa iktidarı hiç bir zaman teslim etmeyecektir.7 Haziran hezimetinden sonra,hemen yapılan 1 Kasım seçimleri bize bunu göstermektedir.Uluslararası mahkemelerde yargılanma korkusu içerisinde,sadece kendisinin can güvenliği için yapamayacağı şey yoktur.Bunun için kendisini ve sarayını koruyan Saadat ordusunu kurmuştur.Saadat'ın anlamı Hz.Muhammed'in soyundan gelen ve onun izinde giden anlamına gelmektedir.Başına eski özel harp dairesinden,köyleri yakan-yıkan eli kanlı A.Tanrıverdi'yi boşuna getirmemiştir.Osmanlı ocakları,Akp Gençlik yapılanmaları ise milis teşkilatlanmalarını oluşturmak için militan toplama karargahları olarak kullanılmaktadır.

Bir tiyatro gösterisi olan 15 Temmuz '' başarısız '' darbe girişimini ''allahın bir lütfu '' dur,diyerek Kürt özgürlük hareketini,devrimcileri,aydınları,akademisyenleri ezmek için kullanan Erdoğan'ın korku ve panik içerisinde olduğu gözlenmektedir.Çünkü yeni bir kalkışmanın eskisi gibi,danışıklı döğüş olmayacağı ortadadır.Bunun için son bir hafta içerisinde Önce Ankara,Sakarya sonra İstanbul'da darbeyi önlemek için provalar yapıldı.Ağır silahlarla donatılan özel birlikler geceleyin tatbikat gerçekleştirdiler.

Tek adam diktatörlüğüne son vermek için oylarımız H A Y I R ' dır.

Şimdiden kaybedecekleri korkusu ve paniği içerisinde olan yandaşlar,başdanışmanlar,yazarlar,milletvekilleri eğer  H A Y I R  oyu çıkarsa kaos gelecek,diye propaganda yapmaya başladılar.Erdoğana kabus olan,7 Haziran seçimlerinde alınan zaferin devamı olacak,referandum ile Eşbaşkanların S.Demirtaş-F.Yüksekdağ ile tutuklu milyonların oyları ile milletvekili olan seçilmişlerin yerleri cezaevleri değil,Parlamento demek için H A Y I R diyelim.301 madenciye mezar olan en büyük işçi cinayetlerinin yaşandığı Soma katliamında halkın acısı yetmiyormuş gibi,acılı ailelere küfreden,tekmeleyen bu iktidara artık H A Y I R  diyelim.Gazeteci'lerin,sosyalistlerin,akademisyenlerin düşünen insanların OHAL koşullarında tutuklanmalarına,KHK ile milyonlarca insanın,kendinden olmayanların işine son verilmelerine  H A Y I R diyelim.Sandığa gitmemek,tarafsız kalmak,oy kullanmamak,Boykot etmek şeklinde tepkiler yine Erdoğan'a  E V E T  anlamına gelecektir.

İşid çetelerini askeri malzemeler ile destekleyen bu suçu tüm dünya tarafından bilinen ve kanıtlanan,hastahanelerde tedavi eden,tutuklanan İşid çetelerini cezaevlerinden tek tek bırakan,hatta sağlık problemlerinden dolayı tahliye eden iktidara H A Y I R 'dan başka ne diyebiliriz ki ? İş cinayetlerinin,kadın ölümlerinin,çocuk istismarcılığının,ahlak çöküntüsünün en yüksek olduğuğu Akp iktidarı'nda,faillerin cezalandırılacağı yerde ödüllendirilmişçesine '' iyi haller '' lerden dolayı,serbest bırakılmalarına karşı,muhakkak H A Y I R  demeliyiz.Suruç'ta 33 Can,Ankara Garı patlamasında,Antep'te,Reina'da..kaybettiklerimizi unutmadan  H A Y I R   demeliyiz.

Cudi mahallesinde evinin önünde oynarken keskin nişancılar tarafından öldürülen 10 yaşındaki Cemile'nin naaşının kaldırılmasına müsade etmeyen,o gece kızını koynunda yatıran,kefenleyip derin dondurucuda saklamak zorunda kalan acılı annelerin bu acıları bir daha yaşamaması için H A Y I R demeliyiz.Dedesinin kucağında keskin nişancılar tarafından öldürülen Miray bebekler,denizlerde ölen Alan Kurdi'ler,Mazlum'lar,Ceylan'lar,Uğur'lar,Berkin'ler,Enver'ler in acıları halen devam ederken,çocuk ölümlerinin bir daha yaşanmaması için H A Y I R demeliyiz.

Cizre,Şırnak'ta sokağa çıkma yasakları sırasında keskin nişancılar tarafından öldürülen Taybet Ana'nın 7 gün yerde kalan cenazesi ilecenazesini almaya giden yakınlarının da öldürülmesini daha unutmadık.Cenazeler ancak 23 gün sonra defnedilebildi.İnsanlığa karşı işlenen suçların sorumlularının yargılanacakları günler yakındır.

Taybet Ana'nı ölürken ''üşüyorum,susadım'' sözleri halen bugün Kürdistan'da yankılanıyor.

Mazlum'ların  ahı yerde  kalmaz !!!

ERMENİ  DEVRİMCİLER 

44206

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Agop Ekmekciyan

Türkiye'nin Well Strit Şehrini İşgal Et‏‏ / Ergün Aslan

Bir devrimciyi diğer görüşlerdeki insanlardan daha  insancıl kılan istisnalar kaydeyi bozmaz demesi değildir.

İstisnalar için gerekirse kendi kurduğunu da yıkıp yeniden yapmasıdır.

Bir rüyaydı bitti.

Türkiye'nin Well Strit Şehrindeki ABD halkı için Well Strit Şehrini işgal ruhunun yarattığı fakiriyle, zenginiyle... yan yana yürüyebileceğinin gerçekliği.

Bir rüyaydı bitti. 

Taşlarda yeniden yerine oturmaya başladı.

 

Düzen partilerine “TEK BİR OY BİLE YOK!”

Yerel seçim süreci, egemenlerin politik temsilcileri olan partilerin gerçekliğini anlama-kavrama açısından emekçilere önemli olanaklar sunmaktadır. Burjuva düzen partilerinde aday belirleme süreciyle birlikte yaşanan utanç verici gelişmeler bir kez daha göstermektedir ki onların halka değil kendilerine hizmet gibi dertleri vardır. Bunun için birbirleriyle dalaşıp, kapışıyorlar, kavga edip küsüyorlar.  Aradıkları, düşündükleri tek şey, kendi sınıf çıkarları; dert ettikleri ise daha fazla olanak elde ederek, zenginliklerini büyütmektir.

Akima Kapilma, Yel Degirmenleriyle Savasa Katil; Atomu Parcalayacagiz-3

Akima Kapilma, Yel Degirmeleriyle Savasa Katil; Atomu Parcalayacagiz-3



Hani essekle semeri karistirma durumu vardir ya, kirk yillik marksist hareketin icinde olup da, daha Marksizmin abc'si olan konularda bu kadar ileri bir cehalet icinde olan arkadaslarimizi gorunce aklima o geliyor; hakkaten bu arkadaslar essekle semeri ayirt edemiyorlar...!

Dersimde Yerel Seçim Sürecine Dair Kısa Bir Değini!

17 Aralık yolsuzluk operasyonunun yarattığı sistem cephesindeki dalgalanmayla seçim sürecine girildi. Halkın açığa çıkan bu duruma yönelik tepkileri dinmemişken yeni yasakları kapsayan yasa tasarıları da gündeme geldi. “Demokrasi paketleri” Taksim’de plastik mermi ve gazlarla saldırının yapıldığı sıralarda mecliste oylamaya açıldı. AKP iktidarının ezilen halk kitlelerini hizaya getirme planlarının başında yinebaskı ve şiddet birinci sırada. Bu durumun önümüzdeki dönem yine bu yöntemlerle iktidarını korumaya çalışacağı ise bir gerçektir.

100’E 1 Kala Ermeni gerçeginin topografyasi:SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

2015 EŞİĞİNDE,RESMÎ DURUŞ,DEVLETİN İNKÂR VE İMHACI TUTUMU,“ERMENİ AÇILIMI” DENEN ŞEY!,ERMENİLER HÂLİ YA DA DİYORLAR Kİ,24 NİSAN 1915,ERMENİ SOYKIRIMI,MALTA BELGELERİ’NİN ANLATTIĞI,TARİHİN RESMÎ OKUMALARI,SOYKIRIMDA KÜRT FAKTÖRÜ/ VEYA ROLÜ,“EMVÂL-İ METRÛKE”: GASPEDİLEN ERMENİ ZENGİNLİĞİ,MÜSLÜMANLAŞTIRILAN -GİZLİ- ERMENİLER,ABD PATENTLİ İLLÜZYON(LAR),PARLAMENTO KARARLARI İLE “SOYKIRIMI TANI(T)MA”!

VE BUGÜN…AHBARİK HRANT İÇİN HATIRLATMA,HİÇBİRİMİZ MASUM DEĞİLKEN KEFARET (TAZMİNAT) MESELESİ,LİBERALLERİN İŞLEVİ HAKKINDA BİR PARANTEZ

Adıyaman'dan Paris'e ,Bir Özgürlük Savaşçısı,Misak Manuşyan

1 Eylül 1906'da Adıyaman'da yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Paralel Değil, Yolsuzluklar Yumağı‏;Erdal Yıldırım

17 Aralık tarihinde başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” örneğine uygun olarak Başbakan RTE ve AKP sözcüleri, yöneticileri operasyonu yıllardır kader birliği ettikleri, aynı kaptan yemek yedikleri, onlarca yıldır dava arkadaşlığı yaptıkları hizmet cemaati ve mensuplarını devlet içinde devlet, ya da güncel ifadeyle “paralel devlet”, “vatan haini”, “ajan”, “casus”, “dış mihraklar” olarak suçlamaya başladı..

19.ve 20.Yüzyılda tehçir ve soykırımlar üzerine;Hasan Aksu

İnsanın varlığından günümüze egemenlik savaşları hep var olmuştur.İrili ufaklı yürütülen savaşlarda  yüzlece ,binlerce  yizbinlerce ve milyonlarca insan katledilmiştir . Her savaş sonuçta yıkım ,felaket ,yoksulluk sürgün ,soy kırımı ve de katliamları beraberinde getirerek  kanlı yüzünü tarihimize açımasızça yazdırmıştır.İnsanlık geliştikçe  ,bilgi ve bilim dağarcığı  arttıkca  sanırızki savaşlar azalır,katliamlar artık olmaz, tehçir ve soy kırımları  bir daha  yaşanmaz,sonlanır.

Ankara Kapanından kurtulmak‏/Mahmut Alınak

Ey Kürtler, Aleviler, Araplar, Çerkesler, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler ve ulusal hakları ellerinden alınan diğer halklar…

            Ey ezilen Türk halkı,

            Yoksullar, işsizler, emekçiler,

            Kadınlar, gençler

            Ve zindanlarda çürütülen mahpuslar,

Şehrin Işıkları

Şehrin gri havasından akşamın karanlığına yürüyorken, herkes, bir telaşla kaçan trenin arkasından koşar gibi, tempoyla, koşturuyor. Şehir o kadar hızlı akıyor ki; insanlar zamanın ve süreçlerinde aynı hızda aktığını zannediyor. Elleriyle dokundukları, gördükleri ve duydukları her şey bir sonraki gün biçim değiştiriyor, aldıkları kokular değişiyor. Gazeteler bir gün önce yazdıklarını ertesi gün hatırlatamıyorlar bile.

Kimliksizlik kimlik olmuş! Tahir Canan

Star Gazetesi İnternete yönelik baskıları savunmak için basın ahlak kurallarını hiçe sayarak basın yasasını hiç görmeyerek dilde kemik yok misali İnternet sansürüne karşı çıkanları porno savunmakla suçlamış. Kendi ilkesizliğini de ilke olarak lansa etmiş. Deyim yerinde ise ilkesizlik ilke olmuş, kimliksizlik de kimlik yerine geçmiş. Yalan dolanla hükümeti” yalama “ yalakalığı erdeme dönüşmüş! Halkı kandırmayı da meslek etmişler. Bunun adına da Gazetecilik denmiş! Gazeteciliğin kamusal görevini hükumetin, devletin ululuğu altına gömmeyi” meslek ilkesi”  kabul etmişler.

Sayfalar