Cuma Mayıs 24, 2024

Elbette H A Y I R !!! / Ermeni Devrimciler

16 Nisan'da  Anayasa değişikliği için yapılacak Referandum oylaması tarihi önem taşıyor. Sandığa atılacak her HAYIR oyu,yeni dönemin başlangıcı için Hayırlara vesile olacaktır.

Tek adam olan her şeyin Reis tarafından karar altına alındığı,diktatörlük döneminin oylamasına gideceğiz.''Seni başkan yaptırmayacağız,seni başkan yaptırmayacağız,seni başkan yaptırmayacağız''diyen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın tarihi konuşmasından oldukça etkilenen Erdoğan çareyi cezaevine atarak bulmuştur ama bu yol da çözüm olmamıştır.

Kürt,Türk,Ermeni,Süryani ve her inançtan demokrat ilerici,sosyalist tüm muhalif kesimlerin HAYIR cephesinde birleştikleri platformlar,Erdoğan diktatörlüğünü sarsmış uykularını kaçırırken psikolojik halini bozmuştur.Bu yüzden ne konuştuğunun ve başına neler geleceğinin farkında değil.Anayasa'nın oylanması halinde en az 2030 yılına kadar iktidarını bırakmayacak ''allah daha uzun ömür verirse '' daha ileri giderek kendisinden sonra oğlunun,damadının krallığı ile devam edecek bir rejimin yasallaşmasının önü açılmış olacak.

OHAL koşullarında yapılacak bir referandum,Kenan Evren'in 12 Eylül 1982 Anayasa oylamasından hiç bir farkı olmayacaktır.Silahların gölgesinde PÖH-JÖH,köy korucuları ve aşiret reislerinin baskısı altında yapılacak bir referandum daha baştan anti demokratik olacaktır. Buna rağmen her HAYIR oyu,örülmek istenen duvardan çekilecek bir tuğla ,duvarın çökmesine neden olacak ,Erdoğan'ın sonunun başlangıcı olacaktır.Her konuşmasında  ''milletin oyları ile geldik '' propagandasının altında ,kendinde baskı yapma hakkı gören aynı zamanda islam rejimine geçişin yasallaşması oylanacaktır.

Yasalara kendisinin bizzat karşı gelerek,yasal olmayan bir şekilde,tepkilere aldırış etmeden, ''güçleri yetiyorsa engellesinler '' diyen ve bugün Kaçak saray'da 1000 odası ve camii'siyle şeyhler,tarikat ile müritleri ağırlanacak, ''Yeni Türkiye '' nin ilk halifesi olma muradına erecektir.Bugün de hiç bir işlevi olmayan parlamento,kurulacak rejimde başkanın,aldığı kararları onaylamaktan öte gitmeyecektir.Başkan'da yetkiler,tek elde toplanırken seçilecek milletvekiller,Danıştay üyeleri,sayıştay,rektörler,kaymakamlıklar,valiler muhtarlara kadar bütün atamaları kendis yapacaktır.Kendilerinden olmayan,bir düşünmeyen hiç kimse yaşama hakkına sahip olmayacak,dışlanacak işsizler ordusuna dahil olacak veyahut biat edecek duruma toplum getirilecektir.

İstenmeyen  Adam  Erdoğan ;

Demokrasi,özgürlük ve insan hakları savunucularının Avrupa ülkelerinde yürütmüş olduğu HAYIR çalışmalarının sonuçları şimdiden ortaya çıkmaya başladı.Yurt dışında ülkelerini terk ederek yaşamak zorunda kalan,siyasi iltica talebinde bulunan,işçi,öğrenci,göçmen durumunda milyonlarca halk HAYIR cephesinde yerlerini aldılar.Birlik ve Beraberlik içerisinde olma durumunda aşılamayacak engel,çözülemeyecek sorun olmadığına şahit oluyoruz.İstenmeyen adam Erdoğan bundan sonra ayak basacak bir karış toprak parçası bulamaz duruma geldi.Erdoğan'ın yanısıra milletvekilleri,bakanları,muhtarları da aynı akıbete maruz kalacak deyim yerindeyse  ''geldikleri gibi '' aynı uçakla bakan hanımın uğradığı akıbete uğrayacaklardır.

Çünkü bugüne kadar,devrimcilerin,ilericilerin,Kürt dostların bütün çabaları Erdoğan'ın gerçek yüzünü İşid'çi olduğunu,anlatmışlar Avrupa'lılar nihayet çok geç anlamışlardır.Avrupa'yı kendi ülkesinin arka bahçesi olarak gören,siyasal islam ile burda yaşayan vatandaşları örgütleyip daha da ileri giderek ajan faaliyetler içerisinde bulunmak bunların hepsi ortaya çıkmıştır.Konsoloslukları MİT karargahı gibi çalıştıran,camiilerde kirli propaganda ile Avrupa'lılara karşı kışkırtan,Parti'ler kurup buraların politikalarına müdahale etmek için gizli faaliyetler içerisinde olduğu ortaya çıkmıştır.Senelerdir yürütülen çalışmalar sonuç vermeye başladı.Erdoğan artık istenmeyen adam oldu.Ama katledilecek daha çok yol var.Bu başarı Emek ile örülen birlik ve beraber çalışmanın sonuçlarıdır. Bundan sonra halkın en ileri unsurları,insan hakları savunucuları,avukatlar şimdiden Türkiye'de işlenen insanlığa karşı suç dosyalarını,bodrum katlarında öldürülüp sonra yakılan yüzlerce insanımızın davalarını,Suriye'de tüm dünyanın şahit olduğu ,savaş çıkarmak,İşid'e destek olmak,silah vermek,Kürt'leri tehcir etmek gibi ağır suç dosyalarını uluslararası ceza mahkemelerine sunmak olmalıdır.Artık,Erdoğan eskisi gibi seyahat edecek,ayak basacak kara parçası bulmasına müsade etmemeliyiz.

Adeta Erdoğan'ın bütün konuşmalarından sonra mesajı alan İşid çeteleri eylem yapar hale gelmiştir.Sabahleyin '' böyle devam ederseniz Batı'lılar dünyanın hiç bir yerinde sokağa çıkamaz '' dedikten sonra harekete geçen İşid militanı İngiltere'de suçsuz insanları öldürmüştür.Geçen sene Brüksel'i kana bulayan İşid çeteleri,Erdoğan'ın '' Brüksel'de bombaların patlamaması için hiç bir sebep yok '' mesajından 4 gün sonra en kanlı saldırılarını gerçekleştirmişti.Suriyeli göçmenleri politikalarında şantaj olarak kullanan ,Karayılan'ın deyimiyle İbrahim Soy (suz) lu,İçişleri Bakanının '' her ay Avrupa'ya 15 bin mülteciyi gönderelim görürler '' demesinden hemen sonra ,Kuşadasında denize açılan ve azgın sularda hayatını kaybeden çocuk,kadın yirmiye yakın göçmen ölümlerinden yine Erdoğan sorumludur.Bunlar unutulmayacak,acı sayfalara yargılanması için not düşülecektir.

Yolun  sonuna  geldi ...

Bu söz bize ait değildir.Erdoğan'ı iktidara getiren,16 yıldır tek adam olarak Türkiye'yi yöneten,Büyük ortadoğu projesi'nin eşbaşkanlığı görevine ABD ve İsrail tarafından getirilen Erdoğan için ''yolun sonuna geldi '' ğini twitter hesabından,üstelik anlaması için türkçe olarak paylaşan eski Pentagon yetkilisirdir.İktidarı boyunca dünyanın en zengin ilk 7 liderinden birisi olan '' acaba Erdoğan çaldığı paraları nereler de sakladığını bilmediğimizi mi zannediyor '' diyerek,Katar 'da olduğunu söylemiştir.

Erdoğan kendisinin,ailesinin,çocuklarının ve bir avuç çevresinin gelecek korkusu ile yaşarken her ne olursa olsun,seçimle,referandumla,oylamayla olsun,ne şekilde olursa iktidarı hiç bir zaman teslim etmeyecektir.7 Haziran hezimetinden sonra,hemen yapılan 1 Kasım seçimleri bize bunu göstermektedir.Uluslararası mahkemelerde yargılanma korkusu içerisinde,sadece kendisinin can güvenliği için yapamayacağı şey yoktur.Bunun için kendisini ve sarayını koruyan Saadat ordusunu kurmuştur.Saadat'ın anlamı Hz.Muhammed'in soyundan gelen ve onun izinde giden anlamına gelmektedir.Başına eski özel harp dairesinden,köyleri yakan-yıkan eli kanlı A.Tanrıverdi'yi boşuna getirmemiştir.Osmanlı ocakları,Akp Gençlik yapılanmaları ise milis teşkilatlanmalarını oluşturmak için militan toplama karargahları olarak kullanılmaktadır.

Bir tiyatro gösterisi olan 15 Temmuz '' başarısız '' darbe girişimini ''allahın bir lütfu '' dur,diyerek Kürt özgürlük hareketini,devrimcileri,aydınları,akademisyenleri ezmek için kullanan Erdoğan'ın korku ve panik içerisinde olduğu gözlenmektedir.Çünkü yeni bir kalkışmanın eskisi gibi,danışıklı döğüş olmayacağı ortadadır.Bunun için son bir hafta içerisinde Önce Ankara,Sakarya sonra İstanbul'da darbeyi önlemek için provalar yapıldı.Ağır silahlarla donatılan özel birlikler geceleyin tatbikat gerçekleştirdiler.

Tek adam diktatörlüğüne son vermek için oylarımız H A Y I R ' dır.

Şimdiden kaybedecekleri korkusu ve paniği içerisinde olan yandaşlar,başdanışmanlar,yazarlar,milletvekilleri eğer  H A Y I R  oyu çıkarsa kaos gelecek,diye propaganda yapmaya başladılar.Erdoğana kabus olan,7 Haziran seçimlerinde alınan zaferin devamı olacak,referandum ile Eşbaşkanların S.Demirtaş-F.Yüksekdağ ile tutuklu milyonların oyları ile milletvekili olan seçilmişlerin yerleri cezaevleri değil,Parlamento demek için H A Y I R diyelim.301 madenciye mezar olan en büyük işçi cinayetlerinin yaşandığı Soma katliamında halkın acısı yetmiyormuş gibi,acılı ailelere küfreden,tekmeleyen bu iktidara artık H A Y I R  diyelim.Gazeteci'lerin,sosyalistlerin,akademisyenlerin düşünen insanların OHAL koşullarında tutuklanmalarına,KHK ile milyonlarca insanın,kendinden olmayanların işine son verilmelerine  H A Y I R diyelim.Sandığa gitmemek,tarafsız kalmak,oy kullanmamak,Boykot etmek şeklinde tepkiler yine Erdoğan'a  E V E T  anlamına gelecektir.

İşid çetelerini askeri malzemeler ile destekleyen bu suçu tüm dünya tarafından bilinen ve kanıtlanan,hastahanelerde tedavi eden,tutuklanan İşid çetelerini cezaevlerinden tek tek bırakan,hatta sağlık problemlerinden dolayı tahliye eden iktidara H A Y I R 'dan başka ne diyebiliriz ki ? İş cinayetlerinin,kadın ölümlerinin,çocuk istismarcılığının,ahlak çöküntüsünün en yüksek olduğuğu Akp iktidarı'nda,faillerin cezalandırılacağı yerde ödüllendirilmişçesine '' iyi haller '' lerden dolayı,serbest bırakılmalarına karşı,muhakkak H A Y I R  demeliyiz.Suruç'ta 33 Can,Ankara Garı patlamasında,Antep'te,Reina'da..kaybettiklerimizi unutmadan  H A Y I R   demeliyiz.

Cudi mahallesinde evinin önünde oynarken keskin nişancılar tarafından öldürülen 10 yaşındaki Cemile'nin naaşının kaldırılmasına müsade etmeyen,o gece kızını koynunda yatıran,kefenleyip derin dondurucuda saklamak zorunda kalan acılı annelerin bu acıları bir daha yaşamaması için H A Y I R demeliyiz.Dedesinin kucağında keskin nişancılar tarafından öldürülen Miray bebekler,denizlerde ölen Alan Kurdi'ler,Mazlum'lar,Ceylan'lar,Uğur'lar,Berkin'ler,Enver'ler in acıları halen devam ederken,çocuk ölümlerinin bir daha yaşanmaması için H A Y I R demeliyiz.

Cizre,Şırnak'ta sokağa çıkma yasakları sırasında keskin nişancılar tarafından öldürülen Taybet Ana'nın 7 gün yerde kalan cenazesi ilecenazesini almaya giden yakınlarının da öldürülmesini daha unutmadık.Cenazeler ancak 23 gün sonra defnedilebildi.İnsanlığa karşı işlenen suçların sorumlularının yargılanacakları günler yakındır.

Taybet Ana'nı ölürken ''üşüyorum,susadım'' sözleri halen bugün Kürdistan'da yankılanıyor.

Mazlum'ların  ahı yerde  kalmaz !!!

ERMENİ  DEVRİMCİLER 

44610

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Agop Ekmekciyan

1 Mayıs'in ardından ya da Kitleleri Kazanma Siyaseti

2017 1 Mayıs’ı bir önceki yıla göre daha kitlesel ve daha yagın bir şekilde Türkiye ve Kürdistan’ın hemen hemen her yerinde kutlanmıştır. Bu, sermaye devletinin faşist tek adam diktatörlüğüne bir karşı koyuştur, aynı zamanda. Aynı zamanda, referandum’da yapılan hileye ve düzen partilerinin durumu olağanlaştırma çabalarına karşı işçi sınıfı ve emekçiler açısından olumlu bir tepkisel karşı çıkıştır.

“Cennette büyük kaos var! Vaziyet şahane!”

Referandumun ilk aşaması “Evet”in kıl payı öne çık(arıl)ması ile sonuçlandı. Başkanlık sistemi, merkeziyetçiliğin daha kurumsal hale getirilip, egemen kliğin devlet iktidarında çelişkilerden azade bir rahat soluk alabilmek için tasarlanmışken daha ilk adımında, kendi sınıfdaşlarınca dahi meşruluğu sorgulanır hale geldi. Devlet krizinin farlı krizleri de doğurarak büyüyeceğini, böyle bir kaos durumunun da devrimciler açısından ezilenlerle birlikte çok yeni kapılar açacağını tespit etmek gereklidir.

İbrahim Kaypakkaya Beynimizde Bilinç, Bileğimizde Güç, Yüreğimizde Cesarettir!

“Musa Kırmızı asılmayacak!

Biz hapiste çok yattık. Hapisliğin ne olduğunu biliriz.

Ölüm dersen her gün karşı karşıyayız!”

(Yılmaz Güney'in 1970 Yapımı Yedibelalılar Filminden bir replik.)

Türkiye devrimci hareketine birkaç söz:

Anglo-Sakson ittifakı ve Arap Sünni-NATO’su! 

16 Nisan referandumundan sonra özel olarak devrimci basına göz gezdirip bir şeyler aradım. Öyle ya, her hareketin bir nedeni ve bir sonucu olduğu gibi, bir yorumu bir analizi, çıkarsanılacak dersleri de vardır! Referandum öncesi tavrını “Hayır” ve “Boykot” olarak açıklayan devrimci hareketin çeşitli kanatlarının, seçim sonrası süreci değerlendiren, belirledikleri tavırların referandum sonrası kazanım ve kayıplarının muhasebesini yapan bir yaklaşım görmedim.

Emperyalistler arası savaş çanları çalarken... ENTERNASYONAL MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM!

Trump’ın başkan olmasıyla ABD emperyalizminin gittikçe ivmesi artan saldırgan politikalar içine girmesi salt politik düzlemde açıklanamaz. Ekonomi, politikayı belirleyen temel parametre olduğu için politika, salt politika değildir. Siyasi alandaki değişim ve gelişmelerin daha görünür olması onu ön plana çıkarırken ekonomiyi görünmez kılar. ABD emperyalizminin Ortadoğu alanındaki saldırganlığı, emperyalistler arası çelişkilerin her alanda derinleşmesinin bir sonucudur.

“Rojava’yı anlamak”

Rojava, emperyalizme-faşizme ve gericiliğe karşı savaş ve direnişin yürütüldüğü hatırı sayılı toprak parçalarından biridir. Bir yandan TC ordusuna ve DAİŞ faşistlerine karşı direnilirken diğer yandan “ekonomi-eğitim-sağlık-kültür-basın-güvenlik-demokratik yönetim-inşa” gibi birçok konuda özgürlükler tarihine eklenebilecek nitelikte önemli ders ve deneyimler kazanılıyor. Rojava, ezilenlerin direniş ve savaş geleneğine özgürlük ideallerine değişik düzeylerde katkı sunacak mütevazi süreci yaşamaktadır.

1 Mayıs için Taksim iradesi gösterenleri tehlikeye atanları, şiddet uygulayanları özeleştiri vermeye çağırıyoruz!

Kolektifimizin uzunca bir süredir yaşadığı çeşitli iç sorunlar en son Özgür Gelecek gazetesi Aksaray bürosunun basılması, gasp edilmesi ve çalışanlarının darp edilmesiyle ile ciddi bir aşamaya ulaşmış, bu ve devamında sürdürülen devrimcilere dönük şiddet pratikleri, devrimci kaygılardan uzak bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu açık bir şekilde ortaya sermişti.

Ermeni mücadele tarihinde Antranik Ozanyan

20.yüz yılın başlarında Ermeni halkının durumu vilayetlerde hiç de iyi değildi.Ümit verici gelişmelerden uzaktı.Osmanlı hükümeti Sasun yöresinde Ermeni halkının yükselen devrimci mücadelesini en ağır biçimde kanla bastırarak sonuca ulaşmak için karar vermişti.Bunun yanısıra dayanılmaz ölçüde ağır vergiler,haraçlar artık halkın ekonomik olarak da varlığını tehdit eder noktaya getirmişti.Ağır siyasi ve ekonomik baskılar beraberinde Fedai Hareketinin doğmasına sebep olmuştur..Halkı savunan,direniş örgütleyen Fedai'ler tarihin ortaya çıkardığı zorunlu birlikteliklerdir.Halk zorunlu olarak silah

Ne Macron Ne Le Pen

Fransa’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu sona erdi. İkinci tur Macron ve Le Pen arasında geçecek.
Anketler, zaten çok uzun zamandır Marine Le Pen’in ikinci tura kalacağını söylüyordu. Macron ise Sosyalist Parti’deki dağınıklık sayesinde ikinci tura kaldı.
Süreçte herkes, solcu cumhurbaşkanı aday adaylarına dair şakalara tanıklık etti. Benoît Hamon’un seçilmesi sonrası birçok solcu, Manuel Valls önderliğinde gemiyi terk etti ve böyle birine güven duyabileceklerini ortaya koydular.

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı

Dörtler’i ezilenlerin yüreğinde, direnişlerini savaşımızda yaşatacağız

Ermeni soykırımında karadeniz'e çuvallarla atılan insanlık:Tamer Çilingir

Bugün Ermeni soykırımının tarihsel nedenlerini daha iyi anlayabilmek için Osmanlı İmparatorluğu’nda 1876 yılında II. Abdülhamid tarafından ilan edilen anayasal yönetim olan 1. Meşrutiyet dönemine gitmek gerekir. 1876’dan 1923 yıllarına kadar yaşanan süreçte Ermeni, Süryani ve Rumlar soykırımına uğratılmıştır, yok edilen sürgün edilen bu halkların ardından tek ulus, tek din temeli üzerinde yeni bir devlet inşa edilmiştir.

Sayfalar