Pazartesi Nisan 29, 2024

Erdoğan'ın Alnındaki Kara leke

Tüm dünyanın gözleri önünde hile,entrika,şantaş,manipülasyon ile yapılan 16 Nisan Referandumunda Erdoğan diktatörlüğünü ilan etti.Bu,bugüne kadar yapılan ne ilk,ne de son şaibeli oylama olmuştur.Osmanlı'dan günümüze devam eden saray oyunları,bugün de en iyi şekilde referandumda kendisini göstermiştir.Son kullanma tarihi dolmuş diktatörlüğün,çöpe atılması zamanı gelmişken vadesini uzatmak için,elindeki bütün imkan ve olanakları kullanarak iktidarı teslim etmek niyetinde değildir.İlericiler ile gericiler,Laik ile anti-laik,demokrasi ile hanedanlık,insan hakları ile şeriat kanunlarının yani toplumu tarihi ileri taşıyan güçlerle,Osmanlı döneminin yobaz,gerici,ilhakçı şeriatçılar ile yürütülen kıyasıya mücadeleye tanıklık etmekteyiz.Toplum doğum sancıları içindedir.Bir çok ülke bu sancılı dönemi bedel ödeyerek,şehitler vererek atlatmış ama sonunda kazanmıştır.Türkiye de bu sancılı süreçten demokratik kazanımlar ile muhakkak çıkacaktır.

İnsanlığa karşı işlediği suçlardan yargılanma korkusu içerisinde olan Erdoğan,tutuklanacağı korkusuyla yurt dışına çıkamaz oldu.Türkiye'nin aynı zamanda Ortadoğu coğrafyasının sorunu olan Erdoğan,iktidarda olduğu sürece kan,kaos ve acı bitmeyecektir.Sürekli savaşı körükleyen,kandan beslenen iktidar konumuna gelmiştir.Erdoğan'ın gitmesi ile ancak toplum kutuplaşmaktan ve kaos ortamından kurtulacaktır.Bu yüzden başkanlık sistemini dayatarak,tüm yetkilerin tek elde toplanmasını topluma dayatmaktadır.Yargılanmanın yollarını kapamaktadır.2050 yılına kadar iktidardan asla kopmamanın planı içerisindedir.

YSK Yurt dışındaki oy pusulalarında mühürsüz zarfları geçersiz sayarken,yurt içinde milyonlarca mühürsüz zafları ise geçerli olarak kabul etmiştir.Muhtarlar ile Akp teşkilatlarında Evet oyları mühürlenerek seçimin sonucunun değişmesine neden olmuşlardır.Yangından mal kaçırırcasına,acele yapılan açıklamalar ile önceden planlandığı şekilde uygulamaya geçilmiştir.Endişe ve kaybedilecek korkusuna kapılan tetikçilerin başı İşaret olarak ''savaşa hazır olun''diyerek kaybedilme durumunda saldırıya geçeceklerinin sinyalini verdi.AA ajansı üzerinden takip edilen oy sayımı üzerinden oynanılarak referandumda Hayır oylarını ters yüz edmişlerdir.

Referandum öncesi kamuoyu yanıltılarak yapılan manüpülasyonlarda Kürt'ler ile ''evet'' üzerinde anlaşıldığının propagandası yapanların hepsi, oyların sayımları bittikten sonra gerçek yüzleri ortaya çıkmış sandığa gömülmüşlerdir.Eşit olmayan koşullarda,eşbaşkanları ile 12 milletvekilinin,binlere varan tutuklamalar ve yıkım yaşayan illere rağmen Erdoğan'a Kürt halkı dersini verdi.Kayyum atanan belediyelere rağmen,tutuklamalara,göz altılara,propaganda yasaklarına rağmen Kürt halkı siyasi iradesine sahip çıkarak,boyun eğmemiş dik duruş sergilemişlerdir.Şehirler ile kırlarda gençler,bayanlar en önde Ekp ile Erdoğan'ın korkulu rüyası olmuş halen olmaya devam ediyorlar.
Yasakları parçalayarak,tutuklamalara karşın en güç koşullarda bedel ödeyen,cezaevlerinde bulunan Özgür Geleceğimiz olan gençlerimiz Hayır çalışmalarında Akp'ye gereken dersi vermiştir.Bu yüzden onaylanan Anayasa'nın hükmü yoktur.Kabul etmiyoruz.

Hile,entrika ve hırsızlık ile sözde referandumu kazandığını ilan eden Erdoğan'ı ilk tebrik edenlerin Ahrur us Şam,El Qaide gibi insanlık düşmanı çetelerin olması tesadüfi değildir.Kafa,kol kesen,in – sanları bir meta gibi alıp satan bu zihniyetin elbette ortak oldukları Şeriat düzenidir.Demokrasi
güçlerinin,ilericilerin,sosyalistlerin tüm muhalif kesiminlerin görev ve sorumlulukları daha yeni başlıyor.Gündemi değiştirmekte usta olan Erdoğan ile çevresinin 2019 seçimleri için tarih belirtmesi değil,halkın gündemi sokak mücadeleleri ile kabus günlerine dönüştürmek olmalıdır.

Erdoğan'ın 17/25 Aralık, Yolsuzluk,hırsızlık ve rüşvet operasyonları ile alnına sürülen kara lekeye ,16 Nisan da dahil olmuştur.Artık kimse silemeyecek böyle anılacaktır.Bu da ona yeter.

 

42862

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Agop Ekmekciyan

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]

 

“Yükselen her şey düşecektir.”[1]

 

Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok

 

TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’  diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

 

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Sayfalar