Pazar Mayıs 19, 2024

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

Heval Redur Siser, tek başına bir ordu gibi direnmenin destanını yazdı. Ne teslim ol çağrısı ne ailenin ikna çabaları direnişin rengini karartamadı. Gerilla, zirvelere bakarak Kurdistan’ın derinliğinde savunma ve saldırının taktiklerini geliştiriyor. Arazinin genişliğini, derinliğini yaratıcı bir şekilde ustaca kullanarak cellatların oyununu ve moralini bozarak darbeliyor.

26 gün direnen gerillanın bilinç ve iradesine takılıyor düşüncelerim. Bu nasıl bir irade ve kararlılıktır ki bir yandan yaralı bedeninin acılarına direnecek diğer yandan öldürmekten ve kıyımdan başka bir şey düşünmeyen bir katiller ordusuna karşı tek başına direnecek?

Bu nasıl bir iradedir? Bu nasıl bir dirençtir yoldaş? Bu teslim olmayan direniş, gücünü özgürlüğe olan ölümüne tutkudan, viran olmuş köylerden, soykırıma tanıklık etmiş kanlı kayalardan, isimsiz şehitlerden almıştır. Aşkolsun sana heval! Gökyüzünün mavi sonsuzluğuna yükselen saygıyla selamlıyoruz direnişini. Örnek alıyoruz kahramanca duruşunu!

Onur ve vicdan sahibi herkes bilmeli ve anlamalıdır ki, gerillanın direnişi ve yaratıcılığı olmazsa yaşam susar, nehirler kurur, ağaçlar gözyaşı dökmeye başlar. Çocuklar dilsiz, analar kör olur. Direnen ve savaşan her gerillaya derin minnet duygumuzu dile getirerek ses ve can olmalıyız. Yoldaş olmalıyız.

Özgürlük arayan Kürt’e, Karabağ’da açlığa ve dermansızlığa karşı direnen zeytin karası Ermeni çocuğa, direnmekten başka yol yok! İsimleri her gün değişen ancak direnişleri değişmeyen gerilla direnişleri ve anılarını özgür basında okuyoruz.

İsimleri bazen JİYAN TOLHILDAN olur. Bazen DİYAR NORŞİN olur. Bazen REDUR SİSER… Ancak toprakta, dağlarda bitmeyen isyan ateşleri gibi bir gidip bin gelen can oluyorlar!

Osmanlı ve TC tarihi tanıktır ki, halklar katledilerek tarihlerinin son sayfalarını çevirmemişler. Mazlum Kürt’ü öldürmek dün olmadığı gibi bugün de TC’nin kurtuluşu ve huzuru olmayacaktır. Direnen özgür Kürt, savaşan onurlu gerilla, TC’nin uykusunu kaçırıp kirli hayallerini ve kan dolu mutluluğunu bozmaya devam edecektir.

Yıkık damlı kerpiç evinde gerilla anaları “Ben size bu dağlar, bu toprak oğlum kokuyor dememiş miydim? Açan çiçeklerde gördüm oğlumun yüzünü” dedikçe zalimler rahat yüzü görmeyecektir. Anaların toplu mezarlara bakıp evlatlarını aramayacakları günler mutlaka gelecektir.

Toprağını, suyunu, kültürünü, dilini ve kendilerine ait olanları korumaya çalışan, hayallerinin peşinden koşan gerilla sadece Kürt halkının değil Ortadoğu, Kafkas halklarının onurunu koruyor ve geleceğini etkiliyor.

Kürt ulusal özgürlük hareketinin gerilla komutanı heval Murat Karayılan HPG, YPS ve QSD’nin toplam şehit sayısının 7 bin 18 olduğunu açıkladı. 8 yılda ödenen bu bedel ağır olduğu kadar bir o kadar anlamlıdır. Bu onurlu direniş özgürlük arayanlara, savaşanlara aittir. Faşist ordunun kaybı ise 23 bindir. Rakamlar önemlidir!

Ancak bundan daha önemlisi savaşın geldiği boyutu ve gerillanın ortaya koyduğu fedakarlık ve kahramanlığı iyi anlamak gerekir.

Gerilla, Ortadoğu, Kafkas ve Balkanların en gaddar, en kıyıcı savaş aygıtı olan Türk ordusuna karşı savaşıyor. Emperyalizmin katliam örgütü NATO’ya karşı savaşıyor. Gerillanın arkasında ise sadece halkın ve özgürlüğün desteği, onurlu direniş tarihi vardır.

Cellatların arasında güneş ışığından daha özgür gerilla, hayallerinin peşinden koşmaya devam ediyor. Ses, can, yoldaş olma zamanıdır.

1520

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Dijitalleşme: İşçinin Üretim Sürecinin Denetleyicisi ve Düzenleyicisi Olacağı Tarih

 

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Sayfalar