Pazartesi Nisan 29, 2024

Kapitalizmin Sosyalizmi İçerden Ele Geçirme Çizgisi Olarak Modern-Revizyonizm Ve Dust Bowl Sendromu

 
 

 

 

 


14nisan 1935 , Amerika'da 'Kara Pazar' olarak bilinen, 800 milyon ton toprağın rüzgarla havaya kalktığı bir kum firtınası tarihidir.

Bu fırtına, Amerika'nın Dust Bowl kasabası merkezli olarak, Oklohama, Kuzey Texas'ın yüksek düzlüklerinde, 1931'lerin sonlarında başlıyan kuraklaşma ve sonucunda 4'yildan fazla süren kum fırtınaları süreğenliği; 14 Nisan tarihinde, artik sözkonusu bölgenin sınırlarını da aşarak, Amerika'nın neredeyse yarısını etki altına alan, tam bir felakete dönüştü.

Bu fırtına sonucu, binlerce insan hayatını kaybetti. onbinlerce hayvan telef oldu, milyonlarca hektar ekili arazi ve işlenebilir toprak tahrip oldu.
Bu felaket ertesinde Amerika'da ve dünyada da ilk kez 'toprak ve erozyon komisyonu' kuruldu. Komisyon başkanlıgına da, dönemin bir toprak uzmanı getirildi. Onun meşhur sözü, tum Amerikalıların hafizasinda yer etti:
(...)''Barbar ya da uygar,tüm insanlık içinde, biz Amerikalılar, topraga en çok zarar veren ulusuz''...

Peki 1935'lere Amerika'yı getiren süreç nasıl baslamıştı?

1820'lerde Kızılderilileler bölgeden sürülene kadar, Kuzey Texas, Kansas, Oklahoma'nın yüksek düzlükleri Bufalolarin ve Kızılderililerin doğal yaşam alanları olarak, sonsuz çayırlar ve çimenlerle kaplıydı.
Bu bölge Amerika'nın en çok yağmur alan ve en verimli topraklara sahip, dogal bir yaşam cenneti statüsündeyken, nasil oldu da çölleşmenin ve yıllar boyu süren bir toz fırtına merkezine dönüşmüştü sorusunun en yalın cevabı; doğanin, kendi düzenine müdahele eden Kapitalizmden ve onun azami kar hırsı üzerine oturmuş, doyumsuz sömürücü mantığından , bir intikam almasıdır.

Kizilderililerin bölgeden sürülmesi ve Bufaloların katledilerek soylarının sona erdirilmesi ardından,''hayvancılık''(hayvan katliami demek daha dogru olur) üzerine geçimini sağlayan bu bölgeyi tarıma açmak amaciyla,1840'da Abraham Lincon ''buğday ekmek şartıyla'' bu bölgeye yerleşecek insanlara bedelsiz toprak verileceğini'' ilan eden kararı açıkladi.

Kısa zamanda 40 milyon hektar ekilir alan, bir anda batıdan gelen insanlara tahsis edildi. Verimli topraklar, kısa zamanda bölgeyi, bir buğday cenneti, bölge insanlarını da buğday zenginine dönüştürdü.
Buğdayın kilosu 3/4 dolar gibi inanılmaz seviyelere ulaştı. Kısa zamanda zenginleşen bölge insanları, büyük çiftlik evleri ve otomobillere sahip oldu. Amerika tarihinde ilk defa dünyanın en büyük buğday üreticisi olarak, Rusya'yı geçti; buğday ihraç eden bir ülkeye donustu. 1931'e gelindiğinde dağıtılan toprak 80 milyon hektara ulaşmıştı.

1930'lara gelindiğinde, Kapitalizmin büyük küresel bunalımı (Emperyalizmin 2.bunalım dönemi) baş gösterdi. 
Bir anda kredi faizleri korkunç seviyelere yükseldi. Bugdayin kilosu 3/4 dolardan, 30/40 cente kadar düştü. O dönemin insanlarının deyimiyle;''ekmeye değmez hale geldi''.

Ancak esas felaket, 1930'ların sonunda başlıyan kum 
firtinaları ve kuraklıkla baş gösterdi. 

Yagmur miktarı yıllık normal seviyeden, ilk yıllarda yarı seviyeye, ilerki yıllarda ise daha alt seviyelere düştü. Başlıyan kum fırtınaları, kısa süreli değil, haftalarca süren, yılda 8/9 kere tekrar eden bir felaketler zincirine dönüştü.
John Steinbeck'in ''Gazap Üzümleri'' romanına da konu olan bu dramatik şüreçte, 2.5 milyon insan çiftliklerini, topraklarını birakarak, misafir işçiler olarak diğer bölgelere göç etti. Gittikleri yerlerde ise, bıraktiklarindan daha kötü bir sefalet içinde, bir çoğu işçi kamplarında can verdiler.
On yıla yakın bir süre bölge tam bir cehenneme döndü. Sayilari kesin bilinmemekle birlikte, binlerce insan kum firtinalarinin ve hava kirliliğinin sebep olduğu kum zatüreleri sonucu hayatını kaybetti. 
Onbinlerce baş hayvanda akciger hastalıkları ve kuraklık neticesi öldü.
 Bölgenin kuraklaşması üzerine, bir zamanlar hayvan cenneti olan bölge, bir anda hayvan mezarlığına dönüştü. Kuşlar bölgeyi terk ettiği için, bölge çekirge istilasına uğradı. Bahçelerde sınırlı bir ekimle ayakta kalmaya çalışan insanlar, bu ürünleride çekirgelere kaptırdılar. Toprağın nemi kaybetmesiyle başlıyan kuraklık sonucu, su arayan akrep, zehirli örümcek, çıyan gibi hayvanlar, insanlarin yaşam alanlarına, evlerine girerek, böylelikle de binlerce insanın, zehirli örümcek ısırmasi sonucu ölümüne neden oldu.
Susuzluğa en dayanıklı olan tavşanlar ise, bölgeden tavşanları yiyerek yaşıyan vahşi hayvanların kaçması sonucu, sınırsız bir üremeye başladı. Bölgede onbinlerce tavşan heryeri işgal etti. İnsanlar , tavşanlarla baş etmek için bir araya geldi. Tek bir günde onbin insanin katılımıyla, bir tavşan katliami başladi. Tek bir günde 35.000 tavşanın katledildiği imhalar yaşandı.
 Tüm bu gelişmelerin yaşandığı Dust Bowl kasabası bugün bir hayalet şehir görümündedir.
Amerikan rüyası, Dust Bowl, Kansas, Oklahoma ve Kuzey Texas'ın yüksek düzlüklerinde tam bir Amerikan kabusuna dönüştü.
Bir zamanlar Bufaloların, Kızılderililerin, sayısız bitki ve hayvan mozaiği ile en verimli Amerikan toprakları bugün, Amerikan çölleridir. Hükümetin 1935 Kara Pazarîndan sonra aldığı önlemler, ''toprak güvenliği, ulusal guvenliktir'' politikalari ile, bugün, o dönemki sürekli kum fırtınalari görülmese de, bölge bir daha asla eski günlerine dönemedi. Alınan önlemler erozyonun hızını sadece %65 oraninda azalttı. 

Dust Bowl bugün çok az sayıda bölgeyi terk etmeyen insanın, küçük ölçekte tarımsal sulama ile sınırlı bir üretim yaptığı bir konumdadır.
Doğa kendinden alınanın intikamını aldı. Otuz santim derinliğindeki verimli minarelli toprağın oluşması yüzbinlerce yıl almıştı. Onu tuketmek ise sadece 40/50 yıllık bir kapitalist yağma ile mümkün oldu. Çayırlar ve çimen, suyu ve toprağı tutma kapasitesi ile, hem dogal ortunun ,hem de buna baglı olarak iklim ve yağışın doğal dengesini oluşturmuştu. 

Bu toprakların, çimenlerin sökülerek, buğday gibi, suyu tutmayan, tersine tüketen bir bitki örtüsüyle örtülmesi sonucu, Kansas'ın ve Oklahoma'nın yeşil cennetleri, bugün bir çöle dönüştü. Doğa, onun dengesiyle, kendi kapitalist çıkarları için oynayan insanlardan aci intikamını böylece almış oldu. Bedeli onbinlerce insanın akciger ve diğer bağlı hastalıklar nedeniyle ölmesi, yüzbinlerce hayvanın katli, bozulan doğa ve iklim örtüsü...

Bugün Pekin/Çin, Japonya, Moğolistan üzerinde gördüğümüz kirli hava ve kum fırtınaları, tarihin bu acı tecrübesini hatırlatır mı bilmem. Ama Sosyalizmi içerden ele geçirerek, Sosyalizmin tahribati üzerinden Kapitalizmi yeşerten, Çin'i Kapitalizmin yeni kalesi olarak, sadece kar,''uretici gücleri geliştir; Emperyalizmle barış içinde yarış''; Proleteryanın değil,''bütün halkın devleti'' adlı liberal-modern revizyonist çizgi altında, Sosyalizmde burjuvaziye yer açan modern- revizyonist tezlere karşı Mao şöyle demişti;

''Birgün Çin Komunist Partisi, halka ihanet eder, halkın değil, Burjuvazinin çıkarlarına hizmet eder hale gelirse, Çin halkı onlarida yıkmayi bilecektir''...!

Kapitalizm Öldürür!

BAŞKA BIR DÜNYA MÜMKÜN!   

 http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2012/02/kapitalizmin-sosyalizmi-icerden-ele.html

104854

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar