Pazar Mayıs 19, 2024

Koca bir yılı geride bırakırken

Koca bir yılı geride bırakırken etraf toz-duman,siyaset te şeytani politikalar at başı gidiyor.Her yerde guzel bir yıllı geride bıraktığınızda n söz edilmektedir. Gerçektende dunya hakları için basarili ve zaferle tatlandırıcı bir gerçeklik varmiki ;yaşadığımız emperyalist dünyada , bütün ezilenlerin sarmalandigi emperyalist krizin icinde debelenirken , nefes dahi alamazken "başarıdan, ""zaferden bahsedebilirmiyiz?Amerikan emperyalizmi başta olmak uzere bütün emperyalistler dünyamızın ve ezilen halk ve ulusların genleriyle oynamaktadır.Son birkaç yıla göz attığınızda milyonlarca ezilen ulus ve halklar emperyalistler tarafindan katledildi.Yuzmilyonun üzerinde mazlum kadınlar,çocuklar , yaşlılar doğduğu topraklardan zorla sürüldü. Kendi yarattığı sermaye krizinin bütün yükünü haklara yıkmak için her yolu müstahak görmektedir. Emperyalist sömürgeciler için halkların katli,sürülmesi pazarlaması pek umurlarinda değil. Çünkü onlari kâr ve menfaatleri ilgilendiriyor.

Onun için Suriye'yi pilot bölge seçtiler. Amerika, avrupa,israil ve bu egemenlere bölgede jandarmalik yapan fasist TC devleti paravan ajan-piyon örgütler kurarak aldiklari yenilgiyi tersine çevirmeye çalıştılar. Burda hedef Ortadoğu'da halklari bölmek, parçalamak, kendilerine sadık egemen devletler kurdurarak uzun vadeli planlamayla yönetme yi esas almaktadır. Bölgede Kürtlerin önemli bir dinamik olması, değişikliği en çok isteyen örgütlü yapiya sahip olması herşeyi yeniden ele almalarına sebep oldu. Çünkü Ortadoğu'da bir daha böylesi bir dinamik ve savaşçı bir topluluk yakalayamayabilirdi Ortadoğu'da iflas eden yağma, talan ve işgal siyasetini ince bir politik oyunla yeniden devreye sokarak , yeni bir ayar vermektedir. Tunus da başlatılan "Arap bahari" Libya'da, Mısır'da, Irak'a, ve suriyede iflas etmişti.

Bir tarafdan Kürt dinamiğini kendini yakınlaştırmayi hedeflemektedir. Beri yandan,geçmişte aldığı karşı devrimci çizgiden "vazgeçmiş gibi gösterilmekte", halklarin umutlariyla oynanmakta, halklar ve ezilen uluslar koyun sürüsü görülmektedir.Gelinen aşamada koro halinde, demokratik halk devrimi,sosyalizm ve komünizm mücadelesi ucube gösterilmek istenmektedir. ' Marksizmin-Maoizmin geçerliliği kalmamıştır, umut olmak çıkmıştır gibi safsatalar yayilmaya ,liberaller, reformistler, anti marksistler itibarla taçlanmakta düzenin belirlediği yasal kulvar dışında ki , sinif mücadelesi yok sayilmakta, sınıfa ve ezilen Kürt ulusuna ,azinlik milliyetlere umutsuzluk yolu , "kurtuluş yolu "gösterilmektedir.

Başta Amerikan Emperyalizmi ve batılı emperyalist devletler yeni bir taktik -siyaset yürürlüğe koyarak Kürt ulusuna bugüne kadar uygulanan zulum ve katliamlarla alakası yokmuş gibi ,masummus maskesi takmakta ,Ortadoğu haklarına tilki postuna bürünmüş kurt olduklarını gizlemek istiyorlar.Bizim bilumum yasalcilar , geçmişin anli -şanlı ihtilalcileri ve marksizmi ağzına almaktan ödü kopan , aman illagal faaliyet gösteren duruma düşmek istemeyen eski tüfeklerimiz, hep bir ağızdan ayni nakaratla "yasalar disina aman aman sakın çıkmayın",eğer "sistemin dayandığı kurallar dışına çıkarsınız ve toplumsal olaylarda yüzünüzü gizlerseniz 'ajan, provokatör' olursunuz"!Eğer ki, devlete yönelik direkt eylemler yaparsaniz ise o zamanda 'terörist' oluverisiniz, olur biter!Aman aman sakın silahlanmayin , aksine silahli güçleri dağıtın,devlet bu sizin can guvanlinizi,mal güvenliğinizi guvance altina alır vede sizi sıcacık kollari arasinda güvenle korur. Bu ne demektir biliyormusunuz,bu devrimi,devrimci güçleri, Kürt ulusal devrim güçlerini tasfiye ederek emperyalizmin güzergahında uslu çocuk olarak yaşamak ve dünyamızda olup bitene bana neci olmaktır.

2014'de yaşananlar bize bu tehlikeli gidişin ne kadar benimsediğini , içsellestirildigini açıkça gosterdi.Fasizmden söz ediyorum,onun surekliliginden , katliam ve zulmünden bahsediyorum. Fasizmi kurumsallaşmaya sosyal,ekonomik,siyasal,ideolojik , kültürel ve kitlesel bağlamda ayakta tutam amerikan emperyalizminden ve bir bütün emperyalist sermayeden bahsediyorum. Ve diyorumki, 2014 yılı Amerikan emperyalizminin , avrupa emperyalizminin ortadoguda hem iflas yılı oldu, hemde yeni bir stratejik manavrayla uzun vadeli planlar örgütlenme ve bundanda başarılı cikma yılı oldu. Önce stratejik muttefikleriyle el kaideyi, Isid ı, oso gibi ithal ajan piyon silahli orgutler kurdular,Bu CIA, Mosat, Mit kaynaklı fasist silahlı militarist orduları egitip,tam tesisat moderin silahlarla donatılmıştır. Suriyede,Irak'ta, Lübnan'da vede Kurdisdanda topyekûn saldırıyı mazlum halklara baslatmis oldular. Ya tutarsa dediler , ama Suriye'de ki hesap tutmayinca uzun zaman diliminde devreye sokmayi planladıkları şeriat üzerinde örgütledikleri ISID vb fasist katil ceteleri devreye soktular.Bir anda ortadogu kan golune döndü. ISİD başta arap alevilere,gayri müslümanlara ve yezidi Kürtlere akıl almaz vahşet ve katliamlarla saldırdı.

Sanki Ortadoğu halklarina zulüm ve katliamlari ben yaptım.Sanki dünyanınnin en humaist Devletleri Amerika ve Avrupalı emperyalistleriymiş gibi."çokmu çok yardim severler gibi..."Bugüne kadar katliamci yüzlerini "demokrasi yoktu," "diktatörlük vardi,demokrasi v özgürlükler getirdik " maskesiyle halklari katlettikleri gibi..., Ülkeleri işgal ve istila etmek için kılıf uydurmakta,uydurdukları sahte kılıf ve gerekçelerle katliam ,zulüm ve tabiki, 'demokratik terörü ' ,akıl almaz vahşeti halklarin yaşadığı topraklarda reva görmektedir. Ve ne yazikki bunada "demokrasi,özgürlük,zulüm den kurtuluş" adı verilmektedir. .

Emperyalist devletlerin ve glabol sermayenin bu kadar vahşi zulüm ve açık katliamina rağmen , yine, bu kadar ayan-beyan olan dünya ezilen haklarının kanını, iliğini emen emperyalizmi ve emperyalist sermayeyi "kurtarıcı","demokrasi ihtal edici","halkların ve ezilen ulusların kurtuluşunu zafere götüren yardim sever," gösterilmesi devrimcilerin,"komunistlerin "ne hale düştüklerinin açık kanıtı değilmi? Kendilerine su veya bu sıfatı takan, soruna sinifin penceresinden değilde ,güçlerin dengesine göre tavır belirleyenlere bir sözüm yoktur. Çünkü bunlarin ozgurluk ve sosyalizm diye bir sorunları yoktur.

Ulusa kürt hareketine gelince içindende bulunduğu süreç dikkate alındığında oldukca oynak bir siyaset izlediği net görülmektedir. Bu bağlamda politik tavrını da ona uygun belirlemektedir. Ulusal harekete göre ya da ulusal hareketin izlediği rotaya göreMaoistler tavir belirleyemez. Dünyada veülkemizdeki gelişen objektif vede sübjektif durumu doğru tahlil ederek ideolojik belirlenmesini yapar .Ve bu belirlemeye görede siyasi, politik, askeri, stratejisini belirleyerek pratik ve örgütsel mücadeleye yürütür.

Belirleyici olan başkalarına göre değil, doğru ideoljik ,siyasi ve politik belirlemelere göre mucadeleyi daha ileri aşamaları taşımayı becermek ve yükselmektedir.Tüm yalpalama ve kaypak siyasi-politik karekterine karşın, ulusal hareketin devrimci yanı desteklenmelidir. Tutarsız, kaypak ve uzlaşmacı yanına karsi mücadelede tavizsiz olunmalıdır. Sınıfın tavri belirleyici olmalıdır. Az olabiliriz, ama belirleyici olan doğru tavır takinmak,karşımıza çıkabilecek engelleri aşmayı kararlica gerçekleştirebiliriz.

 Denizlerin,Mahirlerin anti emperyalist,anti faşist kararlılığı bizlere örnek olmalıdır. Mustafa suphi ve Kaypakkaya nın ideolojik, siyasi politik bağlamda gösterdikleri sosyalizm ve komünizm yolu yolumuz olsun. Sınıf savaşında tüm anti Marksist,Maoist sapmalara Panzehir olsun...

Yaşadığımız şu evrende haksızlığa , zulüm ve katliamlara karşı mücadele yürüten tüm insanlığın yeni yılı , yeni mücadeleye yılinda başarılar vede zaferler yili olması dileği..

HASAN AKSU 31-12 2014

71366

Koca bir yılı geride bırakırken

Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede

Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)

Ah.... çocuklar... ahh....

Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....

İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....

Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...

Ermeni Devrimcilerin İttifak Deneyiminden Hareketle “YÜRÜ BE KEMAL…”

6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce can kaybının ardından 14 Mayıs 2023 tarihinde “Başkanlık” ve “Milletvekilliği Genel Seçimleri”nin “yenilenme”si kararı alındı. Depremler ve ardından yaşanan sellere rağmen ülke seçim sath-ı mahalline girmiş bulunuyor. Seçim, iktidardaki AKP-MHP partilerinin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ve ona eklemlenen partiler ile CHP-İYİ Parti’nin başını çektiği “Millet İttifakı”nın oluşturduğu iki ana siyasi kampın iktidar mücadelesi biçiminde gelişiyor.

ATAERKİL SİSTEME KARŞI MÜCADELE SORUNU, EZEN-EZİLEN CİNS ÇELİŞMESİNİN ÇÖZÜMÜ SORUNUDUR

Sorunların doğru çözümü, öncelikle onların özünün tam olarak ne olduğu veya neye tekabül ettiğinin eksiksiz olarak ortaya konulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Yani sorun aslında tıpkı şuna benziyor: Doğru ve isabetli tedavi ancak ki doğru teşhis ile mümkün olabilir.

“Kadın sorunu” olarak tanımlanan sorun da böyledir. Sorunun özü bir kez gözden kaçırıldımıydı, sorunun kendisi de çözümü adına ileri sürülenler de isabetli ve doğru olarak ortaya konma şansını yitirir esasen.

Azaduhi (Nubar Ozanyan)

Herkesin anlatılacak bir hikayesi, yazılacak bir yaşamı vardır. Liceli Azaduhi’nin hikayesi, soykırım yaşamış bir Ermeni kadının Lice’den Diyarbakır’a, İstanbul’dan Hollanda’ya uzanan sürgün hikayesidir. Doğduğu yerde yaşayamadığı gibi ölemeyenlerin hikayesidir. Onun hikayesi kolay taşınamaz acıların, tanımlanması zor hüzünlerin hikayesidir. İyilik yapmaktan başka bir şey bilmeyen, ekmeğini paylaşmaktan başka bir şey düşünmeyen, direngen Liceli bir Ermeni kadının hikayesidir.

Katledilişinin 50. Yılı Vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML

Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye-

K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

Partizan’ımızı Özlüyor, Mücadelesini Örnek Alıyoruz | Hüseyin Şenol

Partizan’ımızın hayatını kaybetmesinin üzerinden tam iki yıl geçti… Dursun Çaktı’nın bize bıraktığı miras gibi; demokratik kitle örgütlenmesi anlayışının tüm alanlarda yerleşmesi olmazsa olmazımız olmalıdır…

İki yıl önce 25 Şubat’ta, daha 65 yaşında kaybettiğimiz Dursun Çaktı’yı, Partizan’ımızı özlemle anmaya devam ediyoruz ve sürekli anacağız.

Ölümün susturduğu yaşamlar (Nubar Ozanyan)

Yoksulluk, zulüm yetmiyormuş gibi depremin ve kışın beyaz zulmü de halkımızı ölüm karşısında çaresiz ve yalnız bıraktı. Devlet, yüz binlerce insanı canlı canlı toprağa gömdü. Kapitalizmin sermayesi yine halkın canı ve kanıyla yıkandı.

Depreme dayanıksız konutlar halkın mezar taşı oldu. Yoksulluk, kış, çaresizlik, ölüm ezilenleri üşütmeye devam ediyor. Kapitalist sistem, kendisiyle birlikte insanlığı hızla belirsiz bir yıkım ve sona doğru götürüyor. Her şeyi metalaştıran kapitalizm, yaşam gibi ölümü de metalaştırarak insanlığı çaresizliğe ve yıkıma doğru sürüklüyor.

Halk Düşmanı Faşist İktidar Yargılanmalıdır!

Deprem yerkürenin  doğal bir harektliliğinin sonucudur, insanlar için bir felaket haline gelmesi ise, toplumsal sistemin sınıfsal karakteriyle doğrudan ilgilidir. Bilim ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmediği zamanlarda insanların doğal felaketlerden daha büyük zarar görmesi doğaldı. İnsanlık doğanın hareketini öğrendikçe onunla uyumlu yaşamasınıda öğrendi.

2023 Seçimlerinde okun sivri ucunu neden hakim sınıf kliklerinden en gerici en faşist olanına yöneltmek zorundayız ?

Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

Birazda Muziplik

1) Kadrolar sürekli birliktelik (mutluluğu dışarda arama) yarışına sürüklenir.

2) Yarışı beceremeyenler, geri kalanlar veyahutta ret edenler diskalifiye olur.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sizde bizi kandırmıyorsunuz değil mi...

Ah... devrimci demokrasiciğim... ah....

İnsanların ilişkilerini kınarken, kınadığı insanlarla bozulan arasını düzeltmeye gelenlere kınadığı ilişkilerle yakalanmak....

Ve yahutta....

Katledilişinin 50. Yıldönümünde İbrahim Kaypakkaya HESAPLAŞMA, KOPUŞ VE YENİ BİR YOL

Kafasında üstü yırtık ve yamalı kahve renkli bir kasket, sırtında yerli bir askeri parka, altında ceket, kazak… üst üste giyilmiş üç tane pantolon, ayağında bir çift beyaz yünden yapılmış ve köylerde elle örülen çorap ve onun üzerinde naylon çorap, bir çift 45 numara Çelik marka lastik ayakkabı”yla tutsak edildi.1 

Sayfalar