Çarşamba Mayıs 8, 2024

Partizan : Yüreğimiz Soma’da! Yas değil isyan!

MANİSA’NIN SOMA İLÇESİ’NDE YÜKSELEN ÇIĞLIKLAR VE 

YÜZLERCE MADENCİ CENAZESİ…

 

Aralarında, Berkin Elvan gibi 15 yaşındaki işçi çocuk Kemal’in de cesedi, kara bir torbada…

16 saat sonra enkazdan sağ çıkarılan işçi Fatih, yaralı haline bakmadan kendisi gibi emekçi olan sağlıkçılara soruyor: “Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin”…

Diğer yanda ise elinde bir kamera ile şaklabanlığa soyunan bir başbakan…

“Twittera dikkat” diyerek sosyal medyada “kışkırtıcılık” yapıldığını ve bu yüzden sosyal medyaya yasak gelinebileceği uyarısını yapan bir Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı…

“Karbonmonoksit ölümü, tatlı bir ölümdür” diyen bir profesör bozuntusu…

“En yüksek tedbirler alınmasına karşın nasıl böyle bir kaza olduğunu” anlamadığını açıklayan ve bir süre sonra da internet sitesini ulaşıma kapatan bir şirket…

İşte böyle bir ülkedeyiz. İşçi ve emekçilerin hayatının 3-5 kuruşa nasıl feda edildiğinin kanıtı olan bir yer burası… Aynı anda yüzlerce işçinin ölebileceği ve bu yüzden tek bir yetkilinin bile vicdanının sesini dinleyerek” istifa etmeyebileceği bir ülke!

 

Yüreğimiz Soma’da!

On binlerce insan Soma’da bir ümit ile bekliyor. Binlerce insan yola çıktı, Soma’ya ilerliyor! Hayat bir kez daha durdu, toprağın altından yeryüzüne hayat taşımaya çalışanlar için…

Temel amacı, patronları ve sermayelerini korumak olan bu devletin yetkilileri, üzerinde oynadıkları resmi yaşamını yitiren işçi sayısını 201 olarak açıkladıklarında bile katliamın boyutları kanımızı donduruyor. Oysa gerçek, bunun kat kat üzerinde… Soma’daki tüm hastanelerin morgları dolu… Kapasitesi 300 civarı olan soğuk hava deposuna artık cenazeler sığmıyor. Çıkarılan yeni işçi cenazeleri, çevre il ve ilçelerin morguna taşınıyor!

Daha acısı, toprağın altında hala yüzlerce işçi var…

 

Yas değil isyan!

Tek amacı daha fazla kâr olan patronlar ve onların kârını en rahat şekilde sağlamasının teminatı olan TC devleti ise, medyası aracılığıyla gerçeği saklamanın, katliamın boyutlarını yok saymanın derdindeler! Özelleştirdikleri, taşeronlaştırdıkları madenlerin sonuçlarını ve suçlarını örtme peşindeler! İşçi-emekçileri örgütsüzlüğe, insanlık dışı ve güvencesiz çalışma koşullarına nasıl mahkum ettiklerini gizleme derdindeler!

Ama hayır, muktedirlerin gücü bu çığlıkların üzerini örtmeye yetmeyecek! Çatırdayan her maden duvarı, onların üzerine yıkılacak! Her cenaze, hesabı sorulacak bir çentik olarak hanelerine yazılacak! Hesabını soracağız! Hepsinin tek tek…

Yas tutmayacağız, isyan ediyoruz! Ağıt yakmayacağız, sokağa, hesap sormaya çıkıyoruz!

 

Partizan

94035

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

Sayfalar