Pazartesi Nisan 29, 2024

Partizan,Sınıf Teorisi,Atılım,Alınteri,DKP'den Paneller: 100.Yılında Ekim Devrimi işçi sınıfına ve ezilen halklara yol göstermeye devam ediyor

Paris Komünü’nden sonra, insanlığın nihai kurtuluş yolundaki en büyük ayağa kalkışı Proleter Sosyalist Ekim Devrimi’dir. Bu devrimin 100. yılındayız.

Emeğin köleleştirilmesine dayalı kapitalizme karşı Rusya'da işçi sınıfı ve müttefiki köylülüğün gerçekleştirdiği devrim, dünyanın en büyük köhnemiş düzenini, Çarlığı yıkarak tüm insanlığa yolu açtı.

Ekim Devrimi, bir uluslar hapishanesi olan Rusya'da, ezilen bağımlı ulusların kölelik zincirlerini paramparça ederek, onların, kendi kaderlerini tayin hakkını özgürce kullanmalarını sağlamıştır. Rusya'da yaşayan tüm uluslar, aynı çatı altında, Sovyetleri kurarak kardeşçe yaşadılar.

Ekim Devrimi, köleleştirilmiş ve eve hapsedilmiş kadını özgürleştirerek kurtuluşunu sağladı.

Ekim Devrimi, işçi sınıfının ve köylülüğün esir alınmış emeğini toplumsal bir emeğe dönüştürdü.

Böylece Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin zaferiyle dünya iki sisteme, emperyalist ve sosyalist sisteme bölünmüş oldu. Ekim Devrimi’nin dünya çapındaki önemi yeni bir çağı; emperyalizm ve proleter devrimler çağını açmış olmasıdır. Ekim Devrimi aynı zamanda sömürgelerde ulusal kurtuluş çağını da açarak, ulusal kurtuluş savaşlarını emperyalizme karşı mücadeleyle birleştirmiştir.

Proleter Sosyalist Ekim Devrimi sadece ulusal çapta bir devrim değildi. Ekim Devrimi, Rusya sınırlarını aşan dünya çapında bir devrimdi. Ekim'le eski köhnemiş bir dünyadan yeni bir dünyaya doğru işçi sınıfı ve bağlaşıkları dünya kapitalist emperyalist sistemine karşı, insanlığın kurtuluş hareketinde, sömürülen yığınların mücadele yöntemlerinde ve örgütlenme biçimlerinde, yaşam ve tarzı ve geleneklerinde, kültür ve ideolojisinde köklü altüst oluşu ifade etmektedir.

Ekim Devrimi, dünya çapındaki önemi ve etkisi birbirini izleyen devrimler ve devrimci girişimlerle başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada yankılandı. 1918 Finlandiya, 1918 Avusturya ve Almanya, 1919’da Bavyera’da kurulan Sovyetler ve Mart 1919 Macaristan geçici devrimleri ve devrim girişimleri ve bir dizi ülkede kurulan komünist partileri Ekim Devrimi’nin dolaysız sonuçlarıydı.

Sosyalizm bugün de, işçi sınıfının, köylülüğün, kadınların, gençliğin ve ezilen bağımlı ulusların tek kurtuluş yoludur. 1956'da Sovyetler’deki geriye dönüş sadece bir yol kazasıdır. Dünya çapındaki emperyalist barbarlıkla ezilen ve sömürülen insanlık ancak sosyalizmle kurtulacaktır.

Devrim, sosyalizm ve ulusların bağımlılıktan kurtuluş mücadelesi bugün de dünyanın her yerinde; Türkiye, Hindistan, Latin Amerika ve Asya'da sürmektedir. Ortadoğu'da Ekim Devrimi’nin tarihsel gücünü arkasına alan Kürtler, Rojava'da gerçekleştirdikleri devrimle Ortadoğu halklarına ilham kaynağı olmuşlardır. Ulusal kurtuluştan sosyalist bir devirme Kürt emekçilerinin de tek kurtuluş yoludur. Bu yolda verilen mücadele bugün Kürtlerin ve enternasyonalist savaşçıların ellerinde yükselmektedir.

Tarihi dersler ışığında “100. Yılında Ekim Devrimi Ve Sosyalizmin Günceliği” konulu düzenlediğimiz panele tüm ilerici, devrimci ve yurtseverleri katılmaya çağırıyoruz.

Panel Tarihleri Ve Yerleri

Stuttgart

14 Ekim 2017

Panelistler:Partizan, Alınteri, Sınıf Teorisi, Atılım

Paris.

Panelistler:Partizan, Alınteri, Sınıf Teorisi, Atılım

15 Ekim 2017

Köln.

Panelistler: Partizan, Alınteri, Sınıf Teorisi, Atılım

Hamburg.

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

Manheim

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

İsviçre Zurih

Panelistler :Partizan, Sınıf Teorisi, Atılm, Alınteri

21 Ekim 2017 tarihinde tüm Avrupa'da sokak şenlikleri yapılacaktır. Bu etkinlik diğer tüm yerli ve yabacı örgüt ve partilerle ortak örgütlenecektir.

28 Ekim 2017

Avusturya İnnsburg

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi

29 Ekim 2017

İngiltere.

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

Belçika Brüksel

Panelistler: Partizan, Atılım

Viyana

Panelistler : Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

''100. Yılında Ekim Devrimi Ve Kadınların Kurtuluşu''

Panellerin yapılacağı yerler:

4 Kasım 2017

Duisburg.

Panelistler: Partizan, Alınteri, Sınıf Teorisi, Atılım

5 Kasım 2017

İsviçre Basel.

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

11 Kasım 2017

Frankfurt.

Panelistler: Partizan, Sınıf Teorisi, Atılım

19 Kasım 2017

Avusturya Viyana

Panelistler: Partizan, Atılım, Sınıf Teorisi,

Düzenleyenler

Partizan, Atılım, Alınteri, Sınıf Teorisi 

43007

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Partizan'dan

Zafer ve yenilgilerle dolu bir tarih! Yarım Asırlık Mücadele Yolumuzu Aydınlatıyor

Proletarya partisinin kuruluşunun ve mücadeleye atılışının 50. yılındayız. Bu süre içinde mücadelesini kesintisiz sürdüren proletarya partisi, onu var eden koşullar devam ettikçe kuşkusuz varlığını devam ettirecektir.

Sınıf bilinçli proletaryanın öncü müfrezesinin ülkemizdeki varlık nedenleri, sistemin çöküntü içine girdiği günümüz koşullarında kendisini çok daha yakıcı dayatır duruma gelmiştir. Ve elbette ki proletarya partisi üstlendiği tarihsel rolü yerine getirecektir. Çünkü onun mücadelesine yol gösteren sağlam temellere dayalı ideolojik-politik pusulası vardır.

Eski sloganlar bugüne hitap etmiyor…(İsmail Cem Özkan )

Eski sloganlar atılıyor, eskisi gibi heyecanlı değil, çünkü ortam ve zaman değişmişti, eski sloganların ruhu da çoktan bizi terk etmişti... İnat ile eskiden kalan sloganlar atılıyordu ama o sloganlar bugünün sorununa yanıt vermiyor, sadece eski arkadaşlara "biz ayaktayız, yok olmadık, gelin bir arada olalım!" çağrısıydı. Fakat çoktan ayrılmıştık, ruhen bir arada ama eskinin yaratılmış öyküleri de abartılarak anlatılırken gerçeklikten uzaklaşmış ve eskinin yeniden yaşayacağı iyimserlik dışında bir arada olacağımıza dair her hangi bir şey söz konusu değildi...

Siyaset Yapma Tarzımız ve Verili Koşulların Önemi Üzerine

 


   Son dönemlerde kurumlarımızın yaptığı konferanslarda, basın açıklamalarında `Verili koşullar` dan bahsediliyor. Verili koşullardan kasıt, somut koşulların somut tahlili.

Ölümsüz(ümüz)dür NÂZIM HİKMET[1]

Pişman değilim yaşadıklarımdan,

öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.[2]

 

“Ew çend giringî pê bide jiyana xwe ku di/ heftêyem de jî wek mînak çandina darzeytûnê bibe// Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,/ yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin,” dizelerinin hakkını bir komünist gibi yaşayarak verdi. Eylül 1961’in Doğu Berlin’indeki, “sözün kısası yoldaşlar/ bugün Berlin’de kederden gebermekte olsam da/ insanca yaşadım diyebilirim,” demeyi de sonuna kadar hak etti…

Türkiye’de Durum: Çürüme ve “Çökme!”

Açıklama: Aşağıdaki makale Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Merkezi Yayın Organı Komünist’in Mayıs/2022 tarihli 76. sayısından alınmıştır.

İnsanî Mecburiyet(İmiz)dir Aşk[*]

 

 

“Güzelliğin beş para etmez,

bu bendeki aşk olmazsa.”[1]

 

Lev Tolstoy’un “Gerçekten aşk var mı?” sorusu bana hep itici gelmiştir; William Faulkner’in, “Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı,” tespiti gibi.

“Neden” mi?

Var olmayan şey soru(n) da ol(a)maz, ders kitaplarına da gir(e)mez…

SADAT

Son günlerde gündem olan SADAT ve Özel Savaş Şirketleri'ni, yeni yayınlanan “EMPERYALİST TÜRKİYE” (El Yayınları) kitabımda ele almıştım. Oradan kısa bir bölümü yayınlıyorum

Türk Tekelci Devleti’nin Paramiliter Gücü[1]

 

Yusuf Köse

TKP-ML -MKP: Cesaretimizin Sönmeyen Meşalesi Komünist Önder İbrahim KAYPAKKAYA Ölümsüzdür!

Dostlar, Yoldaşlar;

Bugün burada, ülkemiz devriminin önderini, kökleri asla sökülmemecesine toprağın derinliklerine işlemiş bir geleneğin yaratıcısı İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anıyoruz.

Bugün burada, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in usta bir öğrencisi olan komünist önderimizi anıyoruz.

İbrahim Kaypakkaya, Diyarbakır zindanlarında işkenceyle katledilmesinden bugüne kadar geçen 49 yıl içinde gerek mücadele yaşamı gerekse de ileriye sürmüş olduğu tezler nedeniyle güncelliğini korumaktadır.

Anlamak, Hatırlamak Zamanıdır Şimdi[*]

 

 

“-Prometheus: Ölüm kaygısından kurtardım ölümlüleri.

- Koro: Nasıl bir deva buldun bu derde karşı?

- Prometheus: Kör umutlar saldım içlerine.”[1]

 

O sadece kasketli değil; kasketin en çok yakıştığı insandı.

Benjamin Franklin’in, “Bazıları 25’inde ölür ama 75’ine kadar gömülmezler,” saptamasını tekzip eden bir mücadelenin, direncin, tarihin -ve elbette acının- adıydı.

KAZAKİSTAN İSYANI[*]

 

 

“Emekçi insanlığını,

ancak burjuvaziye nefret

ve isyanla kurtarabilir.”[1]

 

Eduardo Galeano’nun ifadesiyle, “Yine barış ve adalet haykırarak doğan yirmi birinci yüzyıl da, önceki yüzyılın izinden gitmekte”yken; BBC’ye bile, “Kıyamet filmlerinden çıkmış gibi”[2] dedirten bir fırtına koptu Kazakistan’da.

18 Mayıs… (Nubar OZANYAN)

Dağ başlarında yanan çoban ateşidir İbrahim Kaypakkaya. Yüreği, özgürlük ve eşitlik için çarpanların bilincinde ve öfkesinde yaşayandır. O daima hafızalarda korkusuz bir komünist, inançlı bir önder, unutulmayan bir direnişçi olarak yaşayacaktır.

Sayfalar