Cumartesi Nisan 27, 2024

Proletarya Köylünün Barbarlığı

Ah okuyucu ah...

Biz eski üretim ilişkilerine dayalı proletarya köylülerin zamanı tükendi.

Hiç birimizin cebinde yaramıza mehlem olacak ilaç yok. Vicdanlarına sığınmaktan başka.

Neyse bu işin felsefi yönü.

Keşkem karşımızda işin felsefi yönü olsaydı.

Stenbaldan girer markstan çıkar işin vicdansızlık yönünü şah mat eder bizde çıkardık kerametine değil mi ?

Lakin dediğim gibi karşımızda işin işin felsefi yönü yok.

Karşımızda üretim ilişkisi değişse de eski üretim ilişkilerinin ortaya çıkardığı  kurarlar çerçevesinde hareket eden insanlar var.

Bu yüzden de hangi birimiz bu tür insanları suçlayabilir değil mi ?

İşte okuyucu bu yüzden de bende bu insanları suçlayamıyorum.

Siluetleri değişse de bir şey değişmiyor.

Ne yalan söyleyem okuyucu en çokta İstanbul' da yoğunlaşmış emperyalist kapitalizmim proletaryasının karakteristlik özelliği böyle.

Ben  işimi yaptıktan sonra kimse bana bir şey söyleyemez edasında.

Edasının arkadaşlarıyla, üretim ilişkisiyle çatıştığı - çatışmadığı  tek anda yaşadığı üretim ilişkisinin edasının beklentilerini karşıladığı - karşılayamadığı anda.

Bu her  üç edayla da: memnuniyetsizlik / memnuniyet / memnuniyetle: memnuniyeti, memnuniyetsizliği muhbircilik - le bir türlü de ben tanışamadım.

Of la of...

Nerede... şu emperyalist kapitalizmin ortaya çıkardığı proletarya köylü karşısında her şeyden usanmış, alsam da satsam da beş kuruş etmez deyip, çatışması üretim ilişkilerinden çıkıp, sisteme yönelmiş  feodal sömürgeciliği hale üstünde atamamış kapitalizmin ortaya çıkardığı proletarya köylüler üstadım.

Vallahide billahi de özledim böyle üretime dayalı proletarya köylüleri.

Zaten hangi birimizde toplumsallaşmayı, dayanışmayı... böyle üretime dayalı toplumlarda öğrenmedik ki değil mi ?

Kaçımız yüzmeyi, dağlarda bir araya gelerek birbirimizle iletişim kurmayı, yumulmaçlar da varoşlarda kaybolmaları.... böyle üretime dayalı toplumların üretimi esnasındaki kaçamaklar da öğrenmedik ki değil mi ?

Ama şimdi....

Karşımızda emperyalist kapitalizmin üretim ilişkisine dayalı proletarya köylüler var

Ve hangi birimizde, ben bende beklenen her şeyi söylediğiniz gibi yaptım, yapmayanları da uyardım diyen insanların her gün çoğalarak karşımıza çıktığına şahit olmuyor değil mi?

İsyan bitiyor...  anlatılan hikayeler tek düzleşiyor, en önemlisi de kaçamakları gerçekleştirebilmek için ortaya çıkan yaratıcı fikirler, önderleşmeler tükeniyor.

Emperyalist kapitalizmin ortaya çıkardığı karakteristlik özellik: İp gibi gerisine dizilmemizi bekliyor.

Bu da pratikte  de gözleniyor.

Ufacık bir misalle:

Seçimlerde  yeni çıkmış, halkın umutlarını diri tuttuğu iktidara karşın muhalefetin, muhalefetliği devlete karşı dönüşmemesi, iktidara yönelik kalabilmesi için harekete geçen sarı sendikalar birbiri ardına toplantılar düzenleyip, bürolarını kapatıp, gençleri peşleri sıra bir oyana bir bu yana sürüklüyor.

Propagandanın zamanlığında, zamansızlığından....   başka şeylerden de vaz geçiyorum.

İyi kötü.... sarı mavi...  olsa da bir yerlere gelmiş sorumlular, emperyalist kapitalizmin ortaya çıkardığı proletarya köylünün tüm karakteristik özelliğini özetleyen, bensiz her şey daru duman edesında.

Hiç kimsede çıkıp da: Elbetteki her aktife önemlidir. 

Önderleşenlerin, kadrolaşanların...  hepside bu sıralardan geçmelidir. Sıralarını da savmasını bilmelidir.

Böyle aktifelere gençler katılmalı böyle aktifeler de gençler konuşmayı, insanlarla tanışmayı, seçmeyi, önderleşmeyi öğrenmeli. 

Üretimi tükenmiş toplumların gençlerinin kaçamaklarla elde ettiği kazanımların emperyalist kapitalist toplumlara yansıması da böyledir.

Zaten böyle olamayacak olsa emperyalist kapitalizmin yarattığı diktatörlere, vicdan göstermemeye... boyun eğmiş eğerekte gelmiş insanların dönüşümleri de asla mümkün olmazdı denilip, bensiz her şey daru duman edalar mahkum edilmiyor.

Ardından da...  

Mülkiyetçi ilişkilerin örgütlenmesinin görüntüsü devlet, devletinde mülkiyetçi ilişkilerin örgütlenmesinin görüntüsü olduğunu görmemizi istemeyen denizcilere söyledikleri şarkılarla denizcileri gerçeklerde koparıp denizlerin ortasında bir hayal aleminde kaybolmasını sağlayan deniz kızları, devletle mülkiyetin örgütlenmesinin iki farklı şeylermiş gibi karşımıza çıkarması gibi parti halktır, halkta parti  kavramını hiçleştirip halkla partiyi,  partiyle halkı ayırıp muhatap sensindir dedirttiriyor.

Muhatap halk, halkta parti olmadıktan sonra, doğru eleştiri nerede gelirse gelsin doğrudur, kavramı tartışılır hale geliyor.

Tüm bunlarla birlikte emperyalist kapitalizmin ortaya çıkardığı proletarya köylüler eski üretime dayalı proletarya köylüler karşısında istediği üstünlüğü elde ediyor.

Barbarca.

Yol, yöntem olmadığından.

Ne yazık ki emperyalizm kapitalizmi yok edebilecek olanda emperyalist kapitalizmin ortaya çıkardığı proletarya köylüler.

Su akıyor yolunu buluyor.

Eski üretim ilişkilerine dayalı ve yahut da zihniyetlerini yaşayan biz insanların akıbetlerine kalanda vicdanlarına sığınmaktan başka bir şey değil.

 

44590

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

Öğrenmeyi öğrenmek...

Nerede ve nasıl bir (işçi-semt-kadın-gençlik-gerilla-dkö-basın-enternasyonal) faaliyet yürütülecekse onun görev ve sorumluluklarını layıkıyla ve hakkıyla yerine getirilmesi için gerekli olan bilgileri elde etmeye başlayarak işe başlamalıyız. Rastgele bir biçimde “Nerede-ne iş olursa”, “her işi yaparım” gibi amatör tarzda bir anlayış ve yaklaşımla işler yapılamaz.  “Her işi yaparım” iddiası elbette devrimin sorumluluklarına ve görevlerine yaklaşım açısından önemlidir, ama sadece ilk adım olarak...

Aliboğazı direnişinin ortaya çıkardığı görevler

Aliboğazı direnişi halk ordusunun savaş tarihinde ayırt edici önemli bir yer tutmaktadır. ALİBOĞAZ direnişi Seyfi Batar yoldaşların düşmanla uzun süreli çatışmaya girerek kahramanca çatışmalarıyla yarattıkları Amed-Piran (Dicle) direnişine eklenen yeni bir direniş ve savaş halkası denilebilir.

Naim Efendi'nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları

HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan'ın Anayasa görüşmelerinin yapıldığı sırada söz alarak Meclis kürsüsünden yaptığı konuşma AKP-CHP-MHP'lilerce oluşturulan Milliyetçi Cephe tarafından lince dönüştürüldü. Tarihin en düşük, itibarsız ve onursuz milletvekilleri olarak anılacak olan bu bayların işi Saray'a biat etmek ile ellerini oylamalarda indirip kaldırmaktan başka hiçbir şey olmamıştır. Garo Paylan'ın ''1913-23 yıllarında Ermeniler, Süryaniler, Rumlar, Yahudiler kaybedildi. Büyük katliam ve soykırımlarla bu topraklardan sürüldüler ya mübadelelere uğradılar.

Faşizme Ve Tek Adam Diktatörlüğüne HAYIR!

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da kitlelere yaşatılanlar, tam da burjuvaziye özgü despotizmin, işçi ve emekçileri ise aşağılanmanın trajedisidir.

Çeşitli milliyetlerden Türkiye ve Kürdistan halkları, son 93 yıllık tarihin içinde bunlara tanıklık etti ve yaşadı. “tek vatan - tek millet - tek bayrak - tek din, tek devlet” ırkçı-faşist-dinci politikaların cenderesi içine alındı. Salt, burjuvazi sömürüsünü rahat yapsın, palazlansın ve içinde eşitlik, özgürlük ve demokrasinin olmadığı diktatörlüğünü sağlamlaştırsın diyedir.

Tutsak Partizan Halil Şahin’in kaleminden: “Anda bizim cephedeki durum ve zayıflıklarımız”

Hiçbir vakit tam karanlık değil gece

Kendimde denemişim ben

Kulak ver dinle

Her acının sonunda açık bir pencere

vardır

Aydınlık bir pencere

Hayal edilemeyecek bir şey vardır

Yerine getirilecek bir istek

Doyurulacak açlık

Cömert bir yürek

Uzanmış açık bir el

Canlı canlı bakan gözler vardır

Bir yaşam vardır yaşam

Bölüşülmeye hazır

-Paul Elvand-

Bir Varmış Bir Yokmuş

Masal gibi başlayan destan gibi biten hikâyelerden ne kaldı zaman içinde bize. Zebur, Tevrat, İncil ve Kuran. Homer İzmir de okuyor dizelerini amfiden. Aşil topuğundan vurulmasa ne olurdu? Helen Afrika Coğrafyasında yavuklusuyla yan yana yatsa da Truva’dan dehşet bir ceng kaldı bize. Tanrılar ve Tanrıçalar sevişiyor ırmak kenarlarında, Titanlar ne tarafa yana. Brahma Hintli dizimin kenarında günah çıkarsa, Çinli savaş ağalarının günahını hangi surları aşamaz? Yaşıyoruz işte Hallaç dan beri derimiz yüzüle yüzüle, destan ve hikayelerle uyutula uyutula.

TKP/ML - TİKKO Rojava Komutanlığı: “Onlar devrimimizin kızıl kurşunları olacaklardır!”

Devrim ve Komünizm Şehitlerini Anma Haftası’na ilişkin bir açıklama yapan Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML) Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO)’na bağlı Rojava Komutanlığı “Onlar kavgamızın sönmeyen meşalesi, devrimimizin kızıl neferleri olarak mücadelemizde yaşayacaklardır” dedi.

Rojava’dan bir Partizan “Aliboğazı-Rojava-Gentari direnişi bir uzlaşmazlık felsefesidir!”

Halk ordusu savaşçıları kısa süreli aralıklarla iki farklı alanda farklı iki ayrı direniş mevzisi olan Aliboğazı ve Rojava topraklarında büyük bir kahramanlık örneği sergilediler. Birincisi Aliboğazı ikincisi ise DAİŞ çetelerine karşı direnip savaşarak, düşmana darbe vurup mevzilerini korudular.

TKP/ML Enternasyonal Büro YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ/MARKSİST-LENİNİST ÖNDERLERİNDEN GRİGORİ KONSTANTİNEPOLİ YOLDAŞI KAYBETMENİN ACISINI YAŞIYORUZ

YKP/ML'nin önder kadrolarından, partimiz TKP/ML'nin onur üyesi Grigori yoldaşı 23 Ocak 2017 tarihinde kaybettiğimizi öğrenmiş bulunuyoruz. Başta kardeş partimiz YKP/ML olmak üzere tüm Yunanistan halkına baş sağlığı mesajımızı gönderiyoruz.

TKP/ML Kadın Komitesi “Umudun öyküsünü yazıp özgürlüğü fethedenlere sözümüz…”

Ocak ayının devrim ve komünizm şehitlerini anma haftasına dair bir açıklama yayınlayan TKP/ML Kadın Komitesi “Umutsuzluğu umuda çeviren yoldaşlarımıza söz veriyoruz ki; faşist ablukayı, sömürü düzenini, cinsiyetçiliği, şovenizmi paramparça etmeden, düşmanı yere sermeden durmak yok!” dedi.

Doğru komutanlık

Her sınıf ideolojik anlayışına, amaçlarına ve hedeflerine göre sürece-dışına müdahale eder, yön verip şekillendirmeye biçimlendirip örgütlemeye çalışır. Sınıf bilinçli proleterler demokratik halk devrimi amacına uygun bir şekilde bilgi ve becerileriyle, emek ve çabalarıyla, örgütlü güçleriyle sürece müdahale eder. Küçük burjuva devrimcileri ise yetki ve mevkileriyle müdahale eder. Birincisi devrimcidir. Değiştirip-dönüştüren, devrimcileştirip-örgütleyen, düzeltip-düzenleyendir. İkincisi ise statükocudur, bürokrattır. Var olanı tekrar ederek, yaşatarak, devam ettirendir.

Sayfalar