Perşembe Mayıs 9, 2024

Sahte yurtseverler ve çoban yıldızı aydınlar

Tarihin defalarca doğrulanmış tanıklığı ile bilinmektedir ki, sahte yurtsever siyasetçilerin peşinden giden toplumların sonu yılan kaynayan kuyuların dipsiz karanlığıdır. Para, makam ve şöhret bataklığına saplanan o sahte yurtseverler adları üstünde sahtekârdırlar. Marazlı ruhlarını yurtseverlik ve halkçılık gibi cazibeli sözlerle perdelemede ve sinsi yüzlerini  saklamada oldukça ustadırlar; halkı tilkice hileler ve makyajlanmış yalanlarla aldatmada üstlerine yoktur. Şarlatandırlar; sesleri gerçek yurtsever aydınlardan hep daha gür çıkar. Ancak saman alevinden hiçbir farkları yoktur, pis kokular yayarak parlar, sonra da uzun toplum yaşamında bir iz bırakmadan sönüp giderler.

Gerçek yurtsever aydınlar ise toplumların Çobanyıldızı'dırlar, insanlığın semalarında hep ışıldayıp dururlar. Mal, mülk, para ve statü komik bir hikâyedir onlar için. Nasıl ki Çobanyıldızı gecelerin ufuksuz karanlığında yolunu kaybetmişlere yoldaşlık ediyorsa, onlar da toplumlara yönlerini bulmada kılavuzluk ederler. Yurtlarına ve insanlığa öyle yakıcı bir aşkla bağlıdırlar ki, kendilerini yerdeki bir karıncanın esenliğinden bile sorumlu tutarlar. 

Değil yaşadıkları sokakta ve kentte, dünyanın en ücra bir köşesinde bile bir insan acı çekiyorsa onlar o insanla kardeşmiş gibi acı çeker, onun için gözyaşı dökerler. Sadece kendi yurtlarında değil, Asya'da, Afrika'da ya da başka bir kıtada tek bir insan bile aç ve açıkta ise onlar dünya heveslerine kapılmayı kendileri için alçaklık ve insanlıktan çıkma hali olarak görürler. 

 Onlar; yalansız günlük ilişkileri, güvenilirlikleri, barışçılıkları, sağlam karakterleri, gösterişsiz sade yaşamları, adaletten şaşmazlıkları, dürüstlükleri, dayanışmacılıkları, karşılıksız fedakârlıkları, yüksek empati güçleri ve toplumun bilincinde çimlendirdikleri ışıklı düşünceleriyle insanlığı kötülüklerden, kavgalardan, dünya hırslarından ve bencilliklerden arınmaya, sevgiye ve temiz ahlâka çağırırlar. Sözden çok yaptıklarıyla toplumu etkilerler. Toplumlar eğer gelecekte sevgiyle bezenen paylaşımcı büyük ailelere dönüşeceklerse, bu, onların nurlu varlıkları sayesinde gerçekleşecektir.

Bu özellikleri taşıyan gerçek rehber aydınlara sahip olmayan toplumlar zindanların nemli karanlığında zincirlere vurulmuş talihsiz mahkûmlardan farksızdırlar. Hele hele sahte yurtsever siyasetçiler o toplumlara hükmediyor ve onları arkalarından sürüklüyorlarsa, vay onların haline!

Geçen hafta HDP milletvekili İdris Baluken önemli bir soruna parmak basarak gençlerin madde bağımlılığı hakkında Meclis'e bir önerge verdi. Meclis önergeyi gündemine alırsa kürsüde yine o alışıldık cafcaflı konuşmalar yapılacak, böylece Meclis'in halk için çalıştığı masalı bir defa daha haber bültenlerini süslemiş olacak.

Yüksekova Haber sitesi önergeyi, "Kürt illerinde her üç çocuktan biri madde bağımlısı," başlığı ile okurlarına duyurdu. Önergede,"Türkiye Uyuşturucu İzleme Merkezi'inin 2013 raporuna göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde madde bağımlılığı yaşı 12’ye düşmüş. Ayrıca her üç çocuktan birinin madde bağımlılığına yakalandığı da raporda yer almıştır,"denilmiş.

Kürt okurların yoğun olarak takip ettikleri sitenin bu haberine ürpertici pek çok yorum yapıldı. Sözde yurtsever siyasetçiler elde mikrofon "vatan, millet…" nutukları çekerken, bu acı yorumlar tokat gibi patlıyor insanın suratında.

                İşte o yorumlardan birkaçı:

Sorumsuz sorgusuz: "Birde gever (Yüksekova) esnafını nasıl sümürdüklerini neden kimse bahs etmiyor .senede 2 kez zam yapmaya çalışan eroin satıcısının önünü ne belediye nede vekillerimiz neden gündemlerine almıyorlar. sayın vekilim.geverde ailece içici duruma düşenleri şimdiye kadar neden analiz edemediniz.bir kamu oyu çalışmasını kendi halkınız olan geverde başlasanıza. serhıldanlerın kalesinin şimdi madde bağımcıların haline dünüştüğünü biliyormusunuz Gelişlerinizde neden fakirin sıcak çorbası içilmez neden hep aynı evler de yemekler yeniliyor.hani emek ten yana mazlumdan yana duruşunuz.biz halk olarak artık o samimiyeti göremiyoruz.halk ile bütünleşin artık..."28 Mayıs 2014 

 "Kimi kime şikayet ediyorsun sayin vekil? Kürt çocuklarının bağımlısı olduklari esrarin büyuk bir kismi nin lice kirsalinda yetiştiğini biliyorsunuzdur herhalde sayin vekil..." 28 Mayıs 2014 Çarşamba 

 "Allah rızası için partimizin bu konuya el atıp kökten çözüm için seferberlik başlatmalı.sadece Feqıye teyranda basın açıklaması yapmakla yetinmeyelim.WAN gençlerinin büyük bir kısmı esrarkeş oldu. Sanat sokağında aleni bi şekilde esrar satılıyor.Kent yöneticileri artık bişeyler yapmalı.  NOT:Erek mahallesi Şure diye bilinen arazi, Kurt tepesi,akköprü tren rayları kısmı,hacıbekir mah. nuda kültr merkezi cıvarı toplu esrar partisi düzenleniyor. Allah rızası için buralara bi el atatım..."28 Mayıs 2014

Günaydın -Gavan Adıyaman: "Günaydın milletvekili de, sormazlar mı size "Yeni mi farkına vardınız" bu konuda fikriniz ne..Çok çok geç kalınmış bir açıklama yumurta kapıya dayandı...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba 21:16

 Niye engel olmuyoruz? Mitridates : "Uyuşturucu işinden para kazananları az çok biliyoruz veya tahmin ediyoruz değilmi? Kimimizin akrabası, kimimizin aşireti, kimimizin tanıdığı veya yakını... Yarın öbürgün polis bunları yakalasa toplanırız ve kahrolsun devlet deriz. Gene bu adamları gider biz savunuruz. Trafikten şikayet ederiz ama trafik polisi ceza yazmak istese polisi taşa tutarız. Bunu bilen devlet bizi tam anlamıyla biz bize bıraktı. Ne haliniz varsa görün dedi...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba 

 Simko 5634:  "devlet bu uyuşturucuya önlem almıyor kanımca çıkarı vardır.onun için çok zor...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba

Tarihin İntikamı Çetin Olur. xwenyas :"… Gelecek nesiller, onyıllar sonrası Kürt gençliği, Kürt kadını ve Kürt toplumu kime benzeyecek, nasıl olacak, ne vaziyet içinde yaşayacak, Kürt aile yapısı ne olacak hiç düşünen var mı? Tarih ve toplum kimlere hesap soracak, eminim hepiniz biliyorsunuz...."28 Mayıs 2014 Çarşamba 

 Kral çıplak -geveri 30 : "sayın vekil hepimizin bildiği bir konuyu paylaşmış. uzun zamandır kürt gençlerini apolitize etmeye çalışan sistem, madde bağımlılığı, futbol fanatizmi gibi yöntemler kullanmıştır. kaldı ki son dönemler de madde kullanımı ve madde ticareti bu bölgede çok doğal bir uğraş alanı ve çok doğal bir alışkanlık gibi görülmeye başlandı… sistem tarafından konulan ve Parti tarafından geliştirilen bu toz ticaretinin bölgemize çok zarar verdiği ortada. ve acilen bir zihniyet değişiminin yaşanması gerekiyor....."28 Mayıs 2014 Çarşamba 18:35

 "Laf çok icraat yok,klasik siyasetçi söylemi.Gerçi suçlu belli devlettir,kapitalizmdir vs vs işte klasik şeyler..." 29 Mayıs 2014 Perşembe 00:31

 "Soruyorum size Bunun üretim ve satışı kimin elinde ? Hadi korkmadan söyleyin bakalım. Vekilin var mı bunu dillendirmeye cesareti ? Gerçeğinle yüzleş az biraz. ...."29 Mayıs 2014 Perşembe

   Yaşanan korkunç gerçeği dünyaya haykıran yorumlar böyle!

  İnsanlar feryat ediyor, çocuklar esrar ve eroin kapanında mum gibi eriyorlar. Bir nesil adeta yok oluyor. Meclis ve onun yurtsever milletvekilleri ise vatan kurtarıyorlar, çocukların mutlu geleceği ve annelerle babaların refahı için geceyi gündüze katarak proje üretiyorlar!  İşler yolunda ve halk emin ellerde! Sahte yurtseverleri alkışa devam…                                                                                                  ***

    Acıklı manzara ortada. Yoksa insanlığın vicdanı olacak bir aydın hareketine mi ihtiyaç var? Siz ne dersiniz?

            7/ 6/ 2014         alinakmahmut@hotmail.com

94649

Mahmut Alınak

Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.

alinakmahmut@hotmail.com

Mahmut Alınak

BE ZİMAN JÎYAN NA BE![1]

 

“Yaradılış gözyaşı vermiş bize,

acıma çılgınlığı vermiş,

İnsan artık dayanamaz gibiyse,

 üstelik

Ezgiler, sözler bağışlamış bana, yaramı

Bütün derinliğiyle dile getireyim diye;

Ve acıdan dili tutulunca insanın,

bir Tanrı

Çektiğimi anlatayım diye

bana dil vermiş.”[2]

 

Paris katliamının failleri ve düşünülmeyenler

 

KÜRT MESELESİNDE EVRİM Mİ KANSIZ DEVRİM Mİ?

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayret verici çalımının gölgesinde süren Devlet-Öcalan görüşmesi -bana ümit vermese de- tereddütsüzce desteklenmelidir. Desteklenmelidir, çünkü anlaşma sağlanırsa hiç değilse savaş duracak ve artık gençler ölmeyecek. Bir de cezaevlerindeki binlerce insan dışarı çıkacak. Sadece bu iki nedenle de olsa görüşmelerin mutabakatla sonuçlanması için taraflar adım atmaya teşvik edilmelidir.

 

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER

Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]

 

“Biri kurbağa öper,

biri yüzyıllarca uyur,

biri 7 cüceyle yaşar,

biri kuleye kapatılır.

Bir masal prensesi olsan bile

kadınlık zor.”[1]

 

1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

 

ZİNDANLARDAKİ ÇIĞLIK, BÜYÜK ÇIĞI OLUŞTURACAK…[1]

 

“Tarih, gelecek için

kavga verip, yitirmiş bile olsa,

insanlık için vuruşanları

hiç unutmaz.”[2]

 

Şu an elim tuttuğum 29 Ekim 2012 tarihli mektup Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi’nin B-Blok’undaki 4. Odadaki Muzaffer Yılmaz’dan geldi…

Büyük kalıcı tarihsel projeleri birlikte inşa edelim...

12 Mart,12 Eylül ve daha sonraki süreçlerden günümüze dek Türk Devletinin zulmüne maruz kalmış, ülkesini, terk etmek zorunda bırakılmış, Ailesinden, eşinden, dostundan, kardeşinden, yoldaşından ve uğruna mücadele yürüttüğü halkından nedeni ne olursa olsun kopmak zorunda kalmış; kimileri işkence görmüş, kimileri uzun yıllar zindanlarda kalmış 120 civarındaki Sürgün 15 Aralık 2012 tarihinde Köln’de bir araya gelerek Avrupa’da Sürgünde yasayan İnsanların sorunlarına sahip çıkmak, bulundukları ülkelerden imkanları ve olanakları ölçüsünde Sürgünlüğe yol açan Türk Devletinin bugünde devam eden ba

Kaypakkaya Partizan ve Yol Ayrımları

        Bir görüşü savunmanın en mutlu yanı o görüşün çoğalması ve kitleselleşmesidir. Eğer yaptığınız iş buna hizmet ediyorsa, adımlarınız hep ileriye dönükse anlam kazanacaktır, tatmin edici olacaktır. Yaptığımız işlerin özeleştirisini yaptığımız kadar eleştrilerini de yapmalı ve gerekirse çıkmaza girildiğinde dönüp kendimize bakıp ne yapıyorum denilmelidir. Gittiğimiz yol 1 adım ileri 2 adım geri gidiyorsa burda durup düşünmek ve ortaya çeşitli tespitler koymamız gerekmektedir.

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ

 

Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez

 

Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden  kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,

PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi  saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,

Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

“Yarı-Feodal” Brezilya...?

 11.01.2013 tarihinde Özgür Gelecek gazetesinin internet portalında; “Süreç devrimcilerin lehine dönecektir!” adlı bir yazı okudum. Sanırım Brezilya Komünist Partisi (Maoist)’e ait. Yazının altında böyle bir imza yoktu. İsim konusunda yanılmış olabilirim. Burası çok önemli değil. Benim açımdan önemli olan, yazının Brezilya ile ilgili değerlendirmesiydi. Esas olarak da, böyle bir değerlendirme yazısının kendine “Maoist” diyen bir örgüt tarafından yapılmasıdır. Eğer, kendisini “Maoist” olarak adlandırmasaydı, böyle bir yazı yazma ihtiyacı da duymazdım.

 

AKP’nin Eğitim Sistemi: Milliyetçi, Maneviyatçı Ve Piyasacı…[*]

 

“Bilginin iktidarla ilişkisi

sadece uşaklıkla değil,

hakikâtle de ilgilidir.”[1]

 

Sayfalar