Pazartesi Mayıs 6, 2024

Secim sonuclarinin kaba bir analizi ve ana basliklar

Secim sonuclarının kaba bir analizi ve ana baslıklar;


1- Sol liberallerin ve reformist solun, ikinci cumhuriyet solculugu olan HDP projesi iflas etmistir. Kurtlerin buyuk cogunlugu bu entegrasyoncu aldatmacaya oy vermemistir.

Benim sadece sosyalistler desteklenir diye bir anlayisim yok.

Ismail Besikci sosyalizme karsi olan bir aydindir. 

Sirri gibi burjuva 'ulusal-kulturel ozerklik' programini kurt dostlugu diye bizlere yutturmaya calisan sozde bir 'sosyalist' yerine; cikarin acik acik ben sosyalist degilim diyen, ama ota yandan Kurt Ulusunun KKTHakkini ,Agri Dagi gibi dimdik savunan bir aydini, tereddutsuz onu destekliyeyim.

Bize gercek kurt dostlarini onerin, turk sovenizminin ince isbirlikcilerini degil!
Kurt Ulusunun KKTHakkini kayitsiz, sartsiz savunmayan herkes sosyal-sovenizm zehirinden tatmistir!
2- 'Sosyalizme Bariscil Gecis' adli revizyonist cizgi iflas etmistir.

Ozel mulkiyet duzenini yikmaya karsi olan, burjuvazi ile, onun siyasal iktidari altinda kardesce yasamaya, ve sosyalistligi sadece kapitalist sistemde kimi demokratik emekci haklarini savunmaya indirgeyen, sosyalizm ve devrimciligi toplu is sozlesmesi yapan sari bir sendikacilik cizgisine dusuren burjuva sosyalistlerin, duzen ici cizgisiyle bir belediye sosyalizminin bile kurulamayacagi aciga cikmistir.

3-Secimlerle dunyayi degistirmek hayalleri iflas etmistir.

Eger sayisal cogunlugun hakli olduguna inanirsaniz; Hitlerin de hakli olduguna; Bruno'yu yakan Engizisyonun da hakli olduguna inanmak zorunda kalirsiniz...!

Kafanizdan silin bu sayisal cogunluk ve iktidar hakki denklemini...

Bu denklem kapitalist toplumda hicbir zaman salt cogunluk olmayan biz iscilere, iktidar olmak hakkina sahip olmadigimiz fikrini, bize inandirmak icin uydurulmus, burjuva bir sahtekarliktir.

Sayisal cogunluk hakli olsaydi, dunya hala okuzun boynuzlarinin uzerinde geziyor olurdu!

4-Turkiyenin sosyal-sinifsal-siyasal rejimini dar bir oligarsik iktidar olarak analiz eden felsefe iflas etmistir. Komprador buyuk burjuva Siyasal iktidarin, bizim ulkemiz gercekliginde genis bir karsi-devrimci orta siniflarla ittifak rejimi oldugu aciklik kazanmistir.

5-Dar bir oligarsi ve karsisinda 75 milyonluk bir halk analizleri iflas etmistir. Halkin iki ana kampa ayrildigini red eden, bir devrimin bu sosyolojik gercek uzerinde sekillenecek , halkin iki kampinin bir ic savasi olacagi MLM tezi kanitlanmistir.

6-Devrimci Yolun dunyayi degistirecek tek cizgi oldugu kanitlanmistir.

7-Bundan sonra, Iktidarin onunde tek yol vardir; ideolojik olarak 'baris sureci' adli yeni revizyonist politika ile, AKP iktidari, ideolojik olarak AKP-BDP ittifakina dayali olarak iktidarini korumaya calisacak, politik olarak da acik diktatoryel politikaya kayacaktir.

8-Bu secimlerin devrimciler icin cikartilmasi gereken en buyuk sonucu; CHP-MHP cephesi ve karsisinda, AKP-BDP blogu ile sekillenecek olan bu siyasal denklemde; halkin ucuncu cephesini, devrimci-demokratik cephenin acilmasinin hayati onemde oldugu ve bunu goremeyen bir solun, halkin ozlemlerinin uzaginda kalacak, ve bu politikasizlik gercegimiz ile, bu gerici siaysal denkleme objektif olarak hizmet ettigimiz gercegi olacaktir.

9-Bu secimin tek galibi Devrimdir!

Sevinme Recep 'ben kazandim'' diye...Sen kazandin ama sistem,sistem ici fikirler kaybetti...

Gelistirmek istedigin, devrimci solun karsisina koymak istedigin Sistem solu felsefesi kaybetti!...Secimlerle dunyayi degistirmek hayalleri kaybetti!

Halkimiz artik sunu daha acik olarak gordu; dunyayi degistirecek tek yol bir devrim, devrimci-radikal fikirler ve bir devrimci savas cizgidir!

Recep kazandi, devrimci savasa inanc cogaldi!

10-Size demistik; 
secimlerden sonra yine Mahir-Deniz-Ibo-Agit cizgisine geri doneceksiniz!

Reformizm siz yeni kusaklara yeni gibi gorunebilir; oysa 68 hareketi, ulkedeki 50 yillik reformist-revizyonist, pasifist sola karsi bir isyan olarak dogmustu...Reformist, liberal solun tarihi, bu ulkede ML nin tarihinden cok daha eskidir!
Ayni seyi defalarca deneyip, farkli bir sonuc alacagini sanmak ancak aptallarin dusunce tarzidir...

11-Daha 1000 sene de gecse hep ayni sonucu alacaksiniz burjuva secimlerle, ve hatta daha da kotusu olacaktir; liberal kapitalizm acik fasist kapitalizme donusecek tum heryerde; 
ustelik de bu almanyada hitler, bizde recep gibi secimlerle olacaktir.

Demokrasi aptallar icindir; o dunyanin-sistemin degismesi icin degil, tersine, degismemesi icin vardir!

Demokrasi, burjuva oligarsik sistemin gucunu kullanarak, 1001 hile ile, halkin aptala cevrildigi sisteme verilen addir.

Devrim ve Devrimci bir Iktidara bu yuzden ihtiyacimiz var; sinifli toplumda yasiyoruz...Tabi bunun sizin icin bir anlami varsa; yoksa da olmali; bugun olan hersey onun bir urunudur cunku!

12-TV muhabiri soruyordu Sirri abeye 'siz gercekten de secimi kazanacaginiza inaniyor musunuz?'...''elbette '' diyordu sirri , 'secimlerden sonra beni cagirin buraya,alamazsam bu sozlerimi hatirlatin''....!

Bir osman pamukoglu vardi kendiliginden menkul, o da oyle derdi; silindi gitti!

BDP oylari kurdistanda yukselirken, kurtlerin en yogun yasadigi il olan istanbulda dustu..ustalik de solun en yogun oldugu, kurt oylarin yaninda sol oylarinda eklendigi bir ilde HDP nin % 4.6 da kalmasi sizler icin ogretici olmalidir.

Kurtler, tepeden, imralidan, omuzlarina apolet takilarak BDP yi turkiyelilestirme projesi icin gorevlendirilen solun reformist sowmenlerini desteklemedi.

Bu iyidir, kurtler, BDP BDP olarak kalmalidir; ..BDP nin turkiyeliletirilmesi adli entegrasyon siyasetini kurtlerin red etmesi, bu projeye destek vermemesi iyidir...

Bu eski solcu sowmenlerin sola ne hayri oldu ki, kurtlere onlardan bir hayir gelsin....

Kurt kurtulus hareketi turkleserek degil, kurtleserek yola devam etmelidir...Reformist solun kurt emekcilerin sirtlarina binerek duzene entegre etme cabalari suya dusmustur!...

Sirri ve HDP kaybetti, devrim ve kurtlerin radikal yolu kazandi!...Kimileri bunu anliyamaz; secimlerde/duzen ici yollarda kaybedilen yerde, duzen disilik gelisir; ilerde goreceksiniz bunun somut sonuclarini.

Sirri abeciler, gelecek secimlerde insallah! 

13-Herkes isine geleni, kendi sinifsal konumuna uygun olani destekler. Siyaset dediginiz sinif cikarlarinin sistemli bir savunusudur zaten. Bu acidan farkli siniflarin, farkli siyasal denklemleri desteklemesi dogaldir.

MHP=CHP; karsisinda AKP-BDP/HDP, egemen gucler bu secimlerde denklemi boyle koydular.

Orta sinif reformistlerin , kucuk burvalarin bu denklemde kendi sinifsal ozlemlerini bulmalari nasil dogalsa, biz iscilerinde bu denklemde sinifimiz ve halk adina bir 'hayir' bulmadigimizi ifade etmemiz o olcude dogaldir.

Hayir, biz isciler, devrimciler bu denklemde sadece bir kuyruk olarak yer almayacagiz....Bizim kendi denklemimiz var; Demokratik Halk Devrimi; Demokratik halk Iktidari....Ucuncu Cephenin Bayragini Heryerde Acin!

Yasasin Devrimci Isci Hareketi ve Dostlari! 

 

BASKA BIR DUNYA MUMKUN!......http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2014/03/secim-sonuclarinin-kaba-bir-analizi-ve.html

95522

İbrahim Dinç

Site yazarlarımızdan olup teorik ve politik yazılar yazmaktadır.

İbrahim Dinç

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Sayfalar