Perşembe Mayıs 9, 2024

Siz toplumsal muhalefetin yükselmesini bekleyin / ERGÜN ASLAN

Biz proletaryalar enternasyonalizmimizi vermeyenin varlığını sorgularız varlığını.

Ama gıdık.

Ama yanak.

Ama...

Demek öyle.

Demek böyle.

Demek  her şey...

Marks'ın, devrime engel olmaya başlayana kadar dünya proletaryalarının çeşitliliğini enternasyonalizmde  bir araya getirmeye çalıştığını görmezlikten gelmemize kadarmış

En büyük ihanetler en güzel proletarya şarkıları arkasına gizlenilerek gerçekleştirilmiş ihanetlerdir.

Kıymetlimizzz...

Yüksek yüksek menfaatlerimizzz....

Acaba  biz proletaryaların yüksek yüksek menfaatleri şarkısı arkasına gizlenilerek ele geçirilmiş kaç parti (kaç devrim) vardır

Bir mi desek, iki mi desek, üç mü desek...

Ve işin en acısı da bu şarkılara inanan partileri kaybetmiş olmamız da değil.

İşin en acısı da kaybettiğimiz partilerin bu şarkılara inanmaları.

Peki kaybettiğimiz tüm partiler bu şarkılara  inanacak kadar saf, cahil, bilgisiz, sarışın mıydı?

Daha doğrusu sosyalizmin hiç mi ilkesi yoktu ki bu sarışınlara bir şeyler öğreteydi de bu sarışınlarda kendilerini kandırmaya çalışanlara, bu söylediklerinizin hiçbiri  sosyalizmin ilkeleriyle uymuyor, deyi vereydi.

Doğruyu söylemek gerekirse, yoktu.

Daha doğruyu söylemek gerekirse hiç kimsenin böyle bir ilkesi yoktu.

Ve hiç kimse de böyle bir ilkesinin olmasını istemedi.

Marks bile.

Hatta marks...

İşi daha ileri götürerek  komünizme ilerleyen ülkelerin eşitçe ilerlemeyeceklerini kabul etmekle....

sadece....

sosyalizmin ilkeleriyle  sorgulayamadığımız....

proletaryaların yüksek yüksek menfaatlerinin yanına...

sorgulayamadığımız proletaryaların devrimlerinin de olabileceğini değil...

sosyalizmin tesiri altında kalmış kapitalist devrimlerinde olabileceğini eklemiş oldu.

Ve böylece sosyalizmin ilkeleriyle sorgulayamadığımız ilkesizliklerde bir iken iki, ikiyken beş oldu.

Sorgulayamacağımız ilkesi de ilkemiz oldu.

Sorgulayamacağımız ilkesiyle kendilerini güvence altına alan ilkesizlikler de sadece partileri elegeçirmekle kalmadı.

Ortaya çıkmışlarken de:

İlk önceleri..

kendilerini yok edebilecek kapitalizmin evrelerini...

daha sonra da....

varlığını hiç kabul etmedikleri...

kendilerini  bir var eden bir  yok, eden kapitalizmin zaman döngülerini yok etmeye giriştiler.

Ve bu uğurda kapitalizmin her evresinde ve her döngüsünde kendilerini yaşatabilecek ideolojiler yarattılar.

Ve yarattıkları ideolojiler de...

son kerte de ....

sadece....

kendilerini var eden...

kendilerini de içimize sindirten...

Marks'ı değil..

Marks'ın  toplumların komünizme ilerlerken eşit ilerlemeyeceği ve farklı devrimlerinde olabileceği anlayışını yok etmeye giriştiler

Ve sonuçta karşımıza... gıdığımızı, yanağımızı... aman...  enternasyonalizmimizi,  her kapitalist evrede ve her kapitalist döngüde, şartlara ve koşullara bakmadan vermek istemeyen... dünya yüzerinde de kendi ideolojik anlayışından başka hiç bir ideolojik anlayışın olabileceğini kabul etmeyen tekçi, tipçi siyasi partiler, devrimler, eternasyonalist anlayışlar ortaya çıktı.

Ama biz proletaryalara tüm bunlar sökmez.

Biz proletaryalar hakkımız olan...

Enternasyonalizmimizi...

Söke söke alırız...

Kahrolsun enternasyonalizmimizi vermeyenler.

Kahrolsun tekçi, tipçi anlayışlar

Yaşasın hakkımız, yaşasın enternasyonalizmimiz.

1384

Comment form

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • Satırlar ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

Sayfalar