Çarşamba Mayıs 1, 2024

Sizin Olsun Perinçekçi Maoizminiz

Kovulmak .

Kaç kişiye aynı şeyi yaptınız .

Kartalyalıların yaşamamı istediği utancı yaşamayacam .

Kaçınılmazsa tanını çıkaracaksın .

Her onurlu insan gibi .

- De...  diyemeyecekseniz.

Beybiyi kötü eden nedenler .

Pratiğimiz teorimiz .

-E... inandığımız kadardır .

Maktul mini etkiliydi ve tek başına dışarı  çıkmıştı .

Herkesin bir partili olduğu memlekette .

Hiç kimsede Geziden tutun Cerattepe kadar hiç bir yerde tuttuğu  partinin flamasıyla sokağa çıkmazken .

İş tartışmaya gelince de  dergi satışı, kahve, büro toplantılarıyla örgütlü bir kitleselleşme anlayışının profesyonel devrimci örgütlenme anlayışı olmadığı gazozunu da insan her defasında  içmez ki kardeşim.

Birazda bilinçli olmak lazım .

Kaç  felsefeci, sosyolog, psikolog .... da  toplumun çoğunluğu örgütsüzken örgütlü gibi üretmesini / sağlıklı görenleri de / sağlıklı görür .

Sağlıklı görenlerinde güzel  türkçeleriyle üretiklerini .

Yeni demokratik halk devriminin proletarya köylü diktatörlüğünü inşa edeceğini ....  Sosyo ekonomik yapıdaki değişikliğinde ağanın patron olduğunu .

Ee.. Halde böyle olunca ..... 

Bizim Maktul .

Cahil, çıtır...  okurda ister.... 

Bir duram, avuç içi kadar  mini etekliyim, tek başıma da dışarı çıkmayam , imla kuralını, iktisadı, pratiği, kolektif bilinci…ışığı .. bir bulam hele der mi ?

Öyle bir şeycik yok ki diye .

Filin odaya giremeyeceğine dahil bir kurar .

İnsan nasıl yazıyorsa ....

Öyle de yaşıyordur değil mi ?

Nasıl yazıyordunuz ?

Perinçeğin terk ettiği ama sizlerinde bir türlü olupta terk etmediği perinçekçi maoistliğiniz ... 

Yeni demokratik halk devrimi, proletarya köylü diktatörlüğünü inşa edecek .

Mao çinin özgül koşulları nedeniyle yeni demokratik halk devriminin, proletarya köylü diktatörlüğünü değil, demokratik halk diktatörlüğünü inşa edeceğini, çini komünizme de demokratik halk diktatörlüğünün taşıyacağını söyler .

Bunda anlaşılamayacak bir şey yok ki ?

Proletarya köylü sınıfı harici diğer sınıfların devrimci niteliği olduğunu herkes bilir .

Yaşanılan sosyo ekonomik yapınında sınıfların devrimci niteliğinin derecesini belirlediğini de .

Ara sınıflarında daha çok kapitalizmin ilkel halinde bulunduğunu da .

Yaparsınız sınıfların ve sosyo ekonomik yapının...  tahlilini olur biter . 

Neyse falınız çıkar o haliniz .

Ha ... baştan söyleyim proletarya köylüsünüz diyede devrimci çıkacağınıza dahil bir kayde de yok .

Çindeki sınıflar şanslıydı . Benim içtiğim fincanı kapatmışlardı .

Çinin özgün koşulları  nedeniyle de  Maonun demokratik halk diktatörlüğü proletarya köylü diktatörlüğüydü .

Buna rağmen... siz kalkar da... diğer sınıfların devrimci niteliğini ret edecek  şekilde, yeni demokratik halk devrimi proletarya köylü diktatörlüğünü inşa edecektir derseniz....  demek ki ...  bir stalinist olan ben değil de  maoist olan siz...birincisi..  maonun sınıf analizinde ikincisi demokratik halk diktatörlüğünde ve üçüncüsüde stalininde demokratik halk devrimlerini ret etmediğinde,  reeldeki siyasi ve ekonomik  olumsuzlukları eleştirmesinde hiç bir şey anlamışsınız demektir .

Ve ayrıyeten de ülkemizin sosyo ekonomik yapısındaki değişikliği de telaffuz edecek şekilde olan ağa patron/ maraba da işçi olmuştur sözü de yine  biz söyleşenlere perinçekten miras kalmıştır .

Ağa, patron / maraba da işçi olmuştur sözündeki hemi bir değişimi ifade eden hemi de etmeyen sözde tarihsel materyalizme terstir .

Böyle kabaca düşünüp her şeyi de böyle yüzeysel açıklayıp işin içinde sıyrılma kolaylığı göstereceksek gelin en iyisi o köylüyümüş, bu proletaryayımış, şu marabaymış....   sözlerini terk ederek  hepimiz çağdaş köleleriz deyip işin içinde çıkalım .

En güzeli de vallah bu. Bizi ilkel de göstermiyor. Hepimiz Çağdaş Köleleriz .  

Hani, artı değer, para, burjuva, kapitalizm....  denilen bir şey vardı ya..... Ha … işte onlar.  Ağa, patron / maraba, mülkiyetli köylü arasındaki farkı belirleyen onlar . 

Ağanın şalvarını çıkarıp takım elbise giymesi değil .

Aralarındaki üretim ilişkisi farklığı .

Üretim ilişkisi değiştikten sonra .

Ne patron, ağa nede işçide, köylüdür artık . 

Halde böyle olunca  her ikisinden / işçiyle köylü arasında / birinin diğerine göre artması ülkemizde devrimin mütevatının değiştiğini  değil  / değişkenliğimizin nedenini / emperyalizmin hegemonyasının ülkemizde daha da arttığını bize gösterir .

Marksın ve leninin : sömürgecilik ve  özelleştirme konularına yaklaşımları da özelleştirmeler ve sömürgecilik toplumda daha gerici bir üretimi ilişkisini ortaya çıkardığında bu üretim ilişkilerinin toplumu sosyalizme yaklaştırmadığına yöneliktir .

 Hangi birimizde marksın hindistana yaklaşımının da böyle olmadığını söyleyebilir . 

43841

Neo-Liberal Türkiye'de Muhafazakârlaşma/ Düşkünleşme Diyaletiği[*]

 

“Yükselen her şey düşecektir.”[1]

 

Bir ‘Millî Gazete’ yazarı, Türkiye’de son yıllarda fuhuş,[2] uyuşturucu kullanımı, cinayet, gasp ve tecavüz gibi olayların hızla arttığına, içki kullanım yaşının 11’e düştüğüne,[3] boşanmaların arttığına,[4] kadınlara yönelik şiddetin yoğunlaştığına[5] vb. işaret edip soruyor: “Bu nasıl ‘Muhafazakârlık’?”

Alevilerin cennette zaten işi yok

 

TRT’de yayınlanan Açı programında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner’in Şiilik ve Şiilerle ilgili söylediği bir söz günlerdir sosyal medyada “Aleviler cennete gidemez” şeklinde yer alıyor ve kendisine ‘Aleviyim – Kızılbaşım’  diyen kimi basın yayın organları, kişi ve kurum temsilcilerince de Alevilere yapılan bir hakaret olarak algılanıyor ve kamu oyuna da öyle yansıtılıyor.

 

SAVAŞ, BARIŞ VE KÜRTLER

 

Savaş ve barış iki zıttın birlikteliğidir. Savaşın olduğu yerde barış olacaktır, barışın olduğu yerde de savaş olacaktır. Dünyada savaş koşulları ortadan kalktığında barış kelimesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İnsanlar artık “barış” kelimesini kullanma gereksinimi duymayarak, onu ölen kelimeler yığını içine atacaktır. Ve bunun yerine yeni bir kelime türtecektir. Bu da, ancak, sınırsız ve sınıfsız bir dünaya kurulduğu zaman gerçekleşebilecektir.

 

Nepal Halkı'nın Kerenski'ye değil Lenin'e ihtiyacı var ve Nepal Devrimi'nin Sorunları

 

Giriş:

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Sayfalar