Pazar Mayıs 5, 2024

Su,...Nergis,...7 Haziran!

Acı ve mutluluk bu kadar uç birarada yaşanır mı! İkisi de en uçta, ama o kadar yoğun birarada! Gözyaşları iki sebebe karıştı bugün birçok yürekte! 7 Haziran!

7 Haziran! “Tommiks-Teksas” çizgi romanını aratmayacak hızda, karelere sığmakta zorlanan, bombalamaları-tutuklamaları, ölümleri izledik; uzaktaki satılmış topraklarımızdan. Buralarda hiç böyle anlara tanıklık etmeyeli yıllar oldu; gerçekten Tommiks-Teksas çizgi romanını aratmayacak hızda görünüyor gözümüze, uçuşan kurşunlar!!! “Bu kadar olur mu?” diyoruz her gün, dudaklarımız uçuklayarak, yüreklerimiz delik deşik edilerek!!

Bir öğretmenin sık sık; “insanoğlu batıl inançlı değildir, ama bir saniye içinde batıl inançlara kapılabilir” deyişi aklıma geliyor sık sık, gülümsüyorum.

Yaklaşık bir aydır, türbanlı Kürt ablaların-teyzelerin-ninelerin “baraj aşılsın” diye gece gündüz dua ettiklerini duyuşum geliyor aklıma. Alevilerin “Hızır bari bu sefer yardımcımız olsun” deyişleri. Süryanilerin….Herkes inandığı şeyler üzerine dileklerde bulunuyor: BARAJ KIRILSIN diye!!!

Buralarda Yabancılar Meclisi seçimlerinde sahip oldukları oy hakkını bile kullanacak; “BENİM DE SİYASİ İRADEM VAR”ı kaybettirilmiş insanlık! Bu insanlık, siyasi iradesi unutturulmuş insanları evinin kapısından alıp, oy yerlerine taşımak için ne emekler çekmekte!!! “BENİM DE SÖZ HAKKIM VAR”ı neredeyse ilk kez hissetmekte!!! “Depresyon” diye kullandıkları kelimeyi duymuyoruz Mayıs’tan beri! SÜREKLİ BİR DÜĞÜN HAVASI YÜREKLERDE!

Bu dehşet sahneler içerisinde; “Su” başlığı altında bir etkinliğe gidiyorum. Herkes ülkesinden su hikayeleri anlatacak, ben 205 gün suyla hayat arkadaşı olduğumu!

Wetzlar şehrinde köprüden geçiyorum; İstanbul Boğaz Köprüsü oluveriyor heryer. Lale’nin havalandırmada bağıra bağıra okuyup, bizi iliklerimize kadar titrettiği İstanbul şiirinden satırlar dilime geliyor, “boşuna çekilmedi bunca acılar, bekle bizi İstanbul”, sesli sesli suya bağırıyorum; “bugün akşam hemen gelsin, halklar kendi emeğine ihanet etmesin” diye. Nergiz, Lale, Sibel bu üçü yanımda bitiveriyor özellikle. Suda silüetleri, İstanbul’a özlemleri-bitmeyen ortak hasretimiz! Öğretmenin sözü aklıma geliyor; “batıl inanç….”! Suya bağırıyorum; “gidenlerimizin anıları suya karışsın ve ışığı akşam bizi aydınlatsın!” diye.

Program bitince, soruyorlar; “ülkenizin geleceği için ne dilersiniz?” diye. Hepsinin Türkiye’deki seçimden haberi var, hepsi öyle ya da böyle “Erdoğan padişahlığı devrilecek mi?” sorusunun cevabını bekliyorlar(hiç abartmıyorum, çünkü dünyanın toplam resmi içerisinde bakıyorlar Türkiye topraklarına). Nice sevinçleri-dilekleri kursakta kalmışlık kokuyor Türkiye toprakları; bunu o topraklarda yaşamamış olanlar mümkünü yok, tasavvur bile edemezler. “Halklar hiç birarada davranamadı o topraklarda, birbirine kırdırıldı hep. Kürtler kendi içlerinde ne ihanet tarihleri yaşadılar. Baraj aşılsın elbette, yanısıra da diliyorum ki, belli illerde tek bir koltuk bile kaybetmesin HDP; kanla yıkanmış topraklar HDP rengiyle görünsün artık!” diye cevap veremiyorum tabi ki, anlayamazlar bu cevabı!! “Daha dün, seçimlerden birgün önce bomba sesleri, ölüler-yaralılar duyduk. ‘Gelecek, kazanmak-kaybetmek’ kavramları yok Türkiye’de. Dünya’da da bunlar saniyelere sığan kavramlar haline geldi. Bugünü ve hergünü insanlık için kazanmaya çalışmaktan yorulmamayı diliyorum hepimize” diyebiliyorum ancak!

Akşam 22’ye geliyor. Trenden iniyorum, o kadar suyun içinde gidenlerimizle boğulmuşum ki; karaya çıkmam zor oluyor. Rüzgar ne güzel esiyor: “bugün sizler yanımdaydınız, lütfen, lütfen,..sevinsin bu insanlık artık! Ölümlerin içinde çektiği zılgıtları, kendini temsil etmek isteyenlere teslim etme iradesini sayılarla da göstersin!!” diye nasıl diliyorum; milyonlarca insanın o an dilediği gibi! Dileklerimizin birleştiği milyonlarca insanı berrak görebileceğimiz-gösterebileceğimiz bir tarihsel an diliyorum hepimize!!

10 dakika yürüyüp çarşıya ana caddeye vardığımda; korna sesleri inletiyor birden ortalığı!!! Bütün arabalara kollarımla zıplaya zıplaya selam çakıyorum! İki kızları şehit düşen bir ailenin bütün elleri, zılgıtlarla araba camından dışarıya fırlıyor! Gözyaşlarımız birbirine karıştı. Acı ve sevinç sel gibi aktı! İdealleri için özne olabilmeyi yaşamak, nasıl kendine getirdi insanları. Acılarını hafifletti!!! Yarın ne olacaksa olsun, bütün bu olanlar gerçekti. 

BARAJ KIRILDI! Bunca saldırı-katliam-engelleme-hile içerisinde bu bile “rüya mı-gerçek mi?” dedirttiriyor bize hala! Herkes neredeyse saniye saniye gelişmeleri izliyor. İlericisi-gericisi; “HDP ne diyor, HDP…”diye konuşmalar gerçekleştiriyor. Bu bile bir ülke tarihinde çok çok çok YENİ!!!

Bugüne kadar öğrendiklerimizin, düşünce kapasitemizin izin verdiği  sınırlar da kırılacak bu yeni evrede. 

VE GENÇLİK BU TARİHSEL EVREDE PİŞEREK YÜRÜYECEK GELECEĞİNE! İyisiyle-kötüsüyle, doğrusuyla-yanlışıyla; onların zihinlerine yerleşecek bu somut tarih.

VE BU SELDE, BİZİM BİLDİKLERİMİZİN, SINIRLANDIRILDIKLARIMIZIN ÇOK ÖTESİNDE ŞEYLER ÖĞRENEN BİR GENÇLİK GÖRECEK O TOPRAKLAR!

BOŞUNA ÇEKİLMEDİ BUNCA ACILAR!

 

74503

Ganime Gûlmez

Ganime Gülmez sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ganime Gûlmez

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar