Cumartesi Mayıs 4, 2024

TKP/ML Dersim Parti Komitesi

 

“Yangınlara fazla bakan gözler yaşarmaz! 12’ler savaş ve mücadele gerekçemizdir!"

24-28 Kasım 2016 tarihlerinde faşist TC devleti ordu güçleriyle, partimize bağlı ordu güçleri arasında yaşanan çatışmalarda 12 yoldaşımızı, 12 Halk Savaşçısını ölümsüzlüğe uğurladık. Parti tarihimiz açısından değerlendirildiğinde en ağır askeri kayıplarımızdan olan bu gerçeklik, kendi içinde, ülkemizdeki sınıf mücadelesinin, Halk Savaşının somut tezahürüdür.

Partimiz ve onun önderliğindeki halk ordusu, iktidar ve savaş kararlılığını sürdürdüğü müddetçe, bu türden kayıplarımızın olması anlaşılırdır. Çünkü ülkemizdeki sınıf mücadelesi ve savaş gerçekliği bunu koşullamaktadır. Unutmamak gerekir ki faşist TC devletinin halkımıza yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda ve dayattığı yaşam koşullarında, her gün onlarca insanımız katledilmektedir.

Bu gerçekliğin farkında olan ve ülkemizdeki sınıf mücadelesinin yasalarından hareket eden partimiz, bunun gereklerine göre davranmış, “imparatoru bin kılıç darbesiyle alaşağı etme”ye cüret etmiş, sarayları yerle bir etmeye yönelmiştir. Bu objektif gerçekliğin, cüretin ve yönelimin doğal sonucu, son olarak 12 yoldaşımızı, mücadele ve savaş kararlılığımızın şahidi olarak ölümsüzlüğe uğurlamak olmuştur.

Türk, Kürt uluslarından, çeşitli milliyet ve mezheplerden Türkiye halkının, halk demokrasisi, özgürlük, bağımsızlık ve daha iyi bir yaşam hakkı için gösterdiğimiz bu şahitlik; ne ilktir ne de son olacaktır. Partimiz ve ona bağlı savaşan ordu güçlerimiz bu irade beyanını bir kez daha yapmaktadır.

İçinden geçtiğimiz süreç emperyalistlerin dünya halklarına, Türk hakim sınıflarının ise Türkiye halkına yönelik her türden saldırısını arttırdığı bir süreçtir. Türk hakim sınıfları, kendi içlerindeki iktidar dalaşını gerekçe göstererek, halkımıza yönelik, başta ekonomik olmak üzere, askeri, kültürel, toplumsal vb. vb. her alanda saldırganlığını arttırmış durumdadır. Kürt ulusuna yönelik askeri saldırganlık alabildiğine arttırılmış durumdadır. Şehirlerde insanlar dur ihtarlarına uymadığı ya da teslim olmadıkları gerekçesiyle çat kapı infaz edilmekte; devrimci ve demokratik kesimler başta olmak üzere, iktidara muhalif çevrelere yönelik gözaltı ve tutuklama saldırıları alabildiğince sürdürülmektedir. İşkence uygulamaları artık alenileşmiş, sosyal medyada açıkça servis edilmekte ve halka gözdağı verilmektedir. İşçi sınıfının grevleri yasaklanmakta ve kadınlar her gün birer ikişer katledilmeye devam etmektedir. Türk hakim sınıflarının doğaya ve çevreye yönelik saldırıları hız kesmeden sürdürülmektedir. Bütün bu toplam içinde Türkiye halkına parlamenter maskeli faşizm değil adeta askeri faşist cunta dönemi yaşatılmaktadır.

Buna rağmen halkımızın mücadelesi sürmektedir. Devrimci demokratik muhalefet faşizme boyun eğmemektedir. Kürt ulusal hareketi bütün güçleriyle faşizmin saldırılarına yanıt olmaktadır. Partimiz önderliğindeki halk ordusu savaşını sürdürmektedir. Nitekim tam da bu nedenle ordu güçlerimiz 24-28 Kasım 2016 tarihlerinde, Aliboğaz/Dersim’de faşizmin saldırısına maruz kalmıştır. Düşmanın savaş uçaklarıyla gerçekleştirdiği saldırılarda 9 yoldaşımız şehit düşmüş, akabinde düşmana yönelik halk ordusu gerillalarının gerçekleştirdiği saldırılarda toplamda 4 düşman askeri savaş dışı bırakılmış, bu çatışmalarda ise 3 yoldaşımız şehit düşmüştür.

Bu somut pratik, partimizin ve ona bağlı savaşan halk ordusu gerillalarının, halkın haklı ve meşru mücadelesinin doğal sonucudur. Partimiz Halk Savaşı içerisinde bu türden kayıplar vereceği gibi, zaferler de kazanacaktır. Nitekim düşman saldırısı sonucunda bir yandan yoldaşlarımızı kaybederken, diğer yandan ise düşmana saldırı ruhunu kuşanan ve düşmana kayıp verdiren bir gerçeklik de orta yerdedir. Bu devrimci direniş ve saldırı çizgisi, Munzurlar/Mercan’dan Dersim/Deşt’e oradan da Aliboğaz’a uzanan ve partimizin tarihi boyunca varolan bir çizgidir.

Partimiz halka verdiği sözün takipçisi ve uygulayıcısı olduğunu Dersim/Aliboğaz şehitlerimizin şahitliğinde bir kez daha göstermiştir.

Bir kez daha beyan ediyoruz ki; faşizmin halka ve yoldaşlarımıza yönelik saldırılarını yanıtsız bırakmayacağız. Faşizmin döktüğü her damla kanın hesabını soracağız.

 

Halk Savaşçıları Ölümsüzdür!

Aliboğaz Şehitleri Ölümsüzdür!

Yaşasın Halk Savaşı!

Yaşasın Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu TİKKO, TMLGB!

Yaşasın Marksizm Leninizm Maozim!

Haziran 2017

TKP/ML Dersim Parti Komitesi

 

Kaynak: www.partizan-online.net

38546

Umudun Şiarı: “Size Verdiğimiz Süre Doldu!”

Emperyalist sermayenin uluslararası bir kaç merkezdeki dönüş hızına bağlı ve orantılı olarak, dünya halklarının direnişlerinin hızı da artıyor.

Yaşadıklarımız reddedilmelidir!

Ecdadımız Kayıkları, Biz Gemicikleri Yürüttük

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta ecdadından bahsetmekten geri durmuyor. Yerel seçimlere yönelik bir yatırım olduğu herkesçe bilinen, konunun uzmanlarınca da birçok eksiği bulunduğu iddia edilen Marmaray tüp geçidi milyonların can güvenliği hiçe sayılarak apar topar açıldı. Başbakan açılıştaki konuşmasında da “ecdadımız gemileri karadan yürüttü, iktidarımız da denizlerin üstünden vagonları yürütüyor” dedi.

Din Kardeşligi masali ve türban sovu

AKP meclisteki türbanlı milletvekili şovuyla halkı uyutma yolunda kendisine yakışır bir adım daha atmış oldu. Oysa din, türban ya da özgürlük diye bir dertleri yok. Onlar ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmanın ve hizmet ettikleri bu düzenin ezen- ezilen, sömüren- sömürülen çelişkisini halkın gözünden kaçırmanın derdinde. Türbanı bu korkunç düzeni saklamak için bir şal olarak kullanmaktadırlar. Tuhaf olan şu ki, türban takan kadınların çoğu da bu düzenin mağdurlarıdırlar. Ne var ki onlar bunun farkında değil. Biraz düşünseler iyice esaret altına girdiklerini göreceklerdir.

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken …[*]

“Karanlık saatler geldiğinde,

o zamanın insanı da gelir.”[1]

 

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken söylenmesi gerekeni, gecikip, lafı dolandırmadan hemen belirteyim: Büyük bir alt üst oluşun içindeyiz…

Bu kadar da değil; her şey daha da ağırlaşarak vahimleşecek; veya tarih müthiş hızlanacak; ya da sık sık Montesquieu’nun, “Ne mutlu tarihi sıkıcı olan halka” sözü anımsanacak…

Ercan Binay’dan mektup var Abdullah KALAY’a özgürlük!

“Zulümle abad olunmaz.”[2]

 

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Bölünmek için Birlesin


Bölünmek için Birlesin!

Bir Maoist hayati iki ucundan kavrar her zaman; Burjuvazi ve Proleterya ucundan. Birin iki oldugunu kavramamis bir kafa Marksist bir kafa degildir.
Komunist partiler icin Demokratik-Merkeziyetcilikin tek bir anlami vardir; Demokrasi KP lerde Burjuvaziyi temsil eder; Merkeziyetcilik Proleteryayi temsil eder....

Yaranın Merhemini cellattan mı isteyecegiz!

           Yeğişe Çarents   15 Mart 1921  Yer Berlin Charlottenburg semti,

   İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı,İç işleri bakanı,1915 Ermeni Soykırımı'ndan birinci de rece sorumlu,1,5 milyon Ermeni'nin ölümüne sebep olan Tehcir kararnamesi'nde imzası bulunan Talat Paşa Erzincanlı Soğomon Tehleryan tarafından öldürüldü.  Ermeni soykırımı'nda ölenlerin İntikamını almak için Talat Paşa Berlin'in en işlek caddesinde gündüz vakti ensesinden vurularak Ermeni halkı adına cezalandırıldı.Kaçarken polisler tarafından yakalandı.Direniş göstermedi.

Sayfalar