Pazar Nisan 28, 2024

TKP/ML Örgütlenme Komitesi;“Partimizin Seçkin Üyesi, Tikko Rojava Komutanı Nubar Ozanyan (Fermun Çırak) Yoldaş Ölümsüzdür! Onun Mücadele Azmi Ve Kararlılığı Daima Yolumuzu Aydınlatacaktır!”

Bütün yaşamını partimizin gelişip güçlenmesi ve Demokratik Halk Devrimini gerçekleştirmeye adayan Nubar Ozanyan yoldaşı kaybetmenin acısı içindeyiz. 14 Ağustos 2017 tarihi, hüzün ve kahramanlığın günü olarak hep anılacaktır.

Nubar yoldaş, partimizin değerli bir üyesi ve Rojava'daki TİKKO birliğinin komutanlarındandı. Parti içinde kullandığı Orhan (Armenak Bakırcıyan) ismini ise, partimiz kadrolarından Orhan yoldaştan almıştı ve yoldaşımızın anısını savaş cephesinde de yaşatarak silah elde toprağa düştü.

Nubar Ozanyan, 1956 yılında Yozgat'ta yoksul bir Ermeni ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta annesini kaybetti. Yoksul Ermeni çocukların okutulduğu Karagözyan İlkokulunu bitirdikten sonra, Tıbrevank'da geçirdiği gençlik yıllarında Armenak Bakırcıyan yoldaşla tanıştı.

Armenak yoldaşın kendisini devrimci fikirlerle tanıştırması ve ardından ilişki kurduğu Partimiz TKP/ML ile tanıştığından bu yana örgütlü mücadelesini kesintisiz sürdürdü.

12 Eylül 1980 Askeri Faşist Cuntasının işbaşına gelmesini takip eden süreçte yurtdışına çıktı.

O, Fransa'da bulunduğu müddetçe, partimizin bölge faaliyeti içinde yer almış, Fransa parti faaliyetimizin gelişip güçlenmesine büyük değerler katmış ve mütevazi yaşamıyla daima örnek bir devrimci olarak, yoldaşlarının örnek aldığı bir devrimci olmuştur.

Nubar yoldaş, partimizin 1990 yılında Filistin'deki Askeri Eğitim Kampı açıldığında partiye başvurarak gönüllü aday olduğunu bildirmiş, bu talebinin kabul edilmesinin ardından Ortadoğu'ya geçmiştir.

Filistin eğitim kamplarında ciddi bir eğitim aldı ve bu yönlü yeteneklerinin de payıyla nitelikli bir gelişme kaydetmesiyle partimize büyük değerler kattı. O, sadece askeri yönüyle değil, siyasal olarak da kendisini sürekli geliştirdi.

Marksist-Leninist-Maoist eğitime önem veren bir yoldaş olarak kazandığı yetenek ve birikimiyle partinin önemli bir kadrosu oldu.

O, parti üyeliğini bir ayrıcalık olarak görenlerden değil, proleter bir çizgi ve dava insanı olarak kavrayanlardandı.

1991-92'de Beka'daki eğitim kampını tamamladıktan sonra, Dersim veya Karadeniz'de gerillada görev almak istiyordu. Coşkulu, azimli ve gözleri pırıl pırıldı. Ağır yeraltı koşulları, sokak infazları ve kayıpların yaygın olduğu bir dönemde, o korkusuzca partinin en zor faaliyetlerini üstlenmek istiyordu.

Partinin onu başka bir alanda görevlendirmesine itiraz etmeden görev aldığı bölgelerin koşullarını değerlendirmiş, Partiye muazzam olanaklar sağlamıştı.

İradesi dışında kimi “kazalar” sonucu partinin olanakları ciddi bir aksaklık ve kesintiye uğrasa da yarattığı olanaklarla, ülkede savaş alanlarına askeri ve teknik araçları ulaştırmasıyla büyük değerler kattı.

Nubar yoldaş, bulunduğu görev alanında kaldığı süre içinde sadece bazı imkan ve olanaklar yaratmakla kalmadı. Gittiği ülkede bildiği dili daha da geliştirdi. Rusça'yı çeviri yapacak kadar iyi öğrendi. Zaman buldukça kütüphanelerden çıkmaz oldu. Rusça eserlerin özellikle Türkiye ve Kürdistan'ın güncel ihtiyaçlarına ışık tutacak, komünist ve devrimci hareketin tecrübe ve gelişim sağlamasına hizmet edecek eserleri Türkçe'ye çevirme işleriyle de uğraştı.

“Kafkasların Lenin'i Stepan Şahumyan”, “G.K. Orjonikidze ve Ermenistan'da Sovyet İktidarının Kuruluşu” adlı kitapları çevirip Türkçe'de basımını sağladı, henüz basılmamış 2 ciltlik bir başka kitabı çevirmede önemli rol oynadı. Bazı parti belgelerini Rusça'ya çevirdi. Yaşamını yitirmeden önce Kaypakkaya'nın Seçme Eserlerini Ermenice'ye çeviriyordu, ancak ömrü buna yetmedi.

Okumaya, araştırmaya ve çeviri yapmaya büyük bir isteği olan Nubar yoldaşın en büyük özlemlerinden biri de, kazandığı askeri tecrübe ve birikimini kitaplaştırma arzusuydu. O tam bir görev insanıydı.

Görev verilip de yerine getirmediği hiçbir görev olmamıştır.

Nubar yoldaş, partimiz 2013'te yeniden Ortadoğu'da askeri kamp açma kararı aldığında yine en önde gönüllü olarak katılmak istediğini bildiren ilkler içinde yer aldı. Partimiz, onun askeri ve politik yetkinliğini, tecrübe ve birikimini göz önüne alarak Ortadoğu Askeri Komutanlığı'na atadı.

Irak Kürdistanı'nda kaldığı süre içinde birçok yoldaşımızı askeri ve politik olarak eğitti. Değişen koşullar ve partimizin enternasyonal mücadelesinde ileri bir adım olan Rojava Devrimine katılma kararıyla 2015 tarihinde bir grup TİKKO gerillasıyla Suriye Kürdistanı'na (Rojava) geçerek devrimci mücadelesini burada sürdürdü.

Nubar yoldaş, savaş tecrübesi ve askeri birikimiyle TİKKO savaşçılarının yanı sıra, Rojava Devrimine katılan onlarca enternasyonal savaşçının da eğitimini sağladı, katkıda bulundu.

Nubar yoldaş sadece savaşçıları eğiten bir komutan olarak kalmadı, o, Rojava-Siluk'ta DAİŞ çetelerine karşı yapılan hamlede, onlarca DAİŞ çetesinin saf dışı edilmesinde gösterdiği üstün başarı ile de hep hatırlanacaktır.

O, sadece parti savaşçılarımız için de değil, Rojava'da savaşan tüm savaşçıların tanıdığı, sevdiği ve örnek aldığı büyük bir komutandı.

Nubar yoldaş, Partimizin özellikle 2 yılı aşkın bir süredir yaşadığı sorunların çözümü konusunda en çok sorumluluk hisseden yoldaşlardan biriydi.

O tam da yaşamında somutladığı gibi bürokratizme, dogmatizme ve tasfiyeciliğe karşı amansız bir mücadelenin doğru tarafı olarak mücadelesini sürdürdü. Nitekim, salt sloganlarla, büyük laflarla, programatik görüşlerin günde beş vakit lafzını etmekle devrimin bırakalım gerçekleştirilebilmesini, savunusunun dahi yapılamayacağını pratiğiyle ortaya koymuş bir yoldaş olarak bizlere önemli bir değer ve miras bıraktı.

O, özüyle sözüyle bir olanlardandı. O, gerçek bir Kaypakkaya takipçisiydi. Halk Savaşına olan inancı onun devrimci yaşamının en önemli yanlarından biriydi.

Nubar yoldaş partinin gelişip güçlenmesinin savaşın doğrudan içinde olacağına olan inancını şehit düşene kadar savundu ve bu uğurda da kendisini feda etmekten çekinmedi.

Partimiz, kurulduğu tarihten bugüne enternasyonal bir ruhla hareket etti. Enternasyonal dayanışmaya önem verdi. Anti-emperyalist mücadelenin sadece ülkemizde değil, dünyanın neresinde olursa olsun aynı içerikte olduğunu savundu.

Savunduğu bu görüşüne bağlı kalarak, gösterdiği pratik tutumuyla kardeş ve dost partilerle geliştirdiği ilişkilerle örnek bir tutum sergiledi.

Partimiz 2014 yılından bu yana, gücü oranında Ortadoğu coğrafyasında üstlendiği sorumlulukla devrimci parti ve örgütlerle geliştirdiği dostane ilişkiler ve yer aldığı eylem birliklerinde emperyalizme ve gericiliğe karşı verdiği savaşı bundan böyle de gücü oranında vermeye devam edecektir.

Bugün enternasyonal dayanışmanın pratik olarak en ileri mevzisi Rojava'dır. Suriye iç savaşında, çelişkileri iyi değerlendiren Kürt Ulusal Hareketinin, Rojava'da gerçekleştirmekte oldukları devrimle Rojava'da elde ettikleri statü sonrası, tüm gerici güçler Rojava'nın düşmesi için saldırdılar.

Türk devletinin IŞİD, El-Nusra, ÖSO gibi gerici güçleri kullanarak, Rojava'nın düşmesi için yaptığı saldırılarda, Kürtlerin yanında yer alan uluslararası devrimci güçler, Rojava'da gösterdikleri enternasyonal dayanışmayla gerici güçleri püskürtmede katkıda bulunarak Rojava devrimini korudular.

Rojava'daki enternasyonal dayanışma daha ileri boyutta, içinde partimizin de yer aldığı enternasyonal taburlarla Suriye Kürdistanı'nın özgürleşmesi mücadelesi son aşamasına doğru ilerlemektedir.

Savaşla birlikte yakılıp yıkılan Rojava, enternasyonal bir dayanışmayla yeniden inşa edilmektedir.

İspanya iç savaşında, Vietnam ve Filistin'de gösterilen enternasyonal dayanışmayla, emperyalistlere, işgalci güçlere ve faşist iktidarlara karşı verilen ortak mücadele, bugün Rojava'da yaşam bulmaktadır.

İvana Hoffmann, John Gallagher, Ashley Johnson, Konstandinos Erik Scurfield, Emir Qubadi, Michael İsrael, David Taylor, Nikolas Wardin, Suphi Nejat Ağırnaslı, Ayşe Deniz Karacagil, Alper Çakas, Rıfat Horoz, Ulaş Bayraktaroğlu ve onlarca enternasyonalist savaşçıyla birlikte, Kürt savaşçılar; Aras Şeho, Rukiye Eskin, Reşit Bulut, Meryem Mihemed ve daha yüzlerce şehidin yanına ismini yazdıran Nubar yoldaşın hayatını feda ederek kattığı değer, Rojava Devriminin örülen bir tuğla taşı olmuştur. Kürt ulusu, kadim bir ulusun, Ermeni halkının bu yiğit evladını hiçbir zaman unutmayacaktır.

 

Paris'in Fakir'i, Ermenistan'ın Nubar'ı, Rojava'nın Orhan'ı Ozanyan yoldaş ölümsüzdür!

Devrim ve Komünizm Şehitleri Ölümsüzdür!

Yaşasın Halk Savaşı!

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

Yaşasın Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı!

 

TKP/ML ÖRGÜTLENME KOMİTESİ

16 Ağustos 2017

41287

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

Halkın İçinde Olmak (Sentez)

Halka dair söylenenler, devrimciliğe dair biçilenler, bireye dair yapılan sorgulamalar, bir politik öznenin hayatın içinde olup olmamasına dair yapılan vurgular, sömürenler ve onların devleti, bunların siyasi iktidarı ve muhalefeti, ordusu, sivil uzantısı her şey ama her şey mücadelenin tarihiyle kıyaslandığında kısacık denilebilecek bir zaman diliminde, yoğunlaştırılmış bir şekilde tartışmaya açıldı, tüm bunlarda yeni derinlikler kazanıldı, yeni bakışlar edinildi, ufuklar genişledi, renklilik geldi.

“İstibdat”tan Kurtulmak İçin Kürdü Çağırmak!

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesi Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere ilişkin HDP ile bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı çıkışı basın önünde bir açıklama yaptılar. CHP lideri K.Kılıçdaroğlu da HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar da TBMM’nin önemine, halk iradesinin temsiliyetine dikkat çektiler! Basın önünde verdikleri mesaj “Hiçbir sorun çözümsüz değil, TBMM çatısı altında Türkiye’nin her sorununu çözmek olası…” biçiminde özetlenebilir.

Vicdan ve ahlak mı dediniz? (Ertan İldan)

Aslında Türkiye'de 50 gün sonra yapılacak seçimler hakkında daha fazla konuşmak niyetinde değildim. Tüm sermayesini bu muharabe'nin sonuçlarına yatırmış ve temelde iki kutupa ayrılmış bir toplumsal psikolojide aykırı bir görüşün yankı bulmayacağını bilirim. Daha da önemlisi muhtemel bir yenilgide akli melekelerini yitirmiş ve umutlarını tüketmiş bir kesimin hışmına uğramak tehlikesi de yok değil. Oysa benim "gemileri yakmak" gibi bir mecburiyetim yok. Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet isteyen toplum kesimleri ile ilişkilerimi ve görüş alışverişimi sürdürmek isterim.

Kaypakkaya ve Kemalist Cumhuriyet

Bu yıl İbrahim Kaypakkaya’nın faşist Türk devleti tarafından katledilişinin 50. yıldönümüdür.

Ve faşist TC’nin de kuruluşunun yüzüncü yılıdır. Kaypakkaya yoldaşın siyasal yaşamı bu tekçi, inkarcı, katliamcı tarihle hesaplaşmakla geçmiştir. Hiç kuşkusuz onun analizleri yalnız geçmişi değil geleceği de içeriyor. Dolayısıyla cumhuriyetin yüz yıllık tarihini sorgularken onun görüşleri bize yol göstermeye devam ediyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin boykot tavrı neden doğru değildir

Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan tarihi momentin realitesi; “Burjuva faşist düzen partileri ve ittifaklarının adaylarını boykot et, devrimci demokrat adayları destekle!” (MKP-SB. Bk. Halkın Günlüğü gazetesi) şiarında dile getirilen bu yaklaşımla örtüşür değildir. Neden değildir? Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan süreç, ‘normal-olağan’ rutin bir süreç olmayıp; yönetimsel olarak sistemde niteliksel değişimin yaşanacağı bir süreçtir.

Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede

Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)

Ah.... çocuklar... ahh....

Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....

İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....

Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...

Ermeni Devrimcilerin İttifak Deneyiminden Hareketle “YÜRÜ BE KEMAL…”

6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce can kaybının ardından 14 Mayıs 2023 tarihinde “Başkanlık” ve “Milletvekilliği Genel Seçimleri”nin “yenilenme”si kararı alındı. Depremler ve ardından yaşanan sellere rağmen ülke seçim sath-ı mahalline girmiş bulunuyor. Seçim, iktidardaki AKP-MHP partilerinin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ve ona eklemlenen partiler ile CHP-İYİ Parti’nin başını çektiği “Millet İttifakı”nın oluşturduğu iki ana siyasi kampın iktidar mücadelesi biçiminde gelişiyor.

ATAERKİL SİSTEME KARŞI MÜCADELE SORUNU, EZEN-EZİLEN CİNS ÇELİŞMESİNİN ÇÖZÜMÜ SORUNUDUR

Sorunların doğru çözümü, öncelikle onların özünün tam olarak ne olduğu veya neye tekabül ettiğinin eksiksiz olarak ortaya konulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Yani sorun aslında tıpkı şuna benziyor: Doğru ve isabetli tedavi ancak ki doğru teşhis ile mümkün olabilir.

“Kadın sorunu” olarak tanımlanan sorun da böyledir. Sorunun özü bir kez gözden kaçırıldımıydı, sorunun kendisi de çözümü adına ileri sürülenler de isabetli ve doğru olarak ortaya konma şansını yitirir esasen.

Azaduhi (Nubar Ozanyan)

Herkesin anlatılacak bir hikayesi, yazılacak bir yaşamı vardır. Liceli Azaduhi’nin hikayesi, soykırım yaşamış bir Ermeni kadının Lice’den Diyarbakır’a, İstanbul’dan Hollanda’ya uzanan sürgün hikayesidir. Doğduğu yerde yaşayamadığı gibi ölemeyenlerin hikayesidir. Onun hikayesi kolay taşınamaz acıların, tanımlanması zor hüzünlerin hikayesidir. İyilik yapmaktan başka bir şey bilmeyen, ekmeğini paylaşmaktan başka bir şey düşünmeyen, direngen Liceli bir Ermeni kadının hikayesidir.

Katledilişinin 50. Yılı Vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML

Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye-

K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

Partizan’ımızı Özlüyor, Mücadelesini Örnek Alıyoruz | Hüseyin Şenol

Partizan’ımızın hayatını kaybetmesinin üzerinden tam iki yıl geçti… Dursun Çaktı’nın bize bıraktığı miras gibi; demokratik kitle örgütlenmesi anlayışının tüm alanlarda yerleşmesi olmazsa olmazımız olmalıdır…

İki yıl önce 25 Şubat’ta, daha 65 yaşında kaybettiğimiz Dursun Çaktı’yı, Partizan’ımızı özlemle anmaya devam ediyoruz ve sürekli anacağız.

Sayfalar