Perşembe Mayıs 2, 2024

TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanlığı: “Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı cüret ve kavga ile anıyoruz!”

18 Mayıs 1973’te Amed işkecehanelerinde düşmanın her türlü insanlık dışı işkencelerine karşı “ser verip, sır vermeyen” duruşuyla düşman kalelerinde kızıl kaleler fetheden partimiz TKP/ML’nin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşı cüret ve kavga ile anıyoruz.

Kaypakkaya yoldaşı komünist önder kılan ülkede gelişen sınıf mücadeleleri, Çin Kültür Devrimi’nin ülkemiz halkı üzerinde yarattığı etkinin sonucu olarak, yeni bir dünya yeni bir gelecek için Kaypakkaya yoldaşın devrimci fikirleri üretmede yepyeni bir dönemin başlamasının maddi temellerini yaratır. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in bilimsel dünya görüşü ışığında sosyo-ekonomik yapı, sınıflar tahlili, Kemalizm tahlili, ulusal sorun, halk savaşı, devrimimiz ve temel görevlerimiz gibi temel meselelerde Türkiye-Türkiye Kürdistanı halkının kurtuluş yolunun güzergahını ortaya koymuştur. Kaypakkaya yoldaşı dönemin önderlerinden ayırt edici yanlarından biri, Kemalizm tahlilidir. Kemalizm’in halk kitlelerine, ezilen ulus ve milliyetlere uygulanan sömürü ve baskı olduğunu en berrak şekilde ifade etmiştir. Kemalizm’in gerici faşist ideolojinin temsili olduğunu ifade ederek reformist- revizyonist akımlardan ayrışmıştır.

Kaypakkaya yoldaşı dönemin önderlerinden ayırt eden ikinci bir yan ise; ulusal meseleye dair tezleridir. Türkiye’de sadece Türk ulusunun olmadığını, aynı zamanda Kürt ulusu başta olmak üzere azınlık milliyetlerin olduğunu kabul etmiş; çeşitli ulusların varlığını kabul etmekle yetinmemiş, ulusların tam hak eşitliği perspektifiyle Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı savunmuştur. Kürt ulusunun gerçek anlamda kurtuluşa ancak ve ancak Demokratik Halk Devrimi ile varacağı, bu görevin Proletarya Partisi’nin omuzlarında olduğunu bilimsel tezleriyle ortaya koymuştur. Kürt ulusuna uygulanan imha, inkar ve baskılara karşı Kürt Ulusal Hareketin faşist diktatörlüğe karşı yürüttükleri mücadelede demokratik muhteva taşıyan her türlü hak taleplerinin desteklenmesi gerektiğini en açık bir şekilde teorisi ve pratiğiyle somutlaştırmıştır. Bugün gerek Türkiye-Türkiye Kürdistanı gerekse de Rojava’da Proleterya Partisi’nin uyguladığı, önder yoldaşın çizdiği güzergahtır.

71 dönemin komünist ve devrimci önderleri; Kaypakkaya yoldaş, Mahir Çayan ve Deniz Gezmişlerin faşist diktatörlüğe karşı birbirleriyle dayanışma içerisinde olmaları halkımızın ve bizlerin bilincinde aynı dava uğruna mücadele etme, ortak mücadele örgütlülükleri oluşturma anlayışı yaratmıştır. Bugün bize bırakılan bu değerli miras Proletarya Partisi öncülüğünde halk kitleleri tarafından bir halk kültürü olarak yenilenmektedir.

Komünist önder yoldaşı andığımız bugün de 18 Mayıs 1977’de TC ajanları tarafından Antep’te katledilen Kürt Ulusal Hareketin kurucularından Haki Karer’i ve Antep, Amed’de başlayan, bugün dört parça Kürdistan’da sürdürülen Kürt ulusunun özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşen yoldaşları saygıyla anıyoruz. Anılarını demokratik halk devrimi gerçekleştirme sözüyle yineliyoruz.   

Katledilişinin 44. yıldönümünde önder yoldaşı anmak sadece bugünle sınırlı tutmuyoruz, tutulamaz da. Önder yoldaşı yaratan nesnel gerçeklerden kopuk anılamaz, yaşatılamaz. Tam da gelişen sınıf mücadelesinin içinde alınan politik-askeri taktiklerde anılır, yaşatılır. Bu nedenle önder yoldaşın bizlere devrettiği şanlı proleterya ideolojisini temsil eden partimizi korumak, büyütmek,  geliştirmek ve ideali olan demokratik devrim, sosyalizm ve komünizmi gerçekleştirme en temel görevlerimizdendir. Önder Kaypakkaya yoldaşa, halkımıza olan sorumluluğumuz bunu gerektiriyor.

Kaypakkaya yoldaşı anmak, yaşatmak; canını feda ettiği proleterya ideolojisini yaşatmaktır.

Önder yoldaşı yaşatmak;  Proletarya Partisi’nin politika ve taktiklerinin yaşam bulması için çaba harcamaktır.

Önder yoldaşı anmak; politik örgütsel görevlere sıkı sıkı sarılmaktır.

Önder yoldaşı anmak; onun çizdiği güzergahtan ilerlemektir.

Önder yoldaşı anmak; Vartinik kıvılcımını ülkenin dört bir yanına yaymaktır.

Önder yoldaşı anmak; halk savaşını büyütmektir.

Önder yoldaşı anmak; Aliboğazı’nda kahramanlık destanı yaratan 12’ lerin ayak izlerinden yürümektir.   

Komünist önderimiz Kaypakkaya yoldaş ölümsüzdür!

Aliboğazı şehitleri savaş yeminimizdir!

Mayıs ayı şehitleri ölümsüzdür!

Kahrolsun faşizm ve her türden gericilik!

Yaşasın halk savaşı!

42218

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Zafer ve yenilgilerle dolu bir tarih! Yarım Asırlık Mücadele Yolumuzu Aydınlatıyor

Proletarya partisinin kuruluşunun ve mücadeleye atılışının 50. yılındayız. Bu süre içinde mücadelesini kesintisiz sürdüren proletarya partisi, onu var eden koşullar devam ettikçe kuşkusuz varlığını devam ettirecektir.

Sınıf bilinçli proletaryanın öncü müfrezesinin ülkemizdeki varlık nedenleri, sistemin çöküntü içine girdiği günümüz koşullarında kendisini çok daha yakıcı dayatır duruma gelmiştir. Ve elbette ki proletarya partisi üstlendiği tarihsel rolü yerine getirecektir. Çünkü onun mücadelesine yol gösteren sağlam temellere dayalı ideolojik-politik pusulası vardır.

Eski sloganlar bugüne hitap etmiyor…(İsmail Cem Özkan )

Eski sloganlar atılıyor, eskisi gibi heyecanlı değil, çünkü ortam ve zaman değişmişti, eski sloganların ruhu da çoktan bizi terk etmişti... İnat ile eskiden kalan sloganlar atılıyordu ama o sloganlar bugünün sorununa yanıt vermiyor, sadece eski arkadaşlara "biz ayaktayız, yok olmadık, gelin bir arada olalım!" çağrısıydı. Fakat çoktan ayrılmıştık, ruhen bir arada ama eskinin yaratılmış öyküleri de abartılarak anlatılırken gerçeklikten uzaklaşmış ve eskinin yeniden yaşayacağı iyimserlik dışında bir arada olacağımıza dair her hangi bir şey söz konusu değildi...

Siyaset Yapma Tarzımız ve Verili Koşulların Önemi Üzerine

 


   Son dönemlerde kurumlarımızın yaptığı konferanslarda, basın açıklamalarında `Verili koşullar` dan bahsediliyor. Verili koşullardan kasıt, somut koşulların somut tahlili.

Ölümsüz(ümüz)dür NÂZIM HİKMET[1]

Pişman değilim yaşadıklarımdan,

öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.[2]

 

“Ew çend giringî pê bide jiyana xwe ku di/ heftêyem de jî wek mînak çandina darzeytûnê bibe// Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,/ yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin,” dizelerinin hakkını bir komünist gibi yaşayarak verdi. Eylül 1961’in Doğu Berlin’indeki, “sözün kısası yoldaşlar/ bugün Berlin’de kederden gebermekte olsam da/ insanca yaşadım diyebilirim,” demeyi de sonuna kadar hak etti…

Türkiye’de Durum: Çürüme ve “Çökme!”

Açıklama: Aşağıdaki makale Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Merkezi Yayın Organı Komünist’in Mayıs/2022 tarihli 76. sayısından alınmıştır.

İnsanî Mecburiyet(İmiz)dir Aşk[*]

 

 

“Güzelliğin beş para etmez,

bu bendeki aşk olmazsa.”[1]

 

Lev Tolstoy’un “Gerçekten aşk var mı?” sorusu bana hep itici gelmiştir; William Faulkner’in, “Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı,” tespiti gibi.

“Neden” mi?

Var olmayan şey soru(n) da ol(a)maz, ders kitaplarına da gir(e)mez…

SADAT

Son günlerde gündem olan SADAT ve Özel Savaş Şirketleri'ni, yeni yayınlanan “EMPERYALİST TÜRKİYE” (El Yayınları) kitabımda ele almıştım. Oradan kısa bir bölümü yayınlıyorum

Türk Tekelci Devleti’nin Paramiliter Gücü[1]

 

Yusuf Köse

TKP-ML -MKP: Cesaretimizin Sönmeyen Meşalesi Komünist Önder İbrahim KAYPAKKAYA Ölümsüzdür!

Dostlar, Yoldaşlar;

Bugün burada, ülkemiz devriminin önderini, kökleri asla sökülmemecesine toprağın derinliklerine işlemiş bir geleneğin yaratıcısı İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anıyoruz.

Bugün burada, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in usta bir öğrencisi olan komünist önderimizi anıyoruz.

İbrahim Kaypakkaya, Diyarbakır zindanlarında işkenceyle katledilmesinden bugüne kadar geçen 49 yıl içinde gerek mücadele yaşamı gerekse de ileriye sürmüş olduğu tezler nedeniyle güncelliğini korumaktadır.

Anlamak, Hatırlamak Zamanıdır Şimdi[*]

 

 

“-Prometheus: Ölüm kaygısından kurtardım ölümlüleri.

- Koro: Nasıl bir deva buldun bu derde karşı?

- Prometheus: Kör umutlar saldım içlerine.”[1]

 

O sadece kasketli değil; kasketin en çok yakıştığı insandı.

Benjamin Franklin’in, “Bazıları 25’inde ölür ama 75’ine kadar gömülmezler,” saptamasını tekzip eden bir mücadelenin, direncin, tarihin -ve elbette acının- adıydı.

KAZAKİSTAN İSYANI[*]

 

 

“Emekçi insanlığını,

ancak burjuvaziye nefret

ve isyanla kurtarabilir.”[1]

 

Eduardo Galeano’nun ifadesiyle, “Yine barış ve adalet haykırarak doğan yirmi birinci yüzyıl da, önceki yüzyılın izinden gitmekte”yken; BBC’ye bile, “Kıyamet filmlerinden çıkmış gibi”[2] dedirten bir fırtına koptu Kazakistan’da.

18 Mayıs… (Nubar OZANYAN)

Dağ başlarında yanan çoban ateşidir İbrahim Kaypakkaya. Yüreği, özgürlük ve eşitlik için çarpanların bilincinde ve öfkesinde yaşayandır. O daima hafızalarda korkusuz bir komünist, inançlı bir önder, unutulmayan bir direnişçi olarak yaşayacaktır.

Sayfalar