Cuma Mayıs 17, 2024

TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanlığı: “Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı cüret ve kavga ile anıyoruz!”

18 Mayıs 1973’te Amed işkecehanelerinde düşmanın her türlü insanlık dışı işkencelerine karşı “ser verip, sır vermeyen” duruşuyla düşman kalelerinde kızıl kaleler fetheden partimiz TKP/ML’nin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşı cüret ve kavga ile anıyoruz.

Kaypakkaya yoldaşı komünist önder kılan ülkede gelişen sınıf mücadeleleri, Çin Kültür Devrimi’nin ülkemiz halkı üzerinde yarattığı etkinin sonucu olarak, yeni bir dünya yeni bir gelecek için Kaypakkaya yoldaşın devrimci fikirleri üretmede yepyeni bir dönemin başlamasının maddi temellerini yaratır. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in bilimsel dünya görüşü ışığında sosyo-ekonomik yapı, sınıflar tahlili, Kemalizm tahlili, ulusal sorun, halk savaşı, devrimimiz ve temel görevlerimiz gibi temel meselelerde Türkiye-Türkiye Kürdistanı halkının kurtuluş yolunun güzergahını ortaya koymuştur. Kaypakkaya yoldaşı dönemin önderlerinden ayırt edici yanlarından biri, Kemalizm tahlilidir. Kemalizm’in halk kitlelerine, ezilen ulus ve milliyetlere uygulanan sömürü ve baskı olduğunu en berrak şekilde ifade etmiştir. Kemalizm’in gerici faşist ideolojinin temsili olduğunu ifade ederek reformist- revizyonist akımlardan ayrışmıştır.

Kaypakkaya yoldaşı dönemin önderlerinden ayırt eden ikinci bir yan ise; ulusal meseleye dair tezleridir. Türkiye’de sadece Türk ulusunun olmadığını, aynı zamanda Kürt ulusu başta olmak üzere azınlık milliyetlerin olduğunu kabul etmiş; çeşitli ulusların varlığını kabul etmekle yetinmemiş, ulusların tam hak eşitliği perspektifiyle Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı savunmuştur. Kürt ulusunun gerçek anlamda kurtuluşa ancak ve ancak Demokratik Halk Devrimi ile varacağı, bu görevin Proletarya Partisi’nin omuzlarında olduğunu bilimsel tezleriyle ortaya koymuştur. Kürt ulusuna uygulanan imha, inkar ve baskılara karşı Kürt Ulusal Hareketin faşist diktatörlüğe karşı yürüttükleri mücadelede demokratik muhteva taşıyan her türlü hak taleplerinin desteklenmesi gerektiğini en açık bir şekilde teorisi ve pratiğiyle somutlaştırmıştır. Bugün gerek Türkiye-Türkiye Kürdistanı gerekse de Rojava’da Proleterya Partisi’nin uyguladığı, önder yoldaşın çizdiği güzergahtır.

71 dönemin komünist ve devrimci önderleri; Kaypakkaya yoldaş, Mahir Çayan ve Deniz Gezmişlerin faşist diktatörlüğe karşı birbirleriyle dayanışma içerisinde olmaları halkımızın ve bizlerin bilincinde aynı dava uğruna mücadele etme, ortak mücadele örgütlülükleri oluşturma anlayışı yaratmıştır. Bugün bize bırakılan bu değerli miras Proletarya Partisi öncülüğünde halk kitleleri tarafından bir halk kültürü olarak yenilenmektedir.

Komünist önder yoldaşı andığımız bugün de 18 Mayıs 1977’de TC ajanları tarafından Antep’te katledilen Kürt Ulusal Hareketin kurucularından Haki Karer’i ve Antep, Amed’de başlayan, bugün dört parça Kürdistan’da sürdürülen Kürt ulusunun özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşen yoldaşları saygıyla anıyoruz. Anılarını demokratik halk devrimi gerçekleştirme sözüyle yineliyoruz.   

Katledilişinin 44. yıldönümünde önder yoldaşı anmak sadece bugünle sınırlı tutmuyoruz, tutulamaz da. Önder yoldaşı yaratan nesnel gerçeklerden kopuk anılamaz, yaşatılamaz. Tam da gelişen sınıf mücadelesinin içinde alınan politik-askeri taktiklerde anılır, yaşatılır. Bu nedenle önder yoldaşın bizlere devrettiği şanlı proleterya ideolojisini temsil eden partimizi korumak, büyütmek,  geliştirmek ve ideali olan demokratik devrim, sosyalizm ve komünizmi gerçekleştirme en temel görevlerimizdendir. Önder Kaypakkaya yoldaşa, halkımıza olan sorumluluğumuz bunu gerektiriyor.

Kaypakkaya yoldaşı anmak, yaşatmak; canını feda ettiği proleterya ideolojisini yaşatmaktır.

Önder yoldaşı yaşatmak;  Proletarya Partisi’nin politika ve taktiklerinin yaşam bulması için çaba harcamaktır.

Önder yoldaşı anmak; politik örgütsel görevlere sıkı sıkı sarılmaktır.

Önder yoldaşı anmak; onun çizdiği güzergahtan ilerlemektir.

Önder yoldaşı anmak; Vartinik kıvılcımını ülkenin dört bir yanına yaymaktır.

Önder yoldaşı anmak; halk savaşını büyütmektir.

Önder yoldaşı anmak; Aliboğazı’nda kahramanlık destanı yaratan 12’ lerin ayak izlerinden yürümektir.   

Komünist önderimiz Kaypakkaya yoldaş ölümsüzdür!

Aliboğazı şehitleri savaş yeminimizdir!

Mayıs ayı şehitleri ölümsüzdür!

Kahrolsun faşizm ve her türden gericilik!

Yaşasın halk savaşı!

42742

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Burjuvazi Parayı, İşçiler Ekmeği Düşünüyor

Burjuva sınıfı, daha fazla kar elde etmek için daha fazla alanı kontrol altına almak ve bunun için de daha fazla silahlanmak istiyor. Ağızlarında “barış” yok ve hiç bir zamanda “barış”  kelimesini tam anlamıyla kullanmadılar. “Barış” dedikleri anda da yine kafalarında savaş vardı.

Azami kar için birbirlerine karşı savaş açarken, savaşa sürdükleri askerler yine işçilerdi. Savaşta ölenler, bombalarla param parça edilenler, evleri yıkılanlar, göç yollarına  düşenler, burjuvaların egemenlik savaşında hiç bir çıkarı olmayan, ama, onlar vasıtasıyla sürdürülen bir savaş....

Sağlam proleter karakter örneği …Ali Asker YER

Pazar günü Stuttgart Arena Kültürhaus’da evgili yoldaşımız Ali Asker YER’in anma toplantısındaydık. Salon ve çevresi sevenleri ve yoldaşlarıyla doluydu. Bu sevgi seli hiç kimseyi şaşırtmadı, çünkü o gerçekten çok sevilen gerçek bir proleter devrimciydi. Onun yaşamından kareler içeren sinevizyon gösterimi sırasında salonu derin bir sessizlik ve hüzün kapladı, çok sayıda insanın gözleri ıslak ıslaktı. Hiç birimiz onun bu zamansız gidişine katlanamamıştık.

50. Yılın Deneyimi Newroz Ateşinin Görkemiyle1 MAYIS ALANLARINA!

Başta Kürt halkı olmak üzere Mezopotamya halklarının isyan ve direniş günü olan bir Newroz’u daha geride bıraktık. 8 Mart’ta kadınların dalgalandırdığı isyan bayrağı, 21 Mart Newrozlarında başta Kürt halkı olmak üzere Türkiyeli işçi ve emekçilerin kitlesel ve coşkulu eylem ve mitinglerine sahne oldu. 2020 Newroz’u salgın bahane edilerek yasaklanmış, 2021 Newroz’u salgının etkisi altında kalmıştı.

2022 Newroz’u ise gerek Kürt ulusunun artan özgürlük talebi ve gerekse de yaşanan ekonomik krizin derinleşen etkisiyle görkemli bir katılıma neden oldu.

Bizim keko, Mazlum (Nubar OZANYAN)

5 Nolu Zindan’da günler geçmek bilmiyor, işkencenin dozajı akıl almaz sınırlara dayanıyordu. Ağır işkence altında dayanamayıp itirafçılaşan ve ihbarcılaşanların sayısı artıyordu. Süreç, yıkıma ve ihanete doğru gidiyordu. Her yan umutsuzluk ve karamsarlık doluydu. Öldüresiye işkenceleri göze alarak bir merhaba, bir ses ve bir gülüş yollamak, o günün koşullarında direnişin ilk adımı oluyordu.

Mahkemelerin işkenceci, işkencecilerin ise yargıç olduğu bir dönemi yaşarken Mazlum Doğan arkadaş bir şeyler yapmanın yol göstericisi oldu.

Oyuna gelen savaşmak zorunda kaldı.[ismail cem özkan]

Rusya Ukrayna’yı işgal etti ve büyük bir zafiyet ile karşılaştı. Evdeki hesap savaş alanına uymadı ve haftalardır işgal ettiği toprak parçası dağın fare doğurması kadar, Rusya bir arpa boy yol alamadı...

Peki, bunda en büyük rol / sorun nedir?

Savaş bir örgütlenme modelidir. İyi örgüt olursanız savaşı yürütürsünüz...

Peki, örgütlenme ya da örgüt nedir?

Hep anlatılan saç ayakları vardır, genelde üç rakamlı ile başlar cümleye…

Para, istihbarat, lojistik…

Peki, Rusya üç saç ayak konusunda konuda ne kadar başarılı?

Zelenskıy Halk Kahramanı mı? (Monika Gärtner-Engel )

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskıy, Ukrayna savaşında Rusya Devlet Başkanı Valdemir Putin'in tam tersi gibi görünüyor.  Putin alaycı bir soğuklukla ortaya çıkıyor. KGB'nin eski bir gizli servis subayı olarak, acımasız kararlarını her zaman tek başına sunan, güç takıntılı bir emperyalist tekel politikacısıdır. Şu anda 12.000'den fazla barış göstericisini tutukladı ve Halep'te (Suriye), Grozni'de (Çeçenistan) veya şimdi Ukrayna şehirlerinin bombalanmasında insanlık dışı savaşı temsil ediyor.

Bu 8 Mart bir başka olacak! – Ayfer Polat

Türkiye’de giderek derinleşen ekonomik krizle birlikte artan yoksullaşmaya paralel ciddi bir hak arama mücadelesi işçi emekçi eylemleri, grevler dalga dalga yayılmakta, elektrik faturalarını ödeyemeyen kitleler, “Geçinemiyoruz” diyerek meydanlara dökülüyor.  2022 daha şimdiden işçi ve emekçilerin hak arama mücadeleleri ve bu mücadeleden doğacak kazanımların damgasını vuracağı bir yıl olacağını söylemek mümkün.

Devrimci Teori ve Komünist Partisi

"Nesnel gerçekliği yansıtmayan, pratiğin çelişmelerini doğru olarak saptayamayan ve pratiğin önüne doğru çözüm önerileri getiremeyen teori de, pratiği değiştirmeye ve devrimci tarzda ilerletmeye yetmeyecektir. "

Öncü savaşçı rolünün –der Lenin- ancak en ileri teorinin kılavuzluk ettiği bir parti ile yerine getirebileceğini belirtmek istiyoruz.” 1

Emperyalist savaşa karşı halkların aktif direnişi için ileri

Emperyalist savaşa karşı barış daha güçlüdür. Çünkü dünya işçi sınıfı ve ezilen halklar barıştan yanadır. Savaş isteyen ve savaş çıkaran ise bir avuç emperyalist tekeller ve onların emperyalist devletleridir.

Rus emperyalistlerinin Ukrayna’ya işgal amaçlı askeri saldırıları, peşinden nükler tehditler, başta, baş savaş kışkırtıcısı ABD olmak üzere Batılı emperyalistlerin ve bunların savaş örgütü NATO’nun savaşı körükleyen çabaları, aşırı silahlanmaları, dünya halkaları için büyük bir yıkımın hazırlığının göstergeleridir.

Enflasyon: İşçilerden Alıp Tekellere Daha Fazla Aktarımdır

Arif Alıç

Bütün geçmiş tarih göstermektedir ki, para değerinde ne zaman böyle bir düşme olsa, kapitalistler hemen işçileri aldatmak için bu fırsattan yararlanmaya bakarlar.” Marx[1]

Burjuva medyası, liberal ekonomistler her ne kadar bağırıp çağırsalar da kapitalist sistemde enflasyonun anlamı; işçilerden daha fazla alıp tekellere aktarımdır. Yani, işçi sınıfı ve emekçilerin daha fazla soyulmasının resmi adıdır, enflasyon.

Emperyalist Savaş, Menteşeleri Sökülmüş “Göreceli Barış” Kapısını Zorluyor

“Emperyalist savaş tehlikesinin kapıya dayandığını, gelinen aşamada bugün hemen hemen herkes –burjuvazinin yayın organlarından The Economist de dahil- gizleyemiyorlar. Bunlar emperyalist savaşın ekonomik nedenlerini gizleyip, karşıtı olduğu emperyalist gücün saldırganlığına bağlarlar.

“… kapitalizmin nesnel gerçekliği, bizi emperyalist savaşın bütün koşullarının – bütün temel çelişmelerin keskinleşerek- olgunlaştığına götürüyor. Stalin, 2. Emperyalist savaşın gelişini 1927 yılında açıklamıştı. 

Sayfalar