TKP/ML TİKKO savaşçısı Mehmet;“Rojava’daki deneyim Türkiye’deki devrimi etkileyecek!”
Rojava’da gerçekleştirilen röportajların yayımlandığı Almanca’ya çevrilerek yayınlandığı “Rojava Report” isimli dergide yer alan röportajlardan birinde konuşan TKP/ML TİKKO savaşçısı Mehmet “Bizler ülkemizde kırlardan şehirlere halk savaşını savunuyoruz. Rojava’da ise şehir savaş pratiği edindik. Bu savaş bizlere savaş taktikleri konusunda yeni fikirler sundu. Bu pratikleri ülke devrimine kanalize ettiğimiz zaman ciddi başarılar elde edilebileceğimizi düşünüyoruz” dedi.
- Biraz kendinden bahseder misin? Nereden geldin ve hangi oluşumda yer alıyorsun? Seni buraya ne getirdi?
- Adım Mehmet ve emekçi bir ailenin çocuğuyum. Buraya gelmeden önce üniversite öğrencisiydim. TKP/ML’nin çağrısından sonra İstanbul’dan Kobanê’ye geldim.
Türk devleti Kürt ulusu üzerinde aşırı bir baskı uygulamakta, bu özellikle Rojava’da hissediliyor. Çok açık ki Türk devleti IŞİD’i destekledi. Desteklemesinin sadece bir nedeni var o da Kürt ulusunun özgürlük hamlesini bastırmak. Biz komünistler Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını savunuyoruz. Bu nedenle Rojava’da Kürt halkının hakları için burada da mücadele yürütüyoruz.
- Hangi siyasi ve askeri deneyimleri yaşadın burada?
- Buraya gelmeden önce sadece sokak eylemliliklerine katılmıştım. Askeri eylem olarak tanımlanabilecek havai fişek, molotof, sapan kullanma dışında bir deneyimim olmadı. Buradaki yani Rojava’daki mücadele, bana silah kullanma fırsatı verdi. Tabii ki buradaki deneyim Türkiye’deki devrimi etkileyecek. Bizim esaslı hedefimiz Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’dır.
- Peki şimdiki strateji nasıl olacak, Rojava’daki savaştan sonra?
- Rojava’daki hedef özerkliği kurmak. Suriye’de halen savaş söz konusundur. Bizler buradaki özerkliği destekliyoruz. Fakat ben eşitliğin olacağını sanmıyorum. Sonuç itibariyle halk bir referandumla kendisi karar verecek. Belki Kürtler Suriye’de birlikte yaşamak istemiyorlar. Bu sadece demokratik bir oylama sonrası ortaya çıkar. Bizler her zaman sınıf farklılıklarını kaldırmak için mücadele yürüteceğiz.
- Sen genel anlamda ve Rojava’ya ilişkin ne tür deneyimler kazandın?
- Ben Kürtleri, Rojava’yı , PYD’yi ve IŞİD çetelerini yakından tanıdım. Ben IŞİD’in katliamlarını ve Suriye devletinin Kürt ulusu üzerindeki baskısını yaşadım. IŞİD’in saldırıları öncesi Kürt halkı ambargo altında tam 4 sene yaşadı. Özgür Suriye Ordusu’nu ve El Kaide saldırılarını unutmamamız gerekiyor. Buradaki insanlar her zaman saldırı altında. Ortadoğu’daki baş mimarı emperyalistlerdir. Saldırılar emperyalistler tarafından sürdürülmekte.
- Türkiye’deki askeri ve siyasi durum nasıl değerlendiriliyor?
- TKP/ML, 45 yıldır askeri deneyimlere sahip. Biz burada IŞİD’e karşı şehirde savaştık. IŞİD burada birçok şehri fethetmişti, ilk yenilgileri Kobanê oldu. Bu savaştan sonra bizler gerçeği ve IŞİD yenilgisini gördük. Bu çok güçlü bir deneyim. Bizler ülkemizde kırlardan şehirlere halk savaşını savunuyoruz. Rojava’da ise şehir savaş pratiği edindik. Bu savaş bizlere savaş taktikleri konusunda yeni fikirler sundu. Bu pratikleri ülke devrimine kanalize ettiğimiz zaman ciddi başarılar elde edilebileceğimizi düşünüyoruz.
- Enternasyonal devrimcilere neler iletmek istiyorsun?
- Siyasi olarak Rojava’daki savaş ''emperyalistlerin kötü çocuğunun'' çarpışmasıydı. Bu dünyadaki IŞİD barbarlığına karşı bir reaksiyondu. Bu savaş her bir ülke sınırından geçti ve her ülkeye yansıdı. Kendisini Marksist olarak tanımlayan herkesin bir şeyler hissetmesi gerekir. Emperyalizme karşı direnci yaşadığımız şehirlerde göstermek gerekiyor. Bu emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı en iyi cevap olacaktır.
Son Haberler
Sayfalar
ADİLOŞ BEBE'DEN , MİRAY BEBE'YE
''..bunlar, engerekler ve çıyanlardır,bunlar, aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, tanı bunları , tanı da büyü...'' diyerek Kürt halkının çocuklarının henüz kundakta başlayan acı ve dramını anlatan Ahmet Arif'in şiirine yansıyan gerçekleri hiç değişmeden bugün de aynen Miray bebek şahsında yaşıyoruz.Ama maalesef daha tanımadan öldürüldü.
Önce eşitlik, sonra Kardeşlik! DTK Kongresi ve Özerkliğe dair
Osmanlının son sürecinde ortaya çıkan ittihat ve terraki adlı Jön Türk hareketi olan milliyetçi türkçü akım önce 1915 Ermeni/ Süryani soykırımını gerçekleştirmiş ve 1920 TC`nin kuruluşunun hemen sonrasında da TKP Önderleri Mustafa Suphi,Ethem Nejat ve yoldaşlarını hunharca Karadeniz sularında katlettirmiş ve 1925 den bu yana da Kürtlere karşı imha ve inkar politikalarına girişmiştir.
TKP/ML: “Ölüm; Özgürlük, Devrim Ve İdeallerimiz İçin” Diyenlere Bin Selam Olsun!
“Al, yüreklerinden bir parça koy yüreğine
kokuları serin bir bahar rüzgarı gibi
çek içine.
şafak vakti dağın ardında selamla onları
söz ver,
başarılacak de,
de ki gülümsesinler
de ki arkada kalmasın gözleri.”
Türk, Kürt Uluslarından Ve Çeşitli Milliyetlerden Emekçi Halkımıza;
Soykırımın yeni adı: "Kürtleri Çökertme-Çöktür."
Faşizm her coğrafyada aynı karakteristik özelliklere sahiptir. Çünkü aynı ideolojik kaynaktan beslenmekte, yasalar çıkarmakta, yürürlüğe koymakta, katliam ve soykırımlar yapmaktadır. 12 Eylül askeri faşist yasalarıyla yönetilen sözde parlamenter sistem, 12 Eylül faşizminin devam ettiricisidir. Bugün artık ülkemizde faşizm tanımı üzerinde tartışmanın bir gerekliliği yoktur ve kalmadı da. Faşizm bir devlet biçimidir. Faşizme, faşist zulme, baskıya katliamlara karşı çıkan herkes ," düşman, hain, terör yandaşı, terörü destekleyen güruh" olarak damgalanmaktadır.
Faşizm kadın devrimcilerden intikam alıyor - Ziya Ulusoy
Erdoğan faşizmi, generalleri ve polis şeflerini, kadın devrimcilerin katledilmesine seferber etti.
Yalnızca son aylarda İstanbul'da Günay, Dilek, Dilan,Yeliz, Şirin, Kürdistan'da Güler, Sakinelerin öldürülüşünün yıl dönümünde Seve, Fatma, Pakize yoldaşları katletti. Ayrıca, çocuk büyük demeden çok sayıda kadını da kuşatma altına aldığı Kürt ilçelerinde öldürdü.
Ergenekoncu Perinçek Faşizmin Kelle Avcılığına soyundu
Türkiye devrimci hareketine elli yılı aşkın musallat olan, bir koluna Kemalist faşizmi takan, diğer koluna ise devrimcileri takmaya çalışan Doğu Perinçek devletin en sadık elamanı, akıl hocası ve tetikçisidir. Bugün teorik faşizmin ve devletin teorisyenliğini yapan karşı devrimci faşist güruhun başını çeken çok önemli bir elemanıdır. Geçmişte İbrahim Kaypakkaya’yı öldürtmek istemiştir. Ama görevlendirdiği kişiler Kaypakkaya'yı tanıyan, Kaypakkaya’ya güvenen çıkınca Perinçek ve ekibinin katletme planı tutmamış, boşa çıkarılmıştı. İrfan Çelik bu komplonun canlı tanığıdır.
Proletarya Köylünün Barbarlığı
Ah okuyucu ah...
Biz eski üretim ilişkilerine dayalı proletarya köylülerin zamanı tükendi.
Hiç birimizin cebinde yaramıza mehlem olacak ilaç yok. Vicdanlarına sığınmaktan başka.
Neyse bu işin felsefi yönü.
Keşkem karşımızda işin felsefi yönü olsaydı.
Stenbaldan girer markstan çıkar işin vicdansızlık yönünü şah mat eder bizde çıkardık kerametine değil mi ?
Lakin dediğim gibi karşımızda işin işin felsefi yönü yok.
Karşımızda üretim ilişkisi değişse de eski üretim ilişkilerinin ortaya çıkardığı kurarlar çerçevesinde hareket eden insanlar var.
Faşizmin daha karanlık günlerini yaşamak istemiyorsak Kürt ulusunun direnişine destek ver!
Sınıflar mücadelesi zamanın gidişini değiştirebilir ama mevcut koşullar, şartlar olgunlaşmadan devrimci sınıfların zamanı kendi lehlerine çevirmesinin mümkünü yoktur. Her toplumsal altüst oluş o günkü şart ve koşullardan ayrı değildir, birbirlerini tamamlarlar. Kısacası, kendiliğindenciliğe düşmeden, kendini veya düşmanı olduğundan çok abartmadan, içinde bulunduğumuz objektif ve sübjektif durumu iyi değerlendirmek gerekiyor.
Dişe diş dövüşülmeden kazanılmaz
Dünyada tüm savaşlar, sınıfların birbiriyle savaşıdır. Sınıflararası savaşım gibi görülmeyenlerin gerisine bakıldığında ise, yine sınıflararası çelişmelerden doğdukları görülecektir.
Batının Sessizliği ve Devrimci Direniş Cephesi /Umut Munzur
Kürt Özgürlük Hareketini, oyalama ve aldatmaya dayalı sürdürülen tasfiyeci saldırı duvara toslamıştır. Başta Kürt gençliği olmak üzere bir bütün Kürt halkı AKP/Saray kliğinin saldırılarını hendek ve barikatlarla durdurmayı, ilan ettiği öz yönetimleri hayata geçirme pratiğini, büyük bedeller ödeyerek sürdürmektedir. Devrimci direniş çizgisi, Kürt kasabalarını ve ilçelerini aylardır savunmaktadır. Onbinlerce özel harekât, polis ve askerin tanklarla ve ağır silahlarla kuşatmaya aldığı Kürt kentleri muazzam bir direniş sergilemektedir.
ՇՆՈՐՀԱՒՈՐ ՆՈՐ ՏԱՐԻ ԵՒ Ս. ԾՆՈՒՆԴ
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN
SERSALA WE PİROZ BE 2016
Katliam,acı ve gözyaşı ile dolu bir yılı geride bırakırken 2015 Kara bir yıl olarak tarihe geçti.Ortadoğu coğrafyasından hiç eksik olmayan savaş rüzgarları ivmesini her geçen gün artarak yükselirken faturasını ezilen halklar çok ağır koşullarda ödemektedir.